Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/868 E. 2023/45 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/868
KARAR NO : 2023/45

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03.12.2019
NUMARASI : 2016/1164 E. 2019/1251 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
DAVA TARİHİ : 29.09.2016
KARAR TARİHİ : 12.01.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.01.2023

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.12.2019 tarih 2016/1164 E. 2019/1251 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalılar … ile … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye hakim … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili, davacının kullandığı araç ile davalıların işleteni sürücüsü ve ZMM sigortacısı olduğu aracın kartıştı trafik kazası neticesinde davacının iş gücü kaybı oluşacak şekilde yaralandığını, davacının maddi ve manevi zarara uğradığını, davalıların zararı karşılamakla yükümlü olduğunu, belirtilerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’den, 6.500,00-TL tedavi giderlerinin davalılar … ve …’den, 1.000,00-TL kazanç kaybının tüm davalılardan dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiş, yargılama sırasında iş gücü kaybı talebini 8.385,67-TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı …A.Ş. vekili yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, tedevi giderleri ile geiçi iş görmezlik talebinin poliçe kapsamı dışında kaldığını, sürekli iş görmezlik yönünden davalının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, kusur maluliyet ve hesap bilirkişi raporları alınması gerektiğini, dava tarihten yasal faiz talep edilebileceğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve …, davacı ile sigortacı arasında akdi bir ilişki bulunmadığını, kendileri ile davalı … şirketi arasında mecburi dava arkadaşlığı da olmadığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuunu, tacir olmadıklarını, yasal faiz talep edilebileceğini, manevi tazminatın fahiş olduğunu, aracın sigortalı olduğunu, poliçenin zararı kapsadığını, tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanması gerektiğini, tedavi giderlerinin estetik kaygılarla yapıldığını, vergilendirilmiş gelirin esas alınması gerektiğini, aksi takdirde asgari ücret üzerinden hesap yapılmasını, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, oluşan trafik kazasında, davalı sürücü …’in % 100 oranda asli ve tam kusurlu olduğu, davacının kusuru bulunmadığı, kaza sebebiyle davacıda 45 gün geçici işgücü kaybını doğuracak şekilde yaralanma meydana geldiği, kaza tarihinde harita mühendisi olan davacının, aylık ortalama 6.000,00-TL gelir elde ettiği, davacının geçici iş göremezlikten doğan maddi zararının 8.385,67-TL olduğu, iş bu zararın 1281,00-TL’sinin SGK tarafından geçici iş göremezlik bedeli olarak davacıya ödendiği, bakiye iş göremezlik bedeli tazminat alacağı miktarının 7.104,67-TL olduğu, yine davacının tedavisinden kaynaklı 6.500,00-TL giderinin bulunduğu, iş bu giderin 5.000,00-TL’lik kısmının dava dışı SGK’nın sorumluluğunda olduğu, bakiye 1.500,00-TL ‘sının ZMMS limiti ve kapsamı dahilinde kaldığı, 5.000,00-TL manevi tazminat manevi zararına karşılık geldiği, belirtilerek; davacının davasının kısmen kabulüne fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı ve davalılar … ile … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, işleten ve sürücü davalıların tedavi giderinin tamamından sorumlu olduğunu, SGK’nun 01.09.2016 tarihli cevabi yazısının dikkate alınmadığını, ek raporda bu hususun belirtildiğini, davacı tarafından kaza nedeniyle 6.500,00-TL tedavi gideri yapıldığını, davalı işleten ve sürücünün bu zararın tamamından sorumlu olduğunu, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalılar vekili, davacının aynı zamanda 2016 yılının ocak, şubat ve mart döneminde 1180453 seri nolu iş yerinde 4/a kapsamında jeodezi ve fotogrametri mühendisi meslek kodu ile ücretli ve sigortalı olarak çalıştığını, sadece serbest meslek sahibi bir kişi olarak değil, 4/a kapsamında ücretli ve sigortalı bir kişi olduğunu, ilk bilirkişi raporundaki geçici iş göremezlik zararında, davacının 4/a kapsamındaki geliri de ilave edilmiş ve hesaplama buna göre yapılmış meslek odasında gelen bilgiye göre belirlenen maaş üzerinden hesaplama