Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1225 E. 2021/916 K. 03.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1225
KARAR NO : 2021/916

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21.06.2021
NUMARASI : 2021/368 Esas
TALEBİN KONUSU : İhtiyati tedbir
KARAR TARİHİ : 03.09.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03.09.2021

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.06.2021 tarih 2021/368 E. sayılı ara kararlarının Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekili, ihtiyati haciz kararına istinaden davalı tarafından İzmir 1. İcra Dairesi’nin 2021/4402 E. sayılı dosyası ile müvekkilleri aleyhine ihtiyati hacze başlandığını ve müvekkili firmanın bulunduğu adrese fiili olarak 28.04.2021 tarihinde hacze gelindiğini, haciz kararının müvekkillerinin yokluğunda verildiğinden, ihtiyati haciz kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğuu, karara itiraz ettiklerini, müvekkillerinin davalıyı tanımadığını ve davalıyla aralarında herhangi bir ticari ilişki ile borç bulunmadığını, davaya ve takibe konu senedin müvekkillerinin rızası dışında davalının elinde bulundurduğunu, senet fotokopisinin ön yüzü incelendiğinde senedin 25.12.2020 ödeme tarihli keşidecinin müvekkili şirket, kefil sıfatı ile şirket ortağı …’ın bulunduğunun ve lehtarın şirket ortağı … olduğunun görüldüğünü, senedin müvekkillerinin ticari ilişkiye girdiği dava dışı 3.kişiler için teminat amacıyla verilen senetlerden biri olup TTK kapsamında bono niteliğine haiz olmadığını, müvekkili şirketin keşideci olup, kefil ve lehtarın yine aynı şirketin ortağı olması göz önüne alındığında, işbu senedin tamamen teminat amaçlı hazırlanan bir senet olduğunu, bu sebeple TTK kapsamında geçerli olmayan bir bonoya istinaden müvekkillerinin herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürerek, davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine ve senedin iptaline karar verilmesini talep ettiği davada, müvekkilleri aleyhine icra takibi yapılmamasına, açılan takip olması halinde takibin durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmesini istemiştir. ta beyan ederek öncelikle icra takibinin tarafları aleyhine daha büyük zararlara yol açmaması amacıyla uygun görülecek teminat miktarı yatırılarak işbu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile müvekkilleri aleyhine icra takibi yapılmamasına, açılan takip olması halinde takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde ; İİK’ nın 72/3 maddesindeki düzenlemeye göre, icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, ancak, borçlunun gecikmeden doğan zararlarını karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesinin istenebileceği, icra takip tarihinden sonra menfi tespit davası açıldığından takibin durdurulması talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle, icra takibinin durdurulması talebinin reddine , %15’i oranında teminatın mahkeme veznesine yatırılması halinde veya bu tutarda teminat mektubunun sunulması halinde İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2021/4402 Takip sayılı dosyasında icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir
Karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekili, dava dilekçesindeki iddialarını tekrarlamış ve menfi tespit davasının icra takibinden önce açıldığını, davalı tarafça İzmir 1. İcra Dairesi’nin 2021/4402 E. Sayılı dosyası ile müvekkiller aleyhine ihtiyati hacze başlandığını ve müvekkil firmanın bulunduğu adrese fiili olarak 28.04.2021 tarihinde ihtiyati hacze gelindiğini, davalı tarafça ihtiyati haciz dosyasının tamamlama işlemi süresi içerisinde yerine getirilmediğini, ayrıca 30 Nisan 2021 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 7318 sayılı Kanun ‘un 15.maddesinde; ”30.4.2021-31.5.2021 tarihleri arasında (bu tarihler dahil) vadesi gelen kambiyo senedine dayalı alacaklar hakkında bu tarihler arasında icra iflas takibi başlatılamayacak, ihtiyati haciz kararı verilemeyecek, başlamış olan takipler duracaktır.” hükmü doğrultusunda ,davalının 31.05.2021 tarihinden önce takip açmasının hukuken mümkün olmadığını, ihtiyati hacze konu olan senete ilişkin daha sonra 04.05.2021 tarihinde icra takibi başlatıldığı davalı tarafça iddia edilmiş olsa da, söz konusu takip için icra dairesine davalı tarafça 01.06.2021 tarihinde talepte bulunulduğunu ve talebin icra dairesince 02.06.2021 tarihinde kabul gördüğünü, 03.06.2021 tarihli ödeme emrinin, tarafına 19.06.2021 tarihinde e-tebligat yoluyla ulaştığını, ödeme emri tarihinin de dava konusu icra takibinin yasal süre olan 31.05.2021 tarihinden önce açılmadığın da somut örneği olduğunu, bu tarih ve işlemlere göre, davanın icra takibinden önce 28.05.2021 tarihinde açıldığından, davadan sonra açılan takibinde tedbiren durdurulmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, taükibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir istemlidir.
