Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/834 E. 2023/181 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/834
KARAR NO : 2023/181

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28.01.2020
NUMARASI : 2018/620 E. – 2020/57 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
DAVA TARİHİ : 18.05.2018
KARAR TARİHİ : 03.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 03.02.2023
İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.01.2020 tarih 2018/620 E. – 2020/57 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalıların işleteni sürücüsü ve sigortacısı olduğu aracın davacıya ait araca çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kusurun karşı tarafta olduğunu, davalıların araçta oluşan zararı karışılama yükümlülüğü bulunduğunu, davalı sigorta şirketine yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını, belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00-TL değer kaybı, 500,00-TL ikame araç bedeli ve 400,00-TL eksper ücretinin davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı sigorta şirketi vekili, davalının sigortalı araç sürücünün kusuru oranında teminat limiti ile sorumlu olduğunu, ikame araç bedelinin poliçe kapsamı dışında kaldığını, davacı tarafa başvuru üzerine 3.031,30-TL ödeme yapıldığını, genel şartlara göre kusur ve hasarın tespit edilmesi gerektiğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı sigoratlı aracın kazanın oluşumunda % 100 tam kusurlu, davacıya ait aracın kusursuz olduğu, davaya konu araçta ZMMS sigortası tebliği hesaplama kriterleri ve yöntemine göre 3.505.96-TL, rayiç değer arasındaki farka göre ise 12.000,00-TL değer kaybı oluştuğu, aracın tamir süresinin 15 iş günü olup muadil bir aracın kısa süreli günlük kiralama bedelinin günlük 90,00-TL üzerinden araç mahrumiyet bedelinin 1.350,00-TL, ekspetirz ücretinin ise 212,40-TL olduğu, değer kaybı zararına ilişkin olarak davalı sigorta şirketi tarafından davacı yana 3.031,30-TL ödeme gerçekleştirdiği, değer kaybı bedeli açısından, davalı sigorta şirketi yönünden ZMMS sigortası tebliğine göre diğer davalılar yönünden piyasa rayiç bedeline göre karar verilmesi gerektiği, belirtilerek; davanın kısmen kabulüne fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, kararın gerekçesiz olduğunu, 12.000,00-TL olan değer kaybı alacağından sigorta şirketini sorumlu tuttuğu kısım olan 274,66-TL’yi neye göre hesapladığını hükmün gerekçesinde belirtmediğini, sigorta şirketinin zararın tamamından sorumlu olduğunu, sigorta şirketi lehine hükmedilen vekalet ücretinin yanlış hesaplandığını, sigorta şirketinin değer kaybı yönünden poliçe limiti ile sorumlu tutulması gerektiğini, ekspertiz ücretinin eksik hesaplandığını, buna yönelik itirazların dikkate alınmadığını, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili istinafa cevap dilekçesi ile davacının istinaf talebinin reddi talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, trafik kazası nedeni ile davacının aracında oluşan değer kaybı ve ikame araç bedelinin işletenin hukuki sorumluluğu ve ZMMS kapsamında tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Hükmün kapsamı HMK’nın 297. maddesinde düzenlenmiş olup emredici kanun hükümleri ile yerleşik yargı teamüllerine aykırı şekilde karar başlığında yer almaması gereken mahkeme adres bilgilerinin kararın istinaf denetimi yapılmasına neden olmayacak ve mahallinde giderilebilecek maddi hata olduğuna işaret edilerek tarafların istinaf itirazlarının esasının incelemesine geçilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre trafik kazası nedeni ile davacının aracında oluşan zarardan davalı sigorta şirketi ile işleten sıfatına haiz araç maliki ve sürücünün sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu amirdir.(Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve 2011/17-142 E. – 2011/411 K., 17. HD’ nın 20/05/2013 tairh ve 2012/8984 E. – 2013/7276 K. sayılı ilamları)
Trafik kazasında zarar gören aracın hasarı onarılsa dahi onarımdan sonra aracın piyasa rayiç satış fiyatında düşüklük oluşacağı gerçeği karşısında, kaza nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı, gerçek zarar içinde değerlendirilir ve bu zarardan hem zarar veren işletenler hem de ZMSS şirketi sorumludur. Ancak, ZMMS genel şartları hükümlerine göre davalı sigorta şirketi gerçek zarar kapsamında olmayan dolaylı zararlardan sayılan ikame araç bedelinden sorumlu değildir. Davacıya ait aracın tamir süresince kullanılamaması nedeniyle talep edilen ikame araç bedeli zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kaldığından, davalı sigorta şirketinin ikame araç bedeline ilişkin zarardan sorumlu tutulamaz. Bu zarardan, işleten sıfatına haiz araç maliki ile araç sürücüsü müşterek ve müteselsilen sorumludur.( Yargıtay 17. HD’nin 04.12.2019 tarih ve 2016/3933 E. – 2019/796 K. Sayılı ilamı)
