Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/604 E. 2022/1946 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/604
KARAR NO : 2022/1946

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/01/2020
NUMARASI : 2019/1006 Esas 2020/49 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
DAVA TARİHİ : 28.06.2019
KARAR TARİHİ : 29.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29.12.2022
İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.01.2020 tarih 2019/1006 Esas 2020/49 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye hakim… tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacının sevk ve idaresindeki araç ile davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı aracın neden olduğu kazada davacının aracının hasar gördüğünü, davalı ZMMS şirketinin hasardan sorumlu olduğunu, başvuru üzerine yapılan ödemenin zararı karşılmadığını, belirterek; belirsiz alacak davası olarak fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacının taraf ehliyeti bulunmadığını, davalı şirketin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, davalı sigortalı araç sürücüsünün kusurunun tespit edilmesi gerektiğini, davacının başvurusu üzerine 19.552,98-TL ödeme yapıldığını, davalının yükümlülüğünü yerine getirdiğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı aracın % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacının herhangi bir kusuru bulunmadığı, aracın onarım tutarının piyasa değerininin % 57’sine ulaşması nedeniyle tamirin ekonomik olmadığı, pert / total uygulaması yapılması gerektiği, bakiye hasar miktarının 17.197,02-TL olduğu, belirtilerek; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, teminat limitinin aşıldığını, davacının taraf ehliyeti bulunmadığını, temliğin geçerli olmadığını, davacının aracın maliki olmadığını, itirazların dikkate alınmadığını, yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, davalının KDV’den sorumlu olmadığını, davacıya yapılan ödeme ile zararın giderildiğini, ıslah edilen miktar yönünden ıslah tarihinden faiz yürütülmesi gerektiğini, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesi ile davalının istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeni ile davacının aracında oluşan zararın ZMMS kapsamında tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne, karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.(Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve 2011/17-142 E. – 2011/411 K., 22.2.2012 tarih ve 2011/17-787 E. – 2012/92 K., Yargıtay 17. HDBnın 20/05/2013 tairh ve 2012/8984 E. – 2013/7276 K. sayılı ilamları) Dolayısıyla, trafik kazası nedeni ile davacının zarardan davalı sigorta şirketinin, sigortalı sürücücünün kusuru oranında sorumlu olduğu amirdir. Zararın poliçe kapsamı dışında kaldığı hususunda ispat külfeti davalı sigorta şirketi üzerinde olup, sigorta şirketinin zararın poliçe kapsamı dışında kaldığını somut deliller ile ispat etmesi gerekir.
Temlik eden davacı, kaza tespit tutanağı içeriğine göre dava dışı üçüncü kişi adına kayıtlı aracın sürücüdür. Her olaya göre, araç maliki yerine, sürücünün tazmin davası açmasında aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir. Tazminat davasında davacı olma ehliyeti, kural olarak mal varlığından doğrudan doğruya zarar gören kişiye aittir. Ancak, bir şeyi elinde bulunduran kişi, onu aldığı gibi malikine aynen iade etmekle yükümlü olup, ödemek zorunda olduğu onarım giderlerini isteyebilecektir. Dolayısıyla, kazaya karışan araç sürücüsü olan davacının hasar tazminatı yönünden zilyet olarak dava açmakta hukuki yararı ve aktif dava ehliyeti var olduğunun kabulü gerekir. ( Yargıtay 17. HDB’nın 24.10.2011 tarih ve 2010/12391 Esas – 2011/9645 Karar sayılı ilamı ) Davacının dava açma hakkı bulunduğuna göre bu hakkı temlik etmesi de mümkündür.
