Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/54 E. 2022/1635 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/54
KARAR NO : 2022/1635

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2019
NUMARASI : 2017/1245 Esas 2019/924 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
DAVA TARİHİ : 10.11.2017
KARAR TARİHİ: 09.11.2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 09.11.2022
İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.09.2019 tarih 2017/1245 Esas 2019/924 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ve davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 02/08/2017 tarihinde …. Şti. Ne ait ve … sevk ve idaresindeki …plaka sayılı aracın müvekkiline ait … yabancı plakalı araç ve …’ya ait … sevk ve idaresindeki … plakalı araç maddi hasarlı ve yaralamalı üç araçlı trafik kazasına karıştığını kazanın Elazığ ili, Merkez İlçesi, Sanayi Mahallesi, Cahit Dalokay Bulvarında Asri mezarlığı kavşağında meydana geldiğini, iki şeritli yolda … Plakalı … araç sağ şeritten, müvekkiline ait yabancı araç ise bu aracın biraz arkasından sol şeritten gitmekte iken yolun az ilerisinde sağda duraklamakta olan …plakalı … marka kamyonet dikiz aynasından arkasını kontrol etmeden aniden sola doğru Asri mezarlığı istikametine dönüş yapınca sağ şeritte ilerleyen … plakalı … marka araç önce sağ arka tekeri ile …plakalı araca sürtmüş sonrada aniden sola manevra yaparak sol tekeri ile müvekkili aracını çarptığını, müvekkilinin aracında çarpmanın etkisiyle direksiyon hakimiyetini kaybederek …plakalı … marka kamyonete çarparak durduğunu, böylece müvekkiline ait araç kazada hiçbir kusuru olmamana rağmen hem önden hemde sağ yan kısmından hasara uğradığını, …plaka sayılı sigortalı araç kontrolsüz dönüş yaparak zincirleme kazayı başlattığını ve müvekkilinin aracında maddi hasar meydana geldiğini bu durumun Elazığ Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından tanzim edilen kaza tespit tutanağı ile de sabit olduğunu, kazanın oluşumunda …plakalı sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu olayla ilgili Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/12697 nolu soruşturma dosyası açıldığını davalı …’nın kusuru ile kazaya sebebiyet verdiği kaza tarihinde geçerli olan 44046513 poliçe nolu ZMMS poliçesi nedeniyle sigortalı araç sürücüsünün tam ve asli kusuru ile sebebiyet verdiği kaza neticesi oluşan maddi zararlardan sorumlu olduğunu, husumetin …plakalı aracın ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketi sıfatıyla yöneltildiğini, davalının 27/04/2017-27/04/2018 tarihleri arasında geçerli olan 44046513 poliçe no’lu “Zorunlu Mali Mesuliyet sigortası” ile …plakalı aracın sigortasını üstlenmesi ve sigorta riskinin gerçekleşmesi nedeni ile maddi zarardan sigorta teminatları dâhilinde sorumlu olduğunu, davalı açısından “zarar ve sigorta” arasında uygun illiyet bağının bulunduğunu, bu nedenlerle davanın kabulüne, 13.050,00 EUR maddi tazminatın kaza tarihi olan 04/08/2017 tarihinden, davalı sigorta şirketinden ise teminat limiti olan ile sınırlı olarak temerrüt tarihi olan 07/10/2017 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak tahsiline, müvekkilin bilirkişi ücreti olarak ödediği 100,00 EUR ‘nun fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak yargılama giderlerine dâhil edilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini ileri sürerek, Kanuni vekâlet ücretinin KDV hariç olarak hükmedilerek yargılama giderleri ile birlikte davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta vekili, davacı yanın işbu talep ve davasının her yönden haksız, yersiz, usul ve yasaya aykırı olduğunu, reddinin gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının maddi zararı kanıtlaması gerektiğini, bir an için tahsili talep edilen zararın sigorta teminatı kapsamında olduğu kabul edilse dahi hasar tespiti için hakem bilirkişi tayini yoluna gidilmesi gerektiği, Sigorta Poliçesi Genel Şartlarından açıkça anlaşılacağı