Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/809 E. 2023/313 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/809
KARAR NO : 2023/313

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26.09.2019
NUMARASI : 2019/46 E. 2019/963 K.
DAVANIN KONUSU :Alacak
KARAR TARİHİ : 27.02.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 27.02.2023
İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 26.09.2019 tarih 2019/46 E. 2019/963 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan 16.10.2015 tarihinde … kredi hesap numarası ile İşyeri Edindirme Kredisi adı altında 6.000.000,00 TL kredi kullandığını, kredi sözleşmesinde kredi tahsis ücreti olarak toplam 3.000,00 TL belirlendiği halde, 3.150,00 TL bireysel kredi tahsilatı adı altında hesaptan kesinti yapıldığını, ayrıca 1.915,20 TL diğer işlemler masrafı adı altında hesaptan kesildiğinin görüldüğünü, müvekkilinin 01.12.2016 tarihinde kendisine tahsis edilen tüm krediyi kapatmak istediğini davalı bankaya bildirdiğini, davalı bankanın 01.12.2016 tarihinde 7.113.203,47 TL’yi kredi aslı ve faiz tutarı olarak müvekkilinin hesabından tahsil ettiğini ve aynı gün müvekkilinin hesabından 682.500,00 TL de erken kapatma komisyonu adı altında tahsilat yapıldığını, davalı banka tarafından tespit ve tahsil edilen erken kapama komisyonunun dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığını ileri sürerek, fazladan kesilen 150,00 TL bireysel kredi tahsis ücreti ile diğer işlemler masrafı adı altında tahsil edilen 1.915,20 TL’nin kesintinin yapıldığı 16.10.2015 tarihinden itibaren, hesaptan kredi aslı ve faizi altında tahsil edilen bedele ilişkin olarak 10.000,00 TL ile erken kapatma komisyonu adı altında tahsil edilen 682.500,00 TL’nin şimdilik 502.500,00 TL’sinin 01.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacıya 16.10.2015 tarihinde 6009425406 risk nolu 6.000.000,00 TL bedelli aylık 1,24 faiz oranı ile 120 ay vadeli değişken taksitli ticari iş yeri edindirme kredisi kullandırıldığını, davacının kullandırılan kredinin 14. taksit tarihinin muaccel olmasından önce 01.12.2016 tarihinde 7.405.703,47 TL ödeyerek dava konusu krediyi kapattığını, kredi genel sözleşmesi ve eklerinde davacının söz konusu kredileri erken kapatmak istemesi halinde bankanın talep edeceği tutarı ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, talep edilen 150,00 TL’nin davacıdan tahsil edilen bireysel kredi tahsis ücretinin BSMV tutarı olduğunu, 1.915,20 TL’nin ise firmanın satın almış olduğu hizmet paket sözleşme ücreti olduğunu, bu tutarların tahsilinde hukuka ve Bankacılık Mevzuatına aykırı bir yön olmadığını, kredi aslı ve faiz adı altında tahsil edildiği iddia edilen 10.000,00 TL bedel bulunmadığını, erken kapama komisyonunun taraflar arasında imzalanmış olan genel kredi sözleşmesine ve eki olan taahhütname ile kredi ödeme planına uygun olarak tahsil edildiğini, tarafların karşılıklı mutabakatı ile imzalanan kredi sözleşmesinde kredinin vadesinden önce kapatılması halinde banka tarafından erken kapatma komisyonu tahsil edilebileceği ve müşterinin de bunu ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, kredi sözleşmesinde karşı tarafın her türlü masrafı ödeme taahhüdünde bulunduğunu, TBK.nın 26. maddesi uyarınca sözleşme özgürlüğünün yasal sınırlamalar dahilinde mümkün olduğunu, sözleşmenin ilgili maddesinin yasalara ve diğer hukuki mevzuata uygun olarak düzenlendiğini, erken kapatma komisyonunun tahsilinin hukuka uygun olduğunu, erken kapama komisyonunun kredinin miktarına göre hesaplanan oranlardan alınmadığını, kapatma tarihine göre alınması gereken komisyon bedelinden indirim yapılmak suretiyle davaya konu bedelin tahsil edildiğini, kredi genel sözleşmesinin ilgili maddesinin kaynağının TBK.nın 179 ve devamı maddeleri olduğunu ve 96. madde gereğince kanun, sözleşme ya da adet gereği olmadıkça borçlunun erken ifada bulunması sebebiyle indirim yapılmasını isteyemeyeceğini, borçlunun tüzel kişi tacir olarak ifadan kaçınmasının kabul edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARINDAN ÖNCEKİ İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davacı