Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/554 E. 2022/1926 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/554
KARAR NO : 2022/1926

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/06/2019
NUMARASI : 2017/1236 Esas 2019/757 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
DAVA TARİHİ : 07.11.2017
KARAR TARİHİ : 29.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29.12.2022
İzmir 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.06.2019 tarih 2017/1236 Esas 2019/757 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili, davalı … ve davalı … Şti tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye hakim … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalıların işleteni sürücüsü ve sigortacısı olduğu aracın ile davacıya ait araca çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kusurun karşı tarafta olduğunu, davalıların zararı karışılama yükümlülüğü bulunduğunu, davalı sigorta şirketine yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını, belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla değer kaybı ve hasar bedeline karşılık 200-TL tazminatın davalılardan, 50-TL araç mahrumiyet zararının ise davalı araç sürücüsü ve malikinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı sigorta şirketi vekili, 21.11.2017 tarihinde davacı tarafa 12,261.84-TL ödeme yapıldığını, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı … Sigorta’ya ZMMS sigortalı … plakalı otomobil sürücüsü ….’nin kazanın oluşumunda % 100 tam kusurlu … plakalı otomobil sürücüsü…’ın kusursuz olduğu, davaya konu araçta toplam KDV dahil 14.619,82-TL hasar bulunduğu, ZMMS sigortası tebliği hesaplama kriterleri ve yöntemine göre değer kaybı bedelinin 6.998,83-TL rayiç değer arasındaki farka göre 8.500,00-TL olduğu, aracın tamir süresinin 8 iş günü olup muadil bir aracın kısa süreli günlük kiralama bedelinin günlük 230,00-TL üzerinden araç mahrumiyet bedelinin 1.840,00-TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından 21.11.2017 tarihinde davacı yana 12.261,84-TL ödeme gerçekleştirdiği, değer kaybı bedeli açısından, davalı … Sigorta A.Ş yönünden ZMMS sigortası tebliğine göre diğer davalılar yönünden piyasa rayiç bedeline göre karar verilmesi gerektiği, belirtilerek; davanın kısmen kabulüne fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı ile davalılar … Şti ve … tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, dava açıldıktan sonra davalı sigorta şirketi tarafından kısmi bir ödeme yapıldığını, vekille takip edilen dava ve takiplerde ödemenin vekile yapılması gerektiğini, ödenen kısımın yönünden davanın konusuz kaldığını, davanın açılmasına davalı neden olduğundan vekalet ücreti ve yargılama gideri hesabı yönünden gerçek zararın tamamı üzerinden karar verilmesi gerektiğini, değer kaybı yönünden sigorta şirketinin gerçek zararın tamamından sorumlu olduğunu, bu talebin kısmen reddinin yerinde olmadığını, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı Davalı … ve … Şti, davacının ikame araç zararının doğmadığını, araç ihtiyacı olmadığını, ticari bir iş ile uğraşladığını, belirlenen günlük kira bedelin yüksek olduğunu, değer kaybının tamamından sigortanın sorumlu olduğunu, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, trafik kazası nedeni ile davacının aracında oluşan hasar, değer kaybı ve ikame araç bedelinin işletenin hukuki sorumluluğu ve ZMMS kapsamında tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Hükmün kapsamı HMK’nın 297. maddesinde düzenlenmiş olup emredici kanun hükümleri ile yerleşik yargı teamüllerine aykırı şekilde karar başlığında yer almaması gereken mahkeme adres bilgilerinin kararın istinaf denetimi yapılmasına neden olmayacak, mahallinde giderilebilecek maddi hata olduğuna işaret edilerek tarafların istinaf itirazlarının esasının incelemesine geçilmiştir.
Davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı araç ile davacıya ait aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle davacının aracı zarar gördüğü, kusur ve hesap bilirkişi raporu ile olayın oluşumunda davalı sigortalı araç sürücüsünün % 100 oranında asli ve tam kusurlu davacının ise kusursuz olduğu, kaza tarihinde aracın mevcut haliyle ikinci el rayiç değerinin 105.000,00-TL, araçta oluşan gerçek zararın tamir bedelinin KDV dahil 14.619,82-TL, 8 günlük tamir süresi üzerinden ikame araç bedelinin 1840,00-TL olduğu, aracın tamirinin ekonomik olması göz önüne alındığında pert olarak kabul edilemeyeceği, piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre davacının aracında 8.500,00-TL değer kaybı oluştuğu ve sigorta şirketi tarafından yapılan dava tarihinden sonra 12.261,84-TL ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, ” işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.(Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve 2011/17-142 E. – 2011/411 K., 17. HD’ nın 20/05/2013 tairh ve 2012/8984 E. – 2013/7276 K. sayılı ilamları) Dolayısıyla, trafik kazası nedeni ile davacının zarardan davalı sigorta şirketi ile işleten sıfatına haiz araç maliki ve sürücünün sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu amirdir.
