Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/44 E. 2022/1880 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/44
KARAR NO : 2022/1880

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/05/2019
NUMARASI : 2017/542 Esas 2019/587 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 15.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15.12.2022

İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.05.2019 tarih 2017/542 Esas 2019/587 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı … A.Ş. vekili ile davalılar … ve … vekilince tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, 27.05.2016 tarihinde, davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalanan, davalı …’a ait ve davalı …’ın sevk ve idaresindeki
… plakalı aracın yaya halde yolun karşısına geçmekte olan müvekkiline çarptığını, müvekkilinin yaralandığını, kaza mahalline gelen trafik polisi ekibi tarafından düzenlenen trafik kazası tespit tutanağına göre davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde tali kusurlu olduğunun tespit edildiğini, ayrıca davalı sürücünün alkollü olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin ise asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, ancak müvekkiline kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, kaza mahallinde hız sınırının 30 km/h olduğunu, davalı sürücünün hız sınırının üzerinde bir hızla müvekkiline çarptığını, olay yerinde görüş sıkıntısı olmadığını, davalı sürücünün dikkatsizliğinden ve alkollü olmasından dolayı kazanın meydana geldiğini, kazada yaralanması nedeniyle müvekkilinin ayağına platin ve vida takıldığını, bu süreçte çalışamadığını, Alsancak Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesinin 11.01.2017 tarihli raporunda müvekkilinin %3 oranında maluliyetinin oluştuğunun tespit edildiğini, davalı sigorta şirketine 14.01.2017 tarihinde başvurduklarını, ancak ödeme yapılmadığını, müvekkilinin kaza nedeniyle sürekli hastaneye gidip geldiğini, ulaşım ve pansuman masrafları ödediğini iddia ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılar … ve …’dan olay tarihinden, davalı sigorta şirketinden başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte; ayrıca 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 15.04.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 24.981,31 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalılar … ve … vekili, kazanın meydana gelmesinde müvekkillerine atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, kazanın davacının kusuru ile meydana geldiğini, kazanın alkolün etkisi ile meydana geldiğinden söz edilemeyeceğini, manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağını, davacının kendi kusuru ile sebebiyet verdiği trafik kazasından dolayı manevi tazminat talep etmesinin mümkün olmadığını, maddi zarar miktarının ispatının gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nce düzenlenen 08.06.2018 tarihli raporda davacının trafik kazasına bağlı sürekli sakatlık oranının %8, tıbbi iyileşme süresinin 6 ay olarak tespit edildiği, mahallinde yapılan keşif üzerine düzenlenen 06.03.2019 havale tarihli raporda kazanın meydana gelmesinde davacı yayanın %60 oranında asli kusurlu olduğu, davalı sürücü …’ın %40 oranında tali kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacının %60 oranında kusuru göz önünde bulundurularak TRH 2010 mortalite tablosu ve 1,8 teknik faiz uygulanarak tespit olunan geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 3.122,37 TL, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 21.420,94 TL, sağlık kurulu raporundan kaynaklı alacağının 200,00 TL olduğu, kusur indirimi sonrası 80 TL, tedavi amaçlı ulaşım giderinin 560,00 TL olduğu, kusur indirimi sonrası 224,00 TL, SGK sorumluluğunda olmayan pansuman, sarf malzeme giderinin 175,00 TL olduğu, kusur indirimi sonrası 70,00 TL olduğu, toplam 24.987,31 TL olduğu; davalı sigorta şirketi ile ilgili 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarında teminat türleri dikkate