üzere taraflar arasındaki zararın miktarına ilişkin uyuşmazlığın çözümünde hakem bilirkişi tespit edilmesi gerektiği ve hakem bilirkişi prosedörünün öncelikli uygulanması gerektiğinin kabul edildiğini, bu davada oldukça fahiş bir miktar talep edilmiş olup, müvekkili şirket aleyhine zenginleşeceği açıkça ortada olduğunu , sigortacının ödeme yükümlülüğünün gerçek zararla sınırlı olduğunun her türlü şüpheden uzak olduğunu, müvekkili şirketten ödenen miktardan fazlasına ilişkin talepte bulunabilmesi için öncelikle sigortalı araç sürücülerinin kusurlarının tayin edilmesinin, bu durumda öncelikle davacıya ait hasarlı aracın davacı tarafından gümrüğe bırakılmasının zorunlu olup olmadığının mercileri nezdinde araştırılması daha sonra İTÜ veya KGM fen heyeti gibi kurum ve kuruluşlardan seçilecek konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan ayrıntılı gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin faizden dava tarihinden itibaren sorumlu olduğunu, bu nedenle davacı tarafından açılan davanın Reddine karar verilerek yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … ve … vekili, davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açılmış olup davanın görevsizlik nedeniyle reddinin gerektiğini kaza yerinin Elazığ olması nedeniyle davanın açılması gereken yerin Elazığ olduğunu, müvekkilinin tam kusurlu olduğu belirtilerek zarardan sorumlu olduğunu iddia etmenin gerçek dışı olduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle , davalının aracının kullanılmaz hale geldiği iddiası ile araç değerinin çok üstünde değer belirten bilirkişi raporunun ve servis ön işlem formunun kabulünün mümkün olmadığını, davacının aracında meydana gelen zararın fiili ödeme günündeki kur üzerinden talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin zarardan müteselsilen sorumlu olup müteselsil borçluların her birinin dış ilişkide zararın tamamından sorumlu olduğuna dair beyanın kabul edilemeyeceğini, bu nedenle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddine karar verilerek yargılama gideri, vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı sigortalı …Şti’ye ait olup, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan ve olay tarihi olan 02.08.2017 tarihinde davalı sürücü …’nın sevk ve idaresindeki …plakalı kamyoneti ile Cahit Dolakay Bulvarında en sağ tarafta sola dönüş için duraklamakta iken, arkasını kontrol etmeden ve aynasına bakmadan sola dönüşe geçmesiyle, aynı bulvarda Diyarbakır yönüne doğru seyir halinde olan dava dışı sürücü … yönetimindeki … plakalı aracın sola dönüş yapmak isteyen davalıya ait kamyonetin sağ arka kısmına sürtmesi neticesinde sol şeride yönelmesiyle arkasından sol şeritte seyir halinde olan davacıya ait … plakalı araca çarptığı, meydana gelen olayda davalı sürücü …’nın %80 oranında asli kusurlu olduğunun, davacı sürücünün %20 oranında tali kusurlu olduğunun, dava dışı sürücü …’ın kusurun bulunmadığının mahkememizce gerek otomotiv uzmanı bilirkişiden alınan kusur raporu gerekse kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla İTÜ’de görevli öğretim üyesi teknik bilirkişi heyetinden alınan kusur raporu ile sabit olduğu, davacı yana ait araçta yedek parça, boya ve işçilik olmak üzere yetkili servis raporuna göre 77.605,28 TL tutarında, ön ökspertiz raporuna göre 33.048,00 TL+ KDV oranında zarar oluştuğu, aracın rayiç değerinin ise Türkiye şartlarında 35.000,00 TL, Almanya piyasa şartlarında 13050 Euro olduğu, ağır hasarlı olup yürüyemez durumda bulunan aracın bu haliyle tamirinin ekonomik olmaması nedeniyle per-total uygulamasına tabi tutulması gerektiği, hasarlı aracın Gümrük Müdürlüğü’ne kati olarak terk edildiği, aracın sovtajını satışından davacı yararlanmayacağından zararında bir eksilme olmayacağı, böylece sovtaj değerinin tazminattan indirilemeyceği, buna göre davacının gerçek zararının 13050 Euro olduğu, davacının kazanın oluşumunda %20 oranında müterafik kusurunun bulunması karşısında gerçekleşen zarar