ile davalı bankanın Yıkık Kemer Şubesi arasında imza altına alınan 14.12.2015 tarihli kredinin ticari kredi olması ve her iki tarafın tacir olması sebebiyle sözleşme serbestisinin geçerli olduğu, sözleşme serbestisi göz önüne alınarak davalı bankanın davacıdan erken kapama komisyonu talep edebileceği, ancak imza altına alınan sözleşmede her hangi bir oran belirlenmediği, bu durumda benzer koşullarda diğer bankalar tarafından uygulanan erken kapama komisyon oranlarının araştırılarak erken kapama komisyon oranı belirlenmesinin gerektiği, bu konuda ilgili bankalara yazılar yazıldığı ve yazı cevaplarına göre %3’lük oranın makul ve uygulanabilir bir oran olduğu, davalı banka tarafından uygulanan %9,66’lık oranın fahiş sayılmasının gerektiği, % 3’lük oran göz önüne alındığında davalı bankanın, davacıdan 211.780,90 TL tahsil etmesi gerekirken, 682.500,00 TL’lik erken kapama komisyonu tahsil edilmekle, fazladan tahsil edilen 470.719,10 TL erken kapama komisyonu ücretinin iadesi gerektiği, davacı taraf hesabından bireysel kredi masrafı adı altında tahsili yapılan 150,00 TL’nin iadesini talep etmiş ise de, bu miktarın kredi tahsis ücretinin BSMV’si niteliğinde olduğu, BSMV’nin Maliyeye ödenmesi sebebiyle bu bedelin iadesinin talep edilemeyeceği, diğer işlemler masrafı adı altında yapılan tahsilatın iadesini talep edilmiş ise de taraflarca imzalanan “Sınırsız Platinum Taahhütnamesi” ve sözleşmenin 6.6.1. maddesine göre avantajlı hizmet paketi masrafı düşüklüğü sağladığından bu alacağın istirdatının talep edilemeyeceği, kredi ödemesinde davacıdan fazladan tahsil edilmiş bir ana para veya faiz miktarının bulunmadığı gerekçesiyle, erken kapama komisyon ücretine ilişkin davanın kısmen kabulüne, diğer alacak kalemlerine ilişkin davanın reddine karar verilerek, 470.719,10 TL’nin 14.12.2016 tarihinden itibaren işletilecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI : Dairemizin 06.02.2019 tarih 2018/382 E. 2019/154 K. Sayılı ilamı ile; taraflar arasında imzalanan 16.10.2015 tarihli sözleşmeyle davacıya aylık %1,24 akdi faiz oranı ile 6.000.000,00 TL’lik taksitli ticari kredi kullandırıldığı, bu kredinin 01.12.2016 tarihinde kapatıldığı ve davalı banka tarafından erken kapama komisyonu olarak %9,66 oranı uygulanarak 682.500,00 TL tahsil edildiği, sözleşmenin 6.2 maddesinde kredinin erken kapanması halinde, erken komisyon ücreti kesileceği hüküm altına alınmış ise de, kesinti yapılacak oranın belirtilmediği, ilk derece mahkemesince dava dışı bankalara emsal uygulamalarına yönelik yazılan müzekkere cevaplarından, … Bankası’nın %4, …’ın % 2 , … Bankası’ nın %2 , …’in %5, …’ın %10, …’ın %5 erken kapama komisyon oranı uyguladıkları, bilirkişinin raporunda …bank’ın uyguladığı oran %2 olduğu halde, %4 kabul ederek ve … Bankası’nın uyguladığı %2 oranının ortalaması olan %3 oranını esas alarak yaptığı hesaplama sonucunda fazladan kesinti yapılan miktarın 470.719,10 TL olduğunun belirtildiği, ilk derece mahkemesince bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulduğu, 15.11.2014 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan Mevduat ve Kredi Faiz Oranları ve Katılma Hesapları Kâr ve Zarara Katılma Oranları İle Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Tebliğ (SAYI: 2006/1)’de Değişiklik Yapılmasına Dair 2014/6 sayılı Tebliğ’in 4. maddesine göre 2006/1 sayılı Tebliğ’in 6. maddesinin “Bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar.” şeklinde değiştirildiği, bu durumda ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan komisyonlar bakımından sözleşmede açıkca bir tutar ve oran bulunmadığından anılan yasal düzenleme gereğince Merkez Bankasına bildirimde bulunulup bulunulmadığının araştırılması, bildirim yapılmamış olması durumunda, alınan komisyon bedelinin emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve esasa münhasır deliller toplanmadan karar verilmesinin doğru olmadığı, sonucuna varılarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
