Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/723
KARAR NO : 2022/1977
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18.10.2019
NUMARASI : 2015/733 E. – 2019/1000 K.
DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 30.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24.01.2023
İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.10.2019 tarih 2015/733 E. – 2019/1000 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 29.07.2013 tarihinde davalıların sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın yaya olan müvekkiline çarpması nedeniyle müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını ileri sürerek, 350.000,00 TL manevi, 2.573,51 TL(tedavi süresince mahrum kalınan ek ödemeler ve tedavi gideri) maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili, davacının dikkatsizliğiyle kazanın meydana geldiğini, davacının aldığı raporu kabul etmediklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sigortalı aracın park için geri manevra yaptığı sırada çarpması sonucunda davacının yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’in % 80, davacının % 20 oranında kusurlu olduğu, davacının yaralanması nedeniyle % 25.2 oranında sürekli maluliyet halinin oluştuğu, tedavi süresince geçici iş göremezlik süresinin 90 gün olarak belirlendiği, davacının hemşire olup geçici iş göremezlik döneminde daha evvel almakta olduğu döner sermaye ödemesi alamadığı, bu nedenle 844,81TL zararının oluştuğu, tedavisi için 291,40 TL harcama yaptığı, davalı sürücünün % 80 kusuru dikkate alındığında davacının eksik döner sermaye nedeniyle geçici iş göremezlik zararının 675,84 TL ve tedavi gideri nedeniyle zararının 233,12 TL olduğu gerekçesiyle maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 908,96 TL maddi tazminatın 29.07.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile (davalı sigorta şirketinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile sorumlu olması kaydı ile) davalılardan mütelselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebi ile ilgili olarak, davalı sigorta şirketi aleyhine açılan davanın reddine, davalı sürücü ve işleten aleyhine açılan manevi tazminat talepli davanın kısmen kabulü ile 30.000,00 TL manevi tazminatın 29.07.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile bu davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, 30.000,00 TL manevi tazminat miktarını kabul etmediklerini, kaza tespit tutanağında sürücünün asli kusurlu olduğu belirtildiğini, İzmir 33 Asliye Ceza Mahkemesinin 22.01.2015 tarih 2014/74E, 2015/30K sayılı kararıyla sürücü asli kusurlu ve müvekkili kusursuz bulunduğunu, verilen hapis cezasının Yargıtaydan onanarak kesinleştiğini, ceza dosyasının kararı ile bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğunu, müvekkilinin % 25,2 oranında maluliyete uğradığını, anne olan müvekkilinin koku alma duygusunu yitirdiğini, kazadan sonra müvekkiline epilepsi tanısı konduğunu, sol ön kol kemiğinde kırık tespit edildiğini, sol kolunda bu kırıkla beraber işlev bozukluğu oluştuğunu, müvekkilinin sol kolunu eskisi gibi kullanamadığını, dizinden ameliyat geçirdiğini, beyin zarı arasında kanamalar ve kırıklar meydana geldiğini, kaza neticesi kaybetmiş olduğu koku duygusunun yüzde sabit eser niteliğinde olduğunu, manevi tazminatın az takdir edildiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı …. vekili, mahkemece maddi ve manevi tazminata hükmedildiğini, mahkeme kararının hatalı olduğunu, dosyada alınan raporda davacının maluliyete uğradığı belirtilmiş ise de davacının hemşire olarak halen çalıştığını, bu oranda maluliyete sahip bir kişinin hemşirelik yapamayacağını, bu nedenle davacının maluliyet oranın hatalı olduğunu, davacının koku alma duygusunu bu olaydan mı kaynaklandığının tespiti istenmesine rağmen bu taleplerinin dikkate alınmadığını, davacı yararına hükmedilen manevi tazminatın yüksek olduğunu, maddi tazminat yönünden sigorta şirketinin kısmi olarak sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, 2009 yılında yapılan değişiklikle sigorta şirketinin manevi tazminattan da sorumlu hale geldiğini, ihbar olunan sigorta şirketi hakkında hüküm kurulmamasının hatalı olduğunu istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 341. maddesi uyarınca ilk derece mahkemeleri tarafından verilen miktar veya değeri 1.500,00 TL’yi geçmeyen malvarlığına ilişkin kararlar kesin olup, anılan miktar aynı yasanın Ek. 1.maddesi uyarınca 01.01.2019 tarihi itibariyle 4.400,00 TL’dir. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebin kabul edilmeyen bölümünü geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.
