Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/540 E. 2022/1969 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/540
KARAR NO : 2022/1969

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18.10.2019
NUMARASI : 2018/285 Esas 2019/1130 Karar
DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket Olağanüstü Genel Kurul Kararının Yoklukla/Butlanla Malul Olduğunun Tespiti/ İptali
KARAR TARİHİ : 30.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30.12.2022
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.10.2019 tarih 2018/285 Esas 2019/1130 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin 16.500.000 TL itibari değerli 16.500 adet hissesine sahip ortağı olduğunu, 07.12.2017 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında 2 nolu karar ile şirket müdürlerinin müdürlük sürelerinin süresiz olarak belirlenmesine, 3 nolu karar ile şirket müdürlerinin ücretinin 11.04.2017 tarihli genel kurulda belirlendiği şekilde devamına, gündemin 4. maddesinde şirket sözleşmesinin “İlan” başlıklı 7. maddesinini “Şirket İdaresi” başlıklı 8. maddesinin “Temsil” başlıklı 9. maddesinin ve “Müdürlerin Değiştirilmesi” başlıklı 10. maddesinin değiştirilmesine karar verildiğini, müvekkilinin kararlara muhalif kalıp muhalefet şerhini tutanağa geçirdiğini, şirketin en büyük ortağı olan …’ı vekaleten … temsil ettiğini, bu kişinin 92 yaşında olması nedeniyle akıl sağlığının ve melekelerinin eksikliği kuvvetli bir şekilde iddia etmiyor iseler de vekaletname için tam teşekküllü hastaneden rapor alınması gerektiğini, müvekkilinin olumsuz oy kullanarak muhalif kaldığı bu kararların kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil ettiğini, toplantı çağrısının yoklukla malul olduğu için genel kurul toplantısında alınan tüm kararların yoklukla malul olduğunu, toplantıya çağrının …, … ve … tarafından müdürler kurulu kararı olarak 09.11.2017 tarihli karara istinaden yapıldığını, söz konusu müdürlerin 12.07.2016 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan yoklukla malul karala seçildiğini, bu genel kurul toplantısının yoklukla malul olduğunun tespiti istemli İzmir 2. Asliyeye Ticaret Mahkemesine açtıkları 2016/1286 E sayılı dosyada alınan bilirkişi raporunda da çağrının tek bir müdür tarafından yapıldığını, TTK’nın 416. maddesindeki şartların da bulunmadığını, bu nedenle yokluk yaptırımına tabi olduğunu belirttiklerini, toplantı çağrısının şirket sözleşmesinin 7. maddesi uyarınca ayrıca şirket merkezinin bulunduğu yerde en az bir gezete ile ilan zorunluluğu öngörülmüş olmasına rağmen bu gerek de yerine getirilmediğini,,, gündemin 2. maddesinde şirket müdürünün görev süresinin belirlenmesine ilişkin kararın şirket sözleşmesinin 9. maddesine ve TTK hükümlerine aykırılık oluşturduğunu, şirket esas sözleşmesinin 9. maddesinde şirket müdürlüğüne ilk 3 yıl için … ve … seçildiği belirtilmekle şirket müdürlüğünün 3 yıllık süreyle seçilmesi gerektiğinin anlaşıldığını, henüz esas sözleşmenin 9. maddesine ilişkin değişiklik kararı dahi genel kurulda alınmamışken 2. gündem maddesiyle müdürlerini süresiz seçimine ilişkin karar alındığını, bu karar 9. madde değişikliğinden sonra alınsaydı bile tescil edilmediği için geçersiz olacağını, gündemin 3. maddesi ile şirket müdürlerinin ücretinin yoklukla malul olan 11.04.2017 tarihli genel kurul toplantısına atıf yapılarak belirlendiği için geçersiz olduğunu, şirket müdürü olarak seçilen kişilerin kendi menfaatlerine oy kullanamayacaklarını oydan yoksunluk halinin bulunduğunu, gündemin 4. maddesi ile şirkete ait ilanların ne şekilde yapılacağını düzenleyen 7. maddesi