Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/925
KARAR NO : 2022/1402
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/02/2018
NUMARASI : 2014/820 Esas 2018/115 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 05.10.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05.10.2022
İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.02.2018 tarih 2014/820 Esas 2018/115 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, …. ile … Şti arasında akdedilen ve akdedilecek Finansal Kiralama Sözleşmelerinden doğmuş ve doğacak borçların teminatını teşkil etmek üzere dava dışı diğer takip borçlusu … ile davalıya ait müvekkili banka nezdindeki ortak USD hesabında bulunan 100.000 USD üzerinde noterde 29.04.2003 tarihli rehin sözleşmesi düzenlendiğini, davalı … dava dışı diğer takip borçlusu …’ın müvekkili banka hesabında rehinli bulunan ve rehin alanın herhangi bir talimatı ve muvafakati olmamasına rağmen yapılan çözümler sonrası kalan rehinli 50.000,00 USD’yi hesaplardan çektiklerini, bu parayı iade etmeleri için dava dışı … ve davalıya 28.12.2009 tarihli ihtarname gönderildiğini, ödeme yapmamaları üzerine İzmir 9. İcra Müdürlüğü’nün 2013/14444 E. sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığı itirazının hiç bir hukuki dayanağının bulunmadığını, alacağın rehin sözleşmesinden değil rehnin sehven kaldırılması nedeniyle rehin alacaklısına 16.02.2012 tarihinde müvekkili banka tarafından yapılmak zorunda kalınan ödemeden kaynaklandığını iddia ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, alacağın dayanağı işlemin 29.04.2003 tarihli rehin sözleşmesi olduğunu, işlem tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, bu nedenle alacağın zamanaşımına uğradığını, dava konusu işlemin dayanağı paranın bulunduğu hesabın teminat hesabı olduğunu, rehin alan bankanın muvafakati olmadan para çekilemeyeceğini, buna rağmen paranın çekilmesinin davacı bankanın kendi kusuru olduğunu, dava dilekçesinde de para çekilmesinin sehven olduğunun açıkça beyan edildiğini, … A.Ş. tarafından düzenlenen 03.01.2005 tarihli yazı ile “Şubemiz müşterisi … Şti. lehine imzaladığınız ekte detayı verilen genel kredi sözleşmeleri ile vaki kefaletinizin sona erdirildiğini beyan eyleriz” denilmekle, müvekkilinin tüm kredi ve kefaletleri ile ilgili banka ile olan ilişkisinin sona erdirildiğini, bu belgede dökümü yapılan bedeller içinde müvekkilinin dava konusu rehine ilişkin dökümlerin de bulunduğunu, bankanın kendisi ile olan tüm kredi ve kefaleti sonlandırdıktan ve buna ilişkin belge düzenledikten 9 yıl sonra müvekkilinden bedel talep etmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin gerek … Şti’ndeki hissesini, gerekse…. Şti’ndeki hisselerini 09.12.2004 tarihli hisse devir sözleşmesi ve bu sözleşmeye ek sözleşme ile dava dışı …’a sattığını, 03.01.2005 tarihinde … A.Ş.ile olan tüm kredi ve kefalet ilişkisini sona erdirdiğini, teminatın diğer takip borçlusu … tarafından çekilmesinin ise tamamen davacı bankanın kendi kusuru olduğunu, hesapta bulunan 50.000 USD’yi 16.02.2012 tarihinde diğer takip borçlusu …’ın çektiğini, bu tarihin müvekkilinin hisselerini satmasından ve bankadan sorumluluğunun sona erdiğinin bildirildiği yazıdan yaklaşık 7 yıl sonra olduğunu, müvekkiline gönderilen ihtarnamenin 28.12.2009 tarihli olduğunu, eğer banka 2009 yılında bu ihtarı gönderip 2012 yılında böyle bir ödeme yapmış ise ikinci defa kusurlu işlem yapmış olduğunu, gerçek ödeme tarihinin ve hangi ödemenin hangi belgeye ve hangi bedele ilişkin olduğunun öncelikle netleştirilmesi gerektiğini savunarak kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava dışı … Şti ile davacı banka arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmelerinden doğmuş borçların teminatı için dava dışı … ve davalının