Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1071 E. 2021/930 K. 06.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1071
KARAR NO : 2021/930

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06.01.2021
NUMARASI : 2018/115 E.
TALEBİN KONUSU : İhtiyati Hacze İtiraz
KARAR TARİHİ : 06.09.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.09.2021

İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.01.2021 tarih 2018/115 E. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi ihtiyati hacze itiraz eden (davalı) …. A.Ş. vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP: İhtiyati haciz isteyen davacı vekili, müvekkili banka ile davalı … firması arasında 09.05.2011 tarihli 2.500.000,00 TL tutarlı, 17.04.2012 tarihli 2.750.000,00 USD tutarlı, 02.07.2012 tarihli 2.750.000,00 USD tutarlı, 07.11.2012 tarihli 4.750.000,00 USD tutarlı genel kredi sözleşmesi imzalanarak kredi kullandırıldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek borçlulara 10.12.2015 tarihli hesap kat ihtarının ve hesap özetinin gönderilmesine rağmen borcun ödenmediğini, kredi borcunun ödenmesi amacıyla borçluların keşide ettikleri 10.12.2015 ödeme tarihli 2.750.000,00 USD bedelli ve 10.12.2015 ödeme tarihli 2.000.000,00 USD bedelli senetlerin ödenmemesi nedeniyle davalı borçlular hakkında ihtiyati haciz kararı alınarak İzmir 17. İcra Müd. 2016/4447 esas sayılı dosyası üzerinden yasal takip işlemlerinin başlatıldığını, borçlu açısından takibin kesinleştiğini, borçlunun adreslerinde yapılan haciz işlemlerinde haczi kabil malın bulunamadığını, borçlu …. ile davalı …. şirketi arasıda fiili ve organik bağ bulunduğunu, borçluların mal kaçırmak için muvazaalı ve nami müstear kullanarak faaliyetlerini kanuna karşı hile yaparak bu firma üzerinden devam ettirdiklerini, İzmir 17. İcra Müd. 2016/4447 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan icra takip işlemlerinin yürütülmesi esnasında borçlu …. firmasının adresinde 06.04.2016 tarihinde bankaya rehinli olan 31 adet menkul malın haczedildiğini, 13 adet rehinli menkulun ise yerinde bulunmadığını, daha sonraki muhtıraya rağmen taşınırların teslim edilmediğini, haczedilen söz konusu menkullerin diğer davalı …. şirketinin Menemen adresinde bulunduğunu, davalı …. firmasının bu adreste tamamen davalı borçlu …. menkullerini saklayarak …. şirketinin faaliyetine devam ettiğini, …. şirketinin tüm ortaklarının hisselerini ….’ye devrettiğini, …. firmasının ortağının tüm hisselerini davalı … ….’ya devrettiğini, davalı …. ait menemen ilçesindeki taşınmazın davalı …. firması tarafından icra kanalıyla satıştan alındığını, aynı adreste aynı çalışanlar ile aynı iş kolunda faaliyetlerine devam ettiğini, alacaklıdan mal kaçırıldığının açık olduğunu, her iki firma arasında fiili ve organik bağ bulunduğunu ve alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla borçlunun faaliyetlerini diğer davalı şirket üzerinden sürdürdüğünü ileri sürerek davalı …. şirketinin tüm malvarlığının davalı … şirketine aidiyetinin tespitine, davalı …. şirketinin Menemen adresinde kain menkulleri ve tespit edilecek diğer malvarlığı üzerinde cebri icra yapılabilme yetkisinin verilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kredi borçlarından dolayı şimdilik 100.000,00 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ihtiyati haciz talebi olarak da davalı …. Ştinin Menemen İzmir adresindeki menkullerinin ihtiyaten haczine, diğer davalılara ait gayrimenkuller ile menkul ve üçüncü şahıslardaki alacaklarının ihtiyaten haczine, davalı …. Ltd Şti nin tüm malvarlığı üzerine ve şirketin tüm hisseleri ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine teminat alınmaksızın İzmir 17 İcra Müd. 2016/4447 esas sayılı dosyasında takip tarihi olan 18.03.2016 tarihi itibariyle 12.694.307,03 TL alacağı için ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece, 08.03.2018 tarihli tensip zaptının 10 nolu ara kararı ile teminatsız olarak borca yetecek miktar kadar ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş ve gerekçeli ara karar yazılmadan İzmir 17 İcra Müd. 2016/4447 esas sayılı dosyasına 12.694.307,03 TL alacağı için ihtiyati haciz konusunda yazı yazılmıştır.