alınarak, tedavi, pansuman ve yol ve geçici iş göremezliğine dair zararının da ZMM sağlık teminatları içindeki sağlık teminatı kapsamında olduğu, bu nedenle davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda olmadığı, ancak sürekli iş göremezlik zararı sigorta teminat kapsamında olduğu ve kaza nedeniyle davacı yanın kusur indiriminden sonra 21.420,94 TL sürekli iş göremezlik zararı olduğunun tespit edildiği, davacının geçirdiği kaza sebebiyle acı, ızdırap ve elem duymasının muhakkak olduğu, meydana gelen kazada kusur durumu, yaralanmanın derecesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak davacı lehine manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği gerekçesiyle; maddi tazminat yönünden davanın kabulü ile, geçici iş göremezlik zararı 3.122,37-TL, kalıcı iş gücü kaybı 21.420,94-TL, sağlık kurulu raporu masrafı 80-TL, tedavi için ulaşım gideri 224-TL, SGK sorumluluğunda olmayan tedavi giderleri 70-TL olmak üzere toplam 24.987,31-TL maddi tazminatın davalı … A.Ş.’den 01.02.2017 temerrüt tarihinden itibaren, davalılar … ve …’dan 27.05.2016 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte sorumlu olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 8.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ait istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalı … A.Ş. vekili ile davalılar … ve … vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalılar … ve … vekili, kusur, maluliyet ve hesap bilirkişi raporlarına karşı sunmuş oldukları itirazların dikkate alınmadığını, özellikle kusur yönünden yapılan itiraz sonunda dosyanın Adli Tıp İhtisas Kurumu’na gönderilmesi talep edilmesine rağmen bu itiraz ve talepler dikkate alınmadan alınan tek raporun hükme esas tutulmasının hatalı olduğunu, müvekkili sürücü …’ın %40 kusurlu olduğu yönündeki tespiti kabul etmediklerini, müvekkilleri aleyhine olan hususların hiçbirini kabul etmediklerini, davacının kırmızı ışıkta ve yaya geçidi olmasına rağmen bu hususa dikkat etmeyerek müvekkilinin önüne atlayarak kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, her ne kadar müvekkilinin alkollü olduğu ve bunun kazaya etkisinden bahsedilmişse de tespit edilen alkol oranının son derece düşük olduğunu, kazanın meydana gelmesine sebep olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili, %8 maluliyet oranı üzerinden hazırlanan raporu kabul etmediklerini, davacının tetkik ve tedavisine ilişkin tıbbi belgeler/raporlar baz alınarak yapılan medikal değerlendirme neticesinde sağlık kurulu raporunda bildirilen arazlardan “gözlerde ambliyopi” ile geçirilen trafik kazası arasında illiyet/nedensellik bağının bulunmadığı, trafik kazası ile illiyet/nedensellik bağı bulunan arazların ise “sağ alt ekstremitede 1 cm kısalık – sağ diz eklem hareket kısıtlılıkları” olduğu kanaatine varıldığını, sağlık kurulu raporunda belirtilen “sağ alt ekstremitede 1 cm kısalık – sağ diz eklem hareket kısıtlılıkları” bağlamında bildirilen özür oranının ise %3 olduğunu, esas alınması gereken özür oranının %3 olduğunu, müvekkilinin geçici iş görmezlik ve tedavi gideri tazminat taleplerine ilişkin sorumluluğunun bulunmadığını, geçici iş görmezlik talepleri, hastane ve tedavi giderleri olarak görüldüğünden bu masraflara ilişkin tazminat istemlerinin 6111 sayılı Yasa gereğince zorunlu mali sorumluluk poliçesi kapsamından çıkartıldığını, SGK’nın sorumluluk kapsamına alındığını, bilirkişi tarafından hazırlanan raporda bilinen dönemin henüz içinde bulunmadığımız 31.12.2019 tarihine kadar çalışıldığını, kişinin 31.12.2019 tarihine kadar kesin olarak yaşayacağının varsayıldığını, oysa bilinen dönemin rapor tarihi olan 18.06.2019 tarihine kadar çalışılması gerektiğini, raporda yaşam olasılıkları hesaplanırken hatalı formülün kullanıldığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, karşı aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısından sürekli ve geçici iş göremezlik zararının tahsili; ayrıca işleten ve sürücüden manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.