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. (Yargıtay 17. HD’nin 03.12.2020 tarih 2019/6271 E. -2020/8104 K.). Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir. Dava tarihinden sonra 19.06.2021 tarihinde yürürlüğe giren 7327 sayılı Kanunun 18. maddesiyle KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklikle bu maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu tazminatlardan; a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı olarak dikkate alınarak…. hesaplanır” ibareleri eklenmek suretiyle Anayasa Mahkemesinin iptal kararına uygun şekilde bir düzenleme yapılmıştır. Böylelikle poliçe tarihi itibariyle ister eski genel şartlar ister yeni genel şartlar yürürlükte olsun Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararından sonra değer kaybı tazminatının yeni genel şartlara göre hesaplanması mümkün değildir. Değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınarak belirlenmelidir. (Yargıtay 17. HD’nın 07.03.2016 tarih ve 2015/15003 E.- 2016/2856 K. sayılı ilamı)
Ekspertiz gideri yargılama giderlerinden olup yargılama giderlerine eklenerek davanın kabul ve red oranına göre karar verilmesi gerekir.( Yargıtay 17. HD’nın 21.10.2019 tarih ve 2017/1822 E.- 2019/9723 K. sayılı ilamı ) Davacı bu bedele yönelik yapılan hesaplamaya itiraz edilmiş ise de bilirkişi tarafından ilgili tarifeye göre tespit edilen ücretin makul olması karşısında; raporda usül ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; İDM tarafından davacının aracının kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki piyasa rayiç değeri arasındaki fark üzerinden, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme mahsup edilmek suretiyle, hesap edilen değer kaybı tazminatı yönünden herhangi bir ayrıma gidilmeksizin, sigorta şirketi için poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalıların sorumluğu cihetine gidilmesi gerekirken aksi şekilde sigorta şirketinin, genel şartlarda belirtilen değer kaybı formülü uygulanmak suretiyle hesaplanan miktar ile sorumlu tutulması şeklinde varılan hukuki kabulde isabet bulunmamaktadır. Bu itibarla davacının bu hususa ilişkin istinaf talebi yerindedir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesine, yerinde olmayan sair istinaf itirazlarının ise reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.01.2020 tarih ve 2018/620 Esas – 2020/57 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davacının davasının KABULÜ İLE
8.968,70-TL değer kaybı alacağının (davalı … Sigorta A.Ş ‘nin yönünden poliçe limiti olan 33.000-TL ile sınırlı olmak üzere) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
1.350,00-TL ikame araç bedelinin davalılardan … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 704,87-TL karar harcından başlangıçta peşin olarak alınan 49,53-TL harç ile 187,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 468,34-TL karar ve ilam harcının davalı sigorta şirketinin 407,45-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 49,53-TL peşin harç ile 187,00-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 236,53-TL harcın davalı sigorta şirketinin 205,78-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinin 8.004‬,00-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvurma harcı, 450,00-TL bilirkişi ücreti, 400,00-TL ekspertiz ücreti, 244,00-TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 1.129,90-TL yargılama giderinin davalı sigorta şirketinin 983,01-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf yoluna başvuranın ödediği istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
4-İstinaf başvuru nedeniyle davacı tarafından yapılan 148,60-TL istinaf yoluna başvuru harcı, 152,00-TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 300,60-TL istinaf yargılama giderinin davalı sigorta şirketinin 261,52-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 03.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.