Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1223 E. 2021/948 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1223
KARAR NO : 2021/948
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14.04.2021
NUMARASI : 2021/101 E.

TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 07.09.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 07.09.2021

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.04.2021 tarih 2021/101 E sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, müvekkilinin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalının, 24.04.2019 tarihinde gerçekleşen kazayla ilgili olarak tahkim komisyonu kararına istinaden yaptığı ödeyeyi müvekkilinden rücuen tahsili amacıyla müvekkili aleyhine Torbalı İcra Müdürlüğü’nün 2020/1544E sayılı dosyasıyla 16.585,66 TL’lik takip başlattığını, oysa ki kamera kayıtlarından anlaşılacağı üzere müvekkiline ait aracın yolunda normal olarak gittiğini, kazanın sonra meydana geldiğini, müvekkilinin kusurunun olmadığını, olay yeri terkten bahsedilemeyeceğini ileri sürerek, menfi tespit istemli açtığı davada icra takibinin teminatsız olarak ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece 13.04.2021 tarihinde, halen mevcut icra takibi bulunduğu için talebin İİK 72/3 maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, icra takibinin durdurulması talebinin yerinde olmadığı, İİK 72/3 maddesi kapsamında yaklaşık ispat koşulu sağlandığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin kısmen kabulü ile alacak tutarının % 20’si oranındaki 1.990,30 TL teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına, takibin tedbiren durdurulması talebinin reddine karar verilmiştir.
İTİRAZ : İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili, mahkemenin 23.02.2021 tarihli kararı ile aynı tedbir kararını verdiğini, süresi içinde teminat yatırılmadığı ve yine süresi içerisinde ihtiyati tedbir talebinin uygulanması talep edilmediği için kararın kendiliğinden kalktığını, mevcut dosya durumunda bir değişiklik olmamasına rağmen mahkemece yeniden tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı sadece icra takibinin durmasını istemiş iken talebi aşar şekilde icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda tedbir kararı verdiğini, çoğun içinde azı da vardır kuralının bu dosyada uygulanamayacağını, takip çıkışı 16.585,66 TL olup % 20’si 3.317,13 TL olmasına rağmen mahkeme veznesine 1.990,30 TL yatırıldığını, bu nedenle ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkması gerektiğini, tedbirin açık ve somut olarak hangi sebebe ve delile dayandığı gerekçede gösterilmek zorunda olduğunu, davacının soyut iddiaları dikkate alınarak karar verildiğini, dava sonunda elde edilmesi gereken tedbir yoluyla hükmedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, ilk tedbir kararındaki teminatın tacir olan davacı tarafından toplanamaması da hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiğini savunarak ihtiyati tedbire itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, duruşma açılarak yapılan inceleme neticesinde, tedbir kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak teminat miktarının 3.317,14 TL olması gerekirken sehven 1.990,30 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle ihtiyati tedbirin kaldırılmasına yönelik itirazın reddine, teminata ilişkin itirazın kabulü ile eksik yatan 1.326,84 TL teminatın mahkeme veznesine 1 hafta içinde yatırılmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Karşı taraf davalı vekili, mahkemenin 23.02.2021 tarihli kararı ile aynı tedbir kararının verildiğini, süresi içinde tedbir kararına itiraz edildiğini, süresi içinde teminat yatırılmadığı ve yine süresi içerisinde ihtiyati tedbir talebinin uygulanması talep edilmediği için kararın kendiliğinden kalktığını, mevcut dosya durumunda bir değişiklik olmamasına rağmen mahkemece yeniden tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu durumun hakkın kötüye kullanılmasına neden olduğunu ve adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini, davacı sadece icra takibinin durmasını istemiş iken talebi aşar şekilde icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda tedbir kararı verdiğini, çoğun içinde azı da vardır kuralının bu dosyada uygulanamayacağını, takip çıkışı 16.585,66 TL olup % 20’si 3.317,13 TL olmasına rağmen mahkeme veznesine 1.990,30 TL yatırıldığını, bu nedenle ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkması gerektiğini, tedbirin açık ve somut olarak hangi sebebe ve delile dayandığı gerekçede gösterilmek zorunda olduğunu, davacının soyut iddiaları dikkate alınarak karar verildiğini, dava sonunda elde edilmesi gereken tedbir yoluyla hükmedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, ilk tedbir kararındaki teminatın tacir olan davacı tarafından toplanamaması da hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiğini olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin nedenlerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İİK’nın 72/3. maddesinde “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibindurdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
HMK’nın 393/1. maddesindeki ihtiyati tedbir kararının tedbir isteyen tarafa tefhim veya tebliğinden itibaren bir hafta içinde talep edilmemesi halinde kanuni süre içinde dava açılmış olsa dahi, tedbir kararı kendiliğinden kalkacağına dair düzenleme ile amaçlanan, ihtiyati tedbir kararının uygulanmasında kötü niyetin ve yasanın suistimalinin önüne geçmektir.
