Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/117 E. 2023/1319 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/117
KARAR NO : 2023/1319

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15.09.2020
NUMARASI : 2018/280 E. 2020/483 K.
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 28.09.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28.09.2023

İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.09.2020 tarih 2018/280 E. 2020/483 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacı şirketin alacaklısı, dava dışı …’nın borçlusu olduğu, 01/07/2017 düzenleme tarihli ve 25.000 TL tutarlı bononun, dava dışı borçlu … tarafından davacı şirketin kaşesi kullanılarak davalı şirkete ciro edildiğini, davalı … San. Ve Tic. A.Ş tarafından söz konusu senet nedeniyle davacı şirket ve bono borçlusu … aleyhine İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2017/15715 sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davacı şirketi temsile yetkisi olmadığı halde senedi davacı şirket adına cirolayan kişinin … olduğunu, davacı şirketin bu senetten dolayı İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2017/15715 sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespiti ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı şirketin otel ve restorantlara mutfak araç gereç ve sanayi tipi mutfak malzemeleri satışı yapan bir şirket olup, söz konusu senedin davacı şirkete satışı yapılan mutfak araç gereçleri nedeniyle düzenlendiğini, yapılan alışverişe ilişkin faturaların bu mallarla birlikte davacı şirketin Alaçatı’daki mekanına bizzat teslim edildiğini, bono borçlusu …’nın davacı şirket adına hareket ederek bu alış verişi gerçekleştirip, bonoyu davalı şirkte verdiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : Aldırılan 11/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda İcra takibine dayanak bononun ön yüzündeki imzalar ile, davalı şirket tarafından düzenlenen 16/06/2017 tarih ve “049355”, 049354″, “049353” 049352″ 049351 seri numaları irsaliyeli faturalar üzerindeki imzaların aynı şahıs eli ürünü olduğu ve tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda aldırılan 06/05/2019 tarihli bilirkişi raporuna göre takip tarihi itibari ile davalının davacıdan ispatlanabilir fatura alacağının 28.345,38 TL olup, bu faturalardan 49351-49352- 49353 -49354-49355 nolu 15.607,54 TL tutarlı irsaliyeli faturaların davacı tarafça kabul edilip ticari defterlerine kaydedildiği, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/131514 soruşturma nolu dosyasında davacı şirket yetkilisi …’nin vermiş olduğu ifadesinde, davacı şirketin gayri resmi ortağı olan … isimli şahsın davalı şirketten senet karşılığında ürünler aldığını, ancak bu ürünleri alan …’nın davacı şirket ile herhangi bir resmi bağlantısının bulunmadığını belirtmesi, takip konusu senedin verilme sebebini oluşturan fatura içeriği malların da bu şahıs tarafından teslim alındığı ve BA formları ve faturalar incelendiğinde davaya konu icra takibine dayanak bonoların ihdas sebebini oluşturan fatura içeriği malların davacı şirkete teslim edildiği ve bunların davacının ticari defter ve kayıtlarında yer alması nedeniyle dava dışı …’nın davalı ile davacı şirket ortağı ve yetkilisi olarak görüştüğü ve davacıya ait işyerinde kendisini davacı şirketin yetkilisi olarak göstererek fatura içeriği malları teslim aldığı, davacı şirketin bu hususa herhangi bir itirazda bulunmadığı, …’nin kollukta vermiş olduğu ifade de belirtildiği üzere …’nın davacı şirketin gayri resmi ortağı olduğu ve davacının …’nın eylem ve işlemlerine itiraz etmediği bilakis bunları benimseyerek malları kabul ettiği ve ticari defterlerine işlediği sabit olup, ödemeden kaçınmak için …’nın imzasının şirketlerini bağlamadığı yönündeki iddiasının Türk Medeni Kanunun 2 maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davacı vekili, müvekkili adına atılan imzanın sahibi olan …’nın şirketi temsile yetkili olmadığını, TTK’nun 678. Maddesi gereğince temsil yetkisi bulunmadığı halde temsilci gibi senet imzalayan bu kişinin senetten dolayı bizzat sorumlu olduğunu, …’nın şirketi borç altına sokma hak ve yetkisi olmamasına rağmen bono ciro etmesinin müvekkili şirketi bağlamayacağını, …’nın müvekkil şirket ile bir ilgisinin bulunmadığı ticaret sicil kayıtları ve sgk kayıtlarında da açıkça ortada olduğunu, davada tanık dinlenemeyeceğini, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma dosyasındaki …’nin kollukta alınan ifadesinde …’nın müvekkil şirketin gayriresmi ortağı olduğunu söylemesine karşın, bu ifadenin avukat huzurunda verilmediğini, mahkemece alınan alınan 06/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda görevli mali müşavirin hukuki değerlendirmelerde bulunduğunu, bilirkişi raporunda davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı davalı tarafa ait faturaların bulunduğunu ve davaya konu bononun da işbu borçtan kaynaklandığını belirtmiş ise de, bilirkişinin bu tutumunun soyut bir durumdan somut vakıa oluşturma çabasından ibaret olup, müvekkili ile davalı taraf arasında mal-hizmet alışverişi olduğunu, fakat taraflar arasındaki bu ilişkinin fatura ve sözleşmeye dayalı olup ayrıca bir icra takibi ve yargılama konusu olduğunu, istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, İzmir 4. İcra Dairesinin 2017/15715 Esas sayılı takip dosyasında borçlu olarak gözüken davacının takibe konu senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olup, yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, dava dışı borçlu … tarafından davacı şirketin kaşesi kullanılarak davalı şirkete ciro edilen takip konusu bono nedeniyle borçlu olunmadığı, zira dava dışı borçlu …’nın davacı şirket yetkilisi olmadığından, kendisi tarafından davacı şirket kaşesi kullanılarak yapılan cironun geçersiz olduğunu ileri sürmüştür.
Tüm dosya kapsamına ve davacı şirket yetkilisi …’nin soruşturma dosyasındaki ifadesine göre, davacı şirketin gayri resmi ortağı olan … isimli şahsın davalı şirketten senet karşılığında fatura konusu ürünleri aldığı, davalı şirket tarafından düzenlenen 16/06/2017 tarihli ve “049355”, 049354″, “049353” 049352″ 049351 seri numaları irsaliyeli faturalar üzerindeki teslim alan şahsa ait imzalar ile takip konusu bono üzerindeki keşideci … tarafından atılan imzaların örtüştüğü,fatura konusu malları teslim aldığının anlaşıldığı, getirtilen BA formlarından ve aldırılan bilirkişi raporundan, söz konusu faturaların davacının ticari defterlerine işlenerek Vergi Dairesine beyan edildiği, her ne kadar getirtilen Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Vergi Dairesi kayıtlarına göre dava dışı …’nın davacı şirket yetkilisi olmadığı, şirket adına kambiyo senedi düzenleme yetkisi bulunmadığı anlaşılmakta ise de, davacı şirket yetkilisi …’nin mahkeme içi ikrar niteliğindeki İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/131514 soruşturma nolu dosyasındaki …’nın davacı şirketin gayri resmi yetkilisi olduğu ve senet karşılığında davalı şirketten mal tedarikinde bulunduğu yönündeki ifadesi ve …’nın şirket kaşesini kullanarak senedi cirolaması birlikte nazara alındığında, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararında herhangi bir isabetsizlik veya usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı değerlendirilerek, istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 269,85 TL’nin peşin alınan 426,94 TL’den mahsubu ile fazla yatan 157,09 TL’nin talep halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.28.09.2023