Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/989 E. 2023/130 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/989
KARAR NO : 2023/130

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
127224
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26.12.2019
NUMARASI : 2018/148 E. 2019/1479 K.
DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 26.01.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26.01.2023
İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.12.2019 tarih 2018/148 E. 2019/1479 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili ve davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin 05/03/2017 tarihinde dava dışı …’ün maliki olduğu … plaka sayılı araçta yolcu iken maliki … ve davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka plakalı aracın çarpması sonucunda ağır bir şekilde yaralandığını, müvekkiline çarpan araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, kazaya sebebiyet veren aracın ZMMS sigortalısının davalı … Sigorta A.Ş. olduğunu, bu nedenle davalının müvekkilinin uğradığı zararın tümünden sorumlu olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 300.-TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş.den teminat limitleri dahilinde dava tarihinden diğer davalılardan ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline, 50.000.-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’tan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara sorumlulukları oranında tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 16.10.2019 tarihli sunmuş olduğu bedel arttırım dilekçesi ile 100,00 TL olan geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat talebini 1.505,63 TL ye, tedavi kaynaklı sair harcamalar ve ulaşım giderlerinden kaynaklı maddi tazminat talebini 200,00 TL ye arttırmıştır.
CEVAP : Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacının 13/12/2017 tarihinde davalı şirkete başvurduğunu ve hasar dosyası açıldığı, yeterli evrakların eksik olması nedeni ile yeterli değerlendirme yapılamadığı, eksik evraklar tamamlanmadığından ödeme yapılmadığı, davacının başvurusu KYT.nun 97.m. kapsamında geçerli başvuru sayılması mümkün olmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddine, esasa ilişkin davalı şirket poliçe limiti ile sınırlı olup sürücünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, kusur durumu net ve kesin tespit edilmesi, davacının kalıcı sakatlığının tespiti için rapor alınması halinde meslekten kazanma gücü kaybı oranından değil özürlülük oranının dikkate alınmasını, maluliyet tazminatına ilişkin hesaplama TRH 2010 tabloları esas alınarak yapılmasını, davacının talep ettiği geçici iş göremezlik gideri davalı şirketin sorumluluğunda olmayıp SGK ait olduğuna, davacının sosyal sigorta kurumuna bağlı olup olmadığı araştırılmasına, faizi hükmedilmesi halinde hükmedilecek faiz dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizine, bu nedenle davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekalet davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, cevap dilekçesinde; yargılama aşamasındaki delilleri meyanında sabit olacağı üzere haksız ve yersiz ve yasal mesnetten tamamen yoksun bulunduğundan yargılamanın icrası ile reddine karar verilmesini, meydana gelen kazada davalı sürücünün asli ve tam kusurlu olduğu, kesinleşmediği davalı sürücü hakkında İzmir 8.Asliye Ceza Mah.nin 2018/41 Esas sayılı dosyasının devam ettiği davalıya ait … plakalı aracın ihtiyari mali sorumluluk sigortası … Sigorta A.Ş. tarafından yapıldığından davanın … Sigorta A.Ş. ihbar edilmesi, haksız ve yersiz ve yasal dayanaktan tamamen yoksun bulunan ihtiyati haciz talebinin reddine, haksız, yersiz ve yasal dayanaktan tamamen yoksun bulunan davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekalet davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a usulüne uygun dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edildiği, ancak süresi içerisinde davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, … plakalı aracın sürücüsü olan davalı …’ın kazanın meydana gelmesinde % 100 oranında kusurlu olduğu, alınan adli tıp raporuna göre davacının sürekli iş göremezliğinin bulunmadığı, geçici iş göremezliğinin üç ay olduğu anlaşılmıştır. Aktüer bilirkişi kaza tarihinde geçerli poliçe tarihini dikkate alarak tazminat hesabı yapmıştır. Hesap yaparken belirlenen geçici işgöremezlik süresine göre tazminat miktarının hesaplandığı, SGK tarafından yapılan geçici iş göremezlik ödemesinin mahsup edildiği, buna göre davacının 1.505,63.