Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/906 E. 2023/273 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/906
KARAR NO : 2023/273

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2019
NUMARASI : 2015/468 Esas 2019/1361 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 21.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21.02.2023
İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.12.2019 tarih 2015/468 Esas 2019/1361 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ve davalılar … ve …. Şti. vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 10.10.2010 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresindeki, davalı …Şti.’nin maliki olduğu ve davalı … Sigorta A.Ş. Tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı olan … plakalı araç ile müvekkilinin kullandığı … plakalı araçların çarpışması sonucu müvekkilinin ağır yaralandığını, İzmir 19. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/264 Esas sayılı dosyasında davalı …’ın asli, müvekkilinin tali kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalı sürücünün kusuru oranında çalışamamaktan doğan zarar tutarı olarak 100,00 TL, iş gücü kaybı tazminatı olarak 200,00 TL, tedavi gideri masrafı için 200,00 TL toplamı 500,00.-TL maddi tazminat ile 15.000,00.-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan … Sigorta yönünden poliçe ile sınırlı olmak üzere müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, kusur durumunun tespit edilmesinin gerektiğini, maluliyetin ATK 3. İhtisas Dairesi’nce belirlenmesi gerektiğini, poliçenin manevi zarar istemini kapsamadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … Şti. vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, 2 yıllık süre söz konusu iken olay tarihinden 5 yıl sonra dava açılmasının hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştirb
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalılar zamanaşımı itirazında bulunmuş iseler de, sürenin davanın zararı veren ve zararın öğrenilmesinden itibaren başlayacağından ve dava belirsiz alacak olarak açılmış olup, zarar varsa miktarı ancak yargılamada alınan raporla belirleneceğinden zamanaşımı süresi geçmediğinden zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, davacının kaza tarihinde …da çalıştığı, maaş durumuna ilişkin belgelerin dosya içerisinde bulunduğu, SGK kayıtlarına göre davacıya geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığı, kusur incelemesine göre davacının olay nedeni ile sürekli maluliyetinin bulunmadığı, iyileşme süresinin 3 ay olarak belirlendiği, olayın meydana gelmesinde davalı …’ın %75 oranında, davacının ise %25 oranında kusurunun olduğu, ceza yargılamasında tespit edilen kusur durumunun da benzer olduğu, davacının sürekli maluliyet zararının bulunmadığı, geçici iş göremezlik zararının da ücretlerini almaya devam etmesi nedeni ile geçici iş göremezlik zararının da bulunmadığı, tedavi amaçlı yol gideri zararı olarak 318,75.-TL zararının bulunduğu, davacı taraf her ne kadar kendileri tarafından alınan maluliyet raporuna göre karar verilmesini talep ederek dava miktarını artırmış iseler de, toplanan delillere göre alınan İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulunun raporuna değer verilerek davacının bir maluliyet zararının bulunmadığı, davacının talep ettiği manevi zarar talebi yönünden davalı Sigorta Şirketinin ZMM Poliçesi manevi zararı içermediğinden bu davalıya karşı açılan davanın reddine karar vermek gerektiği, diğer sürücü ve malik olan davalılar bakımından ise olayın meydana geliş şekli, kusur durumu ve tarafların ekonomik durumlarının dikkate alındığı, gerekçesiyle, davacının sürekli maluliyet ve geçici maluliyet taleplerinin reddine, davacının tedavi gideri talebinin kabulü ile 200,00.-TL tedavi giderinin tüm davalılardan; davalı … Sigorta yönünden dava tarihinden itibaren, davalılar … ve …. Şti yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının davalı … Sigorta’ya yönelik manevi tazminat isteminin reddine, davacının davalılar … ve …. Şti yönünden manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 2.000,00.-TL manevi zararın davalılar … ve … Şti’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ve davalılar … ve … Şti. vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, hükmedilen edilen manevi tazminat rakamının düşük olduğunu, mahkemece sürekli maluliyet durumu aydınlatılmadan çelişkiler giderilmeden karar verildiğini, Adli Tıp 2. İhtisas dairesince maluliyet bulunmadığının tespit edildiğinden bahisle kalıcı maluliyet talebinin reddine karar verildiğini, oysa kaza nedeniyle müvekkilinde kalıcı maluliyetin oluştuğunu, Ege Üniversitesi tarafından düzenlenen rapor ile Tepecik Araştırma Hastanesince düzenlenen rapor birlikte değerlendirilerek Adli Tıp İhtisas Dairesinden buna ilişkin rapor alınması gerektiğini, mahkemece gerekçeli kararda Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen raporun dikkate alınmama sebebinin “kendileri tarafından aldırılan rapor” şeklinde belirtildiğini, bir devlet hastanesi raporunun görmezden gelindiğini, yargılamanın hiçbir aşamasında geçici maluliyet süresine ilişkin rapor alınmadığını, geçici maluliyet süresi oranı, yaşam kalitesine etkisine ilişkin değerlendirme yapılmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … Şti. vekili, hükmedilen manevi tazminat miktarını kabul etmediklerini, takdir edilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu belirterek kararın bu yönden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle davacının uğradığı sürekli ve geçici iş göremezlik zararı, tedavi gideri tazminatının tüm davalılardan, manevi tazminatın karşı araç maliki ve sürücüsünden tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nden alınan 20.05.2016 tarihli raporda davacının maluliyetini gerektirir anatomik veya fonksiyonel kayıp saptanmadığı, iyileşme süresinin 2 ay olduğu tespit edilmiştir. Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’ndan alınan 19.12.2018 tarihli raporda da davacının 10.10.2010 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 10.10.2010 tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği yönünde görüş bildirilmiştir. Alınan her iki raporun birbiri ile uyumlu olmasına, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’ndan alınan 19.12.2018 tarihli raporun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş olmasına, davacının önceki tedavileri ve düzenlenen raporlarının incelenmiş olmasına göre, davacı vekilinin maluliyet oranına ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde; manevi tazminat, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve moral yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Somut olayda davalı sürücünün %75 oranında kusuru ile gerçekleşen kazada davacı iyileşmesi 3 ayı bulacak şekilde yaralanmış olup, tarafların kusur durumu, ekonomik ve sosyal koşulları, zararın ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde 2.000,00 TL manevi tazminat miktarı makul ve ılımlı bulunmuş olmakla, davacı vekili ile davalılar … ve …. Şti. vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf itirazları reddedilmiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranların dilekçelerinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekili ile davalılar … ve … Şti. vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekili ve davalılar … ve …. Şti. vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 179,90 TL’den peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 125,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar … ve …. Şti. yönünden istinaf karar harcı olan 150,28 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 95,88 TL harcın davalılar … ve … Şti.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı ile davalılar … ve … Şti. tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.21.02.2023