İTİRAZ: Davalı … Tic. A.Ş vekili, davacı tarafın harca esas değer olarak 100.000,00 TL üzerinden davanın kabulünü talep ettiğini, ancak mahkemece taleple bağlılık kuralı gözetilmeksizin İzmir 17 İcra Müd. 2016/4447 esas sayılı dosyasındaki dosya borcu olan 12.694.307,03 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiğini, talepten fazlasına karar verilemeyeceğinden ihtiyati haciz kararının bu yönü ile hukuka aykırı olduğunu, itiraz eden müvekkili şirketin iflasına karar verildiğini, iflas dosyasının açıldığını, İzmir 17 İcra Müd. 2016/4447 esas sayılı dosyasında da iflas nedeni ile takibin durdurulmasına karar verildiğini, davacı banka tarafından iflas dosyasına başvuruda bulunularak alacak kaydı yaptırıldığını, aynı dosya üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiğini, davacı bankanın alacağının imtiyazlı alacaklardan olmadığını, durdurulmuş olan bir icra dosyası için ihtiyati haciz kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirket ile davacı banka arasında kredi ilişkisi bulunduğunu, İzmir 17. İcra Müd. 2016/4447 esas sayılı dosyasında alacak dayanağı olan senetlerin kredinin teminatı amacıyla düzenlendiğini, davacının kredi sözleşmeleri ve protokole aykırı olarak vadesinden önce icrai işlemlere başladığını, alacağın muaccel olmadığını, davacı tarafından kredi sözleşmelerine istinaden müvekkili şirket aleyhine Karşıyaka 4. İcra Dairesi’nin 2016/5298E.sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, ancak müvekkilİ şirket ile davacı banka arasında 15.01.2016 tarihinde ”Kredilerin Yeniden Vadelendirilmesi Protokolü” imzalanmış olup belirtilen kredi sözleşmelerindeki borçların vadelendirilerek 15.01.2016 tarihinden itibaren 1 yıl ertelemeli olarak ödeme planında gösterilen tarih ve tutarlarda ödeneceğinin belirtildiğini, ödeme planından açıkça görüleceği üzere şirketin ilk ödeme yapacağı tarihin 15.01.2017 olduğunu, bu nedenle karşı tarafın muaccel olmayan alacaklar için icra takibi başlatmış olması üzerine Karşıyaka 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/225E.sayılı dosyası tahtında icra takibinin iptali davası ikame ettiklerini, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olsa da, söz konusu karara karşı istinaf başvurusu yapılarak, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 2016/190E.-2016/198k.sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini, söz konusu kararda ”..borçlu davacı, borcun imhal(erteleme) edildiğini ve buna dair kredilerin yeniden vadelendirilmesi protokolü başlıklı protokol düzenlendiğini bu protokole göre borcun muaccel olmadığını iddia etmiştir.Alacaklı bankanın protokole itirazı bulunmamaktadır. Dolayısı ile davanın kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken bilirkişi incelemesi yaptırılarak bir kısım alacaklar için icranın geri geri bırakılmasına karar verilmesinin yerinde olmadığına karar verilmiştir.” denilerek davanın kabulüne karar verildiğini, bu karar hakkında davacı tarafça yapılan temyiz başvurusu reddedilerek Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2017/1255E.-2018/1123K.sayılı ilamı ile kararın onanrak kesinleştiğini, belirtilen dosyaya konu olan Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğü’nün 2016/5298 E.sayılı icra dosyasında takip tarihi 26.04.2016 olduğunu, bu davaya konu İzmir 17. İcra Dairesi’nin 2017/4447E.sayılı dosyasında takip tarihinin ise 18.03.2016 olduğunu, dolayısı ile asıl kredi borcunun muaccel olmadığı bir tarihten daha önce, kredi borcuna teminat olarak düzenlenmiş olan senetler ile icra takibi başlatılmış olmasının dahi hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın işbu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafın söz konusu iddiasını istihkak davasına konu etmesi gerektiğini, ayrıca nam-ı müstear, muvazaa ve kanuna karşı hilenin şartlarının da oluşmadığını, bu nedenle hukuki yarar bulunmadığından davanın reddini talep ettiklerini, dava dilekçesinde muvazaaya delil niteliğinde olduğu ileri sürülen müvekkil şirkette bir dönem çalışanlardan 3 kişinin diğer davalı …. Ltd.