Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1166 E. 2021/821 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1166
KARAR NO : 2021/821

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/02/2021
NUMARASI : 2020/489 Esas 2021/190 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 06.07.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.07.2021

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.02.2021 tarih 2020/489 Esas 2021/190 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, başkan … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkili şirketin davalılardan …. A.Ş’den …. plakalı aracı satın aldığını, bu aracın daha sonra 24.306 km de iken kaza yaptığını ve davalı şirket tarafından tamir edildiğini, daha sonra direksiyon kutusunda sorun oluşması üzerine tekrar davalıya başvurulduğunda onarımın garanti kapsamında değerlendirilemeyeceğinin bildirildiğini, aracın aynı zamanda diğer davalı … şirketinden kasko sigortalı bulunduğunu, başvuru üzerine hasar dosyası açılarak kazadan kaynaklanan bir sorun olması gerekçesi ile sonuç alınamadığını, daha sonra arızanın dava dışı …. A.Ş’de tamir ettirildiğini ileri sürerek oluşan 16.160,91 TL’nin eğer arıza gizli ayıp nedeninden kaynaklı ise garanti kapsamında kalacağından …. AŞ’den kazadan kaynaklanan bir sorun olduğunun tespiti halinde ise …. A.Ş’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili, davacı aracının kasko poliçesi ile müvekkili nezdinde sigortalandığını, eksper raporu gereği ödeme yapıldığını, hasar dosyası açıldığını, ancak direksiyon kutusunda meydana gelen hasarın kaza ile ilişkisinin görülmediğinden talebinin reddedildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davacıya ait aracın 02.10.2018 tarihli yapmış olduğu kaza nedeniyle müvekkili şirkette bakım ve onarımının yapılarak teslim edildiğini, 21.02.2019 tarihinde çıkan hasarın 02.10.2018 tarihinde yapılmış olan kaza sonucu kaza tarihinden 4 ay sonra ortaya çıktığını, direksiyon kutusundaki hasarın çarpma sonucu oluşan enerjinin rot kolu üzerinden direksiyon kutusuna aktarılması sonucu oluşmuş olup, hasar dosyası içerisinde direksiyon kutusuna ilişkin bir tespit de yer almadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerledirilerek; 6525 sayılı yasanın 18/a maddesi gereğince davanın arabuluculuk dava şartına tabi olduğu, davacıya verilen 1 haftalık kesin süre içerisinde arabuluculuk tutanağının aslının ya da arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin sunulmadığından davanın arabuluculuk dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili, dava dilekçesi ekinde sundukları arabulucuk son tutanağının ıslak imzalı asıldan taranarak dilekçe ekinde uyap üzerinden sunulduğunu, elden ibraz zorunlu olmayıp uyap sistemi üzerinden de tutanak aslının ibraz edileceğinin kabul edilmesi gerektiğini, dava dilekçesi ekinde taranarak aslı sunulan tutanağın tensip zaptı ile taraflarına aslının sunulması için verilen süre içerisinde gönderilecek belgenin yine aynı şartlarda olacak olduğunu, bu nedenle mahkemeye tutanak aslının sunulmadığını, dava şartının yerine getirilmiş olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE :Dava, davacı şirkete ait araçta meydana gelen ve davacı tarafça dava dışı şirkete tamiri yaptırılan tamir bedelinin aracın satın alındığı davalı şirket ile kasko sigortası poliçesi akiti olan davalı … şirketinden tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı yasanın 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesine eklenen 5/A- 1 maddesinde ” Bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ” düzenlemesi getirilmiş olup, bu madde hükmüne göre, Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen mutlak ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir. Ayrıca, her iki tarafın tacir ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğu davalar, nisbi ticari dava olup, nisbi ticari davalardan kaynaklanan alacak ve tazminat talepleri de, zorunlu arabulucu kapsamındadır.
Davacı ve davalılar şirket olup davalıdan satın alınan aracın aynı zamanda kamyonet olması nedeniyle davacı ile davalılardan …. A.Ş arasında dava konusunun her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili olması nedeniyle TTK 4.maddesi gereğince nispi ticari dava kapsamında olup davacı ile diğer davalı … arasındaki hukuki ilişki de açıkça sigorta hukukundan kaynaklanması ve anılan bu hususun TTK’da düzenlenmiş olması karşısında mutlak ticari dava niteliğindedir.
7155 sayılı yasanın 18/A-2 maddesi “davacı, arabulucuk faaliyet sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağı 1 haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi taktirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmezse dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.” kanun hükmünü içermektedir.
Taraflar arasındaki dava konusu TTK 4.maddesi gereğince nispi ve ticari dava niteliğinde bulunduğu sabit olup davacı tarafça dosya içeriği ve istinaf dilekçesi içeriğine göre davanın açılmasından itibaren ve halen her ne kadar arabulucuk metninin bir sureti dosyaya sunulmuş ise de bu arabulucuk son tutanağının aslının ya da arabulucu tarafından onaylanmış bir sureti dosyaya sunulmamıştır. Konuyu düzenleyen 7155 sayılı yasanın 18/A-2 sayılı maddesinde açıkça dava açılırken arabulucuk tutanağı aslının ya da arabulucu tarafından onaylanmış bir suretinin sunulmasının gerekliliği aranmış olup, davacı tarafça bu tutanak aslı ya da onaylı sureti sunulmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.06.07.2021