Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1131 E. 2021/896 K. 03.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1131
KARAR NO : 2021/896

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15.12.2020
NUMARASI : 2020/389 D.İş 2020/389 K.
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 03.09.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03.09.2021

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.12.2020 tarih 2020/389 D.İş 2020/389 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati tedbir talep eden alacaklılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, raportör üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : İhtiyati tedbir talep edenler vekili, müvekkillerinin davalı …. ‘de % 15’ er pay sahibi olduğunu, İzmir 7. Sulh Ceza Mahkemesinin 2016/ 29862 D.İş sayılı kararıyla,şirkettiki hisselerinin ve gayrimenkullerin devirlerinin tedbiren yapılmamasına karar verildiğini, İzmir 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 2016/ 22843 D.İş sayılı kararıyla, davalı ….’nin şirkete kayyım olarak tayin edildiğini, ceza mahkemisned yapılan yargılama sırasında yönetim kayyımının görevinin, denetim kayyımı olarak devamına karar verildiğini, kayyımın basiretli tacir olarak davranması gerektiğini,…. ‘ nin faaliyeti kapsamında kayyım heyetinin atandığını, kayyımların şirketin yönetim kurulunu oluşturup şirketi zarara uğrattıklarını, “Ticari ve İktisadi Bütünlük” vasfı ile satışa çıkarılan şirketin satışa konu malvarlığı değerleri “İzmir ili, …. ilçesi, …. Mahallesi …, …, …, …, …, …, …, … ve … parsellerde bulunan 9 adet taşınmaz ile bu taşınmazlar üzerinde bulunan genç ahırı, sağmal ahırı, sağımhane, yem deposu, slaj ve gübre çukurları, idari binalardan oluşan tesisler ve bu tesislerde bulunan makine, ekipman, demirbaşlar ve taşıtlar ile sözleşmelerden” oluşmakta olduğunu, …. ve (kendisi de kayyım olan) …. tarafından atanan yöneticilerin yalnızca şirketin olağan yönetim iş ve işlemlerini yapmakla yükümlü olup, aslen şirketi aldığı anki ticari durum ve itibarı ile korumak yükümlülüğünde olduğunu, şirketin tüm aktif ve pasiflerinin bozulduğunu, şirketin özsermayesinin eridiğini, likidite riskinin yükseldiğini, şirketin geri dönülmeyecek şekilde sermaye kaybı ile karşı karşıya kaldığını, şirketin bayi alacak-teminat dengesi bozulduğunu, davalı ….’nin davalı şirkete ait 9 adet taşınmazı satışa çıkarmasının hukuka aykırı olduğunu, yasal düzenlemelere satış koşullarının gerçekleşmediğini, yönetimde keyfi davranıldığını , davalı ….’nin satış ihale ilanı yaptığını, ihaleye çıkartılan binlerce dönüm tarım arazisinin satılmasının şirket bütünlüğünün tamamen yitirmesi sonucunu doğuracağını, kayyımın idare kayyımı vasfı taşıdığını, taşınmaz satış kararı alamayacağını, davalı şirketin davalı …. tarafından devralınan şirket olmadığını, ayrıca taşınmazların değerinin altında çok düşük miktarda ihaleye çıkarıldığını,şirketin ve taşınmazların 3. kişiye ya da kurumlara satılması halinde telavfisi imkansız zararlar doğacağını ileri sürerek,6100 sayılı HMK. nın 389 v.d maddeleri gereğince, ….’nin ve mülkiyetinde bulunan İzmir ili, …. ilçesi, …. Mahallesi …, …, …, …, …, …, …, … ve … parsellerde bulunan 9 adet taşınmaz ile bu taşınmazlar üzerinde bulunan genç ahırı, sağmal ahırı, sağımhane, yem deposu, slaj ve gübre çukurları, idari binalardan oluşan tesisler ve bu tesislerde bulunan makine, ekipman, demirbaşlar ve taşıtlarının ve ticari haklarının gerçek rayiç değerlerinin çok altında bedellerle 26.01.2021 tarihinde yapılacak satışlarının tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde ; tedbir talebine konu taşınmazları, …. …. Başkanlığı ‘ nın 6758 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun ‘ un 19 ve 20. Maddeleri ile 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 134. maddesi ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Tarafından Ticari ve İktisadi Bütünlük Oluşturulan Mahcuzların Satışına İlişkin Yönetmelik kapsamında kapalı zarf ve açık arttırma usullerinin birlikte