-TL geçici iş göremezlik, 200,00.-TL ulaşım gideri ve tedavi gideri tazminatı alacağı olduğu belirlenmiş, yapılan hesaplamaların mevzuata, içtihatlara ve dosya kapsamına uygun ve denetime açık olduğu anlaşılmıştır. Davacının sürekli maluliyetinin bulunmaması nedeniyle sürekli iş göremezlik talebinin reddine, 1.505,63.-TL geçici iş göremezlik, 200,00.-TL ulaşım gideri ve tedavi gideri talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.6098 s. TBK.nın 56. maddesine göre davalı tarafın haksız eylemi nedeni ile davacıda bedensel zarar meydana geldiği, eylemle zarar arasında illiyet bağı olduğu ve eylemde hukuka uygunluk bulunmadığı anlaşıldığından davacı yararına bir miktar manevi tazminata hükmetmek gerekmiştir. Davacı da meydana gelen yaralanmanın ağırlığı, yaşı ve tedavi süreci, her iki tarafın da sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınmış, tarafların kusur oranları da dikkate alınarak 5.000,00-TL manevi tazminatın adalete hak ve nesafete uygun olduğu, bir tarafın zenginleşmesine bir tarafın da fakirleşmesine neden olmayacağı anlaşıldığından, manevi tazminat talebinin kısmen kabülü sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, 1.505,63.-TL geçici iş göremezlik, 200,00.-TL ulaşım gideri ve tedavi gideri olmak üzere toplam 1.705,63.-TL nin davalı … Sigorta A.Ş.den dava tarihi olan 05/02/2018 tarihinden itibaren, davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 05/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı … Şirketi vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı … Şirketi vekili, davacının kendilerine usulüne uygun başvuruda bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkemece 10.12.2018 tarihli raporun esas alınmasının ve bu rapordaki Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğe aykırı şekilde rapor tanzim edilmesinin hatalı olduğunu, raporda uzman eksikliği bulunduğunu, hükmedilen geçici iş göremezlik, tedavi ve ulaşım giderinden kendilerinin sorumlu olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte faize hükmedilmesi halinde dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilebileceğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili, dava konusu kaza nedeniyle görülen İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/41 Esas sayılı dosyası beklenmeden kusur raporu alınmasının yerinde olmadığını, raporlar arasında çelişki bulunduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı belirlenirken 3 aylık sürenin kabul edilerek hesaplama yapılmasının kabule şayan olmadığını, tedavi kaynaklı harcamalar ve ulaşım giderlerinin reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde hüküm kurulduğunu, manevi tazminatın koşullarının oluşmadığını, miktarının kesinlikle kabule şayan olmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, 05.03.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı, ulaşım ve tedavi giderlerine ilişkin maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunun 5. maddesiyle değişik 2918 sayılı Kanunun 97. maddesi ile zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği belirtilmiştir. HMK’nın 114. maddesinde dava şartları gösterilmiş, 115/2. maddesindeki “Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklindeki düzenleme gereğince, eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hakim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir. HMK’nın 114. maddesinde gösterilen dava şartı olarak belirlenen bir çok hususun tarafça giderilebilecek bir noksanlık olarak görüldüğü madde gerekçesinden de anlaşılmaktadır. Aynı maddenin 2. fıkrası “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu” belirtilmiştir. Yargıtay 4. ve 17. Hukuk Dairelerinin yerleşik uygulamalarında KTK’nın 97. maddesinde düzenlenen , dava şartının tamamlanabilir dava şartı olduğu, kabul edilmektedir. Somut olayda, davacı tarafça, davadan önce davalı sigorta şirketine başvurulması üzerine hasar dosyası açıldığı, eksik bir belge bulunmadığı, mahkemeye tüm belgelerin sunulduğu ve rapor alınarak karar verildiği anlaşılmakla, dava şartı eksikliği bulunmadığından, davalı sigorta vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerinde değildir.
