Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/49 E. 2022/1336 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/49
KARAR NO : 2022/1336

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15.10.2019
NUMARASI : 2018/509 Esas 2019/1057 Karar
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 29.09.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29.09.2022

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.10.2019 tarih 2018/509 Esas 2019/1057 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA Davacı vekili, davacı şirket tarafından davalı banka nezdinde kredi ilişkisine istinaden davalıdan kredi, kredi kartı ve kredili mevduat hesabı bulunduğunu, müşteri ilişkilerinin iyi yürütülememesi ve yeterince memnun edilememesi nedeni ile davalı banka ile borçların tasfiye edilmek istendiğini, bankaya olan muaccel olmayan borçlar ödendikten sonra borcun tasfiyesi için işlemlere girişildiğini, davacıdan belirli adlar altında bedeller talep edildiğini, aksi takdirde fek işlemlerinin yapılmayacağı dayatmasında bulunulduğunu, davacı tarafından ihtirazi kayıtla ödemelerin yapıldığını, 24/01/2018-25/01/2018 tarihinde krediye bağlı hesaplardan fahiş miktarda “fek taahhütnamesi ücreti”, “ekspertiz ücreti”, “istihbarat masrafı”, “ipotek fek ücreti” , “masraf muafiyeti karşılığı” adları altında masraflar ödendiğini, makbuz istenmiş ise de herhangi bir masraf makbuzu gösterilmediğini, usulünce bir açıklama yapılmadığını, davalı banka tarafından alıman bedellerin herhangi bir sözleşmesel ve yasal dayanağı bulunmadığını, ödenen bedellerin sözleşme serbestisi kapsamında değerlendirilemeyeceğini, davacı ve banka arasındaki ilişkinin TBK Genel İşlem Koşullarını düzenleyen 20. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ve sözleşmenin diğer tarafı olan davacıya sözleşmenin standart olarak hazırlanıp sunulduğunu, formül sözleşme olduğunu, bu çerçevede davacının sözleşme imzalama aşamasında hayır deme imkanınm bulunmadığını, haksız şartlara dayalı alınan bedellerin iadesi gerekeceğini bildirmiş ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 1.000,00 TL haksız masraf bedelinin alınma tarihinden itibaren avans faizi ile davacıya iadesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 02.10.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporu dikkate alınarak taleplerini, 3.893,50 TL artırmak suretiyle fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak toplam 4.893,50 TL olarak davayı ıslah ettiklerinden bahisle iş bu miktarın davacıdan alınma
tarihinden itibaren avans faiziyle tahsilini istemiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacı firmanın … Organize Sanayi Şubesi ile 2012-2017 yılları arasında genel kredi sözleşmesi imzaladığını, sözleşmenin genel işlem koşullarına ilişkin bilgilendirme notu ve teslim tutanağının iki gün önce davacıya teslim edildiğini, buna ilişkin tutanakların mahkemeye sunulacağını, sözleşmenin faiz, komisyon, vergi fon ve masraflar ile diğer yükümlülükler başlıklı bölümünün a maddesinde masraf ve komisyonların kredi müşterisine ait olduğu, bunların nasıl tahsil edileceği ile ödenen masraf ve komisyonların kredi erken ödense bile iade edilmeyeceği belirtilmiş, b maddesinde de bankanın bildirimde bulunarak kredi faiz oranları, komisyonları ve masraflarını tek taraflı değiştirebileceği, c maddesinde erken ödemede bankanın komisyon ve masraf talep edebileceğinin belirlendiğini, yine tutanağın g maddesinde tahsis edilen kredinin müşteri tarafından kullanılmaması halinde krediye ilişkin masrafların müşteriye ait olduğu, kararlaştırılmıştır. Yine sözleşmenin 6. ve 7, maddesinde de mali yükümlülüklere ilişkin açıklamaların yer aldığı, 9. maddesinde de komisyon ödemeye dair düzenlemenin bulunduğu,
tarafların sözleşmeyi okuyup imzaladığı bu çerçevede alınan masrafların usul ve yasaya, sözleşmeye uygun olduğu belirtilmiş ve yurtdışı transfer para ücretleri için alınması gereken 45.814,36 Usd masraf tutarının Euro karşılığının indirim yapılarak 5.460,00 Euro olarak tahsili sağlanmış olduğunu, dolayısı ile davacı talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, alman bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşme kapsamı, emsal banka uygulamaları birlikte değerlendirildiğinde davacının talebinin fahiş ödemeler nedeniyle haklı ve yerinde olduğundan, yurt dışı transfer ücretlerinden yapılan indirimin tarafların görüşmeleri neticesinde sağlandığından, sözleşmedeki maddelere dayanarak yapılan fazla tahsilatın haksız şart teşkil edeceğinden TBK 20. ve TMK 2.maddeleri çerçevesinde davanın kabulüne, 4.893,50 TL’nin 24.01.2018 tarihinden işleyecek
