Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/695 E. 2022/793 K. 20.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/695
KARAR NO : 2022/793

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2019
NUMARASI : 2018/842 Esas 2019/1134 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 20.05.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20.05.2022

İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.12.2019 tarih 2018/842 Esas 2019/1134 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 16.07.2011 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu dava dışı …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı araca dava dışı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, omzunun kırıldığını ve bu nedenle platin takıldığını, davalı şirket nezdinde ZMMS poliçesi bulunan … plakalı aracın kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, davalı şirkete 26.06.2018 tarihinde başvuru yapılmasına rağmen, dava tarihine kadar ödeme yapılmadığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak üzere 100,00 TL Geçici İş göremezlik Tazminatı, 100,00 TL Maluliyet tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL tazminat bedelinin davalıdan başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili, davacı tarafın müvekkiline başvuru şartını yerine getirmediğini, bu nedenle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddinin gerektiğini, … plakalı aracın müvekkili şirkete 18.04.2011- 18.04.2012 tarihleri arasında 40998580 numaralı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı aracın kusuru ile sınırlı olduğunu, tarafların kusur durumlarının tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesi gerektiğini, davacının kaza sırasında kask ve koruyucu kıyafet giyip giymediğinin araştırılması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamı ve şartları dışında kaldığını, tedavi giderleri kapsamında olan geçici iş göremezlik taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, sorumluluğun SGK’da olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili şirketin ancak dava tarihinden itibaren işleyecek faizden sorumlu tutulabileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, kusur oranının belirlenmesine ilişkin trafikçi bilirkişi …’tan aldırılan raporun, Ege ATK’dan maluliyet oranına ilişkin aldırılan raporun ve aktüerya uzmanı bilirkişiden aldırılan raporların denetime elverişli ve açık olması nedeniyle itibar edilerek, davalı sigortaya sigortalı … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’nın kazanın meydana gelmesinde %100 oranında tam kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …’nın ve yolcu konumunda bulunan davacının kazanın meydana gelmesinde kusurlarının bulunmadığı, davacının kaza tarihindeki yaşına göre %1,2 oranında, bugünkü yaşına göre %1,3 oranında kalıcı maluliyetinin, 3 ay süreyle de geçici maluliyetinin oluştuğu, davalının kusuruna göre davacının talep edebileceği kalıcı maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 04/11/2019 havale tarihli aktüerya raporuna göre 17.137,28-TL olduğu, kaza tarihinde poliçenin geçerli olması nedeniyle poliçe limitleri içinde kalan kalıcı maluliyet zararından davalı sigortanın sorumlu olduğu, davacının devlet memuru olduğu, SGK Hizmet Döküm Cetvellerine göre kazadan sonraki 3 aylık iyileşme sürecinde maaşlarını tam olarak almaya devam ettiği gerekçesiyle davasının kısmen kabulü ile 17.137,28 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 06.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ :Davalı vekili, 6704 Sayılı Torba Yasa kapsamında, trafik kazası sonucu zarar gören kişilerin, zararlarının tazmini için öncelikle sigorta şirketine başvurmaları zorunluluğunun getirildiğini, başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için gerekli belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve kanunda öngörülen sore dolmasına rağmen ödeme yapılmamış olması gerektiğini, davacı tarafın gerekli belgeleri müvekkili şirkete ibraz etmemek ve ödeme süresinin dolmasını beklememekle, kanunda belirtilen başvuru şartını yerine getirmemiş olduğundan, dava açma hakkının bulunmadığını, mahkemece maluliyet oranındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden yeni bir rapor alınması gerekirken hatalı maluliyet oranı üzerinden hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğunu, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulundan alınan maluliyet raporunda Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kapsamında maluliyet oranının %1,3 olarak belirlendiğini, müvekkili şirket tarafından Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kapsamında alınan 15.08.2019 tarihli medikal firma raporunda ise görüleceği üzere