Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/772 E. 2022/975 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/772
KARAR NO : 2022/975

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07.11.2019
NUMARASI : 2018/59 E. – 2019/1133 K.
DAVANIN KONUSU : Geçici ve Kalıcı İşgöremezlik Tazminatı
KARAR TARİHİ : 21.06.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21.06.2022

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.11.2019 tarih 2018/59 E. – 2019/1133 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacılar vekili, davacı …’ün kullandığı diğer davacı …’ın yolcusu bulunduğu elektrikli bisiklet ile davalı şirket nezdinde ZMMS poliçe teminatı altında bulunan motosikletin yaptığı kaza sonucunda davacıların yaralandığını, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde asli ve tek kusurlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin tüm dava ve tazminat talep hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar her biri için ayrı ayrı 50,00’er TL geçici iş göremezlik tazminatı, 50,00’er TL maluliyet tazminatının başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile davacı … için geçici iş göremezlik tazminatı talebini 960,50 TL’ye, kalıcı iş göremezlik tazminatı talebini 126.573,69 TL’ye, davacı … için geçici iş göremezlik tazminatı talebini 1.053,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davalı şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın sigortalının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, davalı şirketin faizden dava tarihinden itibaren sorumlu olabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın meydana gelmesinde davalı şirket tarafından sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacı … ‘ün kusursuz olduğu, davacılardan …’in kaza nedeniyle %15,4 oranında kalıcı olarak iş gücü kaybına uğradığı, iyileşme süresinin 6 hafta olduğu, davacı …’ün ise tıbbi iyileşme süresinin 3 hafta olduğu, iş gücü kaybını gerektiren herhangi arazının bulunmadığı, davacılar tarafından sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü geçmesi sonrası davalı şirketin 28.12.2017 tarihinde temerrüde düştüğü, davalı sigorta şirketinin TTK, KTK ve sigorta genel koşullarına göre davacıların oluşan geçici ve kalıcı iş göremezlik zararlarından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davacı … yönünden 960,50 TL geçici iş göremezlik zararı, 126.573,69 TL kalıcı iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 127.534,00 TL maddi tazminatın, davacı … için 1.053,00 TL geçici iş göremezlik zararına ilişkin maddi tazminatın 28.12.2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, kararı davacı … yönünden kabul etmediklerini, müvekkili sigorta şirketine sigortalı aracın sürücüsüne izafe edilen %100 kusur oranının hakkaniyete ve hukuka aykırı olduğunu, kusur raporunda dava konusu kazanın gerçekleşmesine ilişkin olarak hava durumu, yol şartları ve kazanın oluşumunu etkileyebilecek diğer hususların dikkate alınmadığını, İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden yeniden kusur rapor alınması gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulmasının yerinde olmadığını, 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu’na ve mevzuata göre tazminata esas alınan maluliyet oranının tespiti için rapor düzenlemeye tek yetkili merci olması nedeniyle İstanbul ATK 3. İhtisas Dairesi Başkanlığından Özürlülük Ölçütü ve Sınıflandırması Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yeniden rapor alınmasını talep ettiklerini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin sorumluluğunun asıl alacak ve dava masrafları açısından poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, maluliyet zararının aktüerya bilim dalıyla uğraşan Hazine Müsteşarlığı nezninde tutulan aktüerler siciline kayıtlı aktüerler tarafından yapılması gerektiğini, 6111 sayılı yasa uyarınca geçici iş göremezlik tazminat taleplerinin tedavi giderleri kapsamında olup, tedavi giderleri ile ilgili tüm sorumluluk SGK’da olduğundan müvekkili şirketin geçici iş göremezlik taleplerinden sorumluluğunun bulunmadığını, davacı …’ın kask, dizlik ve gerekli koruyucu ekipmanları takmadan elektrikli bisiklete binmesi nedeni ile tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından