Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/786
KARAR NO : 2022/1995
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2019
NUMARASI : 2016/1496 Esas 2019/1100 Karar
DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 21.12.2016
KARAR TARİHİ : 30.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26.01.2023
İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.11.2019 tarih 2016/1496 Esas 2019/1100 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
DAVA : Davacı vekili, 15.11.2014 tarihinde davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkillerin oğlunun yolcu olarak bulunduğu motosiklete çarpması nedeniyle müvekkillerinin oğlu …’ın vefat ettiğini, davalı sigortanın 02.12.2016 tarihinde müvekkillerine yaptığı 35.684,00 TL’nin yetersiz kaldığını, KTK’nın 111/2 maddesi uyarınca fazlaya ilişkin haklarını isteyebileceklerini ileri sürerek, HMK 107. maddesi uyarınca 1.000,00 TL’nin davalı sigortadan temerrüt tarihinden, diğer davalılardan olay tarihinden faiziyle ortaklaşa ve zincirleme tahsiline,100.000,00’er TL manevi tazminatın davalı sürücü ve işletenden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 11.10.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kök bilirkişi raporundaki gibi davacı anne için talep ettikleri 500,00 TL destek tazminatını toplam 34.038,88 TL’ye davacı baba için 500,00 TL olarak talep edilen maddi tazminat alacağını toplam 30.145,44 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta A.Ş vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı … ve … davaya cevap vermemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı araç sürücüsü …’nın kazada % 70 oranında kusurlu olduğu, aktüer bilirkişi raporundaki % 10 kusur indiriminin uygun olmadığı, % 70 oranında kusura göre hesaplama yapılarak tazminatın belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacı … için destekten yoksun kalma tazminatı olarak tespit edilen 18.400,54 TL’nin; 500,00 TL’sinin davalı … ve … yönünden olay tarihinden, davalı sigorta yönünden temerrüt tarihi olan 02.12.2016 tarihinden itibaren işleeycek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacı … ‘a verimesine, geriye kalan 17.900,54 TL’nin ıslah tarihi olan 20.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, davacı … için 17.197,05 TL’nin; 500,00 TL’sinin davalı … ve … yönünden olay tarihinden diğer davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden temerrüt tarihi olan 02.12.2016 tarihinden itibaren işleeycek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacı …’a verimesine, geriye kalan 16.697,05 TL’nin ıslah tarihi olan 20.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, manevi tazminat davasını kısmen kabulü ile 35.000,00’er TL manevi tazminatın davalı sürücü ve işletenden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahliline kara verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, manevi tazminatın çok az takdir edildiğini, mahkemece ek bilirkişi raporu dikkate alınmadan karar verildiğini, kök rapora itiraz edilmemesinin raporun kabul edildiği anlamına gelmeyeceğini, kök rapor sonrası ıslah dilekçesi verilmesinin buna engel olmayacağını, 21.01.2019 tarihli ek bilirkişi raporunda, kök raporda sehven kusur indiriminin diğer indirimlerden sonra yapıldığı ve ek raporda bu durumun düzeltildiği hususlarının açıklandığını, mahkeme bu durumu dikkate almadığını, ilk rapora göre hüküm kurduğunu, ıslahın ilk raporu kabul ettikleri anlamını taşımadığını, vefat eden yolcunun kusuru % 10 olup bu oranda kusur indirimi yapılması gerekirken fazla kusur indirimi yapıldığını, ek bilirkişi raporu hüküm tarihine yakın olduğu için ek rapora göre hüküm kurulması icap ettiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, destek tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın karıştığı çift