Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/616 E. 2022/1588 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/616
KARAR NO : 2022/1588

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2019
NUMARASI : 2018/173 Esas 2019/834 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
DAVA TARİHİ : 21.12.2018
KARAR TARİHİ: 02.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 02.11.2022

İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.12.2019 tarih 2018/173 Esas 2019/834 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 25.07.2018 tarihinde davalının ZMMS yapmış olduğu davalı … ‘e ait, sevk ve yönetimindeki … plakalı araç ile davacıya ait … plakalı araca çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsünün KTK 54/b-4,57/1-a ve 84/a md gereğince asli kusurlu olduğunu, davalı şirketin … plakalı aracın ZMMS tanzim etmesi nedeniyle dava konusu araçta meydana gelen hasardan police limiti ile sorumlu olduğunu, davanın görevli ve yetkili mahkemede açıldığını, davacının aracının Alman trafiğine kayıtlı olduğunu, kaza sonrası tamir masrafının Almanya ‘da bulunan … Motorlu Araç Bilirkişisi tarafından düzenlenen 14.10.2018 tarihli bilirkişi raporu ile aracın rayiç değeri 8.200-EURO, hurda değerinin ise 200-Euro olarak tespit edildiğini, aracın total pert olduğu kabul edilerek davacı aracının rayiç değerinden hurda değerinin düşülmesi ile 8000-Euro zarar meydana geldiğinin kabul edilmesi gerektiğini, yabancı para üzerinden doğan tazminat borcu için sigorta limitinin temerrüt tarihi itibarıyla yabancı para üzerinden karşılığının olduğunun kabülünün gerektiğini, yüksek Mahkeme kararlarının da bu yönde olduğunu, ayrıca davalının zararın belirlenebilmesi amacıyla alınması gerekli bilirkişi raporu içinde 1.048,87 Euro ödemede bulunduğunu, davacının Almanya’da ikamet etmesi nedeniyle zararın Alman rayiçlerine göre belirlenmesi gerektiğini, gerçek zararın tazmininin sağlanabilmesi için zararın Euro üzerinden hesaplanması gerektiğini ve fiili ödeme günündeki kur üzerinden tahsil edilmesi gerektiğini, zararın tazmini için KTK 97. md gereğince davalıya başvurulmasına rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı şirketin temerrüde düştüğünü, yerleşik Yargıtay uygulamalarında da kabul edildiği üzere sigorta şirketinin kaza nedeniyle meydana gelen gerçek zarardan sorumlu olduğunu belirttiği, davacının aracında kaza sebebiyle oluşan 5.000-Euro hasar bedelinin davalı …’den kaza tarihinden itibaren, davalı … bakımından ise (kaza tarihinde geçerli poliçe teminatının temerrüt tarihindeki Euro karşılığı olan 6.054,99 Euro tutarındaki teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) temerrüde düştüğü 28.11.2018 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 S.K.4/a md. göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı taraf 28.10.2019 havale tarihli bedel arttırım dilekçesi ile talep edilen tazminat tutarının 3.000,00 Euro arttırarak toplam 8.000,00 Euro olarak beyan etmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili, davacı tarafından açılan davanın ve yapılan icra takibinin haksız olduğunu, davalının davacıya borcu bulunmadığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemelerin İstanbul mahkemeleri olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, usulüne uygun dava dilekçesi tebliğine rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 25/07/2018 tarihinde meydana gelen kazada … plaka sayılı … Marka araç sürücüsü …’ün seyri sırasında, yine kendisi ile aynı yönde seyreden, sürücü … idaresinde bulunan … plakalı … marka aracı sollamaya kalktığı esnada kavşak içerisinde duramayarak çarpışmaları sonucu kazanın meydana gelmiş olduğu, KTK 54/b-4 “Kavşaklarda sürücülerin önlerinde araçları geçmeleri yasaktır” hükmüne aykırı davranışı nedeniyle ve yine aynı kanunun asli kusuları belirleyen madde 84-e “geçme yasağı olan yerlerde geçme” kusurunu işlediğinden kazanın oluşuumunda 1. derecede etken olduğunu ve %70 nispetinde kusurlu