davacı banka nezdinde bulunan ortak USD hesabında bulunan 100.000,00 USD üzerine İzmir 27. Noterliği’nin 29.04.2003 tarihli rehin sözleşmesi ile bloke konulduğu, ancak 11.10.2004 tarihinde hesapta bulunan 266.567,20 USD’nin … adına açılan 22.06.2005 vade tarihli hesaba aktarıldığı ve vadeli hesap üzerine bloke konulduğu, müşterek hesabın 28.11.2005 tarihinde kapandığı, vadeli hesap üzerine konulan blokenin 22.06.2005 vade tarihinde çözülmesi sonucunda aynı gün … tarafından imzalanmış talimata istinaden hesapta bulunan paranın tamamının …’a ödendiği, her ne kadar davalı 13.12.2004 tarihinde şirket ortaklığından ayrıldığını, bu nedenle bir sorumluluğunun olmadığını savunmuş ise de, rehnin şirket ortaklığından bağımsız olarak davalının ve dava dışı …’ın müşterek USD hesapları üzerine konulduğu, davalının şirket ortaklığından ayrılmış olmasının rehin sözleşmesini sona erdirmeyeceği, davaya konu rehin sözleşmesinde de kiralayan tarafından fekki bildirilinceye kadar rehnin devam edeceğinin düzenlendiği, taraflar arasında düzenlenen rehin sözleşmesinin, kiralayanın rehnin fekkini bildirmediği için tarafları bağladığı, dolayısıyla davacı bankanın sehven blokeyi kaldırmasının davalıyı sorumluluktan kurtarmayacağı, davalı ile dava dışı … tarafından … Karşıyaka Şube Müdürlüğüne hitaben yazılan talimatta “Şubeniz nezdindeki 01752993 nolu ortak hesabımızdan aşağıda listelenen fon tutarlarının, listelenen USD hesaplarımızın ve 300905112 nolu çek deposunda bulunan tüm tahsil edilecek çeklerimizin aşağıda verilen banka hesabına aktarılmasını rica ederiz” şeklinde talepte bulunulduğu, virman yapılacak hesabın da … Bornova Şube Md. … nolu …’a ait hesap olduğu, talimatta 22.06.2005 vadeli 272.596 USD nin belirtilen talimat doğrultusunda müşterek hesaptan … hesabına aktarılması yönünde davalının da dava dışı … ile birlikte virman talimatı verdiği, dolayısıyla davalının müşterek USD hesabında bulunan paranın bir kısmının rehin sözleşmesine konu olduğunu bilecek durumda olduğu, bu nedenle davalının davacı banka tarafından sehven blokenin kaldırılması suretiyle ödenen ve rehin sözleşmesine konu 50.000 USD yi davacı bankaya geri ödemekle sorumlu olduğu, davacı bankanın davalı … dava dışı …’a göndermiş olduğu 28.12.2009 tarihli ihtarnamesiyle davalının 02.01.2010 tarihinde temerrüde düşmüş olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, 56.455,56 USD’nin icra takip tarihindeki TL karşılığı olan 114.779,79 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, mahkemece iki defa bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, ancak raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, önceki raporda bilirkişinin olayda bankanın açık kusuru bulunduğu için bunun sorumluluğunun tamamen müvekkiline yüklenemeyeceğini, bankanın da ödemeyi sehven yaptığını açıkça ikrar ettiğini, sonraki bilirkişi raporunun ise farklı bir değerlendirmede bulunduğunu, aslında müvekkiline ait olmayan ve açıkça kabul edilmediği belirtilen bir belgeye dayalı olarak ek raporda belirtilen görüş doğrultusunda mahkemece karar verildiğini, bu belgeyi kabul etmediklerini, mahkemenin hükme esas aldığı raporda açıkça 30795524 numaralı hesaptan dava dışı …’a ait 31103553 sayılı şahsi hesaba aktarılma yönünden verilmiş bir talimattan bahsedildiğini, ancak banka tarafından sunulan belge incelendiğinde 01752993 numaralı hesaba ait tutarların 11924325 numaralı hesaba aktarılmasının istenildiğini, dava konusu hesaba ilişkin bir aktarma talimatı olmamasına rağmen müvekkilinin sorumlu olacağı yönünde görüş bildiren rapora dayalı olarak verilen kararın hatalı olduğunu, belgedeki imzanın müvekkilinin elinden çıkıp çıkmadığı konusunda bir inceleme yapılmadığını, bu belge gerçek olsa idi davacı bankanın baştan bu belgeye dayalı olarak alacağını