uygulanması suretiyle cebri icra yolu ile haciz, rehin gibi yasal takyidatlardan ari olarak ihale şartnamesinde belirtilen kayıt ve şartlar ile satışa çıkarıldığı, satış kararının aleyhine tedbir istenilen şirket veya yönetimi tarafından alınmayıp …. tarafından alındığı, ihtiyati tedbir isteyenlerin talebinin …. tarafından alınan satış kararının tedbiren durdurulmasına yönelik olup, …. tarafından yapılan işlemin resmi gazetede yayınlanan satış ilanında belirtilen yasa ve yönetmelikler çerçevesinde alınmış idari bir işlem olduğu, bu nedenle iş bu kararın idari yargının denetimine tabi olduğu, talebin 2577 Sayılı İYUK’ nin 2. maddesi uyarınca talep ile ilgili karar verme görevinin idari yargı yerine ait olduğu, HMK’ nin 114/b madddesi gereğince yargı yolunun caiz olması hususunun dava şartı niteliğinde olduğu, HMK’ nin 115/1. madddesi gereğince mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmasının ve HMK’ nin 115/2. mad. gereğince dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiği, ayrıca talep dilekçesinde aleyhine tedbir istenilen taraf olarak gösterilen …. yönünden ise tedbiren durdurulması istenilen satışın şirket yönetimi veya kayyumlar tarafından alınmadığı, Ticari ve İktisadi Bütünlük kararı çerçevesinde resmi gazetede yayınlanan “Ticari Ve İktisadi Bütünlük Satış İlanı”nında belirtilen yönetmelik ve yasal düzenlemeler çerçevesinde …. tarafından alındığı, bu sebeple şirket yönünden de talebin reddinin gerektiği incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşıldığı, ihtiyati tedbir talebinin …. yönünden dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine, …. yönünden ise koşulları oluşmadığından talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir talep edenler vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : İhtiyati tedbir talep edenler vekili, talep dilekçesindeki iddiaların tekrarlamış ve 5271 sayılı CMK hükümlerine göre yönetim kayyımlığını yürütmekle görevlendirilmiş olan …. nin ve kayyımın görevlendirdiği müdür ve yöneticilerin işlemleri ile ilgili başvuru ve taleplerin, idari yargının görev alanına girdiğinden bahsedebilmek mümkün değildir. Zira …. nin 6758 sayılı kanun hükümlerine göre üstlendiği bu görev görev idari bir görev olmayıp, doğrudan adli bir görevin yürütülmesine ilişkin bir görev olduğu, 5271 sayılı CMK.nın “Şirket yönetimi için kayyım tayini” başlıklı 133/1 maddesinde “İlgililer, atanan kayyımın işlemlerine karşı, görevli mahkemeye 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve 29.6.1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre başvurabilirler.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiş olup, ceza soruşturması ve yargılaması aşamalarında, sulh ceza hakimlikleri veya mahkemelerce verilen “şirketlere kayyım atanmasına ilişkin” kararların verilmesinden sonra, şirketlerdeki işlerin yürütülmesine yönelik suistimal ve hukuka aykırılık içeren işlemlere karşı görevli hukuk (Asliye Ticaret) mahkemelerine başvuruda bulunulabileceğinin açıklığa kavuşturulduğunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesindeki düzenlemeye göre ise, ticari dava niteliğindeki bu başvurular bakımından görevli mahkemeler Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir istemlidir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin nedenlerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
Somut olayda CMK’nın 133 maddesi uyarınca ceza mahkemesince şirkete kayyım atanmasına istinaden davacı ortak tarafından kayyım olarak atanan ….’nin, denetim kayyımı olduğu, şirket ortakların hisseleri oranında haklarının devam ettiği, kayyımın basiretli tacir olarak davranması gerektiğini, ….’ nin faaliyeti kapsamında atanan kayyımların şirketin yönetim kurulunu oluşturup şirketi zarara uğrattıkları, “Ticari ve İktisadi Bütünlük” vasfı ile satışa çıkarılan şirketin satışa konu malvarlığı değerleri “İzmir ili, …. ilçesi, …. Mahallesi …, …, …, …, …, …, …, … ve … parsellerde bulunan 9 adet taşınmaz ile bu taşınmazlar üzerinde bulunan genç ahırı, sağmal ahırı, sağımhane, yem deposu, slaj ve gübre çukurları, idari binalardan oluşan tesisler ve bu tesislerde bulunan makine, ekipman, demirbaşlar ve taşıtlar ile sözleşmelerden” oluşmakta olduğu, …. ve (kendisi de kayyım olan) …. tarafından atanan yöneticilerin yalnızca şirketin olağan yönetim iş ve işlemlerini yapmakla yükümlü olup, aslen şirketi aldığı anki ticari durum ve itibarı ile korumak yükümlülüğünde olduğu, şirketin tüm aktif ve pasiflerinin bozulduğu, şirketin özsermayesinin eridiği, likidite riskinin yükseldiği, şirketin geri dönülmeyecek şekilde sermaye kaybı ile karşı karşıya kaldığı, ….nin şirkete ait 9 adet taşınmazı satışa çıkarmasının hukuka aykırı olduğunu, yasal düzenlemelere göre satış koşullarının gerçekleşmediği, yönetimde keyfi davranıldığı , ….’nin ihaleye çıkartılan binlerce dönüm tarım arazisinin satılmasının şirket bütünlüğünün tamamen yitirmesi sonucunu doğuracağı, kayyımın idare kayyımı vasfı taşıdığı taşınmaz satış kararı alamayacağı, şirketin …. tarafından devralınan şirket olmadığı,, ayrıca taşınmazların değerinin altında çok düşük miktarda ihaleye çıkarıldığı ,şirketin taşınmazların 3. kişiye ya da kurumlara satılması halinde telafisi imkansız zararlar doğacağı ileri sürülerek, şirkete ait malların satışının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin istendiği görülmektedir.
….’ye yasa ile kayyımlık yetkilerinin devredilmesi sonrasında, yasal düzenlemelere ve Ticari ve İktisadi Bütünlük Satış Yönetmeliğine göre şirkete ait talebe konu taşınmazların satış kararı alınması üzerine, Satış Komisyon Başkanlığı tarafından, taşınmazların ihale şartnamesinde belirtilen kayıt ve şartlarla satışının yapılacağı ilanı ve yasal porosedör tamamlandıktan sonra yapılacak satış işlemi, talep eden vekillerinin iddia ettiği gibi TTK’ da düzenlenen kayyımlık görevinden kaynaklanmamakta olup, idari bir işlem niteliğindedir. ….’ye karşı idari işlemlerinden dolayı açılacak davalarda, idari yargı yeri görevli olduğundan, 2577 Sayılı İYUK’ nin 2. maddesi uyarınca talep ile ilgili karar verme görevinin idari yargı yerine aittir. İlk derece mahkemesince ….ye karşı yapılan talep hakkında adli yargı yerinin görevli olmaması nedeniyle, talep hakkında usulden red kararı verilmesi doğru olmakla, talep edenler vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
HMK 389/1 maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Geçici hukuki korumalar; ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, yürütmeyi durdurma, tutuklama, el koyma gibi çeşitli hukuk dallarında düzenlemiş olan etkin hukukî koruma önlemlerine ilişkin üst kavramdır. Buna karşılık kesin hukuki koruma ise ancak açılan bir dava üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen karar ile sağlanabilir. İhtiyati tedbir, ileride açılacak bir davanın veya açılmış bir davanın sonucunun etkisiz veya anlamsız kalmasını önlemeye yarayan geçici hukuki korumadır. Dava açılması,mutlak tedbir kararı verilmesini gerektirmez. Diğer taraftan, ihtiyati tedbir kararının kabul edilebilmesi bakımından HMK’nın 390/3. maddesi hükmünde ihtiyati tedbir isteyenin haklılığı konusunda tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin varlığıyeterlidir. olacağı öngörülmüş olup, yasa gerekçesinde de belirtildiği üzere yaklaşık ispat durumunda, hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini gözardı edemez. Somut olayda, şirket yönünden İhtiyati tedbir talebinin reddi kararının verildiği tarih itibariyle dosyadaki delillere göre HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulu yerine getirilmediği için ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen alacaklılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati tedbir isteyen alacaklılar yönünden istinaf karar harcı olan 97,70 TL’den peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 38,40 TL’nin ihtiyati tedbir isteyen alacaklılardan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile ihtiyati tedbir isteyen alacaklıların yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.03.09.2021