Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1007
KARAR NO : 2021/723
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22.03.2021
NUMARASI : 2010/355 E.
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbire İtiraz
KARAR TARİHİ : 16.06.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 16.06.2021
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.03.2021 tarih 2010/355 E sayılı kararının Dairemizce incelenmesi asıl davada davalı birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, gereği konuşulup düşünüldü;
Talep, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması, değiştirilmesi istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmiş, ihtiyati tedbirin kaldırılmasını isteyen (asıl davada davalı/birleşen davada davacı) vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İhtiyati tedbir talebinin reddi üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği gibi (HMK. m. 391/1), ayrıca yokluğunda ihtiyati tedbir kararı verilen kişinin itirazı üzerine verilen karara karşı da istinaf yoluna başvurulabilecektir. Gerek Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda gerekse Hukuk Muhakemeleri Kanununda ara kararlarına karşı kanun yoluna başvuru kabul edilmemiştir. Yukarıda da belirtildiği üzere, ihtiyati tedbir hakkında verilen kararlara karşı ancak belli durumlarda istinaf yoluna başvurulabilecektir. Nitekim, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 396. maddesinde durum ve koşulların değişmesi sebebiyle ihtiyati tedbirin değiştirilmesi veya kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararın istinaf edilemeyeceği aslında kanun koyucunun da açık ve bilinçli bir tercihidir. Zira durum ve koşulların değişmesi sebebiyle itiraz hakkında Hukuk Muhakemeleri Kanununun 396. maddesinin ikinci fıkrasında, 394. maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarının kıyasen uygulanacağı açıkça belirtilmiştir. Bu şekilde 394. maddenin üçüncü fıkrasına yapılan atıf ile üçüncü kişilerin de itiraz edebileceği, dördüncü fıkraya yapılan atıf ile de itirazın şekli ve incelenmesinin kıyasen uygulanacağı düzenlenmiştir. Dikkat edilirse kanun yoluna başvuru imkanını düzenleyen 394. maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmamıştır. Gerekçede de belirtildiği gibi ihtiyati tedbir kararı verildikten sonra, mevcut olan durum ve koşulların dava sırasında birden fazla değişmesi mümkün olabilir ve her seferinde itiraz edilebilir, her itiraz üzerine verilen karara karşı kanun yoluna başvurulması, ihtiyati tedbir kararlarına karşı başvurulması öngörülen istinaf yolundan beklenen amacın tam tersine bir sonuç doğuracaktır. Durum ve koşulların değişmesi sebebiyle yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı ancak esas hükümle birlikte kanun yoluna başvurulabilecektir (Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 01.06.2012 tarihli Hukuki Mütalaa). (Yargıtay 11. H.D’nin 2012/6529 E-9660 K, 2013/14149 E- 19141 K sayılı kararları)
Somut olayda, yargılamanın başından itibaren ihtiyati tedbir kararları verildiği, en son tarafların talebi üzerine mahkemesince 22.03.2021 tarihli gerekçeli ara karar ile yargılama aşamasında gelinen aşama itibariyle tedbir kararının kaldırılması ve değiştirilmesi isteminin yerinde görülmeyerek reddine karar verilmiş, bu karar istinaf konusu edilmiş bulunmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 396. maddesinin ikinci fıkrasında, 394. maddenin beşinci fıkrasına atıf yapılmamış olmakla durum ve koşulların değişmesi sebebiyle ihtiyati tedbir kararının değiştirilmesi ve bu karara itirazların reddedilmesi hakkındaki kararlara karşı istinaf yoluna başvurulması mümkün olmadığından istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbirin kaldırılmasını isteyen (asıl davada davalı/birleşen davada davacı) vekilinin istinaf dilekçesinin REDDİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle ihtiyati tedbirin kaldırılmasını isteyen (asıl davada davalı/birleşen davada davacı) tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 396 ve 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere 16.06.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.