Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1224 E. 2021/903 K. 03.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1224
KARAR NO : 2021/903

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10.06.2021
NUMARASI : 2020/645 Esas

İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZ EDEN

TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbirin Kaldırılması
KARAR TARİHİ : 10.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03.09.2021

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.06.2021 tarih 2020/645 Esas sayılı ara kararı Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep eden davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, dava konusu edilen 28.11.2020 tarihli ve 250.000,00 TL bedelli çekteki imzanın müvekkili şirket temsilcisine ait olmadığını ileri sürerek açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile 28.11.2020 keşide tarihli, 250.000,00 tl bedelli çekin davalı tarafından bankaya ibrazında hesapta tam olarak karşılığının bulunması halinde ödenmemesi ve bloke edilmesi konusunda ihtiyati tedbir konulmasına, söz konusu çekin davalı tarafından icra takibine konu edilmesi halinde takip tarihinin dava tarihinden sonra olduğunun anlaşılması durumunda icra takibinin tedbiren durdurulmasına, diğer ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İTİRAZ : İhtiyati tedbirin kaldırılmasını isteyen davalı vekili, davalı tarafın İstanbul 32.İcra Müdürlüğünün 2020/26561 E.sayılı dosyasında çekten kaynaklı alacaklı olduğunu, mahkemece çekin olmaması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verildiğini, ancak çekin kendilerinde olup ekte sunduklarını ileri sürerek ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece 28.01.2021 tarihli ek karar ile davalı tarafça 7 günlük itiraz süresi içerisinde ihtiyati tedbire itiraz edilmediği gerekçesiyle itirazın süre nedeniyle reddine karar verilmiş, ihtiyati tedbirin kaldırılmasını isteyen davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 2021/522 E.2021/508 K. Sayılı kararı ile ” Davalı vekilinin 13.01.2021 tarihli dilekçe içeriğine göre çekin kendilerinde olup ekte sunduklarını ileri sürerek ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep ettikleri ve buna göre bu istemin HMK 394.maddesi gereğince tedbire itirazdan ziyade yargılamaya devam olunduktan sonra durum ve koşulların değişmesi sonucu çekin kendilerinde olduğu ve takibe konu edildiği ileri sürülerek yargılama aşamasına göre durumun değerlendirilerek tedbirin kaldırılmasına yönelik bir istem olduğu, mahkemece davalı tarafın tedbirin kaldırılması içerikli dilekçesinin derdest davada durum ve koşulların değişmesi sebebiyle ileri sürülen ve HMK 396.madde gereğince talep edilen bir talep olarak değerlendirilip dosyaya sunulan deliller gözetilerek bu yönde dosya kapsamına uygun bir şekilde tedbirin kaldırılması talebinin değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek talebin HMK 394.maddesi gereğince ilk tesis edilen tedbire itiraz niteliğinde vasıflandırılarak süre yönünden reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığı” gerekçesiyle davalı tarafın esasa ilişkin itirazları incelenmeksizin tedbirin kaldırılması talebinin değerlendirilerek bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilmiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI SONRASI İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece yapılan inceleme sonunda, dava konusu edilen çekten kaynaklı davacı tarafça yapılmış şikayet neticesi İzmir CBS soruşturma dosyasının halen devam ettiği, dava konusu çekin İstanbul 32. İcra Dairesi’nin 2020/26561 Esas sayılı dosyasına konu çek olması sebebiyle ileri sürülen iddialar göz önüne alındığında ihtiyati tedbir kararı verilmesinden sonra mevcut dava dosyası kapsamında ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını gerektirecek bir hususun olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep eden davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbirin kaldırılmasını talep eden davalı vekili, HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde belirtilen ihtiyati tedbir kararının yasal koşullarının oluşmadığını, alelade bir talep üzerine ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, kanunda belirtilen şartların varlığı gerektiğini, davacının taleplerini ispatlar nitelikte resmi bir belge veya başkaca kesin bir delil ibraz edemediğini, davacının davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak dahi ispat edemediğini, davaya konu çekin icra dairesinde muhafaza edildiğini, mahkemenin tedbir kararının verilmesi sonucunda oluşacak zararları değerlendirmediğini, müvekkilinin çekin haklı hamili olduğunu, davacının icra takibinde imzaya itiraz etmediğini, İzmir depremini kullanarak deprem sonrası çekin kaybolduğundan bahsettiğini, icra takibine yasal süresi içerisinde çekteki imzaya ilişkin herhangi bir itirazı bulunmayıp kötü niyetli olduğunu, davacının imza ve kaşesi bulunan mutabakat düzenlendiğini, yasal süresi içerisinde imzaya itiraz etmediğinden bu aşamada imzasını inkar etmesinin hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, dava konusu çek ve mutabakatların sunulmasına rağmen mahkemece itirazın reddi yönünde verilen kararın yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, telafisi zor veya imkansız zararlar doğmaması ve müvekkilinin mağdur olmaması amacıyla ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle, kararın ve ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE; Dava, çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasına dayalı açılan menfi tespit davasında çekin ödenmemesi, bedelinin bloke edilmesi ve icra takibinin tedbiren durdurulmasına yönelik mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması istemine ilişkin olup, mahkemece ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını gerektirecek bir husus bulunmadığı gerekçesiyle talebinin reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinafa başvuran tarafın istinaf başvuru dilekçesinde bildirdiği sebeplerle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 396/1. maddesinde durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebileceği, aynı yasanın 396/2. maddesinde itiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrasının kıyas yoluyla uygulanacağı belirtilmiştir. Dikkat edilirse kanun yoluna başvuru imkanını düzenleyen 394. maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmamıştır. Gerekçede de belirtildiği gibi ihtiyati tedbir kararı verildikten sonra, mevcut olan durum ve koşulların dava sırasında birden fazla değişmesi mümkün olabilir ve her seferinde itiraz edilebilir, her itiraz üzerine verilen karara karşı kanun yoluna başvurulması, ihtiyati tedbir kararlarına karşı başvurulması öngörülen yasa yolundan beklenen amacın tam tersine bir sonuç doğuracaktır.Durum ve koşulların değişmesi sebebiyle yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı ancak esas hükümle birlikte kanun yoluna başvurulabilecektir. HMK’nın 341. maddesinde hangi tür kararlara karşı istinaf yoluna başvurulacağı da belirtilmiş olup ara kararlara karşı istinaf yasa yolu öngörülmemiştir.
Somut olayda, çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasına dayalı olarak icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında, mahkemece dava konusu çekin ödenmemesi, bedelinin bloke edilmesi ve icra takibinin tedbiren durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmiş, davalı vekilinin çekin kendilerinde olduğunu ileri sürerek ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmesi üzerine mahkemece ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını gerektirecek bir husus bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 396. maddesinin ikinci fıkrasında, 394. maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmadığından durum ve koşulların değişmesi sebebiyle ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebi hakkında verilen karara karşı kanun yoluna başvurulamayacağından ve bu nedenle karar istinafı kabil olmadığından ihtiyati tedbirin kaldırılmasını isteyen davalı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 11. HD’nin 2012/6529E-9660K, 2013/14149 E-19141 K)
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbirin kaldırılmasını isteyen davalı vekilinin istinaf dilekçesinin REDDİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde iadesine,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan giderlerin istinaf yoluna başvuran üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 396 ve 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 03.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.