talep etmesi gerekeceğini, iddianın genişletilmesi yasağının ihlal edildiğini, belgenin gerçek olduğu düşünülse dahi, talimattaki banka hesap numarasının farklı olduğunu, dava dilekçesinde ödemenin banka tarafından sehven yapıldığının belirtildiğini, bankanın bu olayda %100 kusurlu olduğunu, bankanın yaptığı hatanın bedelinin müvekkiline yüklenemeyeceğini, ödemenin 22.06.2005 tarihinde yapıldığını, ancak mahkemece ödemenin 16.02.2012 tarihinde yapıldığı kabul edilerek zamanaşımı itirazlarının reddedilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece USD para cinsinden karar verilmesinin de hatalı olduğunu, alacaklının ödeme emrinde takip tarihindeki kur üzerinden alacağı TL’ye çevirdiğini, mahkemece alacağın takip tarihindeki TL değeri üzerinden icra inkar tazminatı takdir edildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
…..’ya devredilen dava dışı … A.Ş. ile dava dışı …Şti. arasında 29.04.2003 tarihinde İzmir 27. Noterliğinin 11227 yevmiye nolu Finansal Kiralama Sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmeyi dava dışı … ve davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıkları, … A.Ş’nin Karşıyaka … Şubesi nezdindeki 30795524 nolu müşterek hesabında bulunan 100.000 USD’nin … A.Ş. adına rehin edildiği anlaşılmakta olup, bu sözleşme uyarınca kiralayanının yazılı izni olmaksızın bu bedeli bankadan talep etmeyeceklerini, rehin verenlerin banka hesabına rehin şerhi koyduracaklarını gayrikabili rücu beyan kabul ve taahhüt ettikleri, bankanın kiralayan adına tesis edilmiş olan rehni, kiralayan fekkini bildirene kadar devam ettireceği ve kiralayana yazılı teyitte bulunacağı, kiralayan ile kiracı arasında düzenlenmiş ve düzenlenecek finansal kiralama sözleşmesinin, sözleşme ekleri ve geri ödeme planına istinaden kiralayan tarafından fekki bildirilinceye kadar, birinci sırada kiralayan lehine 100.000 USD rehin tesisini, bu miktar tahakkuk etsin etmesin kiralayanın dilediği anda ve herhangi bir sebep dermeyan etme zorunda kalmadan alacağını talep etme hakkına sahip olduğunu ve bankanın talep halinde, derhal nakden ve defaten rehin tutarını kiralayana ödenmesine itiraz etmeyeceklerini kabul ve taahhüt ettikleri, rehin verenlerin kiralayanın rehinin fekkini bildireceği tarihe kadar belirtilen tutarda herhangi bir tasarruf hakkını kullanmasına itiraz etmeyecekleri kararlaştırılmıştır.
İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamındaki belgeler birlikte değerlendirildiğinde, dava dışı … Şti. ile … arasında akdedilen fınansal kiralama sözleşmelerinden doğmuş borçların teminatı olmak üzere dava dışı … ve davalı adına açılan 30795524 nolu müşterek hesaba 100.000 USD bloke konulduğu, hesapta 11.10.2004 tarihine kadar bakiye bulunduğu, 11.10.2004 tarihinde 266.567,20 USD bakiyenin dava dışı …’a ait 31103553 nolu vadeli şahsi hesaba aktarıldığı, bu vadeli hesap üzerine bloke konulduğu, müşterek hesapta kalan 0,52 USD’nin 28.11.2005 tarihinde çekilmesi üzerine müşterek hesabın kapandığı, müşterek hesaptan dava dışı … adına açılan 31103553 nolu vadeli hesaba aktarılan 266.567,20 USD’nin vade bitiminde faizi ile birlikte 272.596 USD olduğu, vadeli hesap üzerine konan blokenin çözülmesi sonucunda aynı gün 22.06.2005 tarihinde … tarafından imzalanan talimata istinaden dava dışı …’a ödendiği; yine dava dışı … adına 16.02.2005 tarihinde açılan 40782417 nolu hesapta 100.000 USD teminatı karşılar bakiyenin bulunduğu, 28.04.2006 tarihinde 418.035,35 USD vadeli hesap dönüşü sonrası bu tutarın yine dava dışı …’ın 31103553 nolu USD hesabına aktarıldığı, aynı gün verdiği talimat sonucunda dava dışı …’a ödendiği ve hesabın sıfırlandığı, böylece 100.000 USD rehin tutarının bulunduğu 30795524 nolu müşterek hesaptaki rehin tutarının dava dışı … adına açılan hesaplara aktarıldığı ve dava dışı … tarafından kullanıldığı, davalının 11.10.2004 tarihinden sonra açılan hesaplar üzerinde herhangi bir yetkisinin bulunmadığı; 03.09.2009 tarihinde … A.