Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1170 E. 2021/1093 K. 01.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1170
KARAR NO : 2021/1093

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08.04.2021
NUMARASI : 2020/666 E. 2021/391 K.
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 01.10.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01.10.2021

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.04.2021 tarih 2020/666 E. 2021/391 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili ve tasfiye memuru tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin ihyası istenen şirket aleyhine açtığı davada, İzmir 15. İş Mahkemesi’nin 2014/234 E. – 2016/281 K. sayılı dosyasında yapılan yargılama soncunda verilen kararın, dava dosyası Yargıtay incelemesinde iken, şirketin 29.05.2019 tarihinde sicilden terkin edildiğinin tespit edilmesi ve bozma kararı verilmesi üzerine, İzmir 15. İş Mahkemesi’nin 2020/311 esası alan dava dosyasında, ihya davası açmak üzere taraflarına süre verildiğini ileri sürerek, … ‘nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı …, Tasfiye Halinde …’ nin , 14.09.2017 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiğini, tasfiye sürecinin tamamlanması ile yapılan başvuru ve sunulan karar üzerine, 29.05. 2019 tarihinde şirket kapanışının sicile tescili yapılarak ünvan ve işletme kaydının sicilden silindiğini, şirketin tasfiyesinin kanuna uygun olarak gerçekleştirilmesi ve sona erdirilmesinden tasfiye memurunun sorumlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı tasfiye memuru …, ….’nin 14.09.2017 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Kararı ile tasfiye kararı alındığını ve tasfiye memuru olarak atandığını, kararın Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilan edildiğini, işletmenin ayrıntılı gelir ve işletme ayrıntılı bilançosunun düzenlendiğini, şirketten alacaklı kimsenin olmadığını, ancak, gözden kaçan alacaklılar var ise, bunların Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde birer hafta ara ile yapılan üç ilan ile şirketin sona erdiği bildirilip alacaklarını talep etmeye davet olunduğunu, ilanların yapıldığını, 27.05.2019 tarihli genel kurul toplantısı ile şirketin borç alacak hesabı bulunmadığından tasfiyenin sonuçlandırılmasına ve tasfiye bilançosunun kabulü ile tasfiye memurunun ibra edilmesine, şirketin ticaret sicili ve diğer resmi kurumlardaki kayıtlarının terkin edilmesine oy çokluğu ile karar verildiğini, tasfiye memuru olarak gerekli işlemlerin usulüne uygun olarak yerine getirildiğini, davacılar tarafından tasfiye memuruna herhangi bir alacak başvurusunda bulunulmadığını, şirketin usulsüz şekilde tasfiye edilmesinin söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; İzmir 15. İş Mahkemesinin 2020/311 sayılı dosyasında , davacının … aleyhine, işçi iş veren ilişkisinden kaynaklanan alacak davasını 14.10.2014 tarihinde açtığı, dava devam ettiği halde, şirketin 14.09.2017 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru olarak …’ın seçildiği, 27.05.2019 tarihli Ortaklar Kurulu kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeniyle ünvan ve işletme kaydının silinmesine karar verildiği ve 29.05.2019 tarihinde şirket kapanışının sicile tescilinin yapıldığı, davalı ticaret sicil memurluğunun davanın niteliği gereği yasal hasım konumunda olduğundan, diğer davalı yönünden de tasfiye işlemlerinde bir usulsüzlük bulunmadığından davalılar aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne ve şirketin ihyasına, davacı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ve davacı tarafından yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
Davacılar vekili ve tasfiye memuru tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, mahkemenin ihya kararı doğru ise de, tasfiye işlemlerinde usulsüzlük olmadığı gerekçesi ile tasfiye memurunun yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olmayacağına ilişkin vermiş olduğu kararın usule ve hukuka aykırı olduğunu, şirket aleyhine açılmış dava bulunduğu halde, tasfiye işlemi yapılarak sicilden terkin edildiğini, tasfiye memurunun tasfiyeyi usule uygun yapmakla sorumlu olup, davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden, tasfiye memuru aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesinin yasaya aykırı olduğunu, davalı … aleyhine kanunda düzenleme olup olmadığı hususu gözetilmeksizin …’nün yargılama giderleri ve vekalet ücretinden muaf tutulmasının, hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin hükümlerinin kaldırılmasına veya düzeltilerek onanmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı tasfiye memuru, tasfiye işlemlerini eksiksiz, kanuna ve usule uygun şekilde yaptığını, dava açılmasında davacı tarafın hukiki yararının bulunmadığını, verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, tasfiye nedeniyle terkin edilen şirketin ihyası istemlidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda, İzmir 15. İş Mahkemesinin 2014/324 sayılı dosyasında, davacılardan … tarafından 14.04.2014 tarihinde, işçilik alacağından kaynaklanan alacağın tahsili istemli açılan davada, yapılan yargılama sonunda verilen kararın, Yargıtay 22. Hukuk Dairesince bozulması üzerine 2020/311 esasını aldığı, davacılardan … tarafından 2014/ 233 sayılı dosyasında 14.04.2014 tarihinde, işçilik alacağından kaynaklanan alacağın tahsili istemli açılan davada, yapılan yargılama sonunda verilen kararın, Yargıtay 22. Hukuk Dairesince bozulması üzerine 2019/ 507 esasını aldığı, davaların derdest olduğu, davalar derdest olduğu halde, şirketin 14.09.2017 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru olarak davalı …’ın atandığı, 27.05.2019 tarihli Ortaklar Kurulu kararı ile tasfiye işlemlerinin tamamlanması nedeniyle ünvan ve işletme kaydının silinmesine karar verildiği ve 29.05.2019 tarihinde şirket kapanışının sicile tescilinin yapıldığı görülmektedir.