Sigorta şirketi poliçeden kaynaklanan tazmin borcunu yerine getirirken gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğundan, aracın onarımı yapılsın yada yapılmasın onarıma ilişkin fatura olsun yada olmasın hasar bedeli üzerinden hesaplanan KDV’yide zarar görene ödemek zorundadır.(Yargıtay 17 HDB’nın 05.06.2014 tarih ve 2014/9038 E. – 2014/9078 K. sayılı ilamı) Yine, hasar bedeli, araç rayicini % 50’si aştığı durumlarda aracın tamirinin ekonomik olmadığı açıktır. Bu durumda, araç pert total kabul edilerek aracın sovtaj bedeli de belirlenmek sureti ile hasarsız piyasa rayici ile sovtaj bedeli arasındaki farkın hasar miktarı olarak belirlenmesi gerekir.(Yargıtay 17. HDB’nın 18.05.2016 tarih ve 2016/3196 E. – 2016/6047 K. sayılı ilamı)
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Sorumluluğa İlişkin Anlaşmalar” başlıklı 111. maddesi uyarınca tazminat miktarlarına ilişkin anlaşmaların iptali koşulu belirlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece bunun re’sen dikkate alınması gerekir. Davanın iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması halinde ise önceki ödeme tarihi verilerine göre hesap yapılıp fahiş bir fark olup olmadığı değerlendirilmeli; şayet ödenmesi gereken tazminatı ile ödenmiş olan miktar arasında fahiş fark olduğu saptanırsa verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmelidir.( Yargıtay 4. HDB’nın 20.12.2021 tarih ve 2021/20621 E. – 2021/10611 K. Sayılı ilamı )
Trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte ZMM sigortacısı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen KTK.nun 99/I. maddesi hükmü uyarınca, sigortacı maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşer. Davadan önce böyle bir başvurunun bulunmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşmüş sayılır. (Yargıtay 17. H.D’nin 05.08.2018 tarih 2015/6613 E-2018/556K, sayılı ilamı ).
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, kusur ve hasarın anılan ilke ve esaslar ile örtüşecek şekilde olayın oluş şekli ve dosya kapsamına uygun olarak belirlenmesine, aracın ikinci el ve svotaj bedelinin piyasa rayiçlerine göre belirlenmesine, sigortacının davadan önce ödediği miktar ile ödemesi gereken miktar arasında açık yetersizlik bulunduğundan hak düşürücü süre içerisinde açılan eldeki davada davacının ibranın iptalini talep etme hakkı bulunmasına ve davadan önce verilen ibranın makbuz hükmünde olmasına, araç pert kabul edilerek sovtaj bedeli ile davadan önce yapılan ödemenin aracın kaza tarihindeki ikinci el rayiç bedelinden indirilmesine, zararın poliçe kapsamı dışında kaldığının davalı sigorta şirketi tarafından ispat edilememiş olmasına, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıda belirtilen hususlar dışındaki sair istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sorumludur. Davalı nezdinde düzenlenen zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesinde araç başına teminat limiti kaza tarihi itibariyle 36.000-TL olup dava tarihinden önce yapılan ödeme dikkate alındığında davalının bakiye poliçe limitinin 16.447,02-TL olduğu anlaşılmaktadır. İDM tarafından limiti aşmayacak şekilde bakiye zarar yönünden davalının sorumluluğu cihetine gidilmesi gerekirken limiti aşacak şekilde tazminata hükmedilmesinde isabet bulunmamaktadır. Bu itibarla, belirtilen hususlar yönünden davalının istinaf başvurusu yerindedir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesine, yerinde olmayan sair istinaf itirazlarının ise reddine, karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 22.01.2020 tarih 2019/1006 Esas – 2020/49 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 16.447,02-TL’nin 06/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.123,49-TL karar harcından başlangıçta peşin olarak alınan 44,40-TL harç ile 260,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 819,09‬-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin harç ile 260,00-TL ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 750,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan masraflar 482,20-TL, İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/69 değişik iş sayılı dosyasında yapılan masraflar 739,60-TL olmak üzere toplam 1.221,80‬-TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesap edilen 1.160,71-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
HUAK 18/A mad gereğince zorunlu arabuluculuk kapsamında suçüstü ödeneğinden ödenen 1.320,00-TL arabulucuk giderinin 6831 sayılı yasa hükümlerine göre davanın kazanıp kaybetme oranına göre hesap edilen 1.254‬,00-TL’sinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalının sair istinaf itirazlarının reddine,
4-İstinaf yoluna başvuranın ödediği istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yoluna başvuru harcı istinaf yargılama giderinden 74,3‬0 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29.12.2022