miktarından davacının kusuru oranında indirim yapılıldığında davacının talep edebilceği zarar miktarının 10440 Euro olduğu, kaza tarihi olan 02.08.2017’de Merkez Bankası Efektif Satış Kuruna göre 1 Euro 4,1916 TL olmakla tespit edilen 10440 euro hasar tazminatının TL karşılığının 43.760,30 TL olduğu ve sigorta teminat limiti olan 33.000,00 TL’yi aştığından davalı sigorta şirketinin zararın doğduğu kaza tarihi itibariyle 33.000,00 TL sigorta limitine isabet eden 7872,89 Euro’luk zarar ile sınırlı sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından dava açıldıktan sonra 12.12.2017 tarihinde 18.750,00 TL kısmi ödemede bulunulduğu, kısmi ödeme miktarının 12.12.2017 ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuruna göre 1 Euro 4,5235 TL üzerinden TL karşılığının 4145 euro olduğu, bu miktarın davacının talep edebileceği 10440 Euro zarar miktarından düşülmesi gerektiği, buna göre davacının bakiye zararının 6295 Euro olduğu, davalı sigorta şirketinin bakiye teminat limiti olan (7872,89 Euro – 4145 Euro)= 3727,89 Euro’luk kısmı ile sınırlı sorumlu olduğu, hasar tespit giderleri yargılama giderleri kapsamında yer almakta olup davanın kabul ve red oranına göre değerlendirileceği, davacının hasar miktarını Almanya’da özel kurum ve bilirkişiye tespit ettirdiği ve ücretini ödediği, ödenen hasar tespit gideri bedelinin 100-Euro olduğu, davalıların yargılama giderleri içinde yer olan bu miktardan sorumlu oldukları, dava konusu rizikoya ilişkin hasar ihbarının, davalı sigortacıya, 26.09.2017 tarihinde tebliğ edildiği, 2908 sayılı KTK 99.madde hükmüne göre trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğü süresinin, hasar ihbarından itibaren 8 iş günü olduğu, bu süre geçtikten sonra sigortacının temerrüde düştüğü, davacı tarafından davalı sigorta şirketine gönderilen temerrüd ihtarı 26.09.2017 tarihinde tebliğ edilmiş olmakla bu tarihten 8 iş günü sonra yani 07.10.2017 tarihinden itibaren davalı sigortadan temerrüd faizi talep edilebileceği, diğer davalıların ise ihtar veya ihbara gerek olmaksızın kaza tarihi olan 02.08.2017 tarihi itibariyle temerrüde düştüklerinden bu tarihten itibaren temerrüt faizi talep edilebileceği, davacının da bu tarihlerden itibaren temerrüt faizi talep ettiği anlaşılmakla davacının davasının kısmen kabulü ile riziko tarihine göre hesaplanan bakiye davacı zararı olan 6295.-Euro’nun, (davalı sigorta şirketi bakiye sigorta limitine isabet eden 3.727,89 Euro’luk kısmı ile sınırlı sorumlu olması kaydıyla) 3095 Sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca uygulanacak değişken faiziyle birlikte, fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru esas alınarak hesaplanacak TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, dava konusu alacağın 4145 Euro’luk kısmının dava açıldıktan sonra ödendiği anlaşılmakla, bu miktar yönünden konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin talebin reddine, yasal düzenlemeler gereği, TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalılar yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği gibi yargılama giderleri yönünden de taraflar arasında paylaştırmaya gidilemeyeceğinden, TBK’nun 51. maddesi uyarınca müterafik kusur indirimi nedeniyle reddedilen fazlaya ilişkin miktar üzerinden davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin tümünün davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı lehine vekalet ücreti hesaplanırken kabul edilen miktar ile ödeme nedeniyle konusuz kalan miktarın toplamının dikkate alınmasına (davalı sigorta şirketi yönünden ise poliçe limitinin kaza tarihi itibariyle euro cinsinden TL karşılığı dikkate alınmasına) karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ve davalı … Sigorta A.