Somut olayda, davalı … vekili maddi tazminat yönünden karara karşı istinaf yoluna başvurmuş ise de hüküm altına alınan 908,86 TL maddi tazminat 18.10.2019 olan karar tarihinde miktar itibariyle kesin olmakla maddi tazminata ilişkin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminata ilişkin olarak Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, davalıların sürücüsü/işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın yaya olan müvekkiline çarptığını, müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını ileri sürerek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemece Ondokuzmayıs Üniversitesi Hastanesinden alınan raporunda kaza tarihinde yürülükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının % 25,2 oranında maluliyete uğradığı, iyileşmesinin 90 günü bulduğu belirtilmiştir. Alınan rapor kaza tarihindeki yönetmeliğe uygun, davacının tüm tedavi evraklarını irdeleyen denetime elverişli bir rapor olduğundan hükme esas alınması doğru bulunmuştur. Bu raporda belirtildiği üzere davacının kazadan sonra koku almama şikayetini bildirdiği EEG kaydı analizlerinde kişinin PEA uyaranlarına karşı yanıt vermemekle kişide koku kaybı olduğu belirtilmiş olmakla davacının maluliyet raporuna yönelik istinaf itirazları reddedilmiştir.
Her ne kadar kaza tespit tutanağında ve ceza mahkemesince alınan bilirkişi raporunda davalı sürücüye asli ve tam kusur verilmiş ise de hukuk mahkemesi ceza mahkemesince belirlenen kusur oranıyla bağlı olmayıp kesinleşen maddi olgularla bağlıdır. Mahkemece ATK Trafik İhtisas Dairesinden ve İTÜ öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan ve davacının % 20, davalı sürücünün % 80 oranında kusurlu olduğuna dair raporlar bir birini teyit edip ceza mahkemesince belirlenen maddi olgularla uyumludur. Özellikle İTÜ öğretim üyelerinden alınan raporda kaza tespit tutanağı ve ceza dosyasında alınan bilirkişi raporu irdelenerek neden itibar edilmediği açıklanarak sonuca gidilmiştir. Bu nedenle kusur durumuna ilişkin istinaf itirazı haklı bulunmamıştır.
Manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarına gelince, manevi tazminat, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve moral yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Somut olayda davalı sürücünün % 80 oranında gerçekleşen kazada davacı % 25.2 oranında maluliyete uğrayacak ve iyileşmesi 90 günü bulacak şekilde yaralanmış olup, tarafların kusur durumu, ekonomik ve sosyal koşulları, zararın ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde 30.000,00 TL manevi tazminat miktarı makul ve ılımlı bulunmuş olmakla manevi tazminata ilişkin istinaf itirazları reddedilmiştir.
Davalı sigorta zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup manevi tazminattan sorumlu olmadığı için davalı sigorta hakkında manevi tazminata hükmedilmemesi de doğrudur.
Bu durumda, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin manevi tazminat yönünden istinaf dilekçesinde yer verdiği itirazların, açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf dilekçesinin miktar itibariyle kesin olması nedeniyle reddine,
2-Davacı vekilinin ve davalı … vekilinin manevi tazminat yönünden istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
3-Davalı … için manevi tazminat yönünden istinaf karar harcı olan 512,32 TL’nin peşin alınan 527,85 TL harçtan mahsubu ile kesinlik sınırına takılan maddi tazminat için fazla yatmış bulunan 15,53 TL’nin istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 179,90 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından ve davalı … tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere 30.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.