taraflı kazada karşı motosiklette yolcu olarak bulunan müvekkillerinin oğlunun vefat ettiğini ileri sürerek, anne ve baba için destek tazminatı ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemece hükme esas alınan ATK Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen raporda davalı sürücünün % 70, vefat edenin yolcu olarak bulunduğu motosiklet sürücüsünün % 20, vefat eden yolcunun da kask takmaması nedeniyle % 10 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece alınan 18.09.2018 tarihli aktüerya raporunda davacı annenin destek zararından güncellenmiş ödeme ve yetiştirme gideri düşüldükten sonra 64.734,80 TL, bu miktardan da vefat edenin % 10 kusuru indirildiğinde 34.038,88 TL destek tazminatı hesaplandığı, yine davacı babanın destek zararından güncellenmiş ödeme ve yetiştirme gideri düşüldükten sonra 54.326,30 TL bulunduğu, bu miktardan da vefat edenin % 10 kusuru indirildiğinde 30.145,44 TL destek tazminatı tespit edildiği belirtilmiştir. Söz konusu rapora karşı davacılar vekili tarafından itirazda bulunulmayıp hatta ıslah dilekçesi sunulmuştur. Davalı sigorta vekilinin itirazı üzerine alınan ek raporda ise kök rapordan farklı olarak önce % 10 kusur indirimi sonra güncellenmiş ödeme ve yetiştirme giderlerinin düşülmesi gerektiği açıklanarak rapor tarihi itibariyle 2019 yılı verileri kullanılarak davacı anne için 44.683,03 TL, davacı baba için 39.139,89 TL destek tazminatı hesaplandığı bildirilmiştir. Ek raporda yine % 10 kusur oranı uygulanmış olup ek raporun kök rapordan farkı kusurun güncellenmiş ödeme ve yetiştirme giderinden önce mahsup edilmesi ile rapor tarihi olan 2019 yılı verilerine göre bir hesaplama yapılmasından kaynaklanmaktadır. Sonuç itibariyle ek rapor, rapor tarihi olan 2019 yılı verilerine göre hazırlandığı için destek tazminatı miktarı fazla çıkmış ise de davacı tarafça kök rapora itiraz edilmemiş, hatta kök rapora göre ıslah yoluna başvurulmuş olmakla hesaplama yöntemi ve sonuç tazminat yönünden davalı yararına usuli kazanılmış hak doğmuştur. Bu nedenle mahkemece kök rapora itibar edilerek hüküm kurulması doğru olup davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı haklı bulunmamıştır.
Davacılar vekilinin kusur oranına ilişkin istinaf itirazı incelendiğinde; dava dilekçesinde kusur oranına göre değil müteselsil sorumluluk ilkesine göre tazminata hükmedilmesi istendiği için vefat eden yolcunun yakınları olan zarar görenler yönünden sürücülerin kusur oranı sonuca etkili değildir. Kazaya sebebiyet veren diğer araç sürücüsü, işleteni ve sigorta şirketi davada davalı olmasa bile vefat eden yolcunun yakınları, müteselsil sorumluluk ilkesine göre kusur oranına bakılmaksızın zararın tamamını tek bir sürücü ve/veya işleten ve/veya sigortadan tahsilini isteyebilir. Nitekim Yargıtay 17. HD’nin 11.02.2020 tarih 2018/3768 E, 2020/1237K sayılı kararı da bu yöndedir. O nedenle mahkemece kök bilirkişi raporundaki destek tazminatından davalı sürücünün kusuruna denk gelen % 70 kusur oranına göre hüküm kurulması hatalı olup kararın kaldırılması gerekmektedir. Kask takılmaması kazaya etken kusur olmayıp hakim tarafından takdir edilen müterafik kusur kapsamındadır. Yargıtay içtihatlarına göre kask takmama nedeniyle % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekmekte ise de aktüerya raporunda daha azı olan % 10 oranında indirim yapılmış olup bu durum istinafa gelen davacılar lehine olmakla Dairemizce 18.09.2018 tarihli kök rapordaki gibi % 10 müterafik kusur indirimi uygulanmış şekilde anne için 34.038,88 TL, baba için 30.145,44 TL bakiye destek tazminatının tahsiline dair yeniden hüküm kurulmuştur.
Manevi tazminat miktarına yönelik istinaf itirazlarına gelince, manevi tazminat; ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve moral yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır.
