Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/973 E. 2023/229 K. 10.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/973
KARAR NO : 2023/229

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24.12.2019
NUMARASI : 2018/555 E. – 2019/1295 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
DAVA TARİHİ : 70.05.2018
KARAR TARİHİ : 10.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 10.02.2023
İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.12.2019 tarih 2018/555 E. – 2019/1295 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ve davalı sigorta şirketi vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalıların sürücüsü ve ZMM sigortacısı olduğu araç ile davacının yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı kazada davacının yaralanarak iş gücü kaybına uğradığını, sigorta şirketine yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını, davalıların oluşan zararı karışılama yükümlülüğü bulunduğunu belirterek; belirsiz alacak davası olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 950,00-TL sürekli, 25,00-TL geçici iş gücü kaybı ile 25,00-TL bakıcı giderinin davalılardan, 20.000,00-TL manevi tazminatı ise davalı sürücüden olay tarihinden işleyecek yasa faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı sigorta şirketi vekili, görevli ve yetkli mahkemenin Manisa Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, sigorta şiketine başvuru şartlarının yerine getirilmediğini, davalı şirketin tedavi giderleri ve geçici iş görmezlik zararından sorumlu olmadığını, sigorta şirketinin sorumluluğunun sürücünün kusuru oranında poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusur ve maluliyetin genel şartlara uğun şekilde ATK tarafından tespit edilmesi gerektiğini, müterafik kusur ve hatır taşıması bulunduğunu, SGK tarafından yapılan ödemenin mahsup edilmesi gerektiğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, davacının kazadan sonra şikayetçi olmadığını, kendilerinden talebi olmadığını bildirdiğini, davanın Bergama Mahkemeleri’nde görülmesi gerektğini, olay tarihinde trafik sigortasının mevcut olduğunu, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin görevli ve yetkili olduğu, davacının fonksiyon kaybı bulunmadığı, 6 haftada iyileşebileceği, davalı sigortalının % 70 oranında asli diğer sürücünün %30 oranındaki tali kusurlu olduğu, davacının kazada yolcu olarak bulunması nedeniyle kusurunun bulunmadığı, olay nedeni işel davacının1.950,51-TL geçici iş göremezlik zararının bulunduğu, bakıcı gideri talebinden feragat edildiği, belirtilerek; davanın kısmen kabulü ile 1.950,51-TL’nin davalılar, 10.000-TL manevi tazminatın davalı Kanber’den tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı ve davalı sigorta şirketi tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, takdir edilen manevi tazminat miktarının çok düşük olduğunu, daha fazla miktarda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğini, maddi tazminat yönünden ayrıca vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin teminat dışında kaldığını, raporda hatır taşıması ve müterafik kusur durumlarının değerlendirilmediğini, davalı sigorta şirketinin manevi tazminat taleplerine ilişkin olarak sorumluluğu bulunmamasına rağmen davacı lehine hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderinin manevi ve maddi tazminat taleplerinin birlikte değerlendirilmesi suretiyle hesaplandığını, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, işletenin hukuki sorumluluğu ve ZMMS poliçesi kapsamında trafik kazası nedeni ile yaralanan davacının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre trafik kazası nedeni ile davacının oluşan zarardan davalı sigorta şirketi ve işleten sıfatına haiz sigortalı araç sürücüsünün, sürücünün kusuru oranında sorumlu olduğu amirdir.(Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve 2011/17-142 E. – 2011/411 K., 17. HD’ nın 20/05/2013 tairh ve 2012/8984 E. – 2013/7276 K. sayılı ilamları ) Ancak, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanun’unun 92. maddesinin (f) bendi ile Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının gereği manevi tazminat poliçe kapsamı dışında olduğundan davalı sigorta şirketinin manevi tazminat talebi yönünden her hangi bir sorumluluğu söz konusu değildir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile, zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, davacı tarafından davalıya 19.04.2018 tarihinde başvurunun yapılmış olmasına göre eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksikliğin tamamlanabileceği, açıktır. ( Yargıtay 4. HD’nın 08/03/2022 tarih ve 2021/11206 E. – 2022/4208 K. sayılı ilamı )
6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 341. maddesi uyarınca 2019 yılı için ilk derece mahkemeleri tarafından verilen miktar veya değeri 4.400,00-TL’yi geçmeyen malvarlığına ilişkin kararlar kesin olup, istinaf yoluna başvurulamaz. Kesinlik sınırı kamu düzenine ilişkin olup sınırın belirlenmesinde dava konusu alacağın değeri dikkate alınır. Eş söyleyişle alacak davalarında istinaf kesinlik sınırı belirlenirken, yalnız alacağın aslı yani asıl talep nazara alınır; faiz, icra tazminatı, ihtarname, delil tespiti ve yargılama gideri gibi giderler hesaba katılmaz. Eldeki dava dosyasında maddi tazminat istemi yönünden kabul edilen dava dava değeri 1.950,51-TL, red edilen dava değeri ise 975,00-TL olup, anılan Kanun hükmü uyarınca istinaf sınırının altında kaldığından kabul ve red edilen miktar yönünden kararın istinafı kabil değildir. Bu nedenle, kamu düzenine ilişkin olan haçlar dışında tarafların maddi tazminata yönelik istinaf dilekçesinin ayrı ayrı reddi gerekir.
