Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/942 E. 2023/188 K. 06.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/942
KARAR NO : 2023/188

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02.03.2020
NUMARASI : 2019/1051 E. – 2020/206 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 06.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06.02.2023
İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.03.2020 tarih 2019/1051 E. – 2020/206 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 09.05.2019 tarihinde davalı şirket tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalanan … plakalı aracın müvekkiline ait … plakalı araca çarptığını, kazanın meydana gelmesinde sigortalı karşı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, müvekkiline ait araçtaki hasarın tespiti için İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2019/90 D.İş sayılı dosyasında tespit yaptırdıklarını, 45.000,00 TL hasar ve 3.000,00 TL değer kaybı oluştuğunun belirlendiğini, davalıya başvuru yapılmasına rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL hasar bedeli ile 100,00 TL değer kaybının avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davacının başvuru şartını yerine getirmediğini, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi halde müvekkili şirketin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında, poliçe teminatı dahilinde ve poliçe teminat limitiyle sınırlı olarak sorumlu olduğunu, yapılan incelemede araçlardaki hasarların uyumlu olmadığının tespit edildiğini, kusur ve hasar bakımından bilirkişi raporu alınması gerektiğini, hasarın teminat kapsamı dışında olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’in kazanın meydana gelmesinde %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacı şirkete ait … plakalı araç sürücüsü …’nun kusurunun bulunmadığı, davacı şirkete ait aracın pert total uygulamasına tabi tutulması gerektiği, davalı şirketin sigorta şirketinin poliçe limitleri kapsamında olan 33.000,00 TL gerçek zarar bedelinden sorumlu olduğu, araçta değer kaybı meydana gelmediği gerekçesiyle davasının kabulüne, hasar bedeli 33.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, değer kaybı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davalı vekili, Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile özel dava şartı getirildiğini, davacının usulüne uygun başvuru yapmadan ve aracı müvekkili sigorta eksperlerine göstermeyi reddederek dava açtığını, davaya konu kazanın iki mağdurlu olduğunu, kaza tutanağının 3 taraf arasında düzenlendiğini, birinci mağdurun davacı şirkete ait araç olduğunu, davacı şirketin İzmir ilinde suistimal hasar tertiplediğinin sigorta sektörünce bilindiğini, mağdur aracın çarpan araç olarak kazaya karışan tüm araçların hepsinin tamirini yapan servis olduğunu, sigortalının trafik poliçesini kaza tarihinden iki gün önce yaptırdığını, davacı şirket ve ilgililerinin müvekkili sigorta şirketine karşı açmış oldukları diğer dosyaların da incelenmesi gerektiğini, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde 33.000,00 TL hasar bedeli tespit edildiğini, rapora itiraz ettiklerini, ancak mahkemece eksik inceleme yapıldığını, kusurun tamamının müvekkili şirket sigortalısının aracına verilmesinin hatalı olduğunu, avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, hasar giderim bedeli ve değer kaybına ilişkin maddi tazminatın kazaya sebebiyet veren karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle hasar bedeli isteminin kabulüne, değer kaybı isteminin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Davacı vekili, davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkilinin aracına çarparak hasarlanmasına neden olduğunu ileri sürerek, hasar giderim bedeli tazminatı ve değer kaybı talebinde bulunmuştur. Dava dilekçesi ekinde dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine gönderilen 20.05.2019 tarihli ihtarname mahkemeye sunulmuştur. Davalı vekili KTK’nın 97. maddesi uyarınca davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmadığını istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de, davacı tarafça dava açılmadan önce ödeme yapılması hususunda ihtarname ile başvuru yapıldığı, ihtarnamenin 21.05.2019 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği, anlaşılmakta olup, yargılamanın geldiği aşama ve halen davalı tarafça bir ödeme yapılmayıp davanın reddi savunulduğu da dikkate alındığında, davacının başvurusunun geçerli olduğu sonucuna varılmıştır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davacıya ait … plakalı otoyol kavşağından çıkış için yavaşladığı, arkasında aynı istikamette seyir halinde olan dava dışı … plaka sayılı aracın da yavaşladığı, yine aynı istikamette seyir halinde olan … plakalı aracın önünde akan trafiğe dikkat etmemesi ve doğru fren tedbiri uygulayamaması sonucu aracının ön kısımlarıyla dava dışı … plakalı aracın arka kısımlarına çarptığı, bu aracın da önünde yavaşlayan davacıya ait … plakalı aracın arka kısımlarına çarptığı, kazanın sigortalı … plakalı araç sürücüsünün tam kusuruyla gerçekleştiği, davacıya ait araçta oluşan hasar ile kazanın uyumlu olduğu, davacıya ait araçta toplam 45.000,00 TL hasar oluştuğu, aracın ikinci el rayiç değerinin de 45.000,00 TL olduğu, aracın onarımının ekonomik olmadığı, sovtaj bedelinin 12.000,00 TL olduğu, böylece gerçek zararın 45.000,00 TL – 12.000,00 TL = 33.000,00 TL olduğu bildirilmiştir. İlk derece mahkemesince bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulmuştur. Yapılan tespitin dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olduğu görülmüştür.
Davacının, ilk önce mahkemeden delil tespiti yoluyla hasar miktarını tespit ettirmesi tek başına kötü niyetli olduğunu kabule yeterli değildir. Davacının, kazada hasarlanan aracı için, tespit başvurusu üzerine tespit dosyasında alınan tespit raporuna dayanarak, davalı şirkete başvuruda bulunmasında ve ekspertiz raporu alınmadan aracın tamir edilmek istenmesinde, yasal ve genel şartlardaki düzenlemelere aykırılık bulunmadığı, hüküm kurmaya ve denetime elverişli, dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun düzenlenen bilirkişi raporunun benimsenmesinde ve tespit edilen tutar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, hasarın teminat dışında kaldığının davalı sigorta şirketince somut delillerle ispatlanamadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin kusur durumuna ve hasar tutarına ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Sigortalı aracın davacı şirket adına kayıtlı olmasına, tarafların tacir olmasına göre ilk derece mahkemesince hasar bedeline yönelik tazminata avans faizi işletilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, davalı vekilinin faiz türüne ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 2.254,23 TL’den peşin alınan 564,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.690,23 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 06.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.