Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/710 E. 2023/2 K. 04.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/710
KARAR NO : 2023/2

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04.07.2019
NUMARASI : 2017/742 Esas 2019/858 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 04.01.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 04.01.2023

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.07.2019 tarih 2017/742 Esas 2019/858 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 01.08.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalı … Sigorta A.Ş.de ZMSS poliçesi bulunan davalı … idaresindeki davalı …’ye ait … plakalı kamyonun, davalı … Sigorta A.Ş.de ZMSS poliçesi bulunan davalı … idaresindeki … A.Ş.ne ait … plakalı otomobile çarpması sonucu, otomobilde yolcu olarak bulunan davacının babası …’ın öldüğü, ayni evde yaşayan babasının evin geçimini sağladığı, vefat tarihinde davalı … A.Ş.de şoför olarak çalıştığı, 1800.-TL aylık ücret aldığı ayni zamanda 1.300.-TL emekli aylığı aldığı beyan edilerek şimdilik 1.000.-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan tahsiline, 200.000.-TL manevi tazminatın sigorta şirketleri dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta A.Ş vekili, müvekkili sigorta şirketinde … plakalı aracın ZMSS poliçesi bulunduğu, sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğu, davacı tarafın zararını ispat etmesi gerektiği, dava tarihinden itibaren sorumlulukları olabileceği beyan edilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmektedir.
Davalı … A.Ş. vekili, mali olduğu … plakalı aracın ZMSS ve kasko sigortası bulunduğu, … Sigorta Şirketindeki kasko sigorta poliçesinde sınırsız artan mali sorumluluk sigortası ile 2.500.000.-TL manevi tazminat teminatı bulunduğu, davanın bu sigorta şirketine ihbar edilmesini, reşit ve çalışmakta olan davacının destek tazminatı talep edemeyeceği, hesaplanacak tazminattan SGK’nca ödenen rücuya tabi ödemelerin mahsup edilmesi, dava açmayan zarar görenlerin paylarının ayrılması, ağır ceza mahkemesi sonucunun beklenmesi, manevi tazminat talebinin zenginleşmeye yol açmaması gerektiği, zamanaşımı itirazları bulunduğu beyan edilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmektedir.
İhbar Olunan … Sigorta şirketi vekili, kazanın meydana geliş biçimi, davacının sosyal ve ekonomik durumları gibi somut veriler göz önüne alındığında, talep edilen manevi tazminat tutarı fahiş olduğunu, yerleşik Yargıtay içtihatları manevi tazminatın zenginleşme veya cezalandırma aracı olmadığını ifade ettiğini, bu nedenle talep edilen manevi tazminatın miktarına da ayrıca itirazlarımızı sunduklarını, olayda kasten adam öldürme gibi bir suç söz konusu olmadığını, adından da anlaşıldığı üzere bir trafik kazası söz konusu olduğunu, kazanın meydana gelmesinde kusur söz konusu olsa dahi bu durum kasıt ağırlığında olmayıp; yerleşik yargı kararları gereği cezalandırma amacıyla manevi tazminata hükmedilemeyeceğini, dolayısıyla davacı yanın fahiş tutardaki taleplerinin de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalıların cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, olayın meydana gelmesinde davacının babasının içersinde yolcu olarak bulunduğu davalılardan …’nın sürücüsü olduğu aracın kaza yapması sonucu davacının babasının vefat ettiğini, davacı oğlun kaza tarihinde reşit olup 22 yaşında olduğunu, davacının ancak 25 yaşına kadar yüksek öğrenime devam etmesi halinde destekten yoksun kalma tazminatı isteyebileceğinden bu bakımdan maddi tazminat talep etme hakkının bulunmadığını, öte yandan manevi tazminat istemi yönünden davacının babasının vefat etmesi nedeni ile davacıyı zenginleştirmeyecek ölçüde manevi zararın giderimi bakımından manevi tazminat isteminin kısmen kabulünün gerektiğinden bahisle, davacının maddi tazminat taleplerinin reddine, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile; taktiren 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …, …, … Aş, …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan alınarak müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, davacının babası vefat ettiğinde … A.