Somut olayda, davacı vekili müvekkiline ait aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalının, tahkim komisyonu kararına istinaden karşı araç malikine yaptığı ödemeyi kaza mahallini terk nedeniyle müvekkilinden rücuen tahsili amacıyla takip başlattığını, kaza mahallinin terkinin sözkonusu olmadığını ileri sürerek açtığı menfi tespit davasında dava dilekçesiyle icra takibinin durdurulmasını istemiş, mahkemece 23.02.2021 tarihli ara karar ile talep kısmen kabul edilerek 1 hafta içinde % 20(1.990,30TL) teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesinin durdurulmasına karar verilmiştir. Davacı vekili, tedbir kararının bir haftalık süre içinde yerine getirmek için başvurmamış, 08.04.2021 tarihli dilekçesiyle müvekkilinin pandemi nedeniyle zor durumda olduğunu, malvarlığına konulmuş olan hacizler nedeniyle iş çevresinde tanınan bir tacir olarak bankalardan kredi çekemediğini, mahkemece hüküm altına alınan teminatı yatıramadıkları için tedbir kararının kendiliğinden kalktığını ileri sürerek takibin durdurulmasına dair yeniden tedbir kararı verilmesini istemiştir. Mahkemece 13.04.2021 tarihli ara karar ile yeniden icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine dair aynı tedbir kararı verilmiş, karara karşı davalı vekilinin itirazı sonrası duruşmalı yapılan inceleme neticesinde itirazın teminat miktarı yönünden kabulü ile alınması gereken 3.317,14 TL teminattan eksik alınan teminatın ödenmesi için davacıya süre verilmesine dair hüküm kurulmuştur.
Dünyada hüküm süren Covid 19 pandemisi nedeniyle ekonomik koşulların ağırlaştığı gözetildiğinde davacının teminatı temin etmekte zorlanabileceği, kötü niyetli hareket ettiğine dair somut deliller bulunmadığı kanaatine varılarak yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Nitekim yasada kendiliğinden kalkan tedbir kararı sonrası aynı konuda tekrar tedbir istenmeyeceğine dair açık bir hüküm bulunmamaktadır.
Mahkemece ihtiyati tedbire itiraz üzerine teminatın eksik belirlendiği kanaatiyle teminat miktarı artırılmış olup teminat miktarının artırılması sonucu davacıya ek süre verilmesi de tedbirin kendiliğinden kalmasına sebep olmaz.
Davacı vekili, gerek dava dilekçesinde gerek 08.04.2021 tarihli dilekçesinde sadece takibin durdurulmasını talep etmiş, veznedeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde açık bir talepte bulunmamış ise de Yargıtay 19. H.D 30.04.2013 tarih 2013/540E, 2013/7801K sayılı kararında mahkemenin takibin durdurulması talebini talep edilenin azı olarak değerlendirerek veznedeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı vermesini onamış olmakla Diremizce de talep İİK’nın 72/3 maddesi kapsamında kabul edilerek bu yönde tedbir kararı verilmesi doğru bulunmuştur.
Dosyadaki fotoğraflar, kaza tespit tutanağı, tahkim komisyonu kararları dikkate alındığında davacının ihtiyati tedbir istemekte yaklaşık ispat koşulunu yerine getirdiği kanaatine varılarak verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı yönünden istinaf karar harcı olan 97,70 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 38,40 TL’nin ihtiyati tedbire itiraz eden davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile ihtiyati tedbire itiraz eden davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.07.09.2021