yapıldığını, faraza gelirin gerçek zarar olamayacağını, kimsenin kendi kusurundan faydalanamayacağını, geçici iş göremezlik sebebiyle kazanç kaybı, maddi zararlar içerisinde olup sigorta şirketi, aracın maliki ve sürücü müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davacı tarafın davasını bunlardan herhangi birine, bir kısmına veya tümüne yöneltebileceğini, dava dilekçesinde talebin tüm davalılara yöneltilmesine rağmen ıslah dilekçesinde ise artılan kısmın sadece davalılardan talep edildiğini, geçici iş göremezlik zararı, tedavi kapsamındaki sağlık giderlerinden olduğunu, her türlü sağlık giderlerinden SGK sorumlu tutulması gerektiğini, bilirkişi raporunda belirtilen 6.500,00-TL tedavi giderinin, abartılı bir gider olduğunu, kaza ile bir ilişkisinin olmadığını, zarar görenlerin tedavi giderlerinden de, sigorta poliçesi çerçevesinde ZMMS’nı yapan sigorta şirketi … Sigorta A.Ş. Sorumlu olduğunu, SGK davada ihtiyari dava arkadaşı olup, zorunlu dava arkadaşlığı olmadığından davaya dahil edilme yoluyla SGK’nın davalı konuma getirilemeyeceğinden, tedavi giderlerine ilişkin taleplerde davalıların pasif ehliyetinin bulunmadığını, tedavi giderlerinin sigorta şirketi ve SGK tarafından karşılanması gerektiğini, fazla manevi tazminat takdir edildiğini, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, işletenin hukuki sorumluluğu ve ZMMS poliçesi kapsamında trafik kazası nedeni ile yaralanan davacının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, ” işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.(Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve2011/17-142 Esas – 2011/411 Karar, 17. HD’nın 20/05/2013 tairh ve 2012/8984 E. – 2013/7276 K. sayılı ilamları) Dolayısıyla, trafik kazası nedeni ile davacının oluşan maddi zararından davalı işletenler ile sigorta şirketinin 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümleri ile ZMMS poliçesi kapsamında sürücünün kusuru oranında müşterek ve müteselsil bir sorumlu olduğu amirdir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’nın A.5-b maddesi gereği, zarar görenin tedavisinin devam ettiği döneme ilişkin geçici bakıcı gideri zararının, geçici işgöremezlik zararının ve tedavi giderlerinin sağlık giderleri içinde yer aldığı ve ZMSS teminatı kapsamında olmadığı kabul edilmişse de, 6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98.maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır. Dolayısıyla, trafik kazasından kaynaklı geçici işgöremezlik tazminatı ile belgesiz tedavi ve tedavi amaçlı yol giderleri bakımından davalı işletenler ile ZMMS poliçesi kapsamında sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. (Yargıtay 4. HD’nin 10.03.2022 tarih ve 2021/12001 E. – 2022/4532 K. ve 24.03.2022 tarih ve 2021/22793 E. – 2022/5790 K. sayılı kararları).
Çalışma gücünün kısmen kaybına ilişkin zarar talebi, kişinin tüm yaşamı boyunca katlanacağı, geleceğe yönelik zararının da giderimi amacını taşıyan bir talep olduğundan, kişinin hak kazanacağı tazminat miktarının doğru belirlenebilmesi bakımından, çalışma gücü kaybına yol açan kaza tarihindeki gerçek ve net gelirinin doğru belirlenmesi önemlidir. Gerçek gelirin tespiti için, SGK’dan davacının kazadan önce hizmet akdiyle çalışıp çalışmadığı, gelirinin ne olduğunun araştırılması, çalıştığı işyerinden gelire ve ödemelere ilişkin belgelerin getirtilmesi, sahibi ve ortağı olduğunu iddia ettiği şirketlerin ticaret sicil kayıtlarının getirtilerek şirket ortağı ise elde edebileceği gelirin sorulması, limited şirket ortağı olduğunun belirlenmesi halinde davacının kişisel yetenek ve emeğinin şirket gelirine katkısı belirlenmesi, kendi hesabına çalışıyorsa ilgili kuruluşlardan gerekli belgelerin sorulması, önceki net kazançlarını içeren vergi kayıtlarının ilgili vergi dairesinden getirtilmesi, gerektiğinde defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması, muhtemel gelirinin saptanması için emsal gelir araştırması yapılması, ilgili meslek odaları ve meslek kuruluşlarından aylık kazancının ne kadar olacağı yönünde araştırma yapılarak bu araştırmaların sonuçları dahilinde gerçek gelirin net biçimde saptanması, yapılan araştırmalar sonucu gerçek gelirin saptanamadığı takdir ise kamu düzenine ilişkin olan asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerekir.