Şti.’nde çalışmasının ise, hiçbir şekilde muvazaa veya nam-ı müsteara delil teşkil edemeyeceğini, uzun yıllardır faaliyet gösteren müvekkili şirketin yüzlerce çalışanı olduğunu, müvekkil şirkette çalışanların doğal olarak işten ayrıldıklarında bir başka şirkette çalışacaklarını, davalılardan ….Ltd.Şti. şirketinin yetkilisi …. ile müvekkil şirket yetkilisi ….’nün Sivaslı olmalarının da hiçbir şekilde davacı tarafın asılsız iddialarına delil teşkil etmeyeceğini, diğer davalı …. şirketine ait adreste müvekkili şirkete ait menkullerin saklandığı iddiasının da gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirket ile diğer davalılar arasında hiçbir bağlantı bulunmadığını belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece itirazın duruşmalı olarak incelenmesi sonucunda, ihtiyati haciz kararının itirazına yönelik şartların oluşmadığı, davalı …. A.Ş’nin iflasına yönelik kararın icra takibinde değerlendirilebileceği gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden (davalı) …. Şti vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden (davalı) …. Şti vekili, davacı tarafın harca esas değer olarak 100.000,00TL üzerinden davasını ikame ettiğini, talep sonucunda da açıkça 100.000,00TL üzerinden davanın kabulü ile ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, ancak mahkemece taleple bağlılık ilkesi göz ardı edilerek İzmir 17.İcra Müdürlüğü’nün 2016/4447 E.sayılı dosyasındaki dosya borcu olan 12.694.307,03TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verildiğini, bu nedenle söz konusu ihtiyati haciz kararının en başta bu yönü ile hukuka açıkça aykırı olduğunu, taleple bağlılık kuralı gereğince mahkemenin talep edilenden fazlasına karar veremeyeceğinden ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, müvekkili şirket ile davacı banka arasında kredi ilişkisi bulunduğunu, davaya konu edilen İzmir 17. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4447 E.sayılı dosyasında alacak sebebi olan senetlerin de söz konusu kredi ilişkisinde teminat amacı ile düzenlendiğini, ancak davacı tarafın müvekkille aralarındaki sözleşme ve protokollere aykırı olarak, vadesinden önce icra işlemlerine başladığını ve bu nedenle müvekkil şirketin ticaret hayatının sona ermesine neden olduğunu, davacı tarafın alacağı muaccel olmadan işlemler başlattığını, davacı tarafından kredi sözleşmelerine istinaden müvekkili şirket aleyhine Karşıyaka 4. İcra Dairesi’nin 2016/5298 E.sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, ancak müvekkili şirket ile davacı banka arasında 15.01.2016 tarihinde ”Kredilerin Yeniden Vadelendirilmesi Protokolü” imzalanmış olup belirtilen kredi sözleşmelerindeki borçların vadelendirilerek 15.01.2016 tarihinden itibaren 1 yıl ertelemeli olarak ödeme planında gösterilen tarih ve tutarlarda ödeneceğinin belirtildiğini, ödeme planından açıkça görüleceği üzere şirketin ilk ödeme yapacağı tarihin 15.01.2017 olduğunu, bu nedenle karşı tarafın muaccel olmayan alacaklar için icra takibi başlatmış olması üzerine Karşıyaka 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/225 E.sayılı dosyası tahtında icra takibinin iptali davası ikame ettiklerini, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olsa da, söz konusu karara karşı istinaf başvurusu yapılarak, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 2016/190E.