avans faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, bilirkişi raporunda bankaca hazırlanıp, davacıya imzatılmayan masraf oranlarına göre hesaplama yapıldığını, ek rapor taleplerinin mahkemece kabul görmediğini, davalının harç ödemesi gerektiğini, istinaf harcı yatırmadığından başvurusunun reddi gerektiğini, davalı yanca fahiş istenen meblağın uygun seviyeye çekilmesi için harcanan mesai için dahi masraf talep edilmesinin kabul edilemez olduğunu istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
Davalı vekili, davalı bankanın harçtan muaf olduğunu, davacının bilgilendirilmediğine ilişkin hususların doğru olmadığını, genel işlem koşullarına göre bilgilendirme notu ve teslim tutanağının davacıya kredi kullandırımından ve kredi sözleşmesi
imzalanmasından 2 gün önce elden teslim edildiğini, tutanakta kendisinden alınan masraf ve komisyonların belirtildiğini, tarafların karşılıklı müzakere ile bilgilendirilerek davaya konu sözleşmenin imzalandığını, davacının banka ile yaptığı ithalat transfer işlemlerinden alınması
gereken toplam tutara rağmen, davacı ile uzun süreli iş ilişkisinin devam etmesi amacıyla bankaca jest olarak resen uygulanan masraf indirimi ile müşteriden bu tutarın tahsil edilmediğini, sadece 2017 yılı ithalat işlemleri için müşteri lehine 45.814,36 USD’lik indirim uygulandığını, davacıya TL para transfer işlemleri içinde tenzilatlar uygulandığını, davacının
3 defa ayrı zamanlarda kendilerinden ipotek fek taahhütnamesi istediğini, alınan fek taahhütname ücretinin yerinde olup, aksine ilaveten 40.000,00 USD’lik masraf daha alınması gerektiğini, ipotek fek ücreti, istihbarat ücreti ve ekspertiz ücretinin hasıl olduğunu, iade edecek tutarın bulunmadığını, bilirkişi raporundaki iade tutarını kabul etmemekle birlikte, aksi halde davacıdan almması gerekip de alınmayan 20.969,00 Euro, 24.823,00 USD tutarın mahsubunu istediklerini istinaf sebepleri olarak ileri sürmüştür.
GEREKÇE: Dava, davalı yanca haksız olarak alındığı iddia olunan bankacılık işlemlerinden kaynaklı ödeme tutarlarının iadesine ilişkin alacak istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Taraflar arasında Genel Kredi Sözleşmeleri ile Genel İşlem Koşulları bilgilendirme ve müşteri kabullerinin imzalandığı, davacı hesabından 24.01.2018 tarihinde alınan fek taahhütname ücretinin banka listesinde yer almadığı, diğer bankalardan celp edilen cevabi yazılardan bu tür ücret tahsil edilmediği dikkate alınarak 525,00 TL ücretin davacıya iadesi gerektiği, dava konusu ekspertiz ücretinin banka listesi ile belirlenen miktarın 283,50 TL üzerinde tahsil edildiği bu miktarm davacıya iade edilmesi gerektiği, davanın istihbarat masrafı yönünden banka İistesinde azami miktar olarak belirtilen 7.875,00 TL.nın tahsil edildiği, dosyaya gelen müzekkere yanıtlarından diğer banka ortalamalarının 3.825,00 TL olduğu görülmekle 4.050,00 TL nin davacıya iadesi gerektiği, ipotek fek ücretinin 525,00 TL alındığı, diğer banka ortalamalarının 490,00 TL olduğu ve 35,00 TL nin davacıya iadesi gerektiği , davacı hesabından tahsil edilen 5.460,00 Euro masraf karşılığının ise, “2017 yılında yabancı para Euro hesabında masrafa tabi 233 adette toplam 9.730.978,80 Euro.luk işlem gerçekleştirdiği, söz konusu işlemler nedeniyle davacıdan tahsil edilmesi gereken 20.969 Euro – Usd hesabından masrafa tabi 290 adette toplam 4.833.274 Usdlık işlem gerçekleştirilmekle davacıdan tahsil edilmesi gereken 24.823 Usd komisyon masraf karşılığının davacı müşterinin kredi transfer çalışmalarının devam edeceği düşünülerek tahsil edilmediği, tahsil edilmeyen masraf komisyon tutarlarına karşılık 25.01.2018 tarihinde (kredilerin kapatılması sırasında)5.460,00 Euro’nun tahsil edildiği, bu nedenlerle iadesi gereken toplam tutarın 4.893,50 TL olduğu, Mahkemece alınan bilirkişi raporunun yeterli ve hükme esas almaya elverişli nitelikte bulunduğu değerlendirilmekle tarafların istinaf istemleri yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL maktu harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 334,27 TL ile istinaf yoluna başvurma harcı olan 121,30 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeni ile tarafların yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 29.09.2022