Ş. tarafından …./Karşıyaka Şubesine yazılan yazıda rehinli tutarın ödenmesi, bloke mevcut değilse hangi tarihte ve kimin talimatıyla blokenin kaldırıldığının bildirilmesinin talep edildiği, 06.10.2009 tarihli leasing yazısında da 50.000 USD tutarında kalan nakit blokajın şirketin hesabına dava dışı… Şti. açıklaması ile virman edilmesinin talep edildiği, … Bankası Bornova Şubesince 28.12.2009 tarihinde davacı … dava dışı …’a gönderilen ihtarnamede 31103553 nolu hesapta bulunan 50.000 USD’nin … Finansal Kiralama adına rehinli iken muhataplar tarafından rehin alanın herhangi bir talimatı ve/veya muvaffakatı olmamasına rağmen hesaplardan çekildiği, rehin alanın yazılı talimatı olmadan çekilmesinin hukuken mümkün olmadığı belirtilerek, 50.000 USD’nin 24 saat içerisinde hesaba yatırılmasının ihtar olunduğu, … Bankası 9 Eylül Şubesi tarafından 16.02.2012 tarihinde … ‘e 50.000 USD’nin ödendiği tespit edilmiştir.
Davalı … dava dışı …’ın … Karşıyaka Şube Müdürlüğü’ne sundukları 13.12.2014 tarihli yazı ile, 01752993 nolu ortak hesaplarından yazıda listelenen fon tutarlarının, USD hesaplarının ve numarası belirtilen çek deposunda bulunan tüm tahsil edilecek çeklerin …’a ait … Bornova Şubesindeki banka hesabına aktarılmasını talep ettikleri anlaşılmakta olup, davalı vekili bu belgeyi kabul etmediklerini, belgedeki hesap numaralarının farklı olduğunu, dava dışı … ile ortaklığın sona erdirilmesi kapsamında hisse devri ile aynı gün verilen talimat olduğunu, paranın aktarılmasının ise bu belgenin tarihinden çok sonra 22.06.2005 tarihinde yapıldığını savunmuştur. Davada 29.04.2003 tarihli rehin sözleşmesi kapsamında davalı … dava dışı …’ın müşterek banka hesaplarında rehinli bulunan 50.000,00 USD’nin ve rehin alanın herhangi bir talimatı ve muvafakati olmamasına rağmen çekildiği iddiasıyla, davacı … tarafından 16.02.2012 tarihinde dava dışı …’e ödenen 50.000 USD’nin davalı … dava dışı diğer kefil …’dan tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazının iptali talep edilmiştir. Davalı … dava dışı diğer kefil …’ın … Karşıyaka Şube Müdürlüğü’ne sundukları 13.12.2014 tarihli yazıda müşterek hesaplarındaki paraların dava dışı …’ın kişisel hesabına geçirilmesini talep ettikleri, dava dışı …’ın ise şahsi hesabındaki paraları dava dışı kişilere göndererek hesaplarını kapattığı, böylece dava konusu rehin sözleşmesinin tarafı olan … A.Ş.’nin (Devir sonrası ….) mufakati olmadan rehin konusu paranın hesaplardan çekilmiş olduğu, … Bornova Şubesinin kefaletin sona erdiğine dair 03.01.2015 tarihli yazısının dava dışı şirketin kullandığı genel kredilerden kaynaklanan kefaletlere ilişkin olduğu, davaya konu rehin sözleşmesinin ise finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklandığı, bu anlamda davalı … diğer kefilin sorumluluğunu kaldırıcı nitelikte olmadığı, icra takibinde kefalete konu 50.000,00 USD’nin takip tarihindeki TL cinsinden tutarı harca esas değer olarak belirtilerek, bu alacağın borçlulardan tahsilinin talep edilmesinin, eldeki davada yine TL cinsinden harca esas değer belirtilerek itirazın iptalinin talep edilmesinin ve mahkemece 50.000 USD asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 3678 sayılı Yasa ile Değişik 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizin uygulanmasına, takip tutarının takip tarihindeki TL karşılığı üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
İstinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 7.840,60 TL’den peşin alınan 1.960,15 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 5.880,45 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.05.10.2022