-2016/198 k.sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini, söz konusu kararda ”..borçlu davacı, borcun imhal(erteleme) edildiğini ve buna dair kredilerin yeniden vadelendirilmesi protokolü başlıklı protokol düzenlendiğini bu protokole göre borcun muaccel olmadığını iddia etmiştir.Alacaklı bankanın protokole itirazı bulunmamaktadır. Dolayısı ile davanın kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken bilirkişi incelemesi yaptırılarak bir kısım alacaklar için icranın geri geri bırakılmasına karar verilmesinin yerinde olmadığına karar verilmiştir.” denilerek davanın kabulüne karar verildiğini, bu karar hakkında davacı tarafça yapılan temyiz başvurusu reddedilerek Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2017/1255E.-2018/1123K.sayılı ilamı ile kararın onanarak kesinleştiğini, belirtilen dosyaya konu olan Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğü’nün 2016/5298 E.sayılı icra dosyasında takip tarihi 26.04.2016 olduğunu, bu davaya konu İzmir 17. İcra Dairesi’nin 2017/4447 E.sayılı dosyasında takip tarihinin ise 18.03.2016 olduğunu, dolayısı ile asıl kredi borcunun muaccel olmadığı bir tarihten daha önce, kredi borcuna teminat olarak düzenlenmiş olan senetler ile icra takibi başlatılmış olmasının dahi hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın işbu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydı ile, davacı tarafın söz konusu iddiasını istihkak davasına konu etmesi gerektiğini, ayrıca nam-ı müstear, muvazaa ve kanuna karşı hilenin şartlarının da oluşmadığını, bu nedenle hukuki yarar bulunmadığından davanın reddini talep ettiklerini, dava dilekçesinde muvazaaya delil niteliğinde olduğu ileri sürülen müvekkil şirkette bir dönem çalışanların diğer davalı ….Ltd.Şti.’nde çalışmasının hiçbir şekilde muvazaa veya nam-ı müsteara delil teşkil edemeyeceğini, uzun yıllardır faaliyet gösteren müvekkili şirketin bu süreçte yüzlerce çalışanı olduğunu, müvekkili şirkette çalışanların doğal olarak işten ayrıldıklarında bir başka şirkette çalışacaklarını, davalılardan ….Ltd.Şti. şirketinin yetkilisi …. ile müvekkil şirket yetkilisi ….’nün Sivaslı olmalarının da hiçbir şekilde davacı tarafın asılsız iddialarına delil teşkil etmeyeceğini, diğer davalı …. şirketine ait adreste müvekkili şirkete ait menkullerin saklandığı iddiasının da gerçeği yansıtmadığını, ticaret sicil kayıtları celp edilip incelendiğinde tespit edileceği üzere müvekkili şirket ile diğer davalılar arasında hiçbir bağlantı bulunmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Talep; nam-ı müstear, perdenin aralanması ve muvazaa iddialarıyla genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik açılan davada verilen ihtiyati haciz kararına itiraz istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle itirazın reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinafa başvuran tarafın istinaf başvuru dilekçesinde bildirdiği sebeplerle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz talep edilebilmesinin koşulları sayılmıştır. İİK’nın 257. maddesine göre, ihtiyati haciz istenebilmesi için alacağın vadesinin gelmesi ve rehinle temin edilmemiş olması yeterli olup,Yargıtay yerleşik içtihatlarında da ihtiyati hacze konu alacağın kesin olarak ispatının gerekmediği, yaklaşık ispatın yeterli olduğu kabul edilmektedir. İİK’nın 265. maddesinde de ihtiyati hacze itiraz sebepleri tahdidi olarak belirtilmiş olup bunlar; ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkindir.
