Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/892 E. 2023/29 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/892
KARAR NO : 2023/29

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26.11.2019
NUMARASI : 2018/302 Esas 2019/1271 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 11.01.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 11.01.2023
Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 26.11.2019 gün ve 2018/302 Esas 2019/1271 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, sürücü … idaresindeki davalı sigorta şirketine kaza tarihini kapsayan ZMS (Trafik) poliçesiyle sigortalı … plakalı aracıyla 08.03.2010 günü İzmir istikametinden Menemen istikametine doğru seyrederken E-87 Karayolu Havaüssü Lojmanları önünde bulunan trafik lambalarına geldiğinde, önünde kırmızı ışık yandığı için bekleyen … idaresindeki … plakalı araca arkadan çarparak sebebiyet verdiği kaza sonucunda, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan …’ın yaralanarak Karşıyaka Devlet Hastanesinde ve İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi gördüğünü, dava safahatında rapor alındığında müvekkilinin maluliyet oranı (kalıcı iş görmezlik) açığa kavuşacağını, söz konusu kaza nedeniyle Menemen 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/329E. 2012/172 K.sayılı dosyasıyla yargılama yapıldığını, kazadan sonra düzenlenen trafik kaza tespit tutanağında … plakalı aracın sürücüsü … tam kusurlu bulunduğunu, söz konusu kazadan kaynaklı geçici ve kalıcı maluliyetin tespiti ile bu maluliyete tekabül eden maddi zararın davalı sigorta şirketinden tazmini talep olunduğunu, müvekkilinin zararlarının tazmini için 6704 sayılı yasanın 5. maddesi ve 2918 sayılı yasanın değiştirilen 97. maddesi gereği davalı sigorta şirketine 14.12.2017 tarihinde yapılan başvuruya rağmen herhangi bir cevap verilmediğini, başvuru şartını yerine getiren müvekkili iş bu davayı açması zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100 TL. kalıcı iş görmezlik, 100 TL. geçici iş görmezlik tazminatı olmak üzere toplam 200 TL. maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı araç müvekkil şirket nezdinde 11.08.2009/2010 tarihleri arasında ölüm/sakatlık halinde azami 175.000 TL. ile sınırlı olmak üzere 26350222 sayılı ZMS (Trafik) poliçesiyle sigortalı olduğunu, müvekkil şirket sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında gerçek zarar miktarı kadar sorumlu olduğunu, davacı taraf sigorta şirketine başvuru yapmakla birlikte gerekli belgelerin tamamını sunarak ödeme süresinin dolmasını beklemeden dava ikame ettiğinden 6704 Sayılı Yasanın 5. maddesi ve 2918 Sayılı Yasanın değiştirilen 97. maddesi gereği dava şartını yerine getirmediğinden davanın usulden reddi gerektiğini, kusurun ve zararın ispata muhtaç olduğunu, geçici iş görmezlik tazminatı tedavi teminatı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, davacının kaza sırasında emniyet kemeri kullanıp kullanmadığının tespiti ile emniyet kemeri kullanmıyorsa müterafik kusur indirimi uygulanması gerektiğini, davacı yana SGK tarafından rücu’ya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı veya gelir bağlanıp bağlanmadığı konusunda SGK ya yazı yazılması gerektiğini, davacının olay tarihinden itibaren işleyecek faiz talebi de haksız olduğunu belirterek müvekkil şirket dava açılmasına sebebiyet vermediğinden davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Ege Üniv.’den gelen maluliyet raporunda davacının, kalıcı maluliyetinin bulunmadığı belirtilmekle, kalıcı maluliyete yönelik talebinin reddine, geçici işgöremezlik tazminat talebinin de 6111 sayılı Kanun gereğince, geçici işgöremezlik tazminatı ve tedavi gideri taleplerinden, sigorta şirketleri değil, SGK nın sorumlu olması sebebiyle ve Karayolları Trafik Kanunu md 92, trafik genel şartlarında açıkça sigorta şirketlerinin geçici işgöremezlik ödeneklerinden sorumlu olmayacakları belirtilmekle, açık kanun maddesi gereğince davacıların geçici işgöremezlik taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, öncelikle müvekkiline ait maluliyet raporunun İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan alınması gerektiğini, dosyada alınan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’nca düzenlenen 11.06.2019 tarihli raporda davacının maluliyetinin bulunmadığı, tıbbi iyileşme süresinin ise 10 gün olacağının tespit edildiğini, kendilerince tedaviye ilişkin kayıt ve evrakların dosyaya sunulduğu halde yeterince incelenmediğini, tespit edilen maluliyet oranının müvekkilinin gerçek durumunu yansıtmadığını, yerel mahkemece davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlik tazminatında sorumlu bulunmadığına ilişkin verilen red kararının yerinde olmadığını, geçici iş göremezlik ödemelerinin 6111 Sayılı Yasa kapsamında bulunmadığından