Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/573 E. 2023/51 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/573
KARAR NO : 2023/51

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24.12.2019
NUMARASI : 2016/1307 E. – 2019/1291 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 12.01.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.01.2023

Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24.12.2019 gün ve 2016/1307 E. – 2019/1291 K. sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi davacı vekili ve davalı …vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, 06.08.2016 tarihinde davalı …’ye ait, davalı …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın kırmızı ışık ihlali yaparak müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı motorsiklete çarptığını, müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, sürekli maluliyetinin oluştuğunu, kazanın meydana gelmesinde karşı araç sürücüsü …’nün asli, müvekkilinin tali kusurlu olduğunu, Germencik Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/672 Esas sayılı dosyasında ceza yargılamasının yapıldığını iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL kalıcı ve geçici iş göremezlik tazminatı, 500,00 TL bakıcı ve bakım gideri, 500,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 2.000,00 TL maddi tazminatın işleten ve sürücü için kaza tarihinden, sigorta şirketi için 27.10.2016 hasar ret tarihinden işleyecek avans faizi ile davalılardan tahsiline, ayrıca 70.000,00 TL manevi tazminatın işleten ve sürücüden kaza tarihinden avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 03.10.2019 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 49.371,97 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı … Vekili, kazaya karışan … plakalı aracın davalı şirket nezdinde trafik sigorta poliçesi ile 05/11/2015-2016 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, poliçe gereğince poliçe sorumluluk limitinin sakatlanma ve ölüm kişi başına 290.000,00 TL olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun kusur oranında olduğunu, geçici işgöremezlik, bakıcı ve tedavi giderlerinin SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, davacının müvekkili yönünden hasar ret tarihinden itibaren avans faizi talebinin haksız olduğunu, yasal faiz talep edilebileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalıların cevap dilekçesi sunmadıkları anlaşılmaktadır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kusur tespit raporunda davalı sürücü …’nün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, davacının kusurunun bulunmadığının tespit edildiği, Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurul Raporu’nda tıbbi iyileşme süresinin 6 ay olduğu, vücut genel çalışma gücü kayıp oranının %11,3 olduğunun bildirildiği, davalı … şirketinin itirazı üzerine Adli Tıp 2. Üst Kurulu’ndan alınan maluliyet raporunda davacının meslekte kazanma gücü kayıp oranının %4, iyileşme süresinin 9 ay olduğunun tespit edildiği, Adnan Menderes Üniversitesi’nden alınan raporun özürlülük kriterlerine göre düzenlendiği, kaza tarihi dikkate alınarak meslekte kazanma gücüne ilişkin düzenlenen Adli Tıp Raporu itibar edilmesi gerektiği, aktüerya bilirkişi raporunda TRH 2010 Mortalite tablosu uyarınca geçici işgöremezlik tazminatının 13.234,56 TL, sürekli maluliyetten kaynaklı tazminatın 31.734,44 TL, bakım giderinden kaynaklanan alacağın 3.902,97 TL olduğu toplam maddi tazminat alacağının 48.871,97 TL olarak tespit edildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 13.234,56 TL geçici işgöremezlik, 31.734,44 TL kalıcı işgöremezlik, 3.902,97 TL bakım gideri olmak üzere toplam 48.871,97 TL’nin davalılar … ve …’den kaza tarihinden, davalı … şirketinden hasar ret tarihi olan 27.10.2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, 40.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili ile davalı …. vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, mahkemece manevi tazminata ilişkin olarak müvekkili yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bu yönden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan kusur raporunda kusur durumuna ilişkin somut verilerin bulunmadığını, varsayımlar üzerinden değerlendirme yapıldığını, raporun denetime elverişli olmadığını, sigortalı araç sürücüsüne %100 kusur atfedilmesinin kabul edilemez olduğunu, sigortalı aracın poliçesinin poliçe genel şartlarında meydana gelen değişiklik sonrasında 01.09.2015 tarihinde tanzim edilmiş olduğundan somut olayda yeni genel şartların uygulanması gerektiğini, hesaplanan 31.734,44 TL sürekli iş göremezlik tazminatının hatalı olduğunu, zira davacının sürekli sakatlık oranının 01.06.2015 tarihinde değişen Trafik Sigortası Genel Şartları gereği 28603 sayılı Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelikte yer alan esaslara göre belirlenmesi gerekirken, yönetmeliğe aykırı şekilde alınan sakatlık raporuna göre hesaplama yapıldığını, anılan yönetmelik maddelerinin aksine, hükme ve hesaplamaya esas alınan 11.07.2017 tarihli sakatlık raporunun özürlü sağlık kurulu raporu formuna uygun olarak düzenlenmediğini, yönetmeliğin 6. Maddesinde belirtilen uzmanlar tarafından tanzim edilmediğini, bu nedenle yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu, poliçe genel şartları gereğince geçici iş göremezlik zararından ve geçici iş göremezlik döneminde ortaya çıkan bakıcı gideri zararından SGK’nın sorumlu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, karşı aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından sürekli ve geçici iş göremezlik zararı ile tedavi ve bakıcı giderinin tahsili; ayrıca işleten ve sürücüden manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle maddi ve manevi tazminat davasının ayrı ayrı kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihi ile 01.06.2015 tarihleri arasında sonra da Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihi ile 20.02.2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20.02.2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/6445 E. 2021/8550 K. sayılı kararı)
Somut olayda, kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Davacının maluliyet oranının tespiti için Adnan Menderes Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nden alınan 27.11.2017 tarihli sağlık kurulu raporunda ise kaza tarihinde yürürlükte olmayan 03.08.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının iş göremezlik oranı %11,3 olarak tespit edilmiştir. Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 31.08.2018 tarihli raporda da yine yürürlükte olmayan 11.10.2008 tarihli Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre davacının iş göremezlik oranı %4 olarak tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen rapordaki maluliyet oranı hükme esas alınmış ise de, kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporuna göre hesap raporu alınması doğru olmamıştır. Davalı … vekilinin maluliyet oranına yönelik istinaf sebebi yerindedir.
Trafik kazasında cismani zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Yargıtay 4. Hukuk Dairesince(Kapatılan 17. H.D) de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40 -2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden artık uygulanamaz. (Yargıtay 4. H.D. 22.06.2021 tarih 2021/3089E, 2021/3441K).
Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, aktüerya raporunda TRH 2010 Yaşam Tablosu uygulanması doğru ise de gelirin %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi esasına dayalı progresif rant metodu yerine 1,8 teknik faiz uygulanması doğru değildir. Mahkemece öncelikle kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe uygun şekilde sağlık kurulu raporu alınması, maluliyet oranının davacı yararına daha az çıkması halinde usuli kazanılmış haklar gözetilerek TRH 2010 Yaşam Tablosuna ve progresif rant metoduna göre tazminatın hesaplanması için ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Kabule göre de davacı için hükmedilen maddi tazminat ve manevi tazminat talepleri yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, sadece maddi tazminat yönünden tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir. Davacı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerindedir.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davacı vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.12.2019 tarih 2016/1307 E. – 2019/1291 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde istinaf yoluna başvuranlara iadesine,
5-Kaldırma kararının sebep ve şekline göre sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 12.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.