DAİREMİZİN KALDIRMA KARARINDAN SONRAKİ İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, istinaf ilamı doğrultusunda Merkez Bankasına bankalarca tahsil olunacak ücret, komisyon ve masraflara ilişkin davalı bankanın Merkez Bankasına bildirdiği oranların bildirilmesi için yazı yazıldığı, verilen cevapta Türkiye … Bankası TAO tarafından 01/01/2015 – 31/10/2017’yi kapsayan ücret, faiz ve komisyon tutar ve oranlarını gösterir listenin gönderildiğinin belirtildiği, gelen listenin incelemesinde söz konusu oranın %0,5 olarak bildirildiği, mahkemece yapılan araştırma sonucu bu oranın %0,5 olarak belirlendiği, ancak söz konusu oranın istinaf kaldırma ilamı öncesi mahkemece emsal banka uygulamalarına göre belirlenen %3’lük oranın altında kaldığı, ilk kararın yalnızca davalı tarafça istinaf edildiği, bu durumda %3’lük oranın davalı yararına kazanılmış hak doğurduğu, aleyhe hüküm verme yasağı gereğince %3’lük oranın altında bir oran uygulanarak hesaplanacak bedel üzerinden hüküm kurulamayacağı, bu sebeple %0,5’lik oran üzerinden hesaplama yapmaya yönelik bilirkişiden ek rapor alınmasına gerek olmadığı, ilk kararda belirlenen %3’lük oran göz önüne alındığında davalı bankanın, davacıdan 211.780,90 TL tahsil etmesi gerekirken 682.500,00 TL’lik erken kapama komisyonu tahsil ettiği ve davacıdan 470.719,10 TL’lik fazla erken kapama komisyonu tahsil edildiği, davacı tarafça tahsil edilen erken kapama komisyonunun iadesine yönelik olarak davalı bankaya Karşıyaka 6. Noterliği’nin 08.12.2016 tarih 22477 yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiği, ihtarnamede fazla yapılan tahsilatın 1 gün içerisinde ödenmesinin talep edildiği, ihtarnamenin davalı bankaya 12.12.2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı bankanın 14.12.2016 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü, davacı tarafça bu tarihten itibaren temerrüt faizi talep edilebileceği, davacı tarafça dava dilekçesinde ayrıca davacının hesabından bireysel kredi masrafı adı altında tahsili yapılan 150,00-TL’nin iadesinin talep edildiği, söz konusu 150,00-TL’lik miktarın kredi tahsis ücretinin BSMV’si niteliğinde olduğu, BSMV’nin maliyeye ödenmesi sebebiyle bu bedelin iadesinin talep edilemeyeceği, davacı tarafça dava dilekçesinde diğer işlemler masrafı adı altında yapılan tahsilatın iadesinin talep edildiği, davacı firma yetkililerince imzalanan “Sınırsız Platinum Taahhütnamesi” ve sözleşmenin 6.6.1. Maddesine göre avantajlı hizmet paketi masrafı düşüklüğü sağladığından bu alacağın istirdatının talep edilemeyeceği, davacı tarafça ayrıca davalı banka tarafından yapılan kredi ana para ve faiz ödemelerinin fazladan yapıldığı iddiası ile fazla yapılan tahsilatın iadesinin talep edildiği ancak kredi ödemesinde davacıdan fazladan tahsil edilmiş bir ana para veya faiz miktarının bulunmadığı, bu nedenle davacının bu talebin de reddinin gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 470.719,10 TL’nin 14.12.2016 tarihinden itibaren işletilecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekilince istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, mahkemece eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, eksik bilgi ve belgelerin temin edilmesinden sonra yeniden bilirkişi incelemesi yapılması taleplerinin mahkemece gözardı edildiğini, erken kapama komisyon oranlarına ilişkin hiç bir bilgi, belge, inceleme dahi içermeyen bilirkişi raporu dayanak yapılarak karar verildiğini, gerekçeli kararda benzer koşullarda diğer bankalar tarafından uygulanan erken kapama komisyon oranlarının araştırılarak, erken kapama komisyon oranlarının belirlenmesi gerektiğinin açıkça belirtildiğini, erken kapama komisyon oranına ilişkin olarak verilen kararda bulunan %3’lük oranın yazılan bankaların cevaplarına göre bulunmuş bir ortalama oran olmadığını, %3’lük oranın 29.08.2017 tarihli bilirkişi raporunun 3. sayfasında 10 satırlık bir inceleme ile, yalnızca …bankası’nın %4’lük oranı ile … Bankası’nın %2’lik oranlarının toplanarak 2’ye bölünmesi suretiyle bulunduğunu, yalnızca mahkemenin gerekçeli kararına konu ettiği 6 adet bankanın komisyon oranlarının toplanarak banka sayısına bölünmesi suretiyle dahi %5 oranının ortaya