Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1013 E. 2022/1579 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1013
KARAR NO : 2022/1579

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02.03.2021
NUMARASI : 2018/1051 E. – 2021/163 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 02.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.11.2022

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 02.03.2021 gün ve 2018/1051 E. – 2021/163 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 14/09/2017 tarihinde dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacının sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yaralamalı trafik kazası yaptığını, davacının yaralandığını ileri sürerek, yaralanmaya bağlı olarak kalıcı iş gücü kaybı ve geçici iş göremezlik zararının davalı …ndan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 23.12.2020 tarihli ıslah dilekçesinde, talebini 10.293,55 TL’ye çıkarılmasını talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, kaza sebebiyle davacıya 29.771-TL ödeme yapıldığını, ödeme sebebiyle davacının alacağının bulunmadığını, müvekkili sigorta şirketine 2918 sayılı yasanın 97 maddesine göre başvurusunun bulunmadığını, bu sebeple davanın usulden reddinin gerektiğini, ödeme sebebiyle …nın ibra edildiğini, davanın açılmasının hukuken geçerli olmadığını, geçici iş göremezlik zararının teminat kapsamında bulunmadığını, davacının sürücü belgesi olmadan araç kullandığını, mütefarik kusurun bulunduğunu, koruyucu tertibat takmadan motosiklet kullandığını, tespit edilecek tazminattan mahsup yapılması gerektiğini, malüliyet oranın tespiti için tam teşekküllü hastaneden rapor alınması gerektiğini, zararın tespitinin gerektiğini, sürücü kusurlarının tespitinin gerektiğini, ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapılması gerektiğini, ödeme tarihindeki verilere göre zararın karşılandığını, aksi halde yapılan ödemenin güncellenerek tazminattan mahsubunun gerektiğini, sosyal güvenlik kurumundan tazminat alınmış ise mahsubunun gerektiğini, sorumluluğun teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin temerrüdünün oluşmadığını, aktüerya hesabından TRH 2010 tablosunun ve teknik faiz uygulanması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 14/09/2017 tarihinde dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacının sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yaralamalı trafik kazası yaptığı, davacının yaralandığı, yaralanmaya bağlı olarak kalıcı iş gücü kaybı ve geçici iş göremezlik zararının davalı …ndan tazmininin talep edildiği, meydana gelen kazada sigortasız araç sürücüsünün % 75 oranında davacı sürücünün % 25 oranında kusurlu olduğu, kusur indirimi yapılarak davacının yaralanması sebebiyle geçici iş göremezlik zararının 10.293,55-TL olduğu, kalıcı iş göremezlik zararının 43.892,75-TL olduğu, sigorta şirketi tarafından yapılan 29.771-TL ödemenin güncellenmiş değeri 34.340,85-TL’nin malüliyet zararından mahsubu ile bakiye malüliyet zararının 9.551,90-TL olduğu, davacının toplam bedensel zararının 19.845,45-TL olduğu, zararın tazmininden 5684 sayılı yasanın 14 maddesine göre davalı … faiziyle birlikte sorumlu olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile 10.293,55-TL geçici iş göremezlik zararı, 9.551,90-TL kalıcı iş gücü kaybı olmak üzere toplam 19.845,45-TL’nin 26/06/2018 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte …ndan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davacı tarafça usulüne uygun başvuru şartının yerine getirilmediğini, dosyaya sunulan makbuz ve ibraname gereğince davacı tarafın tüm tazminat alacaklarına ilişkin müvekkil kurumdan başka bir alacağının kalmadığını, bu kaza ile ilgili olarak davalıyı ibra ettiğini, davalının davacıya ödenen tazminatı uzman aktüere hesaplatarak ödediğini, ibranamenin geçerli olduğunu, KTK 111.maddesine göre davacının imzalamış olduğu ibranamenin geçersiz olabilmesi için tespit edilen tazminat ile ibraname arasında fahiş farkın olması gerektiğini, …nın bedensel zararlardan sorumlu olduğunu, geçici işgöremezlik tazminatının buna dahil olmadığını, teminat dışında kaldığını, tazminat hesaplamasına esas alınan maluliyet raporunun resmi gazetede 20.02.2019 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren Erişkinler İçin Engelilik Değerlendirmesi