Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/658 E. 2022/1902 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/658
KARAR NO : 2022/1902

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22.10.2019
NUMARASI : 2015/673 E. 2019/1051 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 22.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22.12.2022
Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22.10.2019 gün ve 2015/673 E. 2019/1051 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacılar vekili, davalı … vekili, davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye…. tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 22.07.2013 tarihinde davalı … sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … na ait … plakalı aracın askeri hizmet esnasında yapmış olduğu kaza neticesinde müvekkili …’in yaralandığını, yaralanma sebebiyle müvekkili … ile eşi ve oğlunun …’e bakmak zorunda kaldıklarını, tedavi giderlerinin ve yol giderlerinin müvekkili tarafından karşılandığından bahisle bakanlığından, davalı … ve davalı … Sigorta A.Ş. tarafından müştereken ve müteselsilen tahsilini, … için 2.352,56 TL tedavi giderinin … ve … Sigortadan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca … için 50.000,00 TL, … için 30.000,00 TL manevi tazminatın … ve … ndan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla davalılardan kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini, masraf yargılama giderleri, vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 21.06.2019 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile … için 5.000,00 TL olan maddi tazminat taleplerini 159.003,90 TL arttırarak toplam 164.003,90 TL’ye; yine … için 2.352,56 TL olan tedavi gideri taleplerini 4.335,50 TL arttırarak toplam 6.888,06 TL’ye yükselttiklerini beyanla arttırılan bedel yönünden harç tamamlama makbuzunu dosyaya ibraz etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili, meydana gelen trafik kazasında kusurunun bulunmadığını, kazanın askeri görevi yerine getirirken olduğunu, müvekkilinden istenmesinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, yapılan tedavi giderleri ve ilaç masraflarının …’dan karşılandığını, kuruma yapılan müracaatın belge eksikliği sebebiyle ödeme yapılmadığını, trafik kazasından doğan tedavi giderlerinin SUT hükümleri gereğince kurumlarınca karşılandığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Sigorta vekili, zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddinin gerektiğini, esasa ilişkin olarak … plakalı aracın müvekkili sigorta tarafından ZMMS sigorta ile sigortalandığını, poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, sigortalının kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, sigortalının kusuru oranında maluliyet zararından sorumlu olduklarını, geçici iş görmemezlik tazminatı, tedavi giderleri, bakıcı giderlerinden sorumlu olmadıklarını, aktüerya hesabının uzman bilirkişi tarafından incelenmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davacı taraf davalı olarak … nı gösterdiğini, ancak dava dilekçesinde olayın … aracıyla olduğu, 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereği … ile ilgili tüm davaların … taraf gösterilerek açılması gerektiğini, bu davada davalı sıfatına haiz olan kurumun … değil … olduğunu, davalı idarenin davalı konumundan çıkarılması gerektiğini, davacı taraf idareye kusur atfetmese de 80.000TL manevi tazminat talebinde bulunduğunu, davalı idarenin bu tazminattan sorumlu olabilmesi için zarara yol açan bir eylemin idareye yüklenebilir nitelikte olması gerektiğini, ayrıca zarar ile eylem arasırıda uygun illiyet bağının olması gerektiğini, davacı tarafın manevi tazminat istemesine neden olan olayda, idare kusurlu olmadığı gibi; davacının da kusuru olduğunu, davacı … olayın oluşu sırasında hareket halinde olan bir aracın arkasında durup oyalandığını, bu sırada meydana gelen kazada …’in de kusuru olduğundan illiyet bağının kesilmesi sebebiyle idareye kusur atfedilmesi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava görevli yargı kolunda açılmadığından davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 22.07.2013 tarihinde davalı … Sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı sürücü …’nin sevk ve idaresindeki … ‘na ait … plakalı aracın askeri hizmet esnasında yapmış olduğu kaza neticesinde davacı …’in yaralandığı, yaralanma sebebiyle davacı …. ile eşi ve oğlunun …’e bakmak zorunda kaldıklarını, tedavi giderlerinin ve yol giderlerinin davacılar tarafından karşılandığı, maddi tazminatın …, … ve Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından müştereken ve müteselsilen tahsilinin, … için 2.352,56-TL tedavi giderinin … ve … Sigorta A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsilinin ve … ve … için manevi tazminatın … ve … ndan tahsilinin talep edildiği, davaya konu kaza 22/07/2013 tarihinde meydana geldiğinden bilirkişilerin kaza tarihi itibariyle geçerli olan PMF Yaşam tablosuna göre yapmış oldukları hesabın esas alınması gerektiği, TRH 2010 hesabının ise 01/06/2015 tarihinden itibaren geçerli olduğu, açılan bu davada TRH 2010 hesabı uygulamasının söz konusu olmadığı, ilk rapordan sonra asgari ücret miktarlarında değişiklik olması sebebiyle en son alınan 31/07/2019 tarihli ek rapordaki hesaplamalar dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği, alınan raporlar kapsamı itibariyle bilirkişiler tarafından belirlenen toplam 6.088,06-TL tedavi giderlerinin …nun münhasıran ödemekle yükümlü olduğu, 1.576,56-TL ilaç masrafı, 31-TL muayene masrafı olmak üzere 1.607,56-TL tedavi giderinin … tarafından tazmin edilmesi gerektiği, refakatçi ve bakıcı masrafı, muayene masrafı ve yol masrafının 5.080,50-TL’lik kısmından … Sigorta A.