Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/511 E. 2022/1960 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/511
KARAR NO : 2022/1960

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10.10.2019
NUMARASI : 2017/1068 E. – 2019/1022 K.
DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 30.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24.01.2023

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.10.2019 tarih 2017/1068 E. – 2019/1022 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, 19.08.2012 tarihinde davalıların sürcüsü/işleteni ve zornul mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu motosiklete çarpması nedeniyle müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, davalı … tarafından cüzi miktarda ödeme yapıldığını ileri sürerek, 1000,00 TL geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı, 500,00 TL bakıcı ve bakım gideri, 500,00 TL tedavi- yol giderinin davalı sürücü/işletenden kaza tarihinden, sigorta şirketinden 01.02.2013 hasar ret tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsiline, 70.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalı sürücü/işletenden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta A.Ş vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, yetkili mahkemenin Kiraz olduğunu, KTK 97. maddesi uyarınca sigorta şirketine yazılı başvuru yapılmadan dava açıldığını, 1 yıllık dava zamanaşımının dolduğunu, müvekkili hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği için kesin hüküm bulunmadığını, müvekkiline kusur izafe edilemeyeceğini, fahiş manevi tazminat talep edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı … şirketi ile davacı tarafın sulh olduklarının ve ibra ettiklerinin tespit edildiği, bu haliyle maddi tazminat istemi yönünden davanın konusu kalmadığı, davalı sürücünün kazanın oluşumunda % 75 kusurlu olduğu, kazada davacının kaza tarihindeki yaşına göre % 14, bugünkü yaşına göre % 13 oranında maluliyete uğradığı, iyileşmesinin 9 aya kadar sürdüğü, davacının manevi zararının oluştuğu gerekçesiyle maddi tazminat isteminin konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 7.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, manevi tazminat miktarının davacının elemini gideremeyecek kadar az olduğunu, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı için her bir davacı için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili, yetkili mahkemenin Kiraz olduğunu, KTK 97. maddesi uyarınca sigorta şirketine yazılı başvuru yapılmadan dava açıldığını, 1 yıllık dava zamanaşımının dolduğunu, müvekkilinin kusuru olmadığını, yeniden kusur raporu alınması gerektiğini fahiş manevi tazminat talep edildiğini, tahkikat incelemesine geçilmeden ve tahkikat incelemesine geçildiğine dair tebligat yapılmadan, mazeret dilekçeleri bulunduğu halde mazeret konusunda bir karar verilmeden hüküm verildiğini istinaf nedeni olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle maddi tazminat isteminin konusuz kaldığı için karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacı vekili, davalıların sürücüsü/işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu motosiklete çarpması nedeniyle müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı sigortanın bir acentesinden daha yetkili organı olan Bölge Müdürlüğünün bulunduğu İzmir’de dava açılmış olup yetki ilk itirazlarının reddi yerindedir. Nitekim dava konusu uyuşmazlıkların temyiz incelemesini yapan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşmiş içtihatları da bu yöndedir. Ceza zamanaşımı dikkate alındığında dava zamanaşımı def’inin reddi de yerindedir. Yine davacı tarafça davadan önce sigorta şirketine başvurulduğu gibi esasen KTK’nın 97. maddesindeki dava şartı sigorta şirketine karşı açılacak davalar için söz konusu olup işleten/sürücü yönünden dava şartı olmadığı için bu yöndeki istinaf itirazı haklı değildir.
Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda davalı sürücü % 75, dava dışı motosiklet sürücüsü % 25 oranında kusurlu kabul edilmiştir. Zarar gören davacı yönünden her iki araç sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali sorumlulk sigortacısı müteselsilen sorumlu bulunmakla ve davacının yolcu olması nedeniyle kendisine kusur izafe edilemeyecek olmakla sürücülerin kusurlu olmaları yeterli olup kusur oranları sonuca etkili olmadığı için yeniden kusur raporu alınması gerektiğine dair istinaf itirazı yerinde değildir. rededilmiştir.
Davalı … vekili hükmün tefhim edildiği celsede sunduğu mazeret dilekçesinde mazeretini belgelendirmediği için mahkemece mazeret talebinin dikkate alınmaması ile yargılama sırasında yürürlükte olan 7101 sayılı Kanun 6. maddesiyle değişik TTK’nın 4/2. maddesi uyarınca miktar ve değeri beş yüz bin TL’yi geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanması gerektiği için sözlü yargılama için ayrı bir gün belirlenmeden tahkikatın bitirildiği aynı celsede kararın tefhim edilmesi doğru görülmüştür.
Manevi tazminat miktarına ilişkin taraf vekillerini istinaf itirazlarına gelince, manevi tazminat; ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. Manevi tazminatın kapsam ve miktarını takdir hakkı kural olarak hakime aittir. Hakim, manevi tazminatı hak ve nesafete uygun olarak belirlemeli, bu belirlemede hukuk kurallarının yanında tarafların sosyal, ekonomik ve moral yapısı ile özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Manevi tazminat olarak takdir edilecek tutar manevi acıları kısmen de olsa gidermesinin yanında kamuoyu ve sosyal vicdanda da kabul görmeli ve zarar gören açısından da bir zenginleşme aracı olmamalıdır.
Somut olayda, kazanın oluş şekli, kaza tarihi, kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik koşulları, zararın ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı makul ve ılımlı bulunmuş olmakla verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekili, birden çok davacı olduğu için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğnii istinaf nedeni olarak ileri sürmüş ise de dosyada tek bir davacı olduğu için bu yöndeki istinaf itirazı reddedilmiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranların dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 179,90 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … yönünden istinaf karar harcı olan 478,17 TL’den peşin alınan 120,07 TL’nin mahsubu ile bakiye 358,10 TL harcın davalı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından ve davalı … tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere 30.12.2022 oy birliğiyle karar verildi.