kaldırılarak onun yerine şirkete ait ilanların Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edileceğinin belirtildiğini, oysa ki eski metinde ayrıca şirket merkezinin bulunduğu yerde en az bir gazete ile ilan yapılması da öngörüldüğünü, böylelikle şirkete ait ilanların birden fazla vasıtayla öğrenilmesine ilişkin hakkın ihlal edildiğini, yine gündemin 4. maddesiyle esas sözleşmenin 8. maddesi değiştirilerek şirket müdürlerinin görev süresinin süresiz olarak belirlenebileceği veya bir süre ile sınırlanabileceği, şirket genel kurulunun müdür seçimi konusunda herhangi bir sebeple karar alamaması durumunda şirketin organsız kalmasını engellemek için söz konusu kilitlenme durumu oluşması esnasında görev yapmakta olan müdürlerin görev sürelerinin müdür seçimi yapılan bir sonraki genel kurla kadar uzamış sayılacağı, bu şekilde görev süreleri uzayan müdürlerin, müdür seçimi yapılan bir sonraki genel kurula kadar görev yapmaya devam edeceği hususlarının öngörüldüğünü, bununla müdürlük makamının neredeyse hiçbir koşulda geri verilmemesi amaçlandığını, aynı durumun şirket esas sözleşmesinin 9. maddesinin değiştirilmesine ilişkin karar için de geçerli bulunduğunu, sözleşmenin 10. maddesinde yer alan müdürlerin değiştirilmesine ilişkin ortaklar lehine kazanılmış olan hak mahiyetindeki ödenmiş sermayenin ekseriyetine ilişkin hüküm de tamamen ortadan kaldırılarak, 7. maddede yer alan düzenlemenin 10. maddede tekrar edildiğini, alınan kararların müktesep haklara aykırı nitelik taşıdığını ileri sürerek, davalı şiretin 07.12.2017 tarihli genel kurul toplantısında alınan ve gündemin 2. maddesindeki şirket müdürlerinin görev süresinin süresiz olarak belirlenmesine, gündemin 3. maddesindeki ücret tespiti, gündemin 4. maddesindeki şirket sözleşmesinin 7, 8, 9 ve 10. maddelerine ilişkin değişiklik kararlarının yoklukla ve butlanla malul olduğunun tespitine ve/veya iptaline, bununla bağlantılı olarak yapılan tüm icrai işlemlerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, dava konusu genel kurul toplantısından önce 12.07.2016 tarihli genel kurul toplantısında alınan karar ile davacının müdürlük görevinin sonlandırıldığını, …, … ve …’ın şirket müdürlüğü görevine getirildiğini, dava konusu genel kurul toplantısında yine aynı müdürlerin müdürlük görevine seçildiklerini, müdürlerin seçimine ilişkin karada davacının olumlu oy kullandığını, oy birliğiyle karar alındığını, bir an için çağrı merasimine uyulmadığı kabul edilse bile TTK’ın 416/1. maddesi uyarınca çağrısız toplantı şartlarının oluştuğunu, davacının “müdürlerin süresiz görev yapmasına” dair gündemin 2/2 madde ve fırkası bağlamında alınan karara karşı muhalefetini tutanağa geçirtmediği için kararın iptali için dava açamayacağını, , dava konusu genel kurul toplantısındaki çağrının usulüne uygun yapıldığını, gündemini 3. maddesindeki müdürlerin ücretlerinin belirlenmesine ilişkin kararda oydan yoksunluk hali söz konusu olmadığını, gündemin 4. maddesindeki şirket esas sözleşmesinin 7, 8, 9 ve 10. maddesindeki değişikliğin hiçbirisinin yasaya ve dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu toplantıya tüm ortaklar katılmış olup, toplantıya devam edilerek gündem maddelerinin görüşüldüğü ve kararlar alınarak bu kararların oylandığı, kararların alınmasına davacı tarafça herhangi bir itirazın ileri sürülmediği anlaşıldığından, çağrısız genel kurulun niteliği gereği çağrının ortaklara iadeli taahhütlü mektupla bildirilmesi ve gündemin ilan edilmesi gibi bir zorunluluk bulunmadığından, TTK’nın 416/1. maddesindeki çağrısız genel kurul koşullarının oluştuğu, dava konusu (2) numaralı