Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/558 E. 2023/56 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/558
KARAR NO : 2023/56

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02.12.2019
NUMARASI : 2016/645 E. 2019/739 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 12.01.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.01.2023

Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 02.12.2019 tarih 2016/645 E. 2019/739 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 09.05.2015 tarihinde davalı … şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalanan, davalı …’a ait ve davalı …’nün sevk ve idaresindeki … plakalı ticari minibüsün, yolun kenarında yaya olarak bekleyen müvekkiline çarptığını, müvekkilinin yaralandığını, kaza tespit tutanağında müvekkiline asli kusur verildiğini, bu tespitin hatalı olduğunu, müvekkilinin yolun meyilli olması nedeniyle minibüsü görmesinin mümkün olmadığını, minibüsün çok hızlı olduğunu, minibüsün kamerasının kaza ile ilgili kayıt yaptığını, tutanağı düzenleyen polislerin bu kayıtları incelemeden rapor düzenlediklerini, davalı … hakkında Karşıyaka 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/376 E. 2016/216 K. sayılı kararı ile davalı sürücünün kusurlu olduğunun tespit edildiğini ve mahkumiyetine karar verildiğini iddia ederek, müvekkilinin 750,00 TL sürekli iş görmezlik, 500,00 TL geçici iş göremezlik, 250,00 TL tedavi masrafı olmak üzere toplam 1.500,00 TL maddi tazminat ile 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren hesaplanacak faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı … şirketinin sorumluluğunun poliçe kapsamı ile sınırlı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 31.10.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile sürekli iş göremezlik tazminatını 5.318,13 TL, geçici iş göremezlik tazminatının 996,70 TL olarak ıslah ederek toplam maddi tazminat talebini 6.314,83 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı …Ş. vekili, müvekkili sigorta şirketine başvuru yapılmadığını, dava şartı nedeniyle davanın usulden reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalılar … ve … cevap dilekçesi sunmamışlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, makine mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 07.08.2017 havale tarihli bilirkişi raporunda … plakalı ticari minibüs sürücüsü davalı …’nün kazanın meydana gelişinde dikkatsiz tedbirsiz olarak sağa dönüş yaparken yayaya çarpması neticesinde yayanın yaralandığı, bu olayda tali derecede ve %25 kusurlu olduğu, davacı yaya …’un KTK’nın 68. maddesinde belirtilen yayaların uyması gereken kurallara uymaması ile bunun sonucunda kazanın meydana geldiği ve olayda asli derecede %75 kusurlu olduğunun tespit edildiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 05.09.2018 tarihli raporunda davacının trafik kazasına bağlı olarak %6.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, 15.05.2019 havale tarihli aktüerya raporunda geçici iş göremezlik tazminatı 996,70 TL, sürekli iş göremezlik tazminatı 5.318,13 TL olmak üzere toplam maddi tazminat tutarının 6.314,83 TL olarak hesap edildiği, dosyada davacının yaptığı tedavi giderlerine dair bir belge görülmediği ancak belgelendirilmeyen 250,00 TL tedavi giderinin makul olduğu, manevi tazminat talebi yönünden paranın satın alma gücü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davalıların olaydaki kusuru durumu, olayın işleniş şekli, TBK’nın 51-56., Türk Medeni Kanunun 4. ve Yargıtay İçtihadi Birleştirme (22/06/1966 tarih 7/7 sayılı) ilkeleri çerçevesinde davalıları müzaka durumuna düşürmeyecek ve davacıyı haksız yere zenginleştirmeyecek şekilde taktiri gerektiği belirtilerek; davanın kabulü ile, 996,70 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 5.318,13 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 250,00 TL tedavi masrafı olmak üzere toplam 6.564,83 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılar … ve … yönünden kaza tarihinden itibaren, davalı … şirketi yönünden dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, 2.