Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1053 E. 2021/1548 K. 17.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1053
KARAR NO : 2021/1548

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18.03.2021
NUMARASI : 2020/308 E. 2021/256 K.

DAVANIN KONUSU : Bakiye Destek Tazminatı
KARAR TARİHİ : 17.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17.12.2021

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.03.2021 tarih 2020/308 E. 2021/256 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye …. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacılar vekili, 12.12.2010 tarihinde davalı şirketin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu aracın dava dışı …. ‘ın sevk ve idaresinde iken müvekkillerinden …. ‘nin eşi ve diğer müvekkillerinin babası olan …. ‘ın sevk ve idaresindeki araca çarparak ölümüne neden olduğunu, müvekkillerinin destekten yoksun kaldıklarını ileri sürerek, her bir müvekkili için 100,00 TL olmak üzere toplam 400,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile talep miktarlarını, davacı …. için 118.889,15 TL’ye, davacı …. için 14.708,41 TL’ye, davacı …. için 3.261,91 TL’ye, davacı …. için 3.742,60 TL’ye arttırmıştır.
CEVAP : Davalı vekili, davacılar murisinin ölümü sebebiyle davacı çocuklar için talep edilen destekten yoksun kalma maddi tazminat talebinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, mahkemece kusur oranlarının belirlenmesi ve tazminat hesaplaması için aktüer bilirkişiden rapor alınması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, dava dışı sigortalı araç sürücüsü nün %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, (ZMMS) sigortacısı sıfatına haiz olan davalının, işleten ve onun eyleminden sorumlu olduğu kişinin (sürücünün) kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde zarar gören davacılara karşı sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI: Dairemizce, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem 27.09.2011 tarihli ve 2011/810 Karar sayılı kararı ile , sigortacı tazminat hesabı ile hakemlikçe yapılan tazminat hesabı arasındaki farkın 2.856,725 TL olarak bulunduğu, 2918 sayılı KTK’nın 111/2. maddesi çerçevesinde hesaplanan tazminat miktarları arasında fahiş bir fark bulunmadığı, taraflar arasındaki uzlaşmanın iptalinin söz konusu olmadığı gerekçesiyle, başvuru sahiplerinin taleplerinin reddine karar verildiği, Hakem kararına karşı temyiz yoluna gidilip gidilmediği, bu kararın kesinleşip kesinleşmediği araştırılmadan, kesinleşmiş ise bu dava bakımından kesin hüküm niteliği oluşturup oluşturmadığı da tartışılmadan karar verildiği”gerekçesiyle Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI SONRASI İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, karar tarihinde yürürlülükte olan 5684 Sayılı Sigortacılık Kanununu’nun 30/12. Maddesinde “Hakemin 5684 sayılı Kanun uyarınca verdiği kırkbin Türk lirasına kadar olan kararlar her iki taraf için kesindir.” hükmünün yer aldığı,Sigorta Tahkim Komisyonu’nun kararın komisyon bünyesinde kesinleştiği, dava konu kazaya ilişkin davacının mahkememize dava açmadan önce davacı tarafça davaya konu kaza nedeniyle Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulduğu ve 27/09/2011 tarihli K-2011/810 sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararı ile taleplerin reddine karar verildiği, tahkim heyeti tarafından verilen kararın ilam niteliğinde olduğu ve kararın komisyon bünyesinde kesinleştiği, tahkime konu uyuşmazlığın taraflarının, konusunun ve talep sonucunun aynı olduğu, aynı davanın daha önce kesin hükme bağlandığı ve bu dava yönünden kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle HMK nın 114/1-i ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, dosya kapsamında alınan aktüerya raporuna göre davacı …. ‘in 14.708,41 TL, davacı …. ‘nin 118.889,15 TL, davacı …. ‘in 3.261,91 TL, davacı …. ‘nin 3.742,60 TL, destek zararı olmak üzere toplam 140.602,07 TL destek tazminatının hesaplandığını, bu tutarlar yönünden davayı ıslah ettiklerini, aktüerya raporunda da belirlendiği üzere davalı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödeme ile arasında fahiş derecede fark bulunduğunu, TTK ‘nın 111. Md gereğince davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle kesin hüküm dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Tahkim, tarafların aralarındaki uyuşmazlığın çözümlenmesi için yaptıkları anlaşma çerçevesinde, devlet tarafından denetlenen, kararları kesin hüküm teşkil eden ve mahkeme kararları gibi icra edilebilen özel bir yargı faaliyetidir.

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30.maddesi 23.fıkrasında “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde Hukuk Yargılama Yasası’nın hükümleri, sigortacılıkta tahkim hakkında da kıyasen uygulanır” denilmesine göre, 6100 sayılı HMK’nın “Tahkime” ilişkin hükümlerini sigortacılık tahkiminde de geçerli saymak gerekir.
14.06.2007 tarihinde 26552 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve aynı tarihte yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. Fıkrasının tahkim tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde, “Uyuşmazlığa düşen taraflar arasında, açık ve yazılı şekilde yapılması gereken sözleşme ile daha yüksek bir tutar belirlenmemişse, hakemin verdiği kırkbin Türk Lirasına kadar olan kararlar her iki taraf için kesindir. Kırkbin Türk Lirasının üzerindeki kararlar için temyize gidilebilir” hükmü mevcuttur.
Somut olayda, davacı tarafça istinafa konu dava açılmadan önce davaya konu kaza sonucu murisleri …. ‘ın vefatı nedeniyle uğranılan bakiye destek zararının tazmini istemiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla …. için 4.000,00 TL, …. , …. ve …. için 300,00 er TL destekten yoksun kalma ve 100,00 TL cenaze gideri olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi zararın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsili için Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulduğu, Sigorta Tahkim Komisyonunun 27.09.2011 tarihli 2011/810 Karar sayılı kararı ile sigorta şirketinin yapmış olduğu ödeme ile hakem heyeti tarafından hesaplanan tazminat arasında 2.856,725 TL fark bulunduğu ve bu farkın fahiş olmadığı gerekçesiyle taleplerin reddine karar verildiği, kararın komisyon bünyesinde kesinleştiği, 5684 sayılı Sigortacılık Kanununu’nun 30/12. maddesi gereğince de kararın kesin olduğu, Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından verilen kesin kararın ilam niteliğinde olup uyuşmazlığın taraflarının, konusunun ve talep sonucunun aynı olması nedeniyle bu dava yönünden kesin hüküm teşkil ettiği sonucuna varılmakla; mahkemece HMK nın 114/1-i ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar yönünden istinaf karar harcı olan 59,30 TL peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacıların yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.17.12.2021