gündem maddesinde alınan karar değerlendirildiğinde; davacının müdür seçimine ilişkin karara karşı olumlu oy kullandığı, şirket müdürlerinin görev süresinin belirlenmesine ilişkin karar karşı olumsuz oy kullanmış ise de muhalefetini tutanağa geçirmediği için bu kararın iptaline ilişkin dava açma hakkı bulunmadığı, dava konusu 3 numaralı gündem maddesinde alınan karar değerlendirildiğinde, şirket müdürlerinin ücretlerine ilişkin oylamaya şirket müdürlerinin katılamayacağı yönünden engelleyici bir düzenleme bulunmadığı, şirket genel kurulu tarafından seçilen müdürlerin yaptıkları görevin karşılığı olarak ücret ve diğer mali haklarını isteme hakları bulunduğu, bu gündem maddesinin atıf yaptığı 12.07.2016 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların butlanı ya da iptali istemiyle İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan 2017/1286 Esas ve 2018/640 Karar sayılı dava dosyasında mahkemece davanın reddine karar verildiği, anılan karala ilgili engelleyici yasal bir düzenleme bulunmadığı gibi ana sözleşmeye ve objektif iyiniyet kurallarına aykırılık belirlenemediği, 4 numaralı gündem maddesinde alınan karalar değerlendirildiğinde, esas sözleşmenin “ilan” başlıklı 7. maddesi ile esas sözleşmede ticaret sicil gazetesinde ilan yapılması yeterli görülmüş olup, anılan kararda yabaya, ana sözleşmeye ve objektif iyiniyet kurallarına aykırılık bulunmadığı, “Şirketin idaresi’ başlıklı 8. maddesi ve ‘temsil’ başlıklı 9. maddesi ile ilgili olarak; limited şirketlerde müdürün görev süresi ile ilgili olarak herhangi bir süre sınırlaması getirilmediği, şirket müdürlerinin atanması ve görevden alınması genel kurulun devredilemez yetkileri arasında olduğu, bu kararın iptali şartlarının oluşmadığı, ‘Müdürlerin değiştirilmesi’ başlıklı 10. maddesinin tadili ile ilgili olarak; bu maddede ana sözleşmede müdürlerin seçiminde aranan yeter sayısında değişiklik yapıldığı, daha önceki metinde şirket esas sermayesinin yarısından fazlasını temsil eden ortakların kararı ile müdür seçimi yapılabilecek iken, söz konusu değişiklik ile toplantıya katılanların çoğunluğunun karar alması yeterli görüldüğü, bu kararın da yasaya ve objektif iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil etmediği gerekçesiyle davalı şirketin 07.12.2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 2 numaralı gündem maddesindeki karar yönünden davacının dava açma hakkı bulunmadığından, bu maddeyle ilgili iptal isteğinin dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, 3 ve 4 numaralı gündem maddesindeki kararlarla ilgili iptal isteğinin esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı mahkemenin HMK’nın 266. maddesine aykırı şekilde hukuk bilirkişisinden rapor alarak ve bu rapora dayanarak davayı reddettiğini, gündemin 2.maddesinde alının şirket müdürlerin görev süresinin süresiz olarak belirlenmesine ilişkin kararın şirket sözleşmesinin 9. maddesine ve TTK hükümlerine aykırı olduğunu, müvekkilini muhalefetine rağmen karar alındığını, şirket esas sözleşmesinin 9. maddesinde şirket müdürlüğüne ilk 3 yıl için … ve … seçildiği belirtilmekle şirket müdürlüğünün 3 yıllık süreyle seçilmesi gerektiğinin anlaşıldığını, henüz esas sözleşmenin 9. maddesine ilişkin değişiklik kararı dahi genel kurulda alınmamışken 2. gündem maddesiyle müdürlerini süresiz seçimine ilişkin karar alındığını, bu karar 9. madde değişikliğinden sonra alınsaydı bile tescil edilmediği için geçersiz olacağını, muhalefet şerhinin bulunduğu ve toplantı tutanağına raptedilmiş olan dilekçede açıkca görüldüğünü, “ret oyu verdiğimiz tüm tadilat metinlerine karşı muhalefet