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, hükmedilen manevi tazminat miktarının çok düşük olduğunu, gerek yargılama öncesinde alınan, gerekse yargılama sırasında alınan raporlarda müvekkilinin kaza nedeniyle yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğunun tespit edildiğini, tedavi süresinin 4 ay olacağının da Adli Tıp raporunda belirtildiğini, müvekkilinin sadece ayağındaki alçının 6 ay durduğunu, halen gereği gibi yürüyemediğini, müvekkilinin kalıcı iş gücü kaybı yaşadığını, müvekkilinin müşterek kusurunun manevi tazminat belirlenirken dikkate alınmaması gerektiğini, müvekkilinin müşterek kusurunun maddi tazminat miktarı belirlenirken zaten dikkate alındığını, müvekkilinin yaralanmasına davalıların neden olduğunu, kusur oranlarının hatalı belirlendiğini, müvekkiline verilen kusurun asli kusurlardan KTK’nın 68/1-b-3 maddesinde yer aldığını, bu madde uyarınca kusur verilebilmesi için müvekkilinin aracı gördüğü halde yola çıkması gerektiğini, oysa yoldaki meyilden dolayı aracı görmesinin mümkün olmadığını, davalı minibüs sürücüsüne verilen kusurun ise aynı kanunun 84. maddesi uyarınca kavşaklara gelirken hızını azaltmamak kusuru olduğunu, davalı sürücünün hızını azaltmadığı gibi müvekkiline çarptıktan sonra bile duramayarak arka tekerlekleri ile üzerinden geçtikten sonra ancak durabildiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, karşı aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından sürekli ve geçici iş göremezlik zararının tahsili; ayrıca işleten ve sürücüden manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak görevli polis memurları tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağında, kazanın meydana gelmesinde davacı yayanın asli kusurlu, davalı sürücünün ise tali kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesince kusur durumlarının tespiti için alınan bilirkişi raporunda kaza yerinde minibüsün iniş eğimli yoldan gelip sokağa giriş yaptığı ve tam giriş yaptığı yerde de sağa keskin virajdan dönüş yaptığı, bu sırada yayanın da kaldırımın hemen bitişiğindeki taşıt yolu üzerinde bulunduğu sırada sürücü …’nün yayaya sağ arka tekerlek kısmıyla çarparak davacı yayanın yere düşüp ayaklarından yaralandığı, yayanın burada yaya kaldırımında beklemesi gerekirken taşıt yoluna inerek minibüs beklediği kanaati oluştuğu, davalı sürücünün hem iniş eğimli yolda seyir halinde olduğu ve hem de bu iniş eğimli yoldan sağa keskin kavisle dönüş yaptığı sırada dikkatini yola sağındaki yaya kaldırımına ve kaldırımın hemen bitişiğindeki taşıt yolunda bekleyen yaya ya da yayalara vermediği kanaati oluştuğu, bu nedenlerle kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün tali derecede %25 oranında, davacının ise KTK’nun 68. Maddesi uyarınca asli derecede %75 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Dosya kapsamında kusur oranlarının farklı şekilde olduğuna dair bir kanıtın bulunmamasına, hükme esas alınan kusur oranlarının aksi ispat edilinceye kadar geçerli resmi belge niteliğinde olan kaza tespit tutanağı ile uyumlu olmasına göre, davacı vekilinin kusur oranlarına ilişkin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir.
Davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf itirazlarına gelince; manevi tazminat, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve moral yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Eldeki davada, davacı yayanın %75, davalı sürücünün %25 oranında kusurlarıyla gerçekleşen trafik kazasında davacı %6,2 oranında maluliyete uğrayacak ve iyileşmesi 4 aya kadar uzayacak şekilde yaralanmış olup, kazanın oluş şekli, kaza tarihi, tarafların ekonomik sosyal koşulları, zararın ağırlığı karşısında mahkemece takdir edilen manevi tazminat makul ve ılımlı bulunmuş olmakla, davacı vekilinin manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazı haklı bulunmayıp verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 179,90 TL’den peşin alınan 112,11 TL’nin mahsubu ile bakiye 67,79 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.12.01.2022