bulunduğunu, … plaka sayılı, araç sürücüsü …, geçme yasağı olan bu kesimde, kavşakta sola dönüş yapmadan önce arkasını kontrol ederek, diğer araç (…) kendisini geçmek içi manevra yapmış olsa bile, kendisini geçmeye çalışan … plaka sayılı araç sürücüsüne geçisi sırasında gerekli kolaylığı sağlamadığı, kendisi geçilirken sola dönüş manevrası yaptığından aynı kanunun 55. Maddesi “geçilmekte iken bir başka aracı geçmeye veya sola dönmeye kalkışmak yasaktır” ve madde 46/b “şerit değiştirmeden önce gireceği şeritte sürülen araçların emniyetle geçişisi beklemek” maddelerini ilhah ettiğinden bu kazanın oluşumunda 2.derecede etken olmuş tali %30 nispetinde kusurlu bulunduğu, dosyaya sunulan tercümeli evraktan aracın rayiç değerini KDV dahil 8.200,00 Euro olup, aracın pert-totel işlemine tabi tutularak hurda sovtaj değerinin %19 KDV’si ile birlikte 200,00 Euro olmakla, hasar bedelinin 8.000,00 Euro olduğu işbu bedelden kusur oranına göre indirim yapılmak suretiyle davanın kısmen kabulü ile 5.600,00 Euro’nun davalı … yönünden kaza tarihinden itibaren davalı … yönünden temerrüd tarihi olan 28.11.2018 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/A maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihinden Merkez Bankasının Efektif Satış Kuru karşılığı üzerinden TL cinsinde hesaplanarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (davalı … bakımından poliçe limiti ile sınırlı olarak), fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin talebi veçhile İDM’nin 17.01.2020 tarih 2018/173 E. 2019/834K. sayılı ek kararı ile mahkeme ilamının hüküm fıkrasındaki 5 no’lu maddenin “Davalı … AŞ vekil ile temsil edildiğinden hüküm tarihindeki AAÜT gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” ,
6 nolu maddenin ise “Davalı … kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki AAÜT gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” şeklinde HMK m. 304/1-2 gereği DÜZELTİLMESİNE,
Davacı vekilinin tavzih talebinin dosya kapsamı ve davalılar arasında şekli anlamda dava arkadaşlığının bulunması ve AAÜT hükümleri uyarınca REDDİNE karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, kazanın oluşumunda davacının kusursuz olduğunu, kavşak niteliğindeki kaza yerinde dönüşe geçen davacının aracını geçmek istemesi sebebiyle sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda tam ve asli kusurlu olduğunu, bu nedenle davacıya izafe edilen kusurun kabul edilemeyeceğini, öte yandan red sebebi ortak olan davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, mahkemece bu husustaki tavzih taleplerinin reddedildiğini, müteselsil sorumlulukta dahil olmak üzere birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, red sebebi ortak olan davalılar lehine tek, red sebebi ayrı olan davalılar vekillerine ise her red sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunacağının AAÜT 3/2 maddesince düzenlendiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kusur ve ilam vekalet ücretine ilişkin kararın kaldırılmasını, Mahkeme aksi kanaatte ise 353/1-b-2 maddesi gereği kusur itirazı bakımından dosyanın yeni bilirkişiye tevdi edilerek, davalıların yararına hükmedilen vekalet ücreti yönünden ise Mahkemece resen kararın düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, 25.07.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle yabancı plakalı araç sürücüsü davacının karşı yan ZMMS sigortacısı ve davalı sürücüden tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dosyada alınan adli trafik kusur ve hasar uzmanı bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda meydana gelen olayda … plaka sayılı … Marka araç sürücüsü …’ün seyri sırasında, yine kendisi ile aynı yönde seyreden, sürücü … idaresinde bulunan … plakalı … marka aracı sollamaya kalktığı esnada kavşak içerisinde duramayarak çarpışmaları sonucu kazanın meydana gelmiş olduğu, KTK 54/b-4 “Kavşaklarda sürücülerin önlerinde araçları geçmeleri yasaktır” hükmüne aykırı davranışı nedeniyle ve yine aynı kanunun