davacının meslekte kazanma gücünde azalma bulunmadığının belirlendiğini, davacının kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olmaması sebebiyle müterafik kusur indirimi yapılmadan hüküm tesis edilmesinin de yerinde olmadığını, davacının kaza anında sigortalı araçta hatır için taşınmakta olduğunu, hatır taşıması ve müterafik kusur durumunun mevcudiyeti halinde belirlenen tazminattan indirim yapılması gerektiğini, mahkemece davacının ıslahtan önceki tazminat talepleri için dava tarihinden itibaren, ıslahtan sonraki tazminat talepleri için ise ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davanın fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak açıldığını, müvekkili şirket temerrüde düşürülmediğini, ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülebileceğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, davacının yolcu olduğu aracın karıştığı trafik kazasında yaralanması nedeniyle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatının kazaya neden olan karşı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, bu başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi hali dahi HMK’nın 115/2. maddesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğuna göre, başvurunun yapıldığı, ancak eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksiklik de yargılama aşamasında tamamlanabilecektir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/3042 E.- 2021/1562 K. sayılı içtihatı). Somut olayda, KTK’nın 97. Maddesi uyarınca davacı tarafından davalı sigorta şirketine dava açılmadan önce yapılan başvuruya verilen cevabi yazıda 11.10.2008 tarihli ve 27021 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu veya 30.03.2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş sağlık kurulu raporu sunulması istenmiş olup, kaza tarihinde yürürlükte olan 11.10.2008 tarihli ve 27021 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenmiş kesin ve sürekli maluliyet oranına ilişkin sağlık kurulu raporu davacı tarafça kısa sürede alınıp tamamlanamayacağından, davalı sigorta şirketinin bu istemi davacının haklarının sürüncemede kalmasına yol açacaktır. Yargılama aşamasında kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş sağlık kurulu raporu alınarak eksiklik tamamlanabileceğinden başvurunun sonuçsuz kaldığının kabulü ile anılan maddede düzenlenen başvuru dava şartının gerçekleştiğinin kabulü ile davalı vekilinin dava şartının gerçekleşmediğine ile temerrüde düşülmediğine ve faiz isteme hakkının doğmadığına ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Mahkemece hükme esas alınan Ege Ünversitesi Tıp Fakültesi Hastanesince düzenlenen 19.07.2019 tarihli Adli Sağlık Kurulu Raporu 16.07.2011 kaza tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 11.10.2008 tarihli ve 27021 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak açıklamalı ve gerekçeli düzenlendiğinden, davalı vekilinin maluliyet oranına ilişkin istinaf itirazları reddedilmiştir.
Dava konusu olaya ait trafik kazası tespit tutanağında kaza sırasında davacının emniyet kemerinin takılı olup olmadığının belirsiz olduğu işaretlenmiş olup, mahkemece alınan 13.12.2018 tarihli kusur raporunda da davacının emniyet kemeri takıp takmadığının tespit edilemediği anlaşılmış olmakla, dosyadaki mevcut delillere göre, davacının emniyet kemeri takıp takmadığının, dolayısıyla müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının belirlenmesinin mümkün olmamasına göre, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının da reddi gerekmiştir.
Davalı vekili cevap ve istinaf dilekçelerinde hatır taşıması def’i ileri sürmüş olup, bu def’iden ancak hatır taşıması yapan araç sürücüsü, işleteni ve sigortacısı yararlanabilir. Eldeki davada davacının davalı şirketin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plakalı araçta yolcu olmaması, aksine davalının sigortaladığı aracın çarptığı … plakalı araçta yolcu olması nedeniyle, davalı yararına hatır taşıması nedeniyle maddi tazminattan indirim yapılması mümkün değildir. Davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Dava dilekçesinde davanın HMK’nın 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası olarak açıldığı belirtilmiş olup, mahkemece hükmedilen tüm tazminat bedeline mahkemece doğru tespit edildiği şekilde temerrüt tarihi olan 06.07.2018 tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru olup, davalı vekilinin ıslah edilen kısma ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi yönündeki istinaf itirazı da yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 1.170,64 TL’den peşin alınan 293,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 877,64 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.20.05.2022