sigorta şirketlerinin sorumluluğunun devam ettiğini, dosyada alınan 11.06.2019 tarihli raporda geçici iş göremezlik süresinin 10 gün olarak tespit edilmesine rağmen bu durumun mahkemece dikkate alınmadığını istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, 08.03.2010 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile geçici ve kalıcı iş göremezlik nedeniyle karşı araç ZMMS sigortasından maddi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İDM’ce davaya konu kaza sebebiyle kusur irdelemesi yönünden dosyanın trafik bilirkişisine tevdi edildiği, Menemen 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/329 Esas 2012/172 Karar sayılı ilamı ile meydana gelen kazada …’in tam kusurlu olarak kabul edilerek cezalandırılmasına ilişkin karar verildiği, trafik bilirkişisinin 05.07.2018 tarihli raporunda meydana gelen kazaya … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’in 2.46 promil alkolllü olarak kazanın oluşumunda %100 asli tam kusurlu olduğu, dava dışı … plakalı kamyonet sürücüsü … ile dava dışı … plakalı kamyonet sürücüsü …’ın kusursuz olduğu, davacı …’ın … plakalı kamyonette yolculuk yaparken dava konusu olayda yaralandığı ancak yolculuk yaptığı kamyonetin üretim yılının 1978 model olması göz önüne alındığında kamyonette emniyet kemeri olmadığından 2918 Sayılı Yasaya ilişkin yönetmeliğin 150/c maddesine göre kusur izafesinin mümkün olmadığı yönündeki değerlendirmesi olayın oluş şekline uygun, hükme esas almaya elverişli nitelikte görülmüştür.
Davacı yönünden Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin 11.06.2019 tarih 254 sayılı Adli Sağlık Kurulu raporunda davacının davaya konu trafik kazasına bağlı olarak meydana gelen Meslekte Kazanma Gücü Azalma Oranı, olay tarihinde yürürlükte olan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği”ne (RG, 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 Sayılı) göre değerlendirildiğinde; anamnezinde duymasında sorun ve işitme kaybının olduğunu beyan ettiği, ancak Mahkeme dosyası içerisinde yer alan olay tarihli tıbbi evraklarında işitme kaybını gösterir herhangi bir evraka rastlanılmadığı, olaydan yaklaşık 5 ay sonra yapılan kulak burun boğaz muayenesinde; her iki kulak zarının sağlam olduğu, yapılan işitme testlerinin (Weber, Rinne, fısıltı testleri) normal olduğunun saptandığı, incelenen tıbbi evraka göre (evrak no: 2 ve 3) şahısta davaya konu olaya bağlı işitme kaybının olmadığı, dolayısıyla maluliyet oranına neden olabilecek bir arızasının bulunmadığı kanaatine varılarak, tıbbi iyileşme süresinin 10 (on) gün olarak kabul edilmesinin uygun olacağı mütalaasına varıldığı, davacının başka birinin sürekli bakımına muhtaç olmadığının rapor edildiği görülmüş, alınan bu rapor davacı yanca dosyaya sunulan tetkik ve belgeler ile muayene sırasında yapılan test sonuçlarına nazaran yeterli ve hükme esas almaya elverişli mahiyette değerlendirilmekle davacı yanın İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan yeniden maluliyet raporu alınmasına yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak,01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’nın A.5-b maddesi gereği, zarar görenin tedavisinin devam ettiği döneme ilişkin geçici bakıcı gideri zararının, geçici işgöremezlik zararının ve tedavi giderlerinin sağlık giderleri içinde yer aldığı ve ZMSS teminatı kapsamında olmadığı kabul edilmişse de, 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98. maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır.
Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesi’nin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alınıp TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici iş göremezlik zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine aittir. (Yargıtay 4. H.D 10.03.2022 tarih 2021/12001 E, 2022/4532 K ve 24.03.2022 tarih 2021/22793 E, 2022/5790 K sayılı kararları) Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere geçici iş göremezlik zararı KTK’nın 98. maddesi kapsamında SGK’nın sorumlu olduğu tedavi giderleri arasında sayılamayacağından davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlik tazminatından zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi teminatı kapsamında sorumlu olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf istemi yerindedir.
Bu durumda yerel mahkemece yapılacak işin alınan kusur ve maluliyet raporları dikkate alınarak konusunda uzman aktüerya bilirkişisine dosyanın tevdi edilerek davacı yanca talep edilen geçici iş göremezlik tazminatı noktasında inceleme yaptırılmak suretiyle yapılacak hesaplama dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekmektedir. O halde, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.11.2019 tarih 2018/302 Esas 2019/1271 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 11.01.2023