Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2021/1000 E. 2021/1565 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1000
KARAR NO : 2021/1565

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/04/2021
NUMARASI : 2019/118 Esas 2021/360 Karar
DAVANIN KONUSU : Rücuen Tazminat
KARAR TARİHİ : 20.12.2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 20.12.2021

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.04.2021 tarih 2019/118 Esas 2021/360 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, müvekkilinin Almanya’da faaliyet gösteren bir sosyal sigorta kuruluşu olduğunu, 08.12.2014 tarihinde müvekkilinin sigortalısı ….’in Manavgat ilçesinde yolun karşı tarafına geçmek üzere yola indiği sırada davalıların sürücüsü/işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın çarpmasıyla yaralandığını, kaza nedeniyle tedavi masraflarının müvekkilince ödendiğini, müvekkilinin davalı … ve davalı …’ya başvurusundan sonuç alamadığını ileri sürerek, 13.888,26 avronun tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili, HMK’nın 6, 7 ve 16. maddeleri uyarınca yetkili mahkemelerin İstanbul, Ankara ve Antalya mahkemeleri olduğunu belirterek davanın yetki yönünden reddini istemiş, ön inceleme duruşmasında kendileri yönünden yetkili mahkemenin Ankara mahkemeleri olduğunu belirtmiştir.
Davalı …. vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı …, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, sigorta şirketinin bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğuna dair bir düzenlemeye yer verilmediği, sigorta bölge müdürlüğünün bulunmadığı yerde açılan eldeki dava yönünden davaya bakmakla Ankara mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle HMK’nın 114/1-ç maddesi gereğince yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI: Dairemizce, somut uyuşmazlık türü için kanunda kesin yetki kuralı öngörülmediğinden yetki itirazının ilk itiraz niteliğinde olduğu, HMK’nın 6,7, 16 ve KTK’nın 110. maddeleri uyarınca birden çok yetkili mahkeme bulunduğu, davalı … vekilinin iki haftalık cevap süresi içinde verilen süre uzatım dilekçesinde ve süre uzatım kararından sonra verilen cevap dilekçesinde yetkili mahkemelerin İstanbul, Ankara ve Antalya mahkemeleri olduğunu belirttiği,arcak hangi mahkemeyi seçtiğini açıkça bildirmediği, davalı … vekilince yetki ilk itirazında bulunulurken seçilen mahkeme açıkca gösterilmediğinden yasanın amir hükmü gereğince yetki itirazının dikkate alınmasının mümkün olmadığı, sonradan yapılan ön inceleme duruşmasında seçilen yetkili mahkemenin bildirilmesinin bu sonucu değiştirmeyeceği, yetki itirazı dikkate alınmaksızın davanın esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI SONRASI İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, iddia, savunma,bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, uyuşmazlığın temelini teşkil eden trafik kazası nedeniyle dava dışı sürücünün %100 kusurlu olduğu, dava dışı Alman uyruklu yayanın kusursuz olduğu, dava dışı yayanın dava konusu kazadan kaynaklı çeşitli hastanelerde tedavi altına alındığı, bu kapsamda dosyaya sunulan aktüer raporunun konunun uzmanı bir bilirkişi tarafından düzenlenmesi ve raporun oluşturulmasında esas alınan yasal düzenlemelerin ve sağlık uygulama tebliğinin doğru değerlendirilmiş olması göz önüne alındığında hüküm kurmaya elverişli olduğu, toplam 13.888,26 Euro tutarında tedavi giderinin yapıldığı, yapılan bu tedavi giderlerinden fizyoterapi gideri ve yataklı tedavi hizmet bedeli olmak üzere toplam 4.160,67 Euro’nun raporda belirtilen SUT hükümleri kapsamında …. ‘nın sorumluluğunda olduğu, diğer geri kalan tedavi hizmetlerine ilişkin toplam 9.727,59 Euro’nun ise davalı …’nın sorumluluğunda olmayacağı ve fakat bu tutardan diğer davalı kazaya karışan araç malikinin 2918 sayılı yasanın 85 ve 86. Maddeleri uyarınca, kazaya karışan aracın ZMMS sigortacısı olan davalı … şirketinin 2918 sayılı yasanın KTK’nın 91 ve devamı maddeleri uyarınca müteselsilen sorumluluğunun olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 4.160,67 Euro’nun 