Trafik kazasında zarar gören aracın hasarı onarılsa dahi onarımdan sonra aracın piyasa rayiç satış fiyatında düşüklük oluşacağı gerçeği karşısında, kaza nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı, gerçek zarar içinde değerlendirilir ve bu zarardan hem zarar veren işletenler hem de ZMSS şirketi sorumludur. Ancak, ZMMS genel şartları hükümlerine göre davalı sigorta şirketi gerçek zarar kapsamında olmayan dolaylı zararlardan sayılan ikame araç bedelinden sorumlu değildir. Davacıya ait aracın tamir süresince kullanılamaması nedeniyle talep edilen ikame araç bedeli zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı dışında kaldığından, davalı sigorta şirketinin ikame araç bedeline ilişkin zarardan sorumlu tutulamaz. Bu zarardan, işleten sıfatına haiz araç maliki ile araç sürücüsü müşterek ve müteselsilen sorumludur. Davalı işletenler tarafından bu bedele yönelik yapılan hesaplamaya itiraz edilmiş ise de oluşan zarara göre bilirkişi tarafından hasar bilgileri esas alınmak sureti ile tespit edilen tamir süresi ve ikame araç bedelinin piyasa koşulları, emsal araç fiyatları ile uyumlu ve makul olması karşısında; raporda usül ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. (Yargıtay 17. HD’nin 03.12.2020 tarih 2019/6271 E. -2020/8104 K.). Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir. Dava tarihinden sonra 19.06.2021 tarihinde yürürlüğe giren 7327 sayılı Kanunun 18. maddesiyle KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklikle bu maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu tazminatlardan; a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı olarak dikkate alınarak…. hesaplanır” ibareleri eklenmek suretiyle Anayasa Mahkemesinin iptal kararına uygun şekilde bir düzenleme yapılmıştır. Böylelikle poliçe tarihi itibariyle ister eski genel şartlar ister yeni genel şartlar yürürlükte olsun Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararından sonra değer kaybı tazminatının yeni genel şartlara göre hesaplanması mümkün değildir. Değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınarak belirlenmelidir. (Yargıtay 17. HD’nın 07.03.2016 tarih ve 2015/15003 E. 2016/2856 K. sayılı ilamı)
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; İDM tarafından davacının aracının kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki piyasa rayiç değeri arasındaki fark üzerinden, davalı tarafından yapılan ödeme mahsup edilmek suretiyle, talep ile bağlı kalmak üzere, hesap edilen değer kaybı tazminatından her hangi bir ayrıma gidilmeksizin, davalıların sorumluğu cihetine gidilmesi, dava tarihinden sonra yapılan ödeme yönünden hasar ve değer kaybı bedeline ilişkin davanının kısmen konusuz kalması nedeniyle bu miktar bakımından da karar verilmesine yer olmadığına ve davacının dava açmakta haklı olması nedeniyle davacı yararına vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekirken aksi yönde sigorta şirketi yönünden genel şartlarda belirtilen değer kaybı formülü uygulanmak suretiyle hesaplanan miktar ile sorumlu tutulması şeklinde varılan hukuki kabulde isabet bulunmamaktadır. Bu itibarla davacının istinaf talebi yerindedir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesine, ve davalının istinaf itirazlarının ise yerinde olmadığından reddine davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar … ve … Şti’nin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.06.2019 tarih 2017/1236 Esas 2019/757 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Davacının davasının 12.261,84-TL hasar ve değer kaybı bedeli yönünden konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
10.757,98-TL hasar ve değer kaybı bedeli yönünden ( davalı …. Sigorta A.Ş ‘nin yönünden poliçe limit ile sınırlı olmak üzere ) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine,
1.840,00-TL araç mahrumiyet bedelinin davalılar … ve ….ŞTİ’ den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 860,56-TL karar harcından başlangıçta peşin olarak alınan 31,40-TL harç ile 422,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 407,16-TL’nin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına, (davalı … Sigorta A.Ş’nin 191,36-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla)
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen 9.200,00-TL’nin (davalı … Sigorta A.Ş’nin 4.324,00-TL’den sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan toplam 1.028,80-TL yargılama giderinden, kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 521,55-TL yargılama giderinin (Davalı …. Sigorta A.Ş. 383,23-TL’sinden sorumlu olmak üzere) davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-İstinaf yoluna başvuran davacının ödediği istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
5-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 860,56-TL’den peşin alınan 215,14-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 645,42‬-TL’nin davalı ….’den tahsiline,
6-Davalı … Şti yönünden istinaf karar harcı olan 860,56-TL’den peşin alınan 170,74-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 689,82-TL’nin davalı … Şti ‘den tahsiline,
7-İstinaf başvurusu nedeni ile davalıların yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
8-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 121,30-TL istinaf yoluna başvuru harcı, 127,30-TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 248,60-TL istinaf yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29.12.2022