Somut olayda, kaza tarihi, tarafların kusur durumu, vefat edenin müterafik kusur, ekonomik sosyal koşullar ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı makul bulunmuş, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı reddedilmiştir. Davalı … vekili, manevi tazminat yönünden davalı sigorta şirketi lehine verilen vekalet ücreti yönünden tavzih talebinde bulunmuş ise de, tavzih talebi reddedilmiş, redde dair ek karar tebliğ edilmiş olmasına rağmen istinaf yoluna başvurmadığı için davalı sigorta yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olmakla ilk derece mahkemesi kararının bu kısmında bir değişiklik yapılmamıştır.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak sadece maddi tazminat miktarı yönünden yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş, ilk derece mahkemesi kararının sair yönleri aynen tekrar edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.11.2019 tarih 2016/1496 Esas 2019/1100 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
A-Destekten yoksun kalma tazminatı olarak tespit edilen 34.038,88 TL’nin; 500,00 TL’sinin davalı … ve … yönünden olay tarihi olan 15.11.2014 tarihinde diğer davalı … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan 02.12.2016 tarihinden itibaren işleeycek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacı …’a verimesine, geriye kalan 33.538,88 TL’nin ıslah tarihi olan 20.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, … yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine,
B-Destekten yoksun kalma tazminatı olarak tespit edilen 30.145,44 TL’nin; 500,00 TL’sinin davalı … ve … yönünden olay tarihi olan 15.11.2014 tarihinde diğer davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden temerrüt tarihi olan 02.12.2016 tarihinden itibaren işleeycek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacı …’a verimesine, geriye kalan 29.645,44 TL’nin ıslah tarihi olan 20.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, … yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine,
Manevi tazminat yönünden;
A-15.11.2014 tarihli trafik kazası neticesi …’ın manevi zarara uğradığı sabit görüldüğünden hesap ve takdir edilen 35.000,00 TL manevi tazimantın davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 15.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı …’a verilmesine, … yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine,
B-15.11.2014 tarihli trafik kazası neticesi …’ın manevi zarara uğradığı sabit görüldüğünden hesap ve takdir edilen 35.000,00 TL manevi tazimantın davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 15.11.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacı …’a verilmesine, … yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine,
Maddi tazminat yönünden;
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.384,43 TL karar harcından başlangıçta peşin alınan harcın maddi tazminat talebine denk gelen kısmı olan 29,20 TL harç ile 215,81 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 4.139,42 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacılar tarafından yatırılan 29,20 TL harç ile 215,81 TL ıslah harcının davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 10.269,49 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 4,30 TL vekalet harcı, 314,50 TL adli tıp fatura bedeli, 400,00 TL bilirkişi ücreti, 451,80 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 1.199,80 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Manevi tazminat yönünden;
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.781,70 TL karar harcından başlangıçta peşin olarak alınan 657,32 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.124,38 TL’nin davalılar … ve …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümleri gereğince kabul tutarı üzerinden hesap ve takdir edilen 6.950,00 TL’nin davalılar … ve …’dan alınarak davacılara verilmesine,
Davalı … Şirketi ve … kendisini manevi tazminat yönünden vekille temsil ettirmiş olduğundan hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Gereği hesap ve takdir edilen 6.950,00 TL ( A.A.Ü.T. Madde 10/2 gereği) vekalet ücretinin davacılardan alınarak 1/2 oranında davalı … Sigorta A.Ş.’ye ve Davalı …’ya verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan 22,00 TL müzekkere masrafı yargılama giderinin davalılar … ve …’dan alınarak davacılara verilmesine,
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3- İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf harcının talep halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından istinaf yargılaması nedeniyle yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvuru harcı, 5,50 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 126,80 TL istinaf yargılama giderinden istinaftaki haklılık durumuna göre hesap edilen taktiren 55,08 TL’sinin davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30.12.2022