Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/465 E. 2022/1924 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/465
KARAR NO : 2022/1924

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/09/2019
NUMARASI: 2018/1086 Esas 2019/890 Karar
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit – İstirdat
KARAR TARİHİ : 29.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29.12.2022
İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 13.09.2019 tarih 2018/1086 Esas 2019/890 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye hakim … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, şirket hisselerinin ortaklar arasında devredildiğini, devirden önceki tarihlerde eski şirket ortaklarının anlaşma sağladığı kurumlardan tahsil edilecek gelirlerden elde edilecek kardan eski şirket ortaklarına pay ödenmesi konusunda anlaşmaya varıldığını, eski ortaklarının talebi üzerine davalı şirket adına çek keşide edildiği, günü gelen tüm çeklerin ödendiği, ancak 24/12/2017 tarihli ve 696 Sayılı KHK nedeniyle iş akitlerine son verilmek zorunda kalındığı, dolayısıyla şirket devrinden beklenen ve eski ortaklara ödeneceği kararlaştırılan karın da son bulduğunu, bedelsiz kalan çeklerin ödendiğini; belirtilerek; davaya konu çeklerin toplam bedeli olan 65.000,00-TL yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile ödenen bedelin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili, yetkisiz mahkemede dava açıldığını, davacının dava ehliyeti bulunmadığını, borçlu olmadığını iddasının yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafın bu iddiasını yazılı delillerle ispatlamasının gerektiği, dava konusu çeklerin davacı tarafça iddia edildiği şekilde düzenlendiği konusunda herhangi bir yazılı belgenin dosyada mevcut olmadığı, bu yöndeki iddianın davacı tarafça yazılı delillerle ispatlanamadığı, davacı tarafça sunulan delil listesinde açıkça yemin deliline de dayanılmadığı belirtilerek; ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, iki şirket arasında düzenlenen ve teslim edilen ve sonrasında da ödenmek zorunda kalan çeklerin her iki şirketin ticari defter ve belgelerinde ne şekilde kaydedildiğinin, karşılığının ne olduğunun ve 696 sayılı KHK’nın incelenmediğini, davalı şirket vekilinin duruşmanın tamamına katılmadığını, sadece muhabere yoluyla iki dilekçe ibraz ettiğini, takdir edilen vekalet ücretinin de hak ve nesafet kurallarına aykırı olduğunu, avukatlık mesleğinin gerektirdiği özen ve takip sorumluluğunun yeterince yerine getirilmediğini, dava konusu çekleri ödemek zorunda kalan davalı şirket aleyhine nispi vekalet ücreti takdir edilemeyeceğini, belirtilerek; kararın kaldırılması talep edilmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesi ile davacının istinaf itirazlarının reddini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, çek nedeni ile borçlu olmadığının tespiti ve ödenen çek bedellerinin istirdatı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Menfi tespit davasında ıspat yükü esasen borçlu olmadığı ileri süren davacı üzerindedir. Genel ilke olarak davacı, borçlu olmadığını ispat etmelidir. Davacı, dava konusu çeklerin, davacı şirketin geçmiş tarihli hisse devirleri nedeniyle eski ortakların talebi doğrultusunda eski şirket ortaklarının anlaşma sağladığı kurumlardan devirden sonra tahsil edilecek gelirlerden elde edilecek karın hisselerini devreden eski şirket ortaklarına pay olarak ödenmesi amacıyla davacı şirket tarafından davalı şirket lehine düzenlendiğini, ancak daha sonra yürürlüğe giren KHK nedeniyle şirket devrinden beklenen ve eski ortaklara ödeneceği kararlaştırılan iş kararlarının son bulduğunu ve bu nedenle dava konusu çeklerin bedelsiz kaldığı ileri sürmektedir. Alacaklı davalı ise çeklerin ödeme amaçlı olarak verildiği savunmasında bulunulmuştur. Kambiyo senetlerinden olan çek görüldüğünde ödenmesi gereken bir ödeme vasıtası olup illetten mücerrettir. Bu nedenle, davacının bedelsizlik iddiasının aksinin ancak yazılı delil kanıtlanması gerekir. Çek altındaki imzanın kendisine ait olduğunu kabul eden davacı söz konusu borcu ödediğine ya da borcu olmadığına ilişkin, borca esas teşkil eden kambiyo senedine eş değer nitelikte yazılı belge yada delil sunamamıştır. Dava konusu çek kambiyo senedi olup ticari defterlere kaydı zorunlu olmadığı gibi davalı tarafından davacının ileri sürdüğü temel ilişkiye ilişkin her hangi bir kabul de bulunmadığından ticari defterlerin incelenmesinin sonuca bir etkisi bulunmamaktadır.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere, bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine ve davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle davalı lehine AAÜT hükümlerine uygun şekilde karşı vekalet ücreti takdir edilmesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir hukuka aykırılık bulunmamakla, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden istinaf karar harcı olan 80,70 TL’den peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.29.12.2022