Ş vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, meydana gelen kazada davacının %20 oranında kusurlu olduğundan bahisle talep edilen tazminatta indirim yapılmasının doğru olmadığını, karara esas alınan 23.10.2018 ve 28.07.2019 tarihli bilirkişi heyet raporlarında …’nın diğer araçlara ilk geçiş hakkını vermediğinden %80 oranında asli kusurlu, davacının ise hızını azaltmadığından %20 oranından tali kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kazanın oluş şeklini tarafların kazadan sonra verdiği ifadeleri de dikkate alarak değerlendiren İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi’nce düzenlenen raporda ise davacının kusursuz olduğunun tespit edildiğinden raporlar arasında çelişki bulunduğundan bu durumun hukuk devletine olan inancı zedelemekte olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili, davacının talep ettiği hasar miktarının fahiş olup davalı şirket aleyhine zenginleşeceği sonucunu doğurduğunu, sigortacının gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu, poliçe limitinin 33.000,00 TL olup poliçe limitini aşar şekilde karar verildiğini, davalı şirket tarafından yapılan inceleme sonucunda 12.12.2017 tarihinde 18.750,00 TL ödeme yapılarak sorumluluğun yerine getirildiğini, bilirkişi ücretinin taraflarına yüklenilemeyeceğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeniyle davacı aracında meydana gelen hasar bedelinin, karşı taraf araç maliki, sürücüsü ile ZMMS sigortacısı olan davalılardan tahsiline yönelik maddi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince 02.08.2017 tarihinde meydana gelen yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasına ilişkin kaza tespit tutanağının davacı yanca gönderilen ihtarname suretinin sigorta poliçesinin ve hasar dosyasının, trafik ve tramer kayıtlarının dosyaya getirtildiği, Elazığ C. Başsavcılığı’nın 2017/12697 soruşturma sayılı dosyası örneğinin dosyaya kazandırıldığı, işbu dosya da Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 03.04.2018 tarihli raporda meydana gelen kazada davalı sürücü …’nın asli, kazaya karışan dava dışı …’ın tali kusurlu olduğu, davacı …’nın ise kusursuz olduğunu rapor edilmiş, dava dosyasında alınan bilirkişi … raporunda ise davalı sürücü …’nın %80 oranında davacı …’nın %20 oranında, dava dışı sürücü …’ın ise kusursuz olduğu yönünde rapor tanzim edildiği görülmüş, mahkemece talimat mahkemesi kanalıyla İTÜ öğretim üyelerinden oluşan üçlü bilirkişi heyetinden çelişkinin giderilmesi yönünde aldırılan raporda davalı sürücü …%80 oranında davacı …’nın %20 oranında, kazaya karışan … plaka sayılı araç sürücüsü …’ın ise kusursuz olduğu yönünde alınan rapor esas alınmak suretiyle hüküm oluşturulduğu görülmüş, İTÜ öğretim görevlilerinden oluşan heyet bilirkişi raporunun davalı …’nın yönetimindeki kamyonetle seyredip olay mahalline yaklaşırken kavşaktan sola dönmeyi planladığına göre emniyetli mesafede iken kurallara uygun olarak sol sinyalini de yakarak sol şeride geçmesi lazımken bunu yerine getirmediği gibi kavşağa çok yaklaştığında solunuda kontrol etmeden, solunda seyreden araçların geçmesini beklemeden sola dönüşe geçerek önce …’ın yönetimindeki otomobilin sağ önüne sürterek bu aracın sola kaymasına ve sol şeritte seyreden davacının yönetimindeki aracın önünü kapatarak
davacının araçlara çarpmasına sebebiyet verdiği, Karayolları Trafik Kanunun 53/b maddesini ihlal ettiği, bu hareketinin aynı kanunun 84. Maddesinde asli kusur kabul edildiği anlaşılmakla birinci dereceden kusurlu olduğu, davalı …’nın sola manevra ile arkasından gelen …’ın yönetimindeki otomobilin önünü kapatarak bu aracın sağ ön tarafından sürtmesi ile …’ın yönetimindeki aracın sola doğru savrulduğu bu itibarla kazanın meydana gelmesinde …’a kusur atfedilemeyeceği, davacı …, kavşağa yaklaşırken süratini azaltması, dikkatini artırması, sağında seyteden araçların kendi yoluna doğru savrulduklarını fark edince zamanında fren yapması gerektiği halde bunları yerine getirmeyerek , Karayolları Trafik Kanunun 52/a maddesini ihlal ettiğinden kısmen kusurlu olduğu yönündeki rapor olayın oluş şekline uygun ve hükme esas almaya elverişli nitelikte görülmekle, davacı tarafın kusura yönelik istinaf nedenleri yerinde değildir.