Davacıların açmış olduğu, işçilik alacaklarından kaynaklanan davanın derdest olması nedeniyle TTK ‘nın 547/2 maddesi uyarınca ek tasfiye işlemleri için şirketin ihyası koşulları oluşmuş olup, verilen ihya kararında bir isabetsizlik bulunmamakla, tasfiye memurunun istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacılar vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde; tasfiye işlemlerinin sonuçlandığı, sicil müdürlüklerine bildirilerek karar ve belgeler sunularak, terkin yapılması istenildiğinde, sicil müdürülükleri belge ve karalara dayanarak tasfiye ve terkin işlemlerini yapmakla yükümlü olup, bu davada yasal hasım konumundadır. Bu sebeple, yasal hasım konumunda olan ,dava açılmasına sebebiyet vermeyen … aleyhine vekalet ücreti ile yargılama giderlerine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacılar vekilinin, bu davalı yönünden istinaf itirazları yerinde değildir. Ancak, davalı tasfiye memuru, açılan davaları bilebilecek konumda olmasına ve tasfiye sırasında tasfiyenin gereği gibi yapılmamasından sorumlu olmasına, 6100 sayılı HMK’ nın 326. maddesinde, kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği düzenlenmesine göre, davalı tasfiye memuru dava açılmasına sebebiyet vermiş olmakla, tasfiye memuru aleyhine vekalet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmemesi doğru olmamakla, davacılar vekilinin davalı tasfiye memuru hakkındaki istinaf itirazları yerindedir.
Yukarıda açıklanan gerekçe ışığında, talebin ve istinaf sebeplerinin niteliğine göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı tasfiye memuru aleyhine vekalet ücreti ile yargılama giderine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının bu sebeplerle kaldırılmasına davacılar vekilin sair itirazlarının reddine, tasfiye memuru davalının isitnaf başvurusunun HMK. 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, sicilden terkin nedeniyle tüzel kişiliği sona eren ve bu sebeple ihyası istenen şirketin karar başlığında davalı olarak gösterilmesi hatalı olmakla, karar başlığından … ‘nin çıkarılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Tasfiye memuru davalının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.04.2021 tarih 2020/666 E. 2021/391 K. sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
Davacılar vekilinin sair itirazlarının reddine,
Davanın KABULÜ ile …’nün Merkez -… sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde …’ nin İzmir 15. İş Mahkemesinin 2020/311 E. Ve 2019/507 Esas sayılı dosyaları ile sınırlı olmak kaydı ile İHYASINA,
…’ın tasfiye memuru olarak ATANMASINA,
Tasfiye memuru için ücret takdirine yer olmadığına,
Keyfiyetin ticaret siciline tesciline ve ilanına,
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar harcından peşin olarak alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90 TL karar harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, bakiye harç HMK Yönetmeliğinin 46. maddesi gereğince, terkin sınırları içinde kaldığından harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesine yer olmadığına,
Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin tasfiye memurundan alınarak davacılara verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan 54,40 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı, 246,10 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 354,90 TL yargılama giderinin tasfiye memurundan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … yasal hasım olduğundan üzerine yargılama gideri ve vekalet ücreti tahmiline yer olmadığına,
Kararın kesinleşmesinden sonra kalan avansın davacı tarafa ödenmesine,
3-Tasfiye memuru davalı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf başvurusu nedeni ile tasfiye memuru davalı’nın yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf yoluna başvuran davacıların ödediği istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcının davalı tasfiye memurundan alınarak davacılara verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 01.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.