çıktığını, eksik ve hüküm tesis etmeye elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiğini, davacıya ticari işyeri edindirme kredisi kullandırıldığını, kredinin ilk taksit tarihinin 16.11.2015, son taksit tarihinin ise 16.10.2025 olduğunu, 14. taksitin sonunda 01.12.2016 tarihinde kredinin kapatıldığını, davacının müvekkili banka ile yaptığı müzakereler neticesinde, kendilerine teklif edilen faiz oranı, taksit tarihi, ödeme planı, kredi tahsis masrafları ve bankacılık hizmetlerine ilişkin maliyetleri kabul ettiğini, sözleşmenin 6/2 maddesinde “Müşterinin bakiye borcunu kısmen veya tamamen vadesinden önce ödemek istemesinin Banka’nın kabulüne bağlı olduğu; Müşterinin yazılı bir talepte bulunması gerektiği ; Bankanın bu erken ödeme talebini kabul etmesi halinde ise bunun şartlarını müşteriye bildirmesi gerektiği ve erken ödeme nedeniyle maruz kalacağı kar mahrumiyeti, zarar ve maliyetleri, doğabilecek vergi, KKDF gibi mali yükümlülükleri müşteriden talep edebileceği” hüküm altına alındığını, müvekkili tarafından talep edilen erken kapama komisyonunun kredi maliyetlerinin bir sonucu olarak makul ölçüde talep edildiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, ticari kredi sözleşmesi gereğince davacıdan fazladan tahsil edilen kredi tahsis ücretinin, kredinin erken kapatılması nedeniyle alınan erken ödeme komisyon ücretinin, fazladan tahsil edilen ana para ile faizin ve banka işlem masrafının iadesi istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle erken kapama komisyon ücretine ilişkin davanın kısmen kabulüne, diğer alacak kalemlerine ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Ticari kredilere ilişkin erken kapama ve kredi tahsis komisyonu ile ilgili alacak davalarının temyiz incelemesi Yargıtay 11. Hukuk Dairesince, aynı konuda itirazın iptali şeklinde açılan davaların temyiz incelemesi ise Yargıtay 19. Hukuk Dairesince (Kapatılan) temyiz incelemesi yapılmaktadır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin erken kapama komisyonu ile ilgili kararları değişkenlik göstermekle birlikte son dönemdeki kararlarından sözleşme tarihine göre ikili ayrıma gittiği, 818 sayılı Borçlar Kanunun zamanında düzenlenen sözleşmeler yönünden sözleşmede bir oran belirtilmesi halinde bu oran, bir oran belirtilmemesi halinde bankanın T.C. Merkez Bankasına bildirdiği oran, bu da yok ise emsal banka uygulamalarına göre makul bir oran belirlenmesi gerektiği, sözleşme tarihi 6098 sayılı TBK döneminde ise sözleşme hükümleri yönünden aynı yasanın 19, 20 . maddesi uyarınca genel işlem koşulları yönünden incelemeye tabi tutulması, kredi sözleşmelerinde yer alan masraf tahsiline ilişkin hükümlerin yazılmamış sayılması sebebiyle oluşan boşlukların öncelikle bankanın 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan ve 2014/6 sayılı Tebliğ ile güncellenen 2006/1 sayılı Tebliğin 3., 4. ve 6/2 maddeleri uyarınca belirleyip ilan ettiği oranlar, bankanın bu yönde yapmış olduğu bir ilan bulunmadığının tespit edilmesi halinde ise emsal banka uygulamaları gözetilerek doldurulması gerektiği yönündedir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16/12/2019 tarih 2018/4910 E -2019/8174 K, 30.09.2019 tarih 2018/5750 E- 2019/5991K, 26.09.2019 tarih 2018/4650 E- 2019/5901K sayılı kararları).
Dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda ilk derece mahkemesince Merkez Bankası’na müzekkere yazılarak davalı banka tarafından ticari kredilerde alınacak olan komisyon tutar ve oranı hakkında bildirimde bulunup bulunmadığının sorulduğu, verilen cevaptan davalı banka tarafından Merkez Bankası’na bildirilen komisyon oranının %0,5 olduğu anlaşılmaktadır. Mevzuat gereği davalı bankanın %0,5 oranının üzerinde komisyon tahsil etmesi mümkün değil ise de, istinafa gelenin sıfatına göre ilk derece mahkemesince %3 şeklinde daha yüksek oranda komisyon oranı üzerinden verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 32.154,82 TL’den peşin alınan 8.038,70 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 24.116,12 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.27.02.2023