Davalı sigorta şirketi yönünden ileri sürülen istinaf nedenlerinin değerlendirilmesinde; dosyada alınan bilirkişi raporunda belirtilen 13.050,00 Euro zarardan davacının kusuru oranında yapılan indirim neticesinde yargılama sırasında davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yapıldığı tarihteki karşılığının belirtilen tazminat miktarından düşümü ile belirlenen 6.295,00 Euro tazminatın yerinde olduğu, davacının aracının gümrüğe bedelsiz terk ettiğinde sovtaj değerinden yararlanamayacağının kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, dosyada aldırılan hasar bedeline ilişkin bilirkişi raporlarının yeterli ve hükme esas almaya elverişli nitelikte bulunduğu, öte yandan davalı sigorta vekilinin bilirkişi raporlarından şirketlerinin sorumlu olmadığı yönündeki iddiasının da mahkemece verilen kısmen kabul kararının niteliği ve yargılamaya sebep olunması hususları birlikte değerlendirildiğinde yerinde olmadığı, ancak davaya konu kazaya ilişkin ZMMS sigorta poliçesinde araç başına maddi hasar limitinin 33.000,00 TL ile sınırlandırıldığı, dosyaya gelen sigorta ödeme belgelerinden …plaka sayılı aracın şirket nezdindeki 27.04.2017-27.04.2018 vadeli ZMMS poliçesi kapsamında meydana gelen kaza nedeni ile açılan hasar dosyasında 12.12.2017 tarihinde 18.750,00 TL ödeme yapıldığından bakiye limitin 14.250,00 TL olmasına rağmen mahkemece verilen kararda davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bu miktarla sınırlandırılması gerektiği halde bu hususun nazara alınmaması yerinde görülmemiş, davalı tarafın bu yönden istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurularının KISMEN KABULÜ ile İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10.09.2019 tarihli 2017/1245 Esas 2019/924 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
6295 Euro tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden temerrüde düştüğü 07.10.2017 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 02.08.2017 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre uygulanacak değişken faiziyle birlikte, fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (Davalı sigorta şirketinin bakiye sigorta limitine isabet eden 14.250,00 TL ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla)
Dava konusu alacağın 4145 Euro’luk kısmının dava açıldıktan sonra ödendiği anlaşılmakla, bu miktar yönünden konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
100,00 Euro ekspertiz giderinin fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.941,33 TL karar harcından başlangıçta peşin olarak alınan 1.000,43 TL harcın mahsubu ile bakiye 940,90 TL’nin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına, (davalı sigorta şirketinin 470,45 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla)
Davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 4,60 TL vekalet suret harcı, 31,40 TL başvuru harcı, 1.000,43 TL peşin harç, 343,30 TL davetiye ve posta gideri, 990,20 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.369,93 TL yargılama gideri ve başvurma ve peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine (davalı sigorta şirketinin 1.184,96 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla)
Davalı tarafların yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.505,17 TL vekalet ücretinin (davalı sigorta şirketi bu miktarın 2.752,58 TL’lik kısmı ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine.
TBK’nun 51. maddesi uyarınca müterafik kusur indirimi nedeniyle reddedilen fazlaya ilişkin miktar üzerinden davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının, davalılar tarafından yatırılan delil avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yaıran taraflara iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuran … Sigorta A.Ş’nin ödediği istinaf harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
5-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan tahsiline,
6-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … Sigorta A.Ş tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvuru harcı, 59,00 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 180,30 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … Sigorta A.Ş’ye verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.09.11.2022