İlk Derece Mahkemesince Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden alınan 010.12.2018 tarihli raporda, kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca yapılan değerlendirme sonucunda davacının dava konusu trafik kazası nedeniyle sol kalçasında ağrı haricinde şikayeti olmayıp şahısta olaya bağlı skar dokusu olmadığı, yapılan ortopedik muayenesinde bilateral kalça hareketlerinin eşit ve doğal olduğunun izlendiği, kazaya bağlı kalıcı fonksiyon kaybının ve ilgili yönetmeliğe göre sakatlık oranına neden olabilecek bir arızasının olmadığı, tıbbi iyileşme süresinin 3 ay olduğu tespit edilmiş olup, raporda davacı hakkında Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile İzmir Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen raporların da değerlendirilmiş olmasına göre davalılar vekillerinin maluliyet durumuna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Yine ilk derece mahkemesince trafik uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 25.09.2018 tarihli bilirkişi raporunda, olay günü saat 00.20 sıralarında İzmir ili Bornova ilçesi Yunus Emre mahallesi Kemalpaşa caddesi ile sokağın kesiştiği kavşakta davalı sürücü idaresindeki … plakalı ticari araçla kırmızı ışıkta geçmek suretiyle davacı taraf sürücüsü idaresindeki … plaka sayılı araca çarpması şeklinde gerçekleşen olayda davalı araç sürücüsü …’ın 2918 Sayılı KTK’nın 47/b maddesini ihlal ederek tehlikeli ve tedbirsiz şekilde mevcut hızı ile kavşak alanına giriş yaparak davacının bulunduğu araca çarpması sonucunda %100 asli kusurlu olduğu, davacı taraf araç sürücüsü …’ün ise kendine yeşil ışık yanması nedeniyle kavşağa giriş yaptığı, meydana gelen kazada atfı kabil kusurunun olmadığı, davacı yolcu …’un araçta yolcu konumunda olup, meydana gelen kazada kusurunun olmadığı, yine dava dışı ticari araçta yolcu olan ….’inde herhangi bir kusurunun olmadığı rapor edilmiş, tespit edilen kusur oranlarının kaza tespit tutanağı ile uyumlu olmasına, kusur oranlarının tespit edilenden farklı olduğuna dair dosya kapsamında başka bir delil bulunmamasına göre, ceza dosyasının beklenmesi yönündeki ve kusur durumuna ilişkin davalı tarafın istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Aynı raporda aktüerya bilirkişisi tarafından davacının kusuru göz önünde bulundurularak, kalıcı maluliyetin gerçekleşmediği, SGK tarafından yapılan geçici iş göremezlik ödemesinin düşülmek suretiyle (2.706,55 TL) geçici iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminat alacağının 1.505,63 TL olduğu, tedavi ve ulaşım giderleri yönünden SGK sorumluluğunda olmayan gider toplamının 200,00 TL olmak üzere toplam 1.705,63 TL maddi tazminat alacağının bulunduğu tespit edilmiştir.
Tazminat isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda 1931 tarihli PMF cetvellerine göre saptanmakta ise de, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu nedenle TRH 2010 yaşam tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesi güncel veriler ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olduğundan tazminat hesaplamasında TRH 2010 yaşam yönteminin kullanılması gerekir. (Yargıtay 4. H.D. 03.01.2022 tarih ve 2021/9412 E – 2022/3622 K., 17. H.D. 23.03.2021 tarih 2020/ 6173 E. – 2021/ 3121 K. Sayılı ilamları) Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının bakiye ömür süresinin PMF 1931 tablosu esas alınarak hesaplanmış olmakla birlikte, istinafa gelenlerin sıfatlarına nazaran bu husus kaldırma nedeni yapılmamıştır.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’nın A.5-b maddesi gereği, zarar görenin tedavisinin devam ettiği döneme ilişkin geçici bakıcı gideri zararının, geçici işgöremezlik zararının ve tedavi giderlerinin sağlık giderleri içinde yer aldığı ve ZMSS teminatı kapsamında olmadığı kabul edilmişse de, 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98. maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır.
Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesi’nin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alınıp TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici iş göremezlik zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine aittir. (Yargıtay 4. H.D 10.03.2022 tarih 2021/12001 E, 2022/4532 K ve 24.03.2022 tarih 2021/22793 E, 2022/5790 K sayılı kararları). Davalı sigorta vekilinin geçici iş göremezlik ve tedavi-ulaşım giderlerinin SGK’nın sorumluluğunda olduğuna yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarına gelince; manevi tazminat, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve sosyal yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Somut olayda hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı kazanın oluş şekli, kusur durumu, olay tarihi, sosyal ve ekonomik koşullar, zararın ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında makul ve ılımlı bulunmuş olmakla manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … Sigorta A.Ş ve davalı … vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden istinaf karar harcı olan 458,06 TL’den peşin alınan 114,51 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 343,55 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … Sigorta A.Ş’nin yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 458,06 TL’den peşin alınan 114,51 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 343,55 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı …’nun yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 26.01.2023