hakkındaki yönetmelik uyarınca yapılması gerektiğini, raporda başvurucunun sürekli maluliyetine ilişkin bir hususun olmadığı, kazanın gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükteki mevzuatın uygulanmadığını, davalı hakkında tanzim edilen raporun ortopedi uzmanı doktor bulunmaksızın alındığını, raporun mevzuata uygun olmadığını, hükme esas alınan kusur raporunun yerinde olmadığını, davacının kaza esnasında koruyucu ekipman (dizlik) kullanmadığından müterafik kusurlu olduğunu, davacının kullanmakta olduğu motosiklete ilişkin yeterli sürücü belgesinin de bulunmadığından müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, ödeme tarihine göre hesaplanan tazminattan geçici işgöremezlik tazminatı çıkarıldığında ve müterafik kusur indirimleri yapıldığında davacıya yapılan ödemenin fazlasıyla zararı karşıladığını, kusur raporu alınmadan hüküm tesis edilemeyeceği, …nın temerrüdünün bulunmadığını, istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, 14.09.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu geçici ve sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dosya içerisinde alınan İzmir 38. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/271 esas sayılı dosyasında trafik bilirkişisi tarafından ibraz edilen rapor içeriği ile dava dosyasının içerisinde trafik bilirkişisi de bulunan üçlü bilirkişi heyetinden almış olduğu raporlarda belirlenen kazaya karışan sürücülerin kusurlarına ilişkin bilirkişi raporlarının birbiriyle uyumlu olup, kazanın meydana geliş şekline nazaran yeterli içerikte tanzim edildiği görülmekle istinaf eden vekilinin kusura ilişkin istinaf nedenleri yerinde değildir.
Öte yandan davacıya ilişkin Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden alınan 22.07.2019 tarihli maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan “Engellilik Ölçütü Sınıflandırması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” hükümleri uyarınca yapıldığı, bu itibarla olay tarihindeki yönetmelik hükümlerine göre maluliyet tespitinin yapıldığı anlaşılmakla istinaf edenin bu husustaki istinaf istemi yerinde değildir.
Davalı vekilinin geçici işgöremezlik tazminatı yönünden istinaf nedenlerinin incelenmesinde, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere geçici iş göremezlik zararı KTK’nın 98. maddesi kapsamında SGK’nın sorumlu olduğu tedavi giderleri arasında sayılamayacağından davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olması nedeniyle davalı sigorta şirketi vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının da reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin müterafik kusura yönelik istinaf sebebinin incelenmesinde; zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur, 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde (Borçlar Kanunu’nun 44.) düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Davalı vekili kaza esnasında davacının koruyucu elbise ve dizlik gibi koruyucu ekipman takmaması sebebiyle müterafik kusurlu olduğunu, bu nedenle hükmolunacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150/1-a bendi gereğince motosiklet sürücülerinin koruyucu kıyafet olarak kask takması mecburi iken, dizlik takılması gerektiğine ilişkin olarak herhangi bir hüküm bulunmadığı gibi, bu nedene dayanarak müterafik kusur indimi yapılması gerekmediği anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Ancak Yargıtay tarafından uygulama birliğinin sağlanması için tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 Yaşam Tablosunun esas alınması yönünde içtihat geliştirmesi nedeniyle, davacı yönünden bakiye ömür süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılmasıyla hesaplamanın yapılması icap etmektedir. (Yargıtay 4. H.D’nin 14.03.2022 tarih 2021/15277E, 2022/14707K). Bu durumda talep edilen geçici ve sürekli işgöremezlik zararı yönünden dosyanın evvelce rapor tanzim eden aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek TRH 2010 tablosu ve progresif rant yöntemi uygulanmak suretiyle ek rapor aldırılarak (istinaf yoluna gelenin kazanılmış hakları korunmak suretiyle) hüküm kurulması gerekmekle, istinaf istemleri yerinde görülmüştür.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.03.2021 tarih 2018/1051 E. – 2021/163 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 02.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.