Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/125 E. 2023/1412 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/125
KARAR NO : 2023/1412

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/09/2020
NUMARASI : 2016/493 Esas 2020/412 Karar

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 12.10.2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 12.10.2023

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.09.2020 tarih 2016/493 Esas 2020/412 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 28.03.2016 tarihinde, davalı şirket tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı, dava dışı …’a ait ve dava dışı …’un sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarptığını, müvekkilinin aracının çarpmanın etkisiyle kontrolünü kaybederek yolun sağında bulunan boşluğa düştüğünü, İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/54 D.İş sayılı dosyasında araçtaki toplam hasar miktarı, değer kaybı, onarım süresi ve ikame araç zararının tespit edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL hasar bedeli tazminatın davalı şirketten dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, ayrıca tespit dosyası kapsamındaki masraf ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 03.07.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 19.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacı tarafça başvuru şartının yerine getirilmediğini, yetkili mahkemenin müvekkili kooperatifin yerleşim yeri olan Beykoz Mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirketin poliçeden dolayı sorumluluğun sigortalının kusuru oranında olmak üzere maddi zararlarda araç başına azami 29.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, kusur durumunun ve davacıya ait araçtaki hasar bedelinin tespitinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla değer kaybına ilişkin talepler doğrudan zarar niteliğinde olmadığından teminat kapsamında olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafça sigortalanan araç sürücüsü dava dışı …’un kazanın meydana gelmesinde KTK’nın 56/a maddesi uyarınca %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacının ise kusurunun bulunmadığı, davacıya ait kamyonetin onarım bedelinin yedek parça ve işçilik olmak üzere KDV dahil toplam 43.375,43 TL, aracın kaza tarihi itibariyle piyasa rayiç değerinin ise 30.000,00 TL olduğu, aracın onarımının ekonomik olmadığı, pert kabul edilmesinin uygun olacağı, sovtaj değerinin 10.000,00 TL olduğu, böylece toplam hasar miktarının 29.000,00 TL – 10.000,00 TL = 19.000,00 TL olduğu, davacı aracının ticari araç olması nedeniyle ticari faiz talebinde bulunabileceği gerekçesiyle, 19.000,00 TL hasar bedeli alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, bilirkişi raporunda araç rayiç değerinin hatalı tespit edildiğini, davaya konu aracın daha önce 5 adet kayıtlı kazasının bulunduğunu, bu kazalardan birinin ağır hasar ile neticelendiğini, 12.06.2015 tarihli kazada araç kilometresi 140.810 iken rayiç değerinin 33.000,00 TL olarak eksper raporunda belirtildiğini, pert olan bir aracın rayiç değerinde minimum %25 oranında bir düşüş olacağını, 12.06.2015 tarihli kazada 33.000,00 TL olan rayiç değerinin, 28.03.2016 tarihli kazadan sonra azami 24.000,00 TL civarında olması gerektiğini, oysa bilirkişi raporunda bu değerin 29.000,00 TL olarak çok yüksek baz alındığını, itirazlarının dikkate alınmadığını, müvekkili şirkete ihbar yapılmadan dava açıldığını, tespit davasının açılmasına müvekkili şirketin sebebiyet vermediğini, tespit davasının yargılama giderlerine hükmedilmesinin hatalı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeniyle davacının aracında oluşan zararın, karşı aracın ZMMS sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı … plakalı araç ile davacıya ait … plakalı kamyonetin karıştığı trafik kazası nedeniyle davacının aracı zarar görmüştür. Dosya kazandırılan kusur ve hesap bilirkişi raporu ile olayın oluşumunda dava dışı sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında asli ve tam kusurlu, davacının ise kusursuz olduğu, kaza tarihinde aracın mevcut haliyle ikinci el rayiç değerinin 29.000,00 TL, araçta oluşan gerçek zararın tamir bedelinin KDV dahil 43.375,43 TL olduğu, aracın tamirinin ekonomik olmaması göz önüne alındığında pert olarak kabul edilmesi gerektiği, sovtaj değerinin ise 10.000,00 TL olduğu, aracın davacıda kalması dikkate alındığında davacının talep edebileceği hasar bedelinin 19.000,00 TL olduğu ve aracın pert olarak kabul edilmesi nedeniyle değer kaybı oluşmayacağı tespit edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.(Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve2011/17-142 E. – 2011/411 K., 22.2.2012 tarih ve 2011/17-787 E. – 2012/92 K., 16/1.2013 tarih ve 2012/17-1491 E. – 2012/411 K. ve Yargıtay 17. HDBnın 20/05/2013 tairh ve 2012/8984 E. – 2013/7276 K. sayılı ilamları) Dolayısıyla, trafik kazası nedeniyle davacının zararından davalı sigorta şirketinin, sigortalı sürücücünün kusuru oranında sorumlu olduğunu amirdir. Zararın poliçe kapsamı dışında kaldığı hususunda ispat külfeti davalı sigorta şirketi üzerinde olup, sigorta şirketinin zararın poliçe kapsamı dışında kaldığını somut deliller ile ispat etmesi gerekir.
Sigorta şirketi poliçeden kaynaklanan tazmin borcunu yerine getirirken gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğundan, aracın onarımı yapılsın ya da yapılmasın onarıma ilişkin fatura olsun ya da olmasın hasar bedeli üzerinden hesaplanan KDV’yide zarar görene ödemek zorundadır. (Yargıtay 17 HDB’nın 05.06.2014 tarih ve 2014/9038 E. – 2014/9078 K. sayılı ilamı) Yine, hasar bedeli, araç rayicinin %50’sini aştığı durumlarda aracın tamirinin ekonomik olmadığı açıktır. Bu durumda, araç pert total kabul edilerek aracın sovtaj bedeli de belirlenmek sureti ile hasarsız piyasa rayici ile sovtaj bedeli arasındaki farkın hasar miktarı olarak belirlenmesi gerekir.(Yargıtay 17. HDB’nın 18.05.2016 tarih ve 2016/3196 E. – 2016/6047 K. sayılı ilamı)
Davacının ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin aksine; dosya kapsamında yer alan davacının aracının önceki kazalarına ilişkin tramer kaza ve hasar bilgileri esas alınmak suretiyle aracın kaza tarihindeki mevcut hali ile kazadan önceki ikinci el rayiç fiyatının tespit edilmesi ve tespit edilen bedelin piyasa koşulları, emsal araç fiyatları ile uyumlu ve makul olması karşısında; raporda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, kusur ve hasarın anılan ilke ve esaslar ile örtüşecek şekilde olayın oluş şekli ve dosya kapsamına uygun olarak belirlenmesine, aracın ikinci el ve sovtaj bedelinin piyasa rayiçlerine göre belirlenmesine, araç pert kabul edilerek sovtaj bedelinin aracın kaza tarihindeki ikinci el rayiç bedelinden indirilmesine, bakiye miktarın poliçe limiti dahilinde hüküm altına alınmış olmasına, zararın poliçe kapsamı dışında kaldığının davalı sigorta şirketi tarafından somut deliller ile ispat edilememiş olmasına, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakla, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.297,89 TL’den peşin alınan 325,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 972,89 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,

Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12.10.2023