şerhimizin” bulunduğu şeklinde söylendiğini,, toplantı tutanağı muhalefet şerhlerinin de bulunduğu dilekçelerini de kapsayacak şekilde düşünülmesi gerektiğini, gündemin 3. maddesiyle müdürlerin kendi oyları ile kendi ücretlerini belirlemelerinin hukuka aykırı olduğunu, müdürlerin oydan yasaklı sayılmaları gerektiğini, şirket esas sözleşmesinin 7, 8, 9 ve 10. maddelerinin değiştirilmesine ilişkin kararların geçersiz sayılması gerektiğini, ündemin 4. maddesi ile şirkete ait ilanların ne şekilde yapılacağını düzenleyen 7. maddesi kaldırılarak onun yerine şirkete ait ilanların Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edileceğinin belirtildiğini, oysa ki eski metinde ayrıca şirket merkezinin bulunduğu yerde en az bir gazete ile ilan yapılması da öngörüldüğünü, böylelikle şirkete ait ilanların birden fazla vasıtayla öğrenilmesine ilişkin hakkın ihlal edildiğini, yine gündemin 4. maddesiyle esas sözleşmenin 8. maddesi değiştirilerek şirket müdürlerinin görev süresinin süresiz olarak belirlenebileceği veya bir süre ile sınırlanabileceği, şirket genel kurulunun müdür seçimi konusunda herhangi bir sebeple karar alamaması durumunda şirketin organsız kalmasını engellemek için söz konusu kilitlenme durumu oluşması esnasında görev yapmakta olan müdürlerin görev sürelerinin müdür seçimi yapılan bir sonraki genel kurla kadar uzamış sayılacağı, bu şekilde görev süreleri uzayan müdürlerin, müdür seçimi yapılan bir sonraki genel kurula kadar görev yapmaya devam edeceği hususlarının öngörüldüğünü, bununla müdürlük makamının neredeyse hiçbir koşulda geri verilmemesi amaçlandığını, bu durumun TTK’nın 410. maddesine uymadığını, aynı durumun şirket esas sözleşmesinin 9. maddesinin değiştirilmesine ilişkin karar için de geçerli bulunduğunu, sözleşmenin 10. maddesinde yer alan müdürlerin değiştirilmesine ilişkin ortaklar lehine kazanılmış olan hak mahiyetindeki ödenmiş sermayenin ekseriyetine ilişkin hüküm de tamamen ortadan kaldırılarak, 7. maddede yer alan düzenlemenin 10. maddede tekrar edildiğini, alınan kararların müktesep haklara aykırı nitelik taşıdığını, davacı tarafın ana sözleşmenin 8. maddesine tadil eden kararın geçici tescil edilmesine karşı dava açtığını, şirket yönetiminin yönetimden hiç gitmemek arzusu ile iki dava bulunmasına rağmen TTK’da olmayan onursal başkanlık ünvanını ekleyerek önlerine getirdiğini, iyi niyetli olmadığını, İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesindeki 2019/237E davasından bahsettikleri halde mahkemenin bu durumu objektif iyiniyet kuralına aykırı görmediğini, oysa ki yeni genel kurul toplantısı yapıldığını, aynı sonucu çıkaracak yeni bir değişkliği hayata geçirdiğini, müdürlük görevi süresiz olduğu takdirde yine bir olağanüstü genel kurul gerekeceğini, bu da iş ve emek kaybı oluşturacağını, süresiz bir müdürlük elde edilmek için yapılan değişiklik kötü niyet arzettiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, genel kurul kararının yokluğunun butlanın tespiti ve/veya iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Somut olayda davalı şirketin % 22 hissedarı olan davacı, dava konusu 07.12.2017 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların yokluğunun/butlanını tespiti ve/veya iptali isteminde bulunmuştur. Her ne kadar davacı tarf toplantı çağrısının yok hükmünde olduğunu ileri sürmüş ise de tüm ortakların toplantıya katıldığı, davcı tarafın toplantının bu şekilde yapılmasına karşı koymadığı böylelikle TK’nnı 416/2 maddesi uyarınca çağrısız toplantı şartalırın bulunduğu anlaşılmakla toplantı çağrısının yok hükmünde olduğuna dair iddia yerinde değildir.