asli kusuları belirleyen madde 84-e “geçme yasağı olan yerlerde geçme” kusurunu işlediğinden kazanın oluşumunda 1. derecede etken olduğunu ve %70 nispetinde kusurlu bulunduğunu, … plaka sayılı araç sürücüsü …’in geçme yasağı olan bu kesimde, kavşakta sola dönüş yapmadan önce arkasını kontrol ederek, diğer araç (…) kendisini geçmek içi manevra yapmış olsa bile, kendisini geçmeye çalışan … plaka sayılı araç sürücüsüne geçisi sırasında gerekli kolaylığı sağlamadığı, kendisi geçilirken sola dönüş manevrası yaptığından aynı kanunun 55. Maddesi “geçilmekte iken bir başka aracı geçmeye veya sola dönmeye kalkışmak yasaktır” ve madde 46/b “şerit değiştirmeden önce gireceği şeritte sürülen araçların emniyetle geçişisi beklemek” maddelerini ihlal ettiğinden bu kazanın oluşumunda 2.derecede etken olmuş tali %30 nispetinde kusurlu olduğuna ilişkin kusur raporu kazanın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun, denetime elverişli bulunduğundan mahkemece hükme esas alınarak kabul edilen kusur oranı doğrudur.
Ancak Yargıtay 17. H.D’nin yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere ihtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin yakınlarının ölümü nedeniyle ayrı ayrı maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş olması halinde her birinin davası diğerinden bağımsız olup usul ekonomisi gereği birlikte dava açıldığı gözetilerek her bir davacı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarına göre ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi ve AAÜT’nin 3/2. maddesi gereğince de red sebebi aynı olan davalılar için tek vekalet ücretine hükmedilecek şekilde reddedilen maddi ve manevi tazminat miktarına göre bağımsız davası olan her bir davacı aleyhine ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 17. H.D’nin 2016/14514 E, 2019/6514 K). Mahkemece açıklanan ilkelere riayet edilmeksizin AAÜT 3/2 maddesine aykırı şekilde red sebebi ortak olan davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmesine rağmen her bir davalı yönünden ayrı ayrı avukatlık ücretine karar verilmesi yerinde değildir. Davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerindedir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.12.2019 tarih 2018/173 Esas 2019/834 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davacı tarafından açılan tazminat davasının KISMEN KABULÜNE,
Tazminat bedeli 5.600 Euro nun davalı … bakımından kaza tarihi 25/07/2018 tarihinden itibaren, davalı … AŞ bakımından temerrüt tarihi 28/11/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/A maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihinden Merkez Bankasının Efektif Satış Kuru karşılığı üzerinden TL cinsinde hesaplanarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, (davalı … bakımından poliçe limiti ile sınırlı olarak)
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Dava tarihi itibariyle alınması gereken 2.310,70 TL harçtan peşin alınan 515,79 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.794,91 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından dosyamızda yapılan 885,89 TL harç, 486,50 TL yargılama gideri ve 7.195,24 TL bilikişi ücreti toplamının (1.048,87 x 14/10/2018 tarihi itibariyle 1 Euro karşılığı 6.86 TL) 8.567,63 TL nin davanın kabul ve ret oranı nazara alınarak %70 i olan 5.997,34 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, geri kalan meblağın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki AAÜT gereğince 4.059,21 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden hüküm tarihindeki AAÜT gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Karar kesinleştiğinde re’sen artan gider avansının taraflara iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuranın ödediği istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcı, 49,50 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 198,10 TL istinaf yargılama giderinin davalılardan davacıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.02.11.2022