İİK .72.maddesine dayanılarak, menfi tespit istemli açılan davada, davalı tarafından kambiyo senedinden kaynaklanan alacağı için, davadan önce mahkemeden alınan ihtiyati haciz kararına istinaden İzmir 1. İcra Dairesi’nin 2021/4402 E.sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin, ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesi talebi, ilk derece mahkemesince, İİK ‘ nın 72/ 3. maddesindeki düzenleme nedeniyle red edilmiştir.
İİK’nın 72/3 maddesinde; “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Yaşanan pandemi sürecinin ekonomiye olumsuz etkisi nedeniyle, 30 Nisan 2021 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 7318 sayılı Kanun ‘un 15.maddesinde; ”30.4.2021-31.5.2021 tarihleri arasında (bu tarihler dahil) vadesi gelen kambiyo senedine dayalı alacaklar hakkında bu tarihler arasında icra iflas takibi başlatılamayacak, ihtiyati haciz kararı verilemeyecek, başlamış olan takipler duracaktır.” hükmü getirilmiştir.
Yukarıda anılan madde hükmü yürürlüğe girmeden önce, davaya ve icra takibine konu senedin vade tarihinin 25.12.2020 olması nedeniyle, davalı tarafından , mahkemeden alınan ihtiyati haciz kararına istinaden icra takibi başlatıldığı,Uyapta takip açılış tarihinin 21.04.2021 olarak kayıtlı olduğu, 21.04.2021 tarihli Tahsilat Makbuzunda 200,00 TL gider avansı yatırıldığı,22.04.2021 tarihinde icra müdürülüğünce haciz ihbarnamelerinin düzenlendiği, 27.04.2021 tarihli Sayman Mutemet Alındı Belgesine göre haciz ve satış harcının tahsil edildiği,davalı alacaklı vekilinin 29.04.2021 tarihli talep dilekçesi ile, ihtiyati haciz kararını istinaden başlatılan icra takibinin katiye çevrilerek ödeme emrinin gönderilmesini talep ettiği ve 29.04.2021 tarihli Sayman Mutemet Alındı Belgesine göre başvurma ve peşin harcının tahsil edildiği, icra müdürlüğünce 30.04.2021 tarihinde alınan kararda alacaklı vekilin talimat yazılması talebinin değerlendirilerek talep gereği işlemin ifasına karar verildiği, takibe konu senedin vade tarihinin madde hükmünde belirtilen tarih aralığı içerisinde bulunması nedeniyle, icra takibinin durdurulduğu, davalı tarafça, icra takibi yasağının sona erdiği gün olan 01.06.2021 tarihinde , dosyanın katiye çevrilerek takip talebi ile birlikte borçlulara ödeme emrinin gönderilmesinin istendiği,03.06.2021 tarihinde ödeme emrinin gönderildiği, eldeki davanın 28.05.2021 tarihinde açıldığı görülmektedir.
İcra talep formu 21.04.2021 tarihinde alacaklı vekili tarafından düzenlenmiş ise de, başvurma ve peşin harç 29.04.2021 tarihinde yatırılmıştır. Formun düzenlediği ve harcın yatırıldığı tarih 7318 sayılı Yasanın yürürlük tarihinden öncedir.
İİK’ nın 72 maddesinde, menfi tespit davasından önce başlatılmış icra takibi bulunması durumunda, icra takibinin durdurulması düzenlenmiş olup, haciz işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığı, ödeme emrinin düzenlenme tarihi ve usule uygun düzenlenip düzenlenmediği gibi icrai işlemlerle ilgili ayrıca bir düzenleme bulunmadığından, davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen davacılar yönünden istinaf karar harcı olan 97,70 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 38,40 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen davacılardan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile ihtiyati tedbir isteyen davacıların yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.03.09.2021