Dava konusu gündemin 2. maddesinde müdür seçiminde bulunulmuş, davacı tarafça olumlu oy kullanılarak karar oybirliğiyle alınmış olmakla, yokluk, butlan hali bulunmayıp davacı da karşı oy kullanmadığı için bu karar yönelik iptal isteminde bulunamayacaktır. Davacı, aynı maddenin devamında şirket müdürünün görev süresinin süresiz olmasına dair oylamada olumsuz oy kullanmış ise de bu karara karşı açıkca muhalif olduğunu tutanağa geçirmemiştir. Her ne kadar davacı tarfça bu maddeye yönelik muhalefet şerhi bulunduğu istinaf nedeni olarak ileri sürülmekte ise de genel kurul tutanağına ekli muhalefet tutanağında sadece essa sözleşme tadili ile ilgili hükümler yönünden açık muhalefet bildirilmiş, özellikle 2. maddeyle ilgili açık muhalefet bildirilmediğinden bu yöndeki istinaf itirazı reddedilmiştir.
Dava konusu gündemin 3. maddesinde şirket müdürünün ücretinin 11.04.2017 tarihli genel kuruldaki gibi devam etmesine karar verilmiş, davacı bu karara karşı muhalefetini bildirmiş ise de müdüre ücret ödenmesinde kanuna,ana sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı bir durumu söz konnsu değildir.
Gündemin 4. maddesinde ana sözleşmenin 7. maddesindeki ilanın TTK’nın 37. Maddesi hükmü saklı kalmak kaydıyla şirket merkezinin bulunduğu yerde en az bir gazete ile asgari 7 gün evvel yapılacağını dair hükmü, ilanların Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yapılacağı, genel kurul toplantılarına ilişkin yapılan ilanların toplantı gününden en az on gün önce yapılsa zorunludur şeklinde değiştirilmiştir. Yapılan değişiklik TTK’nın 35/4, 576/1 ve 617/2. Maddesine uygun olup ortakların haklarını kısıtlamadığı, iyiniyet kuralına aykırılıktan söz edilemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Gündemin 4. maddesinde ana sözleşmenin 8. ve 9. maddelerinde yapılan değişiklikle süresiz müdür seçilmesine imkan sağlanmıştır. TTK’da anonim şirketlerin aksine limited şirketlerde şirket müdürlerinin görev süreleriyle ilgili alt veya üst bir düzenlemeye yer verilmemiş olup TTK’nın 616/1. b maddesi uyarınca müdarlerin atanmaları ve görevden alınmaları genel kurulun devredilemez yetkilerinden olup kanunda müdür seçimi için nitelikli oy aranmayıp, genel kurul toplantı çağrısında müdür atanması bulunmasa bile müdürlük görevinin sona ermesini doğruacak maddelerin bulunması halinde genel kurulun yeniden seçim yapabileceği gözetildiğinde süresiz müdür seçimine ilişkin kararın kanuna, esas sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olmadığı anlaşılmaktadır.Şirket ana sözleşmesinin müdürlerin değiştirilmesi başlıklı 10. maddesinde yer alan “müdürler şirketin esas sermayesinin yarısından fazlasını temsilden ortakların kararı ile değiştirilebilir” hükmü yönünden; değişiklikten önceki hükümde şirket esas sermayesinden yarısından fazlasını temsil eden ortakların kararı gerekli iken yapılan değişiklikle müdürlerin seçimi için toplantıya katılanların ekseriyeti yeterli olması hükmü getirildiği, bu durumun kanuna aykırı olmadığı, davacı ortak bakımından kazanılmış hak ihlal edilmediği sonucuna varılmıştır.
Böylelikle dava konusu genel kurul kararlarını yokluğunun/butlanını tespiti ve/veya iptali şartları bulunmadığı için mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Dava konusu genel kurul toplantısında sonra yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların dava tarihinde söz konusu olmadığı için iyi niyet yönünden bir değrelendirmeye tabi tutulmaması da yerindedir. Mahkemece hukukçu bilirkişiden rapor alınmış olması da sonuca etkili görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL maktu harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30.12.2022