İlk derece mahkemesince Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinden alınan 08.06.2018 tarihli raporda, kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca yapılan değerlendirme sonucunda davacının dava konusu trafik kazası nedeniyle alt ekstremitede antaljik yürüyüş, basma fazının kısalmasına ilaveten ayak bileği, diz veya kalçada orta-ileri derecede artkitik değişiklik nedeniyle %8 oranında sürekli iş gücü kaybının bulunduğu, iyileşme süresinin 6 ay olduğu tespit edilmiş olup, raporda davacı hakkında Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 11.01.2017 tarihli raporun da değerlendirilmiş olmasına göre davalı … A.Ş. vekilinin maluliyet oranına ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Yine ilk derece mahkemesince trafik uzmanı bilirkişi refakatinde mahallinde yapılan keşif üzerine düzenlenen bilirkişi raporunun tarafların kusur durumuna ilişkin bölümünde, davacı yayanın yolun karşısına geçmek için kendisinin seyir yönüne göre bulunduğu yere 9 metre mesafede bulunan ışıklı yaya geçidi yerine, yaya geçidi olmayan orta refüjden yolu kontrol etmeden aniden yolun karşısına geçmeye çalıştığı sırada, kendisinin seyir yönüne göre yolun sağından gelen aracın seyir şeridine girmesi neticesinde dava konusu meydana gelen kazada Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 138. Maddesi uyarınca %60 oranında asli kusurlu olduğu; davalı sürücünün ise alkolün vermiş olduğu etkileri de üzerinde taşıması sonucu yola gereken dikkat ve özeni göstermemesi, davacı yayayı gördüğü anda aracını güvenli bir mesafede durduramaması nedeniyle %40 oranında tali kusurlu olduğu tespit edilmiş olup, tespit edilen kusur oranlarının kaza tespit tutanağı ile uyumlu olmasına, kusur oranlarının tespit edilenden farklı olduğuna dair dosya kapsamında başka bir delil bulunmamasına göre, davalılar … ve … vekilinin kusur oranına yönelik istinaf sebebinin reddi gerekmiştir.
Aynı raporda aktüerya bilirkişiler tarafından davacının kusuru göz önünde bulundurularak, 3.122,37 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 21.420,94 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 80,00 TL sağlık kurulu raporu masrafı, 224,00 TL tedavi amaçlı ulaşım gideri, 70,00 TL SGK sorumluluğunda olmayan pansuman, sarf malzeme gideri olmak üzere toplam 24.987,31 TL maddi tazminat alacağının bulunduğu tespit edilmiştir.
Tazminat isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda 1931 tarihli PMF cetvellerine göre saptanmakta ise de gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu nedenle TRH 2010 yaşam tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesi güncel veriler ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olduğundan tazminat hesaplamasında TRH 2010 yaşam yönteminin kullanılması gerekir. (Yargıtay 4. H.D. 03.01.2022 tarih ve 2021/9412 E – 2022/3622 K., 17. H.D. 23.03.2021 tarih 2020/ 6173 E. – 2021/ 3121 K. Sayılı ilamları) Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının bakiye ömür süresinin TRH 2010 yaşam tablosuna göre hesaplandığı, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla davalı … A.Ş. vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’nın A.5-b maddesi gereği, zarar görenin tedavisinin devam ettiği döneme ilişkin geçici bakıcı gideri zararının, geçici işgöremezlik zararının ve tedavi giderlerinin sağlık giderleri içinde yer aldığı ve ZMSS teminatı kapsamında olmadığı kabul edilmişse de, 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98. maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır.
Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesi’nin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alınıp TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici iş göremezlik zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine aittir. (Yargıtay 4. H.D 10.03.2022 tarih 2021/12001 E, 2022/4532 K ve 24.03.2022 tarih 2021/22793 E, 2022/5790 K sayılı kararları). Davalı … A.Ş. Vekilinin geçici iş göremezlik ve tedavi giderlerinin SGK’nın sorumluluğunda olduğuna yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davalı … A.Ş. vekili ile davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … A.Ş. yönünden istinaf karar harcı olan 1.706,88 TL’den peşin alınan 455,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.251,88 TL’nin davalı … A.Ş.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar … ve … yönünden istinaf karar harcı olan 2.253,36 TL’den peşin alınan 563,50 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.689,86 TL’nin davalılar … ve …’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf başvurusu nedeniyle davalıların yaptıkları giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.15.12.2022