Ş (… Sigorta A.Ş)’nın tazmin etmesi gerektiği, davacı vekili dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinde tedavi giderleri kapsamını davalılar … ve … Sigorta A.Ş’den tahsilini talep etmiş olduğu, sorumluluk kapsamı itibariyle bu davalıların tedavi giderlerinden sorumluluklarının ayrı ayrı belirlendiği, davacının fazlaya ait isteminin bu yönden reddinin gerektiği, geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik zararının tamamından işleten sıfatıyla … , sürücü sıfatıyla … ve sigorta şirketinin faiziyle birlikte sorumlu oldukları, meydana gelen kazada davacı …’in yaralanmış olduğu, yaralanması sebebiyle kendisi ve davacı anne …’ın üzüntü, elem ve acı duymalarının muhakkak olduğu, tarafların kusuru, sosyal ve ekonomik durumları, yaralanmanın derecesi dikkate alınarak davacılar için manevi tazminat taktir edilmesi gerektiği anlaşıldığından, Maddi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile; geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik zararı kapsamında 164.003,90-TL’nin … ve … 22/07/2013 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile, … Sigorta A.Ş 23/06/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte sorumlu olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, tedavi giderleri talebi yönünden; 3.064,50-TL refakatçi/bakıcı masrafı, 322-TL muayene masrafı, 1.725-TL yol masrafı, 1.576,56-TL ilaç masrafı olmak üzere toplam 6.688,06-TL’nin 1.607,56-TL’lik kısmından (1.576,56-TL ilaç masrafı, 31-TL muayene masrafı) davalı … 03/06/2015 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte sorumlu olmak üzere, … Sigorta A.Ş, 5.080,50-TL’lik kısmından (3.064,50-TL refakatçi/bakıcı masrafı, 291-TL muayene masrafı, 1.725-TL yol masrafı olmak üzere) 23/06/2014 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte sorumlu olmak üzere bu davalılardan alınarak davacı …’e verilmesine, bu davalılar yönünden fazlaya ait istemin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile … için 10.000-TL, annesi … için 7.000-TL olmak üzere toplam 17.000-TL manevi tazminatın 22/07/2013 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … ndan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ait istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacılar vekili, davalı … vekili, davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, dava konusu edilen ve daha sonra bedel arttırım yolu ile arttırılan 164.003,90 TL maddi tazminat ve 6.688,06 TL tedavi giderlerinin tamamının mahkemece kabul edilmesine rağmen, mahkemece verilen hükümde kısmen kabulüne şeklinde hüküm kurularak … ve … Sigorta A.Ş lehine vekalet ücreti hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle kararın 4. ve 5. maddesindeki vekalet ücretine dair hükümlerin kaldırılması gerektiğini, manevi tazminat yönünden kabul edilen miktarın az olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili, işbu davada … na husumet yöneltilmesi gerekirken … na husumet yöneltildiğini, dava ve ıslah/arttırma tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin geçtiğini, davalı idarenin olayda hizmet kusuru bulunmadığından zararı tazmin yükümlülüğünün olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla olayda davalı sürücü …’nin kusurunun bulunmadığını, alınan bilirkişi raporunun hayatın olağan akışına uygun olmadığını, davacının hayatının sonuna kadar çalışacağı olgusunu içerdiğini, tanıklarının dinlenmesi gerekirken tanık dinletme talebinin reddedildiğini, davacılar yönünden hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, … nın harçtan muaf olmasına rağmen kararda aleyhine tahsili yönünde hüküm kurulduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili, meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığını, davalının davacıya herhangi bir maddi ve manevi zarar vermediğini, bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini, yerel mahkemenin eksik inceleme ile karar vermiş olup, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, 22.07.2013 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası nedeniyle işbu kazada …’in yaralanmasından mütevellit karşı yan araç sürücüsü işleteni ZMMS sigortacısı ve …’dan maddi tazminat- tedavi gideri tahsili ve aracın sürücü ve işleteninden manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı … yönünden ATK İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 20.04.2016 tarihli raporunda kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği kapsamında hastanın meslekte kazanma gücünde azalma oranının (kalıcı sakatlık – maluliyet) %19, şahsın yaralanmasının 18 ayda tıbbi şifa bulacağını bildirir rapor tanzim kılındığı anlaşılmış, dosya üzerinden trafik bilirkişisi doktor bilirkişi ve sigorta bilirkişisinden oluşan üçlü bilirkişi heyetinden rapor ve ek raporlar alındığı görülmüş, dosya içerisinde celbedilen Menderes 3. Asliye Ceza Mahkemesinin meydana gelen olay sebebiyle açılan 2014/463 esas sayılı dosyasında sanık sürücü …’nin asli kusurlu, müşteki …’in kusursuz olduğuna dair raporun dava dosyasında alınan … plakalı askeri araç sürücüsünün 2918 S.K. 67/b ve 84/j maddelerini ihlal etmesi sebebiyle kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğu, yaya …’in ise kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığı yönündeki her iki raporun örtüştüğü, bu bağlamda kusur raporunun olayın oluş şekline uygun, hükme esas almaya elverişli ve yeterli içerikte tanzim edildiği değerlendirilmekle davalıların kusura ilişkin ileri sürmüş oldukları istinaf nedenleri yerinde olmayıp, kazaya karışan aracın … adına kayıtlı olmasına nazaran tazmin yükümlülüklerinin bulunmadığına dair istinafı da yerinde görülmemiştir.
