Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1015 E. 2021/1059 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1015
KARAR NO : 2021/1059

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21.01.2021
NUMARASI : 2020/374 E. 2021/70 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 24.09.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24.09.2021

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21.01.2021 gün ve 2020/374 E. 2021/70 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalılar … ve … vekilince tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın 10/06/2019 tarihinde davalı sigorta şirketin tarafından Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalanan ve davalılardan …’a ait, diğer davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile çarpışması sonucunda meydana gelen trafik kazası sonucunda müvekkilinin yaralandığını, davalı …’ın tam kusurlu olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin geçici ve kalıcı iş göremezlik, efor ve kazanç kaybı zararı olarak 500,00 TL, tedavi ve iyileşme masrafları ile tedavi ve iyileşme için yol masraflarına karşılık 500,00 TL, bakıcı gideri olarak 500,00 TL olmak üzere toplam 1.500,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … A.Ş. vekili, zarar sigortalarında seçimlik yetki bulunduğunu, davanın ya davalının yerleşim yerinde ya da rizikonun gerçekleştiği yerde açılabileceği, bu davanın yetkili yargı merciinde açılması gerekirken davanın yetkisiz İzmir Mahkemeleri’nde açıldığını, müvekkili şirketin merkezinin İstanbul’da olduğunu, İzmirde bölge müdürlüğü bulunmadığını, kazanın gerçekleştiği yerin İzmir’in Foça İlçesi olduğunu, yetkili mahkemenin İzmir Ticaret Mahkemesi olmadığını savunarak dosyanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, esas yönünden de davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili, davacının ani ve kontrolsüz bir hızla kavşağa girerek kazaya sebebiyet verdiğini, kazada müvekkili …’ın bir kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davalı şirket merkezinin İstanbul olduğu, tarafların yerleşim yerlerinin ve haksız fiilin meydana geldiği yerin veya davacının zarar görme ihtimalinin bulunduğu yerin İzmir olmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun sigorta şirketinin bölge müdürlüğünün bulunduğu yerin yetkisi hususundaki kararının bu dava bakımından geçerli olmadığı, davalı şirketin yetki itirazının süresinde ve usulünce yapıldığı, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar … ve … vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalılar … ve… vekili, müvekkillerinin yetki itirazında bulunmadığı halde, sadece davalı … A.Ş. tarafından yapılan yetki itirazı neticesinde, müvekkilleri bakımından da yetkisizlik kararı verilmesinin hatalı olduğunu, kesin yetki kuralının ve davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığını, müvekkilleri yönünden dosyanın tefriki gerektiğini savunarak kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan maddi zararların tazmini istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yazılı gerekçeyle davanın yetki yönünden usulden reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinafa başvuran tarafın istinaf başvuru dilekçesinde bildirdiği sebeplerle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6/1. maddesinde, genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, 7. maddesinde davalı birden fazla ise davanın, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği, ancak dava sebebine göre kanunda davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılacağı, birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkemenin, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı vereceği, aynı Yasa’nın 16. maddesinde haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğu, diğer taraftan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi ve ZMSS Genel Şartlarının C.7. maddesi ile de motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davaların sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir.
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
Davaya konu trafik kazasının Foça’da meydana geldiği, davalılardan … ve …’ın …’da ikamet ettikleri, davacının yerleşim yerinin İzmir-Çiğli olduğu, davalı sigorta şirketinin merkezinin ise İstanbul’da olduğu ve İzmir’de şubesinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre davanın açıldığı İzmir Mahkemeleri gerek HMK’nın 7 ve 16. maddeleri, gerekse KTK’nun 110/2. maddesi uyarınca yasanın yetkili kıldığı mahkemelerden olmayıp, davalılardan sadece … A.Ş. tarafından cevap süresi içerisinde yetki itirazında bulunulmuştur.
Mahkemece, davalılar … ve … tarafından yetki itirazında bulunulmamasına rağmen, davalı … A.Ş. ile birlikte bu davalılar hakkında açılan davada da yetkisizlik kararı verilmiştir. Oysaki, kesin yetki kuralı söz konusu olmayan bu davalarda, mahkemenin yetki itirazı bulunmayan davalılar hakkında resen yetkisizlik kararı vermesi mümkün değildir. Davanın kanunda öngörülen genel ve özel yetkili mahkemelerden birinde dava açılmadığı, seçme hakkının davalı tarafa geçtiği, davalı … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde yetki itirazında bulunarak, dosyanın İstanbul Mahkemelerine gönderilmesinin talep edildiği, adı geçen davalının kendisine geçen seçimlik hakkını İstanbul Mahkemeleri olarak bildirdiği anlaşılmakla, mahkemece davalılar … ve … hakkındaki dava tefrik edilerek yeni kaydedilen esasında devam edilmesi, davalı … A.Ş. hakkında ise yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, tüm davalılar hakkında yetkisizlik kararı verilmesi yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi uyarınca davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2- İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21.01.2021 tarih 2020/374 Esas 2021/70 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf harçlarının istek halinde istinaf yoluna başvuranlara iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca kesin olmak üzere 24.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.