Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/530 E. 2023/55 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/530
KARAR NO : 2023/55

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08.10.2019
NUMARASI : 2018/469 Esas 2019/1079 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 12.01.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 12.01.2023

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.10.2019 tarih 2018/469 Esas 2019/1079 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacılar vekili, 15.03.2017 tarihinde, davalı şirket tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalanan, davalı …’ya ait, davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile seyir halindeyken davacı …’ın eşi, diğer davacıların babası …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı motorsiklete çarptığını, …’ın yaralandığını, 16.03.2017 tarihinde vefat ettiğini, kaza nedeniyle Torbalı C.Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığını, davalı …’in tali kusurlu kabul edildiğini, ancak bu tespiti kabul etmediklerini, müteveffanın balık yemi fabrikasında asgari ücretle çalıştığını, müvekkili …’ın eşinin ölümü ile destekten yoksun kaldığını, cenaze ve defin masrafları yapıldığını, davadan önce sigorta şirketine başvuruda bulunduklarını, ancak sigorta şirketi tarafından bazı belgelerin eksik olması nedeniyle ödeme yapılmadığını iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve belirsiz alacak davası niteliğinde olmak üzere müvekkili … için 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile ulaşım konaklama, bakım ve tedavi masrafı ile 100,00 TL cenaze giderleri olmak üzere 2.100,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca müvekkili … için 25.000,00 TL, diğer müvekkilleri …, … ve … için 20.000,00’er TL olmak üzere toplam 105.000,00 TL manevi tazminatın müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 03.09.2019 tarihli bedel artırım dilekçesinde; davacı … yönünden maddi tazminatı talebini 37.606,13 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı … vekili, müteveffa …’ın kazaya karıştığı aracın bir motorsiklet olduğunu, müteveffanın kaza anında koruyucu tertibat kullanıp kullanılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, kask taktığının ispat edilememesi halinde müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, zorunlu dava şartı olan sigorta şirketine usulüne uygun başvurunun davacı tarafça yerine getirilip getirilmediğinin ispat edilmesi gerektiğini, ceza davasında uzlaşma var ise davanın reddi gerektiğini, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, kazanın iş kazası olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, kabul anlamında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın oluşumunda gerek ceza dosyasında gerekse eldeki davada alınan kusur bilirkişi raporlarındaki gerekçelerle destek …’ın %85 oranında, davalı sürücü …’in %15 oranında kusurlu oldukları, müteveffanın TBK’nun 52. maddesi uyarınca müterafik kusuru nedeniyle %85 oranında hesaplanan tazminattan indirim yapılması gerektiği, poliçe tarihi itibariyle yürürlükte olan ZMMS genel şartları ekinde belirtilen “Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant Formülü”, TRH-2010 yaşam tablosu ve 1,8 iskonto faizi esas alan bilirkişi hesap raporunun hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu, buna göre desteğin kusuru oranında indirim yapıldıktan sonra davacı eş …’ın talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 37.487,63 TL, kendi adına talep edebileceği cenaze ve defin giderinin 58,50 TL, ulaşım ve konaklama giderinin 18,50 TL olduğu gerekçesiyle; davacı …’ın maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 37.487,63 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 58,50 TL cenaze ve defin gideri, 15,00 TL ulaşım ve konaklama gideri olmak üzere toplam 37.561,13 TL maddi tazminatın davalı … şirketi yönünden dava tarihi olan 17.04.2018 tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 15.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacı …’ın manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 3.750,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacılar …, …, … ve …’ın manevi tazminat davalarının ayrı ayrı kısmen kabulü ile 3.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacılar vekili, davalı … şirketi yönünden faizin başlangıç tarihinin dava tarihi değil, sigortaya başvuru tarihi olan 16.06.2017 tarihi olması gerektiğini, davalı … şirketinden hasar başvuru dosyasının örneği talep edilerek somut olarak başvuru yapılıp yapılmadığının açıklattırılması ve sigortanın temerrüde düştüğü tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının çok düşük olduğunu, bilirkişi raporu ile cenaze ve defin giderinden kaynaklı zararlarının 390,00 TL olduğunu, müteveffanın olaydaki kusurunun indirilmesi sonrası bakiye alacaklarının 58,50 TL olacağı kanaatiyle toplam zararın 37,606,13 TL’ye tekabül ettiğinin belirtildiğini, dava değerinin bu miktarda arttırıldığını, ancak sonuç itibariyle toplam 37.561,13 TL maddi tazminata hükmedildiğini, bu tazminat miktarını da kabul etmediklerini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeniyle desten yoksun kalma tazminatı, cenaze ve defin gideri, ulaşım ve konaklama gideri ile manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte ZMM sigortacısı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen KTK.nun 99/I. maddesi hükmü uyarınca, sigortacı maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşer. Davadan önce böyle bir başvurunun bulunmaması halinde ise dava tarihinde temerrüde düşmüş sayılır. (Yargıtay 17. HD 05.08.2018 tarih 2015/6613 E 2018/556 K.) Dosya içeriğinde davacı tarafın başvurusunun davalı … şirketine ulaştığına ilişkin belge bulunmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince davalı … şirketi yönünden hükmedilen maddi tazminata dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Davacılar vekilinin manevi tazminat miktarlarına ilişkin istinaf itirazlarına gelince; manevi tazminat, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve moral yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır. Eldeki davada, müteveffanın %85, davalı sürücünün %15 oranındaki kusurlarıyla gerçekleşen trafik kazasında davacıların murisinin vefat ettiği, kazanın oluş şekli, kaza tarihi, tarafların ekonomik sosyal koşulları, zararın ağırlığı ve tarafların kusur oranları karşısında mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarları makul ve ılımlı bulunmuş olmakla, davacılar vekilinin manevi tazminat miktarlarına ilişkin istinaf itirazı haklı bulunmayıp verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
İlk derece mahkemesince tarafların kusur durumlarına göre belirlenen 37.487,63 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 58,50 TL cenaze ve defin gideri, 15,00 TL ulaşım ve konaklama gideri olmak üzere toplam 37.561,13 TL maddi tazminatın tahsiline hükmedilmiş olup, davacı tarafça cenaze ve defin gideri, ulaşım ve konaklama giderinin daha yüksek olduğuna dair bir kanıt sunulamadığından, mahkemece hükmedilen tazminat tutarlarında usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar yönünden istinaf karar harcı olan 179,90 TL’den peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 125,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 12.01.2023