Ş’de şoför olarak çalıştığını, ancak maaşı dışında elden ücret ödendiğini, bu hususları ispatlar tanıklarının bulunduğunu, davacının açıköğretimde de olsa çalışması yanı sıra eğitim de gördüğü gözetilmeden karar verildiğini, davacının babasının vefatından dolayı desteğinden yoksun kaldığını, Mahkemece hükmedilen manevi tazminatın çok düşük olduğunu, davacının kaza sonucu babasını kaybetmesi nedeniyle ortaya çıkan psikolojik travmadan dolayı Bozyaka Eğitim ve Araştırma Servisi psikiyatri servisinde tedavi gördüğünü, buradan Karabağlar Psikiyatri Polikinliği’ne sevk edilerek tedavisinin devam ettiğini, davalıların kusurlarının ağırlığının, ölenin kusursuz olmasının ve ölenin tek aile ferdi/mirasçısı olmasının dikkate alınması gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, 01.08.2016 tarihinde kazaya karışan araçta yolcu olarak bulunan davacının babası …’ın vefatı nedeniyle kazaya karışan araç sürücüleri işletenleri ve araçların ZMMS sigorta şirketleri olan davalılardan destekten yoksun kalma tazminatı (maddi tazminat ve manevi tazminat) istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle maddi tazminat istemine ilişkin davanın reddine, manevi tazminat istemine yönelik davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davaya dayanak teşkil eden 01.08.2016 tarihli trafik kazası sebebiyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen 2016/67855 sayılı soruşturma dosyasında trafik bilirkişisi … tarafından tanzim edilen 10.10.2016 tarihinde bilirkişi raporunda müşteki şüpheli sürücü …’nın asli derecede %70 oranında kusurlu olduğu, firari şüpheli sürücünün ise tali derecede %30 oranında kusurlu olduğunun rapor edildiği, bilahare mahkeme dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce tanzim edilen 04.02.2019 tarihli raporda davalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı kamyon ile görüşün açık olduğu halde gündüz vakti seyri sırasında olay mahalli kavşağına yaklaşırken her an tedbir alabileceği asgari seviyeye düşürerek kontrollü bir şekilde kavşaktan geçişini gerçekleştirmesi gerekirken bu hususa riayet etmeyerek kazanın oluşumunu önlemek için zamanında etkin tedbir almadığı olayda sürücü …’in tali derecede %30 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonet ile olay mahalli kavşağından geçişini istikametine göre sağ tarafından kavşağa gelmekte olan diğer davalı sürücü idaresindeki kamyonun hızını ve konumunu dikkate alınarak yapması gerekirken ilk geçiş hakkını kamyona vermeden ve kavşak kollarındaki trafik akışını dikkate almadan kontrolsüzce kavşağa girmesi neticesi meydana gelen kazada asli kusurlu olarak meydana gelen kazada %70 oranında kusurlu olduğu yönündeki değerlendirmeler olayın oluş şekline uygun ve birbirini teyit eder mahiyette, hükme esas almaya elverişli nitelikte olduğu anlaşılmıştır.
İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/268 Esas sayılı taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak ve taksirle yaralama suçundan dolayı açılan dava dosyası örneğinin dosya içerisine alınmış olduğu, İDM’ce dosyanın aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek rapor alındığı görülmüştür.
Dosyaya ibraz edilen mirasçılık belgesi, nüfus kayıtlarına nazaran davacının kaza tarihi ve babasının vefat ettiği tarihte 22 yaşında olduğu, davacının rapor tarihi itibariyle de 25 yaşında olduğu, davacının lise öğrenimini tamamlayarak çalışmaya başladığı, yerleşmiş Yargıtay uygulamalarına göre erkek çocukların 18 yaşına kadar destek alacakları, orta öğrenim görüyorlar ise 22 yaşına kadar, yüksek öğrenim görüyor yada görme ihtimali yada imkanı var ise 25 yaşına kadar destek alacaklarının kabul edildiği, davacının kaza tarihinde 22 yaşında olup, açık öğretim lisesine devam ettiği, ancak sonrasında yüksek öğrenime devam ettiğine dair davacı yanca delil sunulmadığı, bu nedenle davacının 18 yaşına kadar destek alacağı muhakkak ise de, riziko tarihinde 22 yaşında bulunması nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatını talep edemeyeceği, bu nedenle davacının maddi tazminat istemi yönünden davanın reddine karar verilmesi yerinde olup, davacı tarafın istinaf isteminin reddi gerekmektedir.
Manevi tazminata ilişkin istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde; manevi tazminat, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve moral yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Eldeki dava, davalı sürücülerin tam kusuruyla gerçekleşen trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının babasının vefatı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup, kazanın oluş şekli, kaza tarihi, tarafların ekonomik sosyal koşulları, zararın ağırlığı karşısında mahkemece takdir edilen manevi tazminat makul ve ılımlı bulunmuş olmakla, davacı vekilinin manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazı haklı bulunmayıp verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 179,90 TL maktu harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04.01.2023