Davalı … vekilinin husumet yönünden istinaf istemlerinin incelenmesinde; taraf ehliyetinin konusu, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddenin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca dava şartlarından olup, davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtayca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur. 659 Sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname 6. maddesinde; “İdareler, kendi iş ve işlemleriyle ilgili olarak açılacak adli ve idari davalar ile tahkim yargılaması ve icra işlemlerinde taraf sıfatını haizdir” hükmüne yer verilmiş, 2. maddesinde de idare teriminin 10.12.2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) ve (II) sayılı cetvellerde belirtilen kamu idarelerini ifade ettiği belirtilmiştir. 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Genel Bütçeye dahil kamu idarelerine ilişkin I sayılı cetvelde … ‘nın yer aldığı görülmektedir. Somut olayda, dava … ‘ğına yöneltilerek açılmıştır. Davanın, yukarıda yer alan düzenlemeler çerçevesinde, taraf sıfatına haiz olan … ‘na karşı görülmesi gerekirken … ‘na karşı sonuçlandırılması hatalıdır. Ancak bu durum temsilcide yanılma oluşturmakta olup, davanın … ‘na yöneltilmesi için davacılar vekiline mehil verilmeli, usulüne uygun bir şekilde taraf teşkili sağlanarak tarafların gösterdiği deliller toplanmalı ve dosya yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre karar verilmelidir. (Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 28.02.2019 tarih 2018/16623 E. 2019/4714 K. Sayılı içtihat) Davalı … nın istinaf istemi bu yönden yerindedir.
2918 Sayılı KTK’nun 109. maddesinde “(1) Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar. (2) Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Davalı … vekili, zamanaşımı def’inde bulunmuş ise de, dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olduğu belirtilmiş olmakla, dava tarihinin 04.06.2015 olmasına nazaran dava tarihi itibariyle bakiye kısım yönünden de zamanaşımın kesildiği, bu nedenle davalı vekilinin davanın değer artırım dilekçesiyle talep edilen bakiye kısmın ve davanın zamanaşımına uğradığına yönelik istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Dosyada aktüerya bilirkişisinin de katılımıyla alınan heyet rapor ve ek raporlarında PMF Yaşam Tablosu esas alınmak suretiyle tazminat hesabının yapıldığı, oysa ki Yargıtay tarafından uygulama birliğinin sağlanması için tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 Yaşam Tablosunun esas alınması yönünde içtihat geliştirmesi nedeniyle, davacıların ve desteğin bakiye ömür süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılmasıyla hesaplamanın yapılması icap etmektedir. (Yargıtay 4. H.D’nin 14.03.2022 tarih 2021/15277E, 2022/14707K). Bu durumda talep edilen geçici ve sürekli işgöremezlik zararı yönünden dosyanın evvelce rapor tanzim eden aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek TRH 2010 tablosu ve progresif rant yöntemi uygulanmak suretiyle ek rapor aldırılarak hüküm kurulması gerekmekle, istinaf istemleri yerinde görülmüştür.
İDM kararında davanın maddi tazminat ve tedavi giderleri yönünden davalılardan … vekili ve … Sigorta A.Ş vekili için davanın reddedilen kısmı üzerinden vekalet ücreti takdir edilmiş ise de, hükmün reddedilen bölümünün gerekçesiz olmasına nazaran davacılar vekilinin buna ilişkin istinaf nedenlerinin denetimi hükmün denetime elverişli olmaması nedeniyle yapılamamıştır.
Manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde; Davacılar yönünden BK 56/2 maddesi gereğince “Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” yönündeki yasal düzenleme gereğince manevi tazminata hükmedilmesi yerindedir. Ancak yaralananın maluliyet durumu, iyileşme süresi, olay tarihindeki paranın alım gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu, hak ve nesafet kuralları gözetildiğinde davacılar yönünden hükmedilen manevi tazminat miktarı bir miktar az bulunmakla, davacılar vekilinin bu yönden istinaf itirazları yerindedir.
Kabule göre ; 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na ekli (1) sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki devlet tüzel kişiliğine dahil olan kamu idareleri, 5018 Sayılı Kanunu’nun 12.madde ve 492 Sayılı Kanunu’nun 13/j bendi gereğince davalı … tahsil harcından muaf bulunmakla aleyhine harca hükmedilmesi yerinde değildir. Davalı … istinafı bu yönden yerindedir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacılar vekili, davalı … vekili, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2- İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22.10.2019 gün ve 2015/673 E. 2019/1051 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde istinaf yoluna başvuranlara iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 22.12.2022