Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1221 E. 2021/921 K. 03.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1221
KARAR NO : 2021/921

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18.05.2021
NUMARASI : 2021/232 Esas
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 03.09.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03.09.2021

İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.05.2021 tarih 2021/232 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP: İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili, müvekkilinin kardeşlerine ait dava dışı şirketin davalı bankadan kullandığı ticari krediye kefil olduğunu, ayrıca hissedar olduğu taşınmaz üzerine davalı lehine ipotek sözleşmesi imzaladığını, söz konusu borcun ödendiğini, davalı banka tarafından müvekkili aleyhine İzmir 23. İcra Müd. 2019/13447 esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, müvekkilinin takip dosya borcundan sorumlu olmadığını, dosya borcunun kefili de olmadığını, müvekkilinin vermiş olduğu ipoteğe konu borcun ödendiğini ve ipotek süresinin dolduğunu, 2012 yılında yürürlüğe giren TBK gereğince müvekkilinin eşinin muvafakatının alınmadığını, müvekkilinin kefil olduğu borçtan sonra başkaca kredi sözleşmelerine imza atmadığını, davalı banka tarafından 13.02.2017 tarihinde davacının imzası veya muvafakatı olmaksızın ipotek güncellemesi yapıldığını ileri sürerek, davacı adına kayıtlı taşınmazın üzerinde davalı lehine konulan ipoteğin kaldırılmasına, takip ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 13.04.2021 tarihli talep dilekçesi ile de, ipoteğe konu taşınmazın 07.06.2021 tarihinde icra yoluyla satışa çıkarıldığını, icra yoluyla satılması halinde davacının telafisi güç maddi zarara uğrayacağını belirterek uygun görülecek teminat karşılığında taşınmazın satışının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacının davalı banka nezdinde kredi kullanan dava dışı şirketin ortağı olduğu, kredi sözleşmelerinin bir kısmını müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, 20.07.2010 ve 13.02.2017 tarihli senetler ile davacıya ait taşınmaz üzerine davalı banka lehine toplamda 680.000,00-TL bedelli ipotek tesis edildiği, kredi sözleşmelerinde bulunan kefil sıfatına binaen veya haricen ipoteğin verilmesinin mümkün olduğu, davacı tarafın haklılığını ve ipotek şerhleri ile icra takibinin usul ve yasa hükümlerine aykırı olduğu hususunu yaklaşık olarak ispat edemediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, davacı müvekkilinin dava dışı şirketin ortağı olmadığını, mahkemenin delillerin tespitinde hata yaptığını, ticaret sicil kayıtlarının celbi halinde bu durumun ortaya çıkacağını, 6098 sayılı TBK’nın 584/1 maddesinin 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmesiyle evli eşlerin kefil sıfatıyla kefalet sözleşmesi akdedebilmeleri için eşin rızası gerektiğini, davacının takip dosyası borcun kefili olmadığını, ipoteğe konu borcun ödendiğini ve ipotek süresinin dolduğunu, eş muvafakatının da alınmadığını, kefil olunan borçtan sonra başkaca kredi sözleşmesine davacının imza atmadığını, davalı banka tarafından 13.02.2017 tarihinde davacının ve eşinin imzası ile muvafakatı alınmaksızın ipotek güncellemesi yapıldığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını, dava kesinleşinceye kadar dava konusu taşınmazın satışının durdurulmasını istemiştir.
GEREKÇE : Talep; genel kredi sözleşmesi nedeniyle ipotek verilen taşınmazın icra yolu ile satışının durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda yazılı gerekçeyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 355. maddesi gereği istinaf incelemesi istinafa başvuran tarafın istinaf başvuru dilekçesinde bildirdiği sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen gözetilerek yapılmıştır.
HMK’nın 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Davacı vekili, davalı banka tarafından müvekkili aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, takip dosya borcunun kefili olmadığını, müvekkilinin vermiş olduğu ipoteğe konu borcun ödendiğini ve ipotek süresinin dolduğunu, 2012 yılında yürürlüğe giren TBK gereğince müvekkilinin eşinin muvafakatının alınmadığını, müvekkilinin kefil olduğu borçtan sonra başkaca kredi sözleşmelerine imza atmadığını, davalı banka tarafından tarihinde davacının imzası veya muvafakatı olmaksızın ipotek güncellemesi yapıldığını, bu nedenlerle müvekkilinin takip dosya borcundan sorumlu olmadığını ileri sürerek davacı adına kayıtlı taşınmazın üzerinde davalı lehine konulan ipoteğin kaldırılmasına, takip ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ihtiyati tedbir olarak da ipoteğe konu taşınmazın icra yoluyla satışa çıkarıldığını, icra yoluyla satılması halinde davacının telafisi güç maddi zarara uğrayacağını belirterek uygun görülecek teminat karşılığında taşınmazın satışının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. İpoteğe konu taşınmazın icra yoluyla satılması halinde davacının telafisi güç maddi zarara uğrayacağı ve davanın konusunun kalmayacağı gözetilerek mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekmekte ise de; davacı vekili 29.06.2021 tarihli duruşmada müvekkilinin dava konusu ipoteğin bulunduğu taşınmazı satın aldığını, davanın konusuz kaldığını, davaya tazminat davası olarak devam etmek istediklerini bildirmiş olup, ipoteğin bulunduğu taşınmaz satılmakla ipotek verilen taşınmazın icra yolu ile satışının durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir isteminin konusu kalmadığından ihtiyati tedbir talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak konusu kalmayan ihtiyati tedbir talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/232 E. sayılı dosyasında 18.05.2021 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2- Davacı vekilinin konusu kalmayan ihtiyati tedbir talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf yoluna başvuranın ödediği istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcının davalıdan alınarak ihtiyati tedbir talep eden davacıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 03.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.