Somut olayda, davacı vekili davalı borçlu …. şirketine kullandırılan kredi borcunun tahsil edilemediğini, davalılar ile davalı borçlu şirket arasında fiili ve organik bağ bulunduğunu ileri sürerek muvazaa, namı müstear ve perdenin aralanması ilkeleri doğrultusunda genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik açtığı alacak davasında ihtiyati haciz talep etmiş, mahkemece 08.03.2018 tarihli tensip zaptının 10 nolu ara kararı ile teminatsız olarak borca yetecek miktar kadar ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş ancak gerekçeli ara karar yazılmadan İzmir 17 İcra Müd. 2016/4447 esas sayılı dosyasına 12.694.307,03 TL alacağı için ihtiyati haciz konusunda yazı yazılmış, ihtiyati haciz kararına davalılar tarafından itiraz edilmesi üzerine mahkemece 14.03.2019 tarihli duruşmada itirazın reddine karar verilmesine rağmen yaklaşık 2 yıla yakın bir süre sonra gerekçeli ara karar yazılmıştır.
Asıl borçlu yönünden kat ihtarının düzenlenmesiyle borç muaccel olur. Somut olayda ihtiyati hacze konu genel kredi sözleşmesine istinaden asıl borçlu şirket hakkında 10.12.2015 tarihli kat ihtarnamesi düzenlenmiş ve eki hesap özetiyle birlikte tebliğ edilmiştir. Hesabın kat edilmesi, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın muaccelliyeti için yeterlidir. Ancak kat ihtarnamesinin düzenlendiği 10.12.2015 tarihinden sonra davalı borçlu şirket ile davacı banka arasında 15.01.2016 tarihinde ”Kredilerin Yeniden Vadelendirilmesi Protokolü” imzalandığı, protokole göre belirtilen kredi sözleşmelerindeki borçların vadelendirilerek 15.01.2016 tarihinden itibaren 1 yıl ertelemeli olarak ödeme planında gösterilen tarih ve tutarlarda ödeneceğinin kararlaştırıldığı, protokole ve ödeme planına göre davalı şirketin ilk ödeme yapacağı tarihin 15.01.2017 olduğu, bu nedenle kat ihtarnamesinin düzenlendiği 10.12.2015 tarihinde muacceliyet şartının gerçekleşmediği, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK 257 maddesi uyarınca yaklaşık ispat şartının oluşmadığı anlaşıldığından; mahkemece asıl borçlu davalı … şirketinin ihtiyati hacze itirazının kabulü ile ihtiyati haciz kararının istinaf yoluna başvuran bu davalı yönünden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken ihtiyati hacze itirazının reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve davalı vekilinin istinaf itirazları haklı bulunmuştur.
Yukarıda açıklanan gerekçe ışığında, talebin ve istinaf sebeplerinin niteliğine göre duruşma açılmasına gerek görülmeyerek dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ihtiyati hacze itiraz eden davalı …… Şti vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının istinaf yasa yoluna başvuran davalı …… Şti yönünden kaldırılmasına, davalı …… Şti’nin ihtiyati hacze itirazının kabulü ile ihtiyati haciz kararının davalı …… Şti yönünden kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati hacze itiraz eden davalı …. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.01.2021 tarih 2018/115 E. sayılı ihtiyati hacze itirazın reddine dair kararının istinaf yasa yoluna başvuran davalı …. A.Ş yönünden HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-İhtiyati hacze itiraz eden davalı … Tic. A.Ş.nin ihtiyati hacze itirazının kabulü ile Mahkemenin 08.03.2018 tarihli tensip zaptının 10 nolu ara kararı ile verilen ( gerekçeli ara kararı yazılmayan) ihtiyati haciz kararının davalı … Tic. A.Ş. yönünden KALDIRILMASINA,
3-İstinaf yoluna başvuran davalı … Tic. A.Ş.nin ödediği istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati hacze itiraz eden davalı … Tic. A.Ş tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvuru giderinin ihtiyati haciz talep eden davacıdan alınarak ihtiyati hacze itiraz eden davalı … Tic. A.Ş’ye verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.06.09.2021