Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/844 E. 2023/42 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/844
KARAR NO : 2023/42

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2019
NUMARASI : 2017/117 Esas 2019/1119 Karar
DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 12.01.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.01.2023

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05.11.2019 gün ve 2017/117 Esas 2019/1119 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye hakim … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacının davalı nezdinde sigortalı aracın karıştığı trafik kazasında yaralanarak iş gücü kaybına uğradığını, sigortalı aracın kusurlu olduğunu, zararı karşılama yükümlülüğü bulunduğunu, davalı sigorta şirketine yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi dava ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kaza nedeni ile davalı … tarafından sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu, davacının ise kusursuz bulunduğu, davacının geçici iş göremezlik zararının 14.792,29-TL kalıcı iş göremezlik zararının 76.766,94-TL olarak belirlendiği, davalı sigorta şirketinin bu zarardan sorumlu olduğu, bedelin poliçe limiti içinde bulunduğu, belirtilerek; davanın kabulüne karar verilmiştir
Karara karşı davalı sigorta şirketi tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, maluliyet raporunun geçerli yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmediğini, raporun hükme esas alınamayacağını, geçici iş görmezlik zararından davalının sorumlu olmadığını, temerrüt tarihinin yanlış belirlendiğini, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, ZMMS poliçesi kapsamında trafik kazası sonucu oluşan iş gücü kaybı nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden 01/06/2015 ile 20/02/2019 tarihleri arasında gerçekleşen kazalar için 30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4.HD’nın 20/06/2022 tarih ve 2021/13933 E. 2022/9109 K. sayılı ilamı) Dosyaya kazandırılan 21.01.2019 tarihli maluliyet raporunda kaza tarihi ( 15.05.2016 ) itibariyle yürürlükte bulunan anılan yönetmelik hükümlerine göre maluliyet değerlendirmesi yapılmadığının anlaşılması karşısında, söz konusu rapor maluliyet oranı tespitine elverişli olmadığından, maluliyetin belirlenmesi konusunda yapılan araştırma yetersizdir.
Tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda 1931 tarihli PMF cetvellerine göre saptanmakta ise de gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu nedenle TRH 2010 yaşam tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesi güncel veriler ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olduğundan tazminat hesaplamasında TRH 2010 yaşam yönteminin kullanılması gerekir. ( Yargıtay 4. HD’nın 03.01.2022 tarih ve 2021/9412 E – 2022/3622 K.,17. HD’nin 23.03.2021 tarih 2020/ 6173 E. – 2021/ 3121 K. Sayılı ilamları ) Aynı şekilde, yeni genel şartlar zamanında düzenlenen poliçelerde yeni genel şartlardaki hesaplama tekniği uygulanamayacağı için tazminat hesabında eski uygulamalardaki gibi progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi icap etmektedir.(Yargıtay 17. HD’nin 24.02.2021 tarih ve 2019/3292 E. 20121/1848 K. sayılı ilamı )
Anayasa Mahkemesi’nin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’nın A.5-b maddesi gereği, zarar görenin tedavisinin devam ettiği döneme ilişkin geçici bakıcı gideri zararının, geçici işgöremezlik zararının ve tedavi giderlerinin sağlık giderleri içinde yer aldığı ve ZMSS teminatı kapsamında olmadığı kabul edilmişse de, 6111 sayılı Kanun’un 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98.maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır. Dolayısıyla, trafik kazasından kaynaklı geçici işgöremezlik tazminatı ile belgesiz tedavi ve tedavi amaçlı yol giderleri bakımından ZMMS poliçesi kapsamında sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. (Yargıtay 4. HD’nin 10.03.2022 tarih ve 2021/12001 E. – 2022/4532 K. ve 24.03.2022 tarih ve 2021/22793 E. – 2022/5790 K. sayılı kararları).
Trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte ZMM sigortacısı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen KTK.nun 99/I. maddesi hükmü uyarınca, sigortacı kendisine başvuru tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşer. Davadan önce böyle bir başvurunun bulunmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşmüş sayılır. (Yargıtay 17. HD’nin 05.08.2018 tarih 2015/6613 E. – 2018/556 K., sayılı ilamı). Dosya kapsamından davacı tarafından 29.01.2018 tarihinde davalı sigorta şirketine başvurulduğunun anlaşılması karışında temerrüt tarihinin de buna göre belirlenmesi gerekir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; istinaf edenin sıfatına göre İDM tarafından olay tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında yönetmelik hükümlerine göre davacının mevcut yaralanması nedeni ile iş göremezlik oranının tespiti konusunda Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıklarından kurul halinde düzenlenecek açıklamalı, ayrıntılı, denetime elverişli maluliyet raporu dosyaya kazandırılıp, maluliyet raporu doğrultusunda iş gücü kaybı yönünden anılan ilke ve esaslara uygun düşecek şekilde TRH 2020 yaşam tablosu ile progresif rant yönteminin uygulanmak suretiyle aktüerya uzmanından ek rapor alınarak, oluşacak sonuca göre usuli kazanılmış haklar da gözetilerek karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca davalının istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.11.2019 tarih 2017/117 Esas 2019/1119 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 12.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.