6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince haksız bir eylem sonucunda zarara uğrayan kimse, uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesini isteyebilir. Manevi tazminat, zarar görenin kişilik değerlerinde meydana gelen eksilmenin ( manevi zararın )giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Esasen manevi tazminat, ne bir ceza, ne de gerçek manasında bir tazminattır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.(Yargıtay İBK 22/06/1966 tarih ve 1966/7 E. – 1966/7 K. sayılı ilamı) Olay nedeni ile yaralanan davacının manevi zarara uğrayacağı yadsınamaz bir gerçekliktir. Maddi zararda olduğu gibi manevi tazminatta kesin bir hesabın yapılması olanaksızdır. Bunun için tazminat miktarı, somut olayın özelliği, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak M.K.nun 4. maddesı uyarınca hakim tarafından takdir ve tayin edilir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak gösterilmektedir. Bu itibarla, davacının maruz kaldığı bu acı ve elem ile yaşadığı sıkıntılar nedeniyle oluşan manevi zararına karşılık özellikle tarafların kusuru dikkate alınarak İDM tarafından takdir edilen manevi tazminat anılan ilke ve esaslar çerçevesinde makuldür.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya, denetime elverişli, dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun olmasına, davacının mevcut yaralanmasına uygun düşecek şekilde manevi tazminatın takdirine, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıda belirtilen hususlar dışındaki tarafların istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Davacının dava dilekçesinde belirttiği tüm talepleri mahkemece hüküm fıkrasında ayrı ayrı sıra numarası altında gösterilmek suretiyle her biri hakkında karar verilmelidir. Mahkemece verilen hüküm fıkrasının açık ve icra edilebilir olması da gereklidir. Aksi hâlde hukukî belirlilik gereği açık ve infaz kabiliyeti bulunması gereken hüküm fıkrasının özellikle icrası sırasında şüphe veya tereddütler doğmasına ve hükmün icra edilememesi gibi durumlarla karşılaşılır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanun’unun 92. maddesinin (f) bendi ile Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının gereği manevi tazminat poliçe kapsamı dışında olduğu, bu tür davalarda, 6100 sayılı HMK’nun 110. maddesi kapsamında dava yığılması (objektif dava birleşmesi) kapsamında her bir talebin ayrı bir dava olduğu ve ayrı ayrı hüküm ve sonuç doğuracağı dikkate alınarak kabul edilen manevi tazminat yönünden hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderinin yalnızca davalı işleten …’den tahsiline karar verilmesi gerekirken, kararın infazında tereddüt oluşturacak şekilde davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinde isabet bulunmamaktadır. Bu itibarla, belirtilen hususlar yönünden davalının istinaf başvurusu yerindedir.

Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesine, yerinde görülmeyen davalıların istinaf başvurusu ile davacının sair istinaf itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Tarafların maddi tazminat yönünden kararın istinafı kabil olmadığından istinaf dilekçelerinin REDDİNE,
2-Davalı … Sigorta A.Ş.’nin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.12.2019 tarih 2018/555 Esas – 2019/1295 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
Davanın KISMEN KABULÜNE,
Maddi tazminat talebinin bedel artırım dilekçesine göre kabulü ile 1.950,51-TL geçici işgöremezlik tazminatının davalı sigortadan temerrüt tarihi olan 03/05/2018 tarihinden, davalı …’den kaza tarihi olan 16/12/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsiline,25,00-TL bakıcı gideri yönünden feragat nedeni ile davanın reddine,
Manevi tazminat talebi yönünden tarafların sosyal ve içtimai durumu, olayın oluş şekli ve kusur durumu dikkate alınarak takdiren 10.000,00-TL’nin davalı …’den alınarak kaza tarihi olan 16/12/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Maddi Tazminat davası yönünden; 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 133,23-TL harçtan maddi tazminat talebi kısmına tekabül ederek peşin alınan 3,41-TL ve ıslah ile alınan 6,57-TL harcın mahsubu ile bakiye 123,25-TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına, davacı tarafından yatırılan 3,41-TL peşin harç ile 6,57-TL ıslah harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Manevi Tazminat davası yönünden; 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 683,10-TL harçtan manevi tazminat talebi kısmına tekabül ederek peşin alınan 68,31-TL harcın mahsubu ile bakiye 614,79-TL harcın davalı …’den alınarak hazineye gelir kaydına, davacı tarafından yatırılan 68,31-TL peşin harcın davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 204,73-TL posta masrafı, 800,00-TL bilirkişi ücreti, 380,00-TL E.Ü.Adli Tıp Kurulu rapor masrafı olmak üzere toplam 1.384,73-TL yargılama giderinin maddi tazminat davasının kabul-red oranına göre hesaplanan 923,70-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından yapılan 48,60-TL posta masrafının manevi tazminat davasının kabul-red oranına göre hesaplanan 24,30-TL’sinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı manevi tazminat davası yönünden kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
Davalı sigorta şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden feragat edilen bakıcı gideri yönünden AAÜT uyarınca hesaplanan 25,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine,
Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuranların ödedikleri istinaf karar harçlarının istek halinde kendilerine iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı sigorta şirketi tarafından yapılan 204,08 TL başvurma harcından oluşan yargılama giderinin takdiren 102,04-TL’sinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 10.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.