Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/533 E. 2022/1944 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/533
KARAR NO : 2022/1944

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16.05.2019
NUMARASI: 2018/292 E. – 2019/613 K.
DAVA TARİHİ : 06.03.2018
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 29.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29.12.2022
İzmir 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.05.2019 tarih 2018/292 E. – 2019/613 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye hakim … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı bulunan araç ile davacının maliki ve sürücüsü bulunduğu aracın 05.10.2017 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, kazada davacının aracının zarar görerek değer kaybına uğradığını, sigortalı aracın kusurlu olduğunu, davalıya yapılan başvuru üzerine 49,00-TL ödeme yapıldığını, davalının kalan zararı gidermesi gerektiğini, belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000-TL değer kaybının kaza tarihinden işleyecek avans faizi ile davalı … şirketinden tahsiline karar verilmesi dava ve talep etmiştir
CEVAP : Davalı vekili, kazaya karışan aracın davalı nezdinde ZMMS poliçesi le sigortalı olduğunu, başvuru üzerine değer kabına ilişkin genel şartlar gereğince 49,00-TL ödeme yapıldığını, sigorta şirketin herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını, davalının sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusurun tespit edilmesi gerektiğini, hesaplamada genel şart hükümlerinin esasa alınacağını, temerrütten itibaren yasal faiz talep edilebileceğini, belirterek; davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacıya ait … plakalı araçta yeni genel şartların Ek-1 Değer kaybı hesaplama formülasyonu esas alınarak yapılan hesaplama neticesinde 46,52-TL değer kaybı meydana geldiğinin tespit edildiği, davalı … tarafından davacıya 23.02.2018 tarihinde 49,00-TL değer kaybı ödemesi yapılması karşısında davacının bakiye değer kaybı alacağının bulunmadığı, belirtilerek; davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, genel şartlara yönelik baro tarafından Danıştay’a açılan davanın beklenmesi gerektiğini, davacının aracındaki değer kaybının, sigorta genel şartlarına göre değil, tazminat ve sorumluluk hukukunun ilkeleri doğrultusunda hesaplanmasını, genel şartlar ekindeki hesap yönteminin zarar görene karşı ileri sürelemeyeceğini, talebi gibi karar verilmesi gerektiğini, belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeni ile davacının aracında oluşan değer kaybının ZMMS kapsamında tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne, karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.(Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve 2011/17-142 E. – 2011/411 K., 22.2.2012 tarih ve 2011/17-787 E. – 2012/92 K., Yargıtay 17. HD’ nın 20/05/2013 tairh ve 2012/8984 E. – 2013/7276 K. sayılı ilamları) Dolayısıyla, trafik kazası nedeni ile davacının zarardan davalı sigorta şirketinin, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu olduğu amirdir. Zararın poliçe kapsamı dışında kaldığı hususunda ispat külfeti davalı sigorta şirketi üzerinde olup, sigorta şirketinin zararın poliçe kapsamı dışında kaldığını somut deliller ile ispat etmesi gerekir.
Trafik kazasında zarar gören aracın hasarı onarılsa dahi onarımdan sonra aracın piyasa rayiç satış fiyatında düşüklük oluşacağı gerçeği karşısında, kaza nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı, gerçek zarar içinde değerlendirilir ve bu zarardan hem zarar veren işletenler hem de ZMSS şirketi sorumludur.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir. (Yargıtay 17. HD’nin 03.12.2020 tarih 2019/6271 E. -2020/8104 K.). Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir. Dava tarihinden sonra 19.06.2021 tarihinde yürürlüğe giren 7327 sayılı Kanunun 18. maddesiyle KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklikle bu maddenin birinci fıkrasının birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu tazminatlardan; a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı olarak dikkate alınarak…. hesaplanır” ibareleri eklenmek suretiyle Anayasa Mahkemesinin iptal kararına uygun şekilde bir düzenleme yapılmıştır. Böylelikle poliçe tarihi itibariyle ister eski genel şartlar ister yeni genel şartlar yürürlükte olsun Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararından sonra değer kaybı tazminatının yeni genel şartlara göre hesaplanması mümkün değildir. Değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınarak belirlenmelidir. (Yargıtay 17. HD’nın 07.03.2016 tarih ve 2015/15003 E. 2016/2856 K. sayılı ilamı)
Esasen, haksız eylem nedeniyle meydana gelen zararda ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüt oluşmuş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Davalı sigorta şirketi yönünden ise 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2. maddesi gereğince, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde, sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekecektir. Islah edilen miktar yönünden de temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmelidir ( Yargıtay 4. HDB’nın 30.06.2022 tarih ve 2022/1725 E. – 2022/9741 K. Sayılı ilamı ) Taraflar arasındaki ilişkinin ve davanın sigorta sözleşmesinden kaynaklanmasına ve bu tür sözleşmelerin 6102 sayılı TTK’nın 3. ve 4. maddeleri uyarınca tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, mutlak ticari işlerden olmasına göre temerrüt faizi olarak isteme uygun biçimde avans faizine de hükmedilmesi gerekir.(Yargıtay 17. HDB’nın 23.11.2015 tarih 2015/8751 E. – 2015/12542 K. sayılı ilamı)
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; İDM tarafından davacının aracının kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki piyasa rayiç değeri arasındaki farkı üzerinden davalı tarafından yapılan ödeme mahsup edilmek suretiyle talep ile bağlı kalmak üzere 4.450,00-TL olarak hesap edilen değer kaybı tazminatının temerrüt tarihinden itibaren avans faizi yürütülmek suretiyle davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi yönde genel şartlarda belirtilen değer kaybı formülü uygulanmak suretiyle varılan hukuki kabulde isabet bulunmamaktadır. Bu itibarla davalının istinaf talebi yerindedir.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 4 Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.05.2019 tarih 2018/292 Esas – 2019/613 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davacının davasının KABULÜ ile 4.450.00-TL’nin temerrüt tarihi olan 22.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (sigorta limiti olan 33.000,00-TL ile sınırlı olmak üzere) davalı … AŞ’den tahsili ile davacıya ödenmesine,
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 303,97-TL harçtan peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile bakiye 268,07-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.450,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 71,80-TL başvurma harcı ve peşin harç, 126,00-TL posta masrafı, 450,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 647,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 121,30-TL başvurma harcı, 16,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 137,80-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 29.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.