6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince haksız bir eylem sonucunda zarara uğrayan kimse, uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesini isteyebilir. Manevi tazminat, zarar görenin kişilik değerlerinde meydana gelen eksilmenin ( manevi zararın )giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Esasen manevi tazminat, ne bir ceza, ne de gerçek manasında bir tazminattır. Maddi zararda olduğu gibi manevi tazminatta kesin bir hesabın yapılması olanaksızdır. Bunun icin miktarı, somut olayın ozelligi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak M.K.nun 4. maddesı uyarınca hakim tarafından takdir ve tayin edilir. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak gösterilmektedir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.(Yargıtay İBK 22/06/1966 tarih ve 1966/7 E. – 1966/7 K. sayılı ilamı,) Davacının yaralanması nedeniyle manevi zarara uğrayacağı yadsınamaz bir gerçeklik olup maruz kaldığı bu acı ve elem ile yaşadığı sıkıntılar nedeniyle oluşan manevi zararına karşılık İDM tarafından takdir edilen manevi tazminat miktarı anılan ilke ve esaslar çerçevesinde makuldür.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, kusurun olayın oluş şeklline ve dosya kapsamına uygun olarak tespit edilmesine, davacının gerçek gelirinin anılan ilke ve esaslar çerçevesinde belirlenmesine, SGK tarafından yapılan geçici iş görmezlik ödemesinin tazminattan mahsup edilmesine, davacının mevcut yaralanmasına uygun düşecek şekilde manevi tazminatın takdirine, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; aşağıda belirtilen hususlar dışındaki davacının sair istinaf itirazları ile davalıların istinaf başvurusu yerinde değildir.
SGK Alsancak Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 01.09.2016 tarihli yazısı ile davacıya tedavi giderlerine ilişkin ödeme yapılmayacağının belirtilmiş olması karşısında taleple bağlı kalmak kaydı ile davalıların 6.500,00-TL olarak hesaplanan tüm tedavi giderlerinden sorumluluğu cihetine gidilmesi gerekirken aksi yönde varılan hukuki kabulde isabet bulunmamaktadır. Bu itibarla, belirtilen hususlar yönünden davacının istinaf başvurusu yerindedir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesine, yerinde görülmeyen davalıların istinaf başvurusunun ile davacının sair istinaf itirazlarının reddine, karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar … ve …’in istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 5 .Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.12.2019 tarih 2016/1164 Esas – 2019/1251 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
Davacının maddi tazminat istemine ilişkin davasının kabulü ile 7.104,67-TL geçici işgöremezlik bedeli maddi tazminatın 1.000,00-TL ‘lik kısmından tüm davalılar, bakiye 6.104,67-TL ‘den davalılar … ve …’in müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak kaydıyla, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6.500,00-TL SGK sorumluluğunda olmayan tedavi giderinden kaynaklı maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
Davacının manevi tazminat istemine ilişkin davasının kabulü ile, 5.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince maddi tazminat yönünden alınması gereken 929,33-TL harçtan peşin alınan 42,70-TL ile ıslah harcı olan 126,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 760,43-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, (davalı … şirketinin harcın 68,31 TL’sinden müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına,)
492 sayılı Harçlar Kanunu 1 sayılı tarife uyarınca manevi tazminat yönünden hesaplanan 341,55-TL karar ve ilam harcının davalı …’den alınarak, hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafça yatırılan 42,70-TL peşin harç ve ıslah harcı olan 126,20-TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maddi tazminat talebi yönünden hesap edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalı … ‘nin 1.000,00-TL’lik kısmından sorumlu olmak kaydıyla, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre manevi tazminat talebi yönünden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak, davacıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 388,70-TL tebligat ve posta gideri, 1.050,00-TL Bilirkişi ücreti, 990,00-TL Ege Üniversitesi rapor ücreti dahil olmak üzere toplam 2.457,90-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davacının ödediği istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
4-Davalılar … ve … yönünden istinaf karar harcı olan 929,33-TL’den peşin alınan 286,80-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 642,53‬-TL’nin davalılar …. ve …’den tahsiline,
5-İstinaf başvurusu nedeni ile davalıların yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 148,60-TL istinaf yoluna başvuru harcı, 60-TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 208,60-TL istinaf yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 12.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.