trafik kazası sonucu yaralanma nedeni ile geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne, davacı … için 960,50 TL geçici iş göremezlik zararı, 126.573,69 TL kalıcı iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 127.534,00 TL tazminatın, davacı … için 1.053,00 TL geçici iş göremezlik zararına ilişkin tazminatın 28.12.2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Mahkemece trafik uzmanından alınan 10.07.2018 havale tarihli bilirkişi raporunda, davalıya trafik sigortalı motosiklet sürücüsünün davacıların sürücüsü ve yolcusu olduğu elektrikli bisiklete arkadan çarpması ve 2918 sayılı KTK 52/1-b ile 56/c maddelerini ihlal etmesi nedeniyle kazanın oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, elektrikli bisiklet sürücüsü davacı …’ün ise kaza anında sevk ve idaresindeki bisikleti ile kurallara uygun bir şekilde kendi şeridinde seyir halinde olması ve kural ihlalinin olmaması nedeniyle kusursuz olduğu, kaza anında elektrikli bisiklet üzerinde yolcu olan davacı …’ın da kusursuz olduğu belirtilmiş olup, kusur raporu resmi görevlilerce düzenlenen kaza tespit tutanağına, kazanın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun, denetime elverişli bulunduğundan mahkemece hükme esas alınarak sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğunun kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Davacı …’ın maluliyetine neden olan yaralanmasının bel, göğüs ve kalça bölgesinden olduğu, kafasından ve dizlerinden yaralanmadığı, elektrikli bisiklette yolcu olması nedeniyle kask, dizlik ve gerekli koruyucu ekipmanları takma zorunluluğunun da bulunmadığı anlaşıldığından; davalı vekilinin müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğine ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin istikralı emsal içtihatlarında haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümlerinde oluşturulacak uzman doktor heyetinden, davaya konu kazaya bağlı çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen davacıda bulunan şikâyetler ve tüm tedavi belgeleri dikkate alınarak kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre zararın belirlenmesi için alınması zorunlu olan maluliyet raporlarının alınması gerekmektedir. Yargıtay 17. H.D’nin son kararlarına göre de kaza tarihi 20.09.2017 itibariyle yürürlükte olan 30.03.2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğe göre maluliyet durumu tespit edilmelidir. (Yargıtay 17. H.D’nin 24.12.2020 tarih 2020/ 240E – 2020/ 9072K, 04.02.2021 tarih 2020/ 11295E – 2021/ 780K ve 11.02.2021 tarih 2020/ 628E – 2021/ 1382K sayılı kararları). Eldeki davada da Ege Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümünde oluşturulan uzman doktor heyetinden, davacı … muayene edilerek davacıda bulunan şikâyetler ve tüm tedavi belgeleri dikkate alınarak kaza tarihi olan 20.09.2017 itibariyle yürürlükte olan 30.03.2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre göre maluliyet raporu usulüne uygun şekilde düzenlendiğinden davalı vekilinin bu hususlara yönelik istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir. Poliçe ve kaza tarihi itibariyle şahıs başına sakatlık teminat limiti 330.000,00 TL olup mahkemece hükmedilen tazminat poliçe limitini geçmediğinden davalı sigorta şirketi vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı da yerinde değildir.
Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere geçici iş göremezlik zararı KTK’nın 98. maddesi kapsamında SGK’nın sorumlu olduğu tedavi giderleri arasında sayılamayacağından davalı sigorta şirketinin geçici iş göremezlik tazminatından zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi teminatı kapsamında sorumlu olması ve tazminat hesaplarının Hazine Müsteşarlığı nezninde tutulan aktüerler siciline kayıtlı aktüer tarafından yapılması zorunlu olmayıp tazminat hesapları yapan aktüer bilirkişinin yeterli ehliyete sahip olması nedeniyle davalı sigorta şirketi vekilinin tüm bu hususlara ilişkin istinaf itirazlarının da reddi gerekmiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 8.712,66 TL’den peşin alınan 2.200,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 6.512,66 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 21.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.