05.11.2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankası’nın efektif satış kuru karşılığının davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, 9.727,59 Euro nun davalı … açısından 05/11/2018 tarihinden itibaren diğer davalı … açısından olay tarihi olan 08/12/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankası’nın efektif satış kuru karşılığının davalı … ve …’ten müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … vekili, davacı şirketin Almanya ‘da faaliyet gösteren bir sigorta şirketi olup davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davalı … ‘nın yaralananın Türkiye sınırları içindeki tedavisini yaptırdığını, yurtdışında yaptırdığı tedavi giderlerini …. ‘nın karşılama yükümlülüğü bulunmadığını, davacı yabancı tüzel kişi olduğundan, MÖHUK 48.Md gereğince teminat gösterme zorunlululuğu bulunduğundan teminat yatırılması hususunda mahkemece yasada belirtilen hususların yerine getirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davanın zaman aşımına uğradığını, davanın 2918 sayılı yasa uyarınca 2 ve 10 yıllık zaman aşımına tabi olup, olay ve tedavi giderlerinin yapıldığı tarih itibariyle 2 yıllık süre geçtiğinden zaman aşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacı kurumun taraf sıfatı bulunmadığını, davalı … ‘ya karşı talep hakları olan kişilerin talep haklarının hiçbir şekilde 3. kişilere ve bu kapsamda zararı gideren sigorta şirketlerine geçmeyeceğini, mülga 506 sayılı yasa ve 5510 sayılı yasada acil hallerde alınan sağlık hizmet bedelinin …. sigortalısı tarafından talep edilebileceğinin düzenlendiğini, davacının TTK uyarınca halef sıfatı bulunmadığından husumet nedeniyle reddi gerektiğini, 04.04.2015 tarihli 6645 sayılı yasanın 60. Md.si ile KTK ‘nın yeniden düzenlenen 98. Md sine kazazedenin sosyal güvencesinin olup olmadığına bakılmaksızın ibaresinden sonra gelmek üzere, genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde ibaresinin eklendiğini, kanunun bu hükmü uyarınca …. tedavi giderlerinden sağlık uygulama tebliğinde belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde sorumlu olup, ödenmesi gereken miktarın üzerinde yapılan tedavi giderleri için …. ‘nın bir sorumluluğu bulunmadığını, Hazine Müsteşarlığı’nca çıkarılan 27.08.2011 tarihli Resmi Gazete ‘de yayımlanarak yürürlüğe giren Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 4/1 md gereğince tedavinin getirdiği tüm sağlık hizmet bedellerinin kurum tarafından sağlık uygulama tebliğinde yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağının belirtildiğini, davalı …’ca çıkarılan 2012/5 sayılı genelgenin 5. Fıkrasında yabancı uyruklu kişilerin trafik kazalarına bağlı tedavilerinin devamının yabancı ülkelerde sürdürmeleri halinde yurtdışında verilen tedavi hizmetlerinin bedelinin kurumca karşılanmayacağının belirtildiğini, Türkiye sınırları dahilinde tedavi giderleri karşılandığından yurtdışında yapılan tedavi giderlerinin …. ‘dan karşılanması için talepte bulunulmasının hukuki dayanağı bulunmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası sonucu Alman uyruklu davacının Almanya ülkesinde yaptığı tedavi giderlerinin trafik kazasına sebebiyet veren aracın maliki, sürücüsü, zorunlu mali mesuliyet sigortacısı ve …. ‘dan rücuen tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Borçlar Kanunu 73 maddesinde “Rücu istemi tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlanılarak iki yılın ve herhalde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak 10 yılın geçmesi ile zamanaşımına uğrar. Tazminatın ödenmesi kendisinden istenilen kişi durumu birlikte sorumlu olduğu kişilere bildirmek zorundadır, aksi halde zamanaşımı bu bildirimin dürüstlük kurallarına göre yapılabileceği tarihte işlemeye başlar” hükmü yer almaktadır. Burada sözü edilen 10 yıllık süre genel zamanaşımı süresi olup, davanın tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlusunun öğrenilmesinden itibaren 2 yıl içinde açılması gerekmektedir. 2 yıllık kısa zamanaşımı başlangıç tarihi zarar sorumlusunun öğrenildiği ve rücu konusu tazminatın tamamının ödendiği tarihtir.
