Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/970 E. 2023/296 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/970
KARAR NO : 2023/296

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16.01.2020
NUMARASI : 2018/733 Esas 2020/41 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 22.06.2018
KARAR TARİHİ : 23.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23.02.2023

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.01.2020 tarih 2018/733 Esas 2020/41 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacının davalı kooperatiften istifa ederek ortaklıktan ayrılmak zorunda kaldığını, çıkma alacağı bulunduğunu, 10.000,00-TL ödeme yapıldığını, kalan miktarın ödenmediğini, söz konusu alacağın tahsili için başlatılan takibe davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına ve % 20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatının tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı kooperatifin ortağı iken istifa etmek suretiyle ortaklıktan ayrıldığı, 09.02.2016 tarihli istifa dilekçesinin, 14.03.2016 tarih ve 2016/08 sayılı kararla kabul edildiği, buna göre taraflar arasındaki ortaklık ilişkisinin 2016 yılında sona erdiği, ortaklığı sona erenlerin sermaye ve diğer alacaklarının, ayrıldığı yılın bilançosuna göre hesaplanıp, bilanço tarihinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiği, bilanço tarihinin bilançonun genel kurulca onaylanarak kesinleştiği tarih olarak kabul edildiği, 2016 yılına ait olağan genel kurul toplantısının 30.06.2017 tarihinde yapılmasının kararlaştırıldığı, 30.06.2017 tarihinde ortakların çoğunluğunun katıldığı ancak çağrıyı yapan yönetim kurulunun toplantıya katılmaması nedeniyle GK toplantısının ertelendiği, 2016 ve 2017 yıllarına ait olağan genel kurul toplantılarının birleştirilerek, 29.06.2018 çoğunluk sağlanamadığı takdirde 06.07.2018 tarihinde yapılmasına karar verildiği, 06.07.2018 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında, ibranın geriye bırakılması, hesap tetkik komisyonu kurulması, yönetim ve denetim kurullarının azledilerek, yenilerinin seçilmesi yönünde kararlar alındığı, dolayısıyla davacının ayrıldığı yıl olan 2016 bilançosunun GK tarafından henüz kabul edilmediği ve kesinleşmediği, bu nedenle davacının ayrılma payı alacağı takip ve dava tarihi itibariyle henüz muaccel olmadığından talep edilemeyeceği, belirtilerek; davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davacının davalı kooperatiften istifa ettiğini, istifanın davalı kooperatif tarafından kabul edildiğini, 16/08/2016 tarihinde EFT işlemiyle 10.000,00 TL ödeme yapıldığını, çıkma alacağının muaccel hale geldiğini, alacağının muaccel olmadığının iddiası yerinde olmadığını, kooperatifin cıkma payı alacağını ödemesi durumunda mevcudiyetinin tehlikeye düşmeyeceğini, muaccel olan borcun kalan bakiyesinin müvekkile iade edilmemesi için 03/12/2019 tarihinde ilan edilen konkordato kararın alındığını, genel kurul toplantısının bilinçli olarak ertelendiğini, dürüstlük ve iyi niyet kuralına aykırı davranıldığını, bilirkişi tarafından davacının çıkma payı alacağının hesaplandığını, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı istinafa cevap dilekçesi ile davacının istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, kooperatif üyeliğinden çıkma alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Kooperatiften çıkan ve çıkarılan ortaklarla ilgili hesaplaşma Kooperatifler Kanunu’nun 17. ve anasözleşme 15. madde uyarınca yapılır. Anılan düzenleme gereğince, ortak, ayrıldığı yıl sonu bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkına haiz olup, ayrıldığı yıl sonu bilançosunun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ayın sonunda bu alacak temerrüt ihtarına gerek kalmaksızın muaccel olur ve talep edilebilir. Bir başka ifade ile kooperatif üyesinin alacağı ayrıldığı yıl bilançosunun görüşüldüğü genel kuruldan 1 ay sonra muaccel olur ve bu ödeme 3 yıla kadar ertelenebilir. Erteleme kararı alacağın muaccel olma tarihine etki etmez. Bu durumda kooperatife ödenen aidat bedelinden ihraç veya istifa sonrası son yıl bilançosunda belirlenen üye başına düşen masraf çıkarıldıktan sonra bakiye bedeli bilançonun görüşüldüğü genel kurul tarihinden 1 ay sonraki tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsile karar verilmesi gerekir.( Yargıtay 23. HD’nin 15.09.2020 tarih ve 2017/1212 E. – 2020/2804 K., 21.10.2020 tarih ve 2017/1710 E. – 2020/3167 K. Sayılı ilamı)
Bütün hakların kullanılmasında ve borçların ifasında uyulması gereken dürüstlük kuralı ve hakların genel sınırlarını oluşturan hakkın kötüye kullanılması yasağı, kamu düzeni ihtiyaç ve gerekleri nedeniyle konulmuş kurallardır. Bu nedenle Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinin her iki fıkrası da emredici niteliktedir. Tarafların aralarındaki ilişkide dürüstlük kuralının ve hakkın kötüye kullanılması yasağının uygulanmayacağının kararlaştırmaları mümkün değildir. Dürüstlük kuralına veya hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı bir davranış, doğrudan hakkın mevcudiyetini ortadan kaldırdığından bir itiraz teşkil eder. Bu nedenle dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden hâkim, dürüstlük kuralına aykırı, hakkın kötüye kullanılması oluşturan davranışı tespit ediyorsa ilgili tarafından ileri sürülmemiş olsa bile kendiliğinden (re’sen) bunu dikkate almalıdır ( Yargıtay İBK’nın 14.02.1951 tarih ve 1949/17 E. – 1951/1 K., HGK’nın 21.10.1983 tarih ve 1981/1-30 E. – 1983/1000 K. sayılı ilamları).
