Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/951 E. 2023/175 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/951
KARAR NO : 2023/175

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23.01.2020
NUMARASI : 2018/1515 Esas 2020/43 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 03.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 03.02.2023
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.01.2020 tarih 2018/1515 Esas 2020/43 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacının davalı kooperatiften huzur hakkı ve aidat alacağı bulunduğunu, söz konusu alacakların tahsili için başlatılan takibe davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu belirterek; 29.434,12-TL’nin takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 11.04.2011 ile 16.06.2012 tarihleri arasında davalı kooperatifte yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı, yönetim kurulunda yaptığı görev süresince talep edebileceği huzur hakkı miktarının 7.083,34-TL, ayrılma payı alacağının ise 11.437,26-TL olduğu, cevap süresinden sonra ileri sürülen zamanaşımı def’inin göz önüne alınamayacağı, belirtilerek; davacının davasının kısmen kabulü ile toplam 18.520,60-TL alacağın 22.05.2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalından tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı ve davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, talebin karşılanmadığını, 600,00-TL üzerinden huzur hakkı hesaplanması gerektiğini, ayrılma payının eksik hesaplandığını, davacının ödediği 12,000,00-TL’ den bir kısım giderler hesaplandıktan sonra üye başına düştüğü ifade edilen 562,74-TL gider mahsup edilerek yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, takip dosyasında itiraz dilekçesinin bulunduğunu, takibe itirazının dikkate alınmadığını, huzur hakkı talep etme koşullarının oluşmadığını, bu hususta alınmış bir genel kurul kararı bulunmadığını, şu ana kadar hiç kimseye huzur hakkı ödenmediğini, davacının huzur hakkı talep edilemeyeceğini, huzur hakkı için belirlenen ücretin fahiş olduğunu, ortaklara yapılacak ödemelerin kooperatifin varlığını tehlikeye düşürüp düşürmeyeceğinin incelenmesi gerektiğini, raporun hükme esas alınamayacağını, rapora itirazların karşılanmadığını, dava tarihinden faiz yürütülmesi gerektiğini, belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, kooperatif üyeliğinden çıkma ve huzur hakkı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Hükmün kapsamı HMK’nın 297. maddesinde düzenlenmiş olup emredici kanun hükümleri ile yerleşik yargı teamüllerine aykırı şekilde karar başlığında yer almaması gereken mahkeme adres bilgilerinin kararın istinaf denetimi yapılmasına neden olmayacak, mahallinde giderilebilecek maddi hata olduğuna işaret edilerek tarafların istinaf itirazlarının esasının incelemesine geçilmiştir.
Kooperatiften çıkan ve çıkarılan ortaklarla ilgili hesaplaşma Kooperatifler Kanunu’nun 17. ve anasözleşme 15. madde uyarınca yapılır. Anılan düzenleme gereğince, ortak, ayrıldığı yıl sonu bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkına haiz olup, ayrıldığı yıl sonu bilançosunun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ayın sonunda bu alacak temerrüt ihtarına gerek kalmaksızın muaccel olur ve talep edilebilir. Bir başka ifade ile kooperatif üyesinin alacağı ayrıldığı yıl bilançosunun görüşüldüğü genel kuruldan 1 ay sonra muaccel olur ve bu ödeme 3 yıla kadar ertelenebilir. Erteleme kararı alacağın muaccel olma tarihine etki etmez. Bu durumda kooperatife ödenen aidat bedelinden ihraç veya istifa sonrası son yıl bilançosunda belirlenen üye başına düşen masraf çıkarıldıktan sonra bakiye bedeli bilançonun görüşüldüğü genel kurul tarihinden 1 ay sonraki tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsile karar verilmesi gerekir.( Yargıtay 23. HD’nin 15.09.2020 tarih ve 2017/1212 E. – 2020/2804 K., 21.10.2020 tarih ve 2017/1710 E. – 2020/3167 K. Sayılı ilamı)
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 56/son maddesinde, “Genel kurulca belirlenen aylık ücret, huzur hakkı, risturn ve yolluk dışında hiçbir ad altında başkaca ödeme yapılamaz” hükmüne yer verilmiş olup, bu hüküm başkaca ödeme yapma yasağı ile ilgilidir. Yoksa, huzur hakkı ya da aylık ücretin genel kurulca mutlaka karar altına alınması, karar alınmamışsa yöneticinin bu alacakları hak edemeyeceği anlamına gelen bir hüküm değildir. Önemli olan, yöneticinin ücret istemediğine yönelik bir iradesinin bulunup bulunmadığıdır. Böyle bir iradesi bulunmadıkça, Anayasa’ya göre angaryanın yasak olduğu ve huzur hakkının verilen bir emeğin karşılığı olduğu, yöneticinin alacağının doğduğunun ilke olarak kabulü ve genel kurullarda kararlaştırılmamış olsa bile, toplantı başına huzur hakkı olarak münasip bir ücretin kooperatifin başka yöneticileri ile ilgili uygulaması da gözetilerek, belirlenip ödenmesi gerekir.( Yargıtay 23 HD’nin 07.12.2015 tarih ve 2015/3147 E. – 2015/7952 K. 14.03.2016 tarih ve 2015/5301 E. – 2016/1575 K. Sayılı ilamı )
Kooperatiften istifa eden veya ihraç edilen üyenin yaptığı aidat ödemelerinin iadesi istifadan sonraki bilançonun görüşüldüğü ilk genel kuruldan 1 ay sonrasına denk gelen tarih itibarıyla muaccel olur ve üyeye ödenir. Ancak huzur hakları ile ilgili kanunda böyle bir düzenleme mevcut edildir. Bu nedenle, huzur hakkı alacağına kooperatif temerrüde düşürülmüşse bu tarihten, düşürülmemişse dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir.( Yargıtay 23. HD’nin 26.02.2019 tarih ve 2016/4422 E. – 2019/724 K sayılı ilamı)
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, çıkma bedeli ile huzur hakkının anılan ilke ve esaslar ile örtüşecek şekilde kooperatif defter ve kayıtları üzerinden dosya kapsamına uygun ve makul olarak belirlenmesine, davacının huzur hakkı istemediğinin ve çıkma bedeli ile huzur hakkının davalı tarafından ödendiğinin ispat edilememesine, davalının takip tarihinden önce temerrüte düşürüldüğüne dair bir delil ibraz olunmamasına, huzur hakkı yönünden takip tarihinden sonraki tarih olan ödeme emrinin tebliğ tarihinden faiz yürütülmesine, çıkma bedelinin faiz başlangıç tarihi yönünden ise aleyhe istinaf itirazı bulunmamasına, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir hukuka aykırılık bulunmamakla, taraf vekillerinin istinaf itirazları yerinde değildir
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 179,90-TL maktu harçtan, peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.265,14-TL’den peşin alınan 326,29-TL’nin mahsubu ile bakiye 938,85-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı ve davalının yaptığı giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 03.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.