2918 Sayılı KTK.’nun 109/4. maddesinde motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu haklarının, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrayacağı hüküm altına alınmıştır.
Eldeki davada, dava dışı Alman uyruklu kişinin 08.12.2014 tarihinde Manavgat ilçesinde geçirdiği kaza nedeniyle Almanya ülkesinde yaptığı tedavi giderlerinin davacı kurum tarafından ödenmesi sonucu ödenen yurtdışı tedavi bedellerinin trafik kazasına sebebiyet veren aracın maliki, sürücüsü, zorunlu mali mesuliyet sigortacısı ve …. ‘dan rücuen tahsili istenmiştir. Davalı … vekili, yasal süresi (esasa cevap süresi) içinde zamanaşımı def’i ileri sürmüş, mahkemece davalı … vekilinin zamanaşımı defi hakkında herhangi bir karar verilmemiştir. Trafik kazası nedeniyle ödenen tedavi bedellerinin rücuen tazmini istemiyle açılan bu dava TBK 73.maddesinde ve 2918 Sayılı KTK.’nun 109/4. maddesinde belirtilen 2 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Davacı tarafça dava dilekçesi ekinde tercümesi ibraz edilen toplam bilgilendirme hizmetleri başlıklı belgelerde fizyoterapi gideri ve yataklı tedavi hizmet bedellerine ilişkin ödemelerin onaylandığı, 08.12.2014 -25.10.2016 tarihi aralığı dönemi olarak belirtilmiş olmakla, ödeme tarihinin en geç 25.10.2016 tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğinden ödeme tarihi olarak kabul edilen 25.10.2016 tarihinden itibaren iki yıllık süre geçtikten sonra eldeki davanın 06.11.2018 tarihinde açıldığı ,dava tarihi itibariyle 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçirilmiş olması nedeniyle davalı … tarafından süresinde zamanaşımı definde bulunulduğu gözönüne alınarak, davalı … hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı … vekilinin zamanaşımına yönelik istinaf itirazı haklı bulunmuştur.
Bu durumda bu hususta yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden davalı … hakkında karar verilmesi gerekmiş, karara karşı istinaf yoluna başvurmayan davalılar …. ve … hakkındaki verilen karar kesinleştiğinden yasa gereği bu davalılar hakkında verilen karar aynen tekrar edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.04.2021 tarih 2019/118 Esas 2021/360 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davalı … hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
Davalılar …. ve … hakkındaki davanın KABULÜ ile,
9.727,59 Euro nun davalı … açısından 05/11/2018 tarihinden itibaren diğer davalı … açısından olay tarihi olan 08/12/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankası’nın efektif satış kuru karşılığının davalı … ve … ‘ten müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 4.063,76 TL karar ve ilam harcından 296,95 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.766,81 TL karar ve ilam harcının davalı … ve … ‘ten müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 296,95 TL peşin harcın davalılar sigorta şirketi ve … ‘ten alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvuru harcı 1.152,55 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 1.188,45 TL yargılama giderinden kazanıp kaybetme oranına göre hesap edilen taktiren 831,91 TL’sinin davalı … ve … ‘ten müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 8.426,19 TL vekalet ücretinin davalı … ve … ‘ten müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı … kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden yürürlükteki avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’na verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı … vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
3-İstinaf yoluna başvuranın ödediği istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvuru harcı istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.20.12.2021