Davacının 2016 yılı Şubat ayında davalı kooperatiften istifa etmiş olmasına göre bu yıl bilançosunun en erken 2017 yılı genel kurulunda görüşülmesi gerekir. Davacının çıkma payı alacağı bu genel kuruldan 1 ay sonra muaaccel hale gelecektir. Bu genel kurulda bilanço görüşülmemiş olsa dahi bu husus davacı aleyhine değerlendirilemeyeceğinden genel kurulun yapılması gereken en son tarih olan 23.06.2017 tarihinden 1 ay sonraki tarihin muacceliyet tarihi kabul edilerek sonuca gidilmesi gerekir.( Yargıtay 23 HD’nin 25.11.2020 tarih ve 2018/2302 E. – 2020/3835 K. Sayılı ilamı ) Bu husus dürüstlük kuralının da gereğidir. Dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu ile takip tarihi olan 28.07.2017 tarihi itibariyle davacının 88.735,67-TL çıkma asıl alacağı ve 110,92-TL işlemiş yasal faiz alacağı olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi tarafından yukarıda anılan ile ve esaslara uygun şekilde yapılan bu hesaplamaya iştirak edilmiş, davacının toplam alacağının 88.846,59-TL olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; İDM tarafından davacının çıkma alacağının ayrıldığı yıl sonu bilançosunun görüşülmesi gereken genel kurul kurul tarihinden bir ay sonraki tarih itibariyle muaccel olacağı kabul edilmek sureti ile tespit edilen çıkma asıl alacağı ile işlemiş faiz yönünden davalının vaki itrazının iptali cihetine gidilmesi gerekirken, İDM tarafından aksi yönde bilançonun kesinleşmemiş olduğundan bahisle davacının henüz muaccel bir alacağının bulunmadığının kabulünde, hukuki isabet görülmemiştir. Bu itibarla davalının istinaf talebi yerindedir.
Dava, çıkma payı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup dava konusu alacağın, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Dava konusu alacağın bu niteliğine göre davacı yararına İİK’nın 67/2. maddesi gereğince icra inkar tazminatına hükmedilmesi de gerekir.(Yargıtay 23. HD’nin 13.12.2020 tarih ve 2018/1051 E – 2020/4023 K sayılı ilamı)
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesine, karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.01.2020 tarih 2018/733 Esas 2020/41 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
İzmir 14. İcra Müdürlüğünün 2017/9707 Esas sayılı takip dosyası kapsamında davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 88.735,67-TL çıkma asıl alacağı, 110,92-TL ise işlemiş yasal faiz alacağı yönünden devamına,
Asıl alacağa takipte belirtilen faiz oranını aşmamak kaydı ile yasal faiz uygulanmasına,
Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile (asıl alacak olan 88.735,67-TL nin % 20 oranına karşılık gelen) 17.747,13-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Yukarıda hüküm altına alınan istem dışında fazlaya ilişkin talebin reddine,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 6.069,11-TL karar harcından peşin olarak alınan 1.241,04-TL harcın mahsubu ile fazla yatan 4.827,07-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yatırılan 1.241,04-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 14.215,45-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvurma harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 600,00-TL bilirkişi ücreti, 171,00-TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 812,10-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 665,92-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından istinaf yargılaması nedeniyle yapılan 148,60-TL başvurma harcı, 87,00-TL posta masrafı olmak üzere toplam 235,60-TL istinaf yargılama giderinin istinaftaki haklılık durumuna göre 193,19-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.