Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/398 E. 2023/352 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/398
KARAR NO : 2023/352

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08.11.2019
NUMARASI : 2016/485 E. 2019/668 K.
DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 03.03.2016
KARAR TARİHİ : 02.03.2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.03.2023
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.11.2019 tarih 2016/485 E. 2019/668 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife üye olduğunu, üyelik aidatlarının tamamını ödediğini, kaba inşaatı biten konutların kura ile üyelere teslim edildiğini, bu kapsalda 29 nolu bağımsız bölümün müvekkiline tahsis edildiğini, davalı kooperatifin müteahhitte borcu nedeniyle müvekkiline tahsis edilen konutun tapu kaydının borç şerhi ile birlikte intikal ettiğini, alacaklı yüklenici şirketin davalı kooperatif hakkında başlattığı icra takibi neticesinde müvekkilinin konutunun satıldığını, satış ihalesi kesinleşince yeni malik tarafından müvekkiline tahliye emri gönderildiğini, kira bedelinin tahsili için müvekkili hakkında icra takibine giriştiğini, müvekkiline kaba inşaat olarak teslim edilen konutun bütün eksikliklerinin müvekkilinin tamamladığını, müvekkilinin tahliye tazyiki altında 110.000 TL konut bedeli 2.000 TL tapu harç masrafı ve vergisi ödemek suretiyle konutunu yeniden satın aldığını, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek, şimdilik alım satım masrafı olan en az 112.000 TL’nin konutun satışından itibaren yasal faiziyle tahsiline ve 10.000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı, dava zamanaşımın söz konusu olduğunu, davacının kendisine tahsis edilen taşınmazı tapu kaydında bulunan takyitlerin tamamını bilerek bu haliyle kabul ettiğini, davacının icra marifetiyle yapılan satıştan haberdar olduğunu, taşınmazın 39.600 TL’ye 3. kişiye ihale edildiğini, davacının en fazla bu miktarı talep edebileceğini, ihaleye davacı da katılarak taşınmazı satın alabilecekken bunu yapmadığını, müvekkilinin kooperatifin elinde hali hazırda ferdileşmeye geçilmemiş belli sayıda taşınmaz bulunduğunu, davacıya da boşta bulunan dairelerden birinin tahsis edilmesi mümkün olup bu hususta kooperatif yönetimine başvurması halinde boştaki dairelerden tahsis yapılabileceğini, davacının varsa bir mağduriyetinin kendi kusurundan kaynaklandığını, manevi tazminat isteyemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu olan gayrimenkulün piyasa rayiç değerinin 85.000,00 TL olduğu, davacı tarafın tapu devri için yapmış olduğu masrafların davacı tarafından ödenmesi gerektiğinden, davalıdan bu miktarı isteyemeyeceği, davacının manevi tazminat isteyebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 85.000,00 TL’nin davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 2.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Karara davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı, zamanaşımı definin dikkate alınmadığını, manevi tazminatın kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğunu, fahiş manevi tazminata hükmedildiğini, davacının hacizlerden ve ihale yoluyla yapılan satıştan haberdar olduğunu, davacının taşınmazı ihaleden satın alma imkanının bulunduğunu, taşınmazın ihalede satıldığı 39.600 TL’den daha yüksek bir bedele hükmedilemeyeceğini, taşınmazın rayiç bedelinin yüksek belirlendiğini, ilk bilirkişi raporunda konutun bedeli 2017 Mart ayı için 85.000 TL olarak hesaplandığını, bu miktarın dava tarihi olan 2016/Mart iibariyle 73.220 TL olduğu belirtilmiş iken ikinci bilirkişi raporunda dava tarihi itibariyle daire bedelinin 85.000 TL olarak belirtildiğini, raporlar arasında çelişki bulunduğunu, emsal nitelikteki Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/183E sayılı dosyasında dava tarihi olan 22.03.2017 tarihi itibariyle taşınmazın 75.000 TL olduğu bildirildiğini, kooperatif olarak davacıya aynı mahiyette başka bir taşınmaz teklif edilmiş ise de kendisinin kabul etmediği için taşınmazın 3. bir üyeye teklif edildiğini, icradan satışı yapılan daireyle ilgili olarak … İnşaat hakkında menfi tespit davası açıldığını, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, kooperatif ortağına tahsis edilip ferdileşme ile tescil edilen konutun, kooperatifin borcu nedeniyle icra kanalıyla satılması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davalı kooperatifin ortağı olan davacı adına ferdileşme yolu ile tescil edilen bağımsız bölümün, dava dışı üçüncü kişilere olan borcu nedeniyle yapılan icra takip dosyası kapsamında cebri icra ile satılarak davacının elinde çıktığı, davacının, taşınmazı tekrar geri satın aldığı sabittir.
Kooperatif ile kooperatif üyesi arasında üyelik ilişkisi devam ettiği sürece tapu iptali ve tescile, üyelik tespitine, tahsis hakkına dayalı davalarda olduğu üzere ortaklığa sıkı sıkıya bağlı taleplerde zamanaşımı işlemez. Ortaklıkla yapışık olmayan talepler yani sadece aidat tahsili gerekipte karşılığında tapu ve benzeri edim beklenmeyen hallerde TBK’da öngörülen zamanaşımı süresi işler. (Yargıtay 23. HD’nin 05.06.2018 tarih ve 2016/6803 E. – 2018/3527 K. Sayılı ilamı). Eldeki dava, tahsis hakkına dayalı olup zamanaşımı söz konusu değildir.
Bir yapı kooperatifinin ortağına karşı asıl sorumluluğu parasal yükümlüğü karşılığında anasözleşmeye uygun oturmaya ya da kullanmaya elverişli konut ya da işyeri teslim etmektir. Çeşitli nedenlerle konut ya da işyeri tahsisi imkansızlığı ortaya çıktığında ortağın uygun bir tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ortağın tüm ödemelerini yapmış olduğu belirlenirse verilecek tazminat emsal bir konutun veya işyerinin dava tarihi itibari ile rayiç değeridir. ( Yargıtay 23. HD’nın 28.02.2018 tarih ve 2015/9265 E. – 2018/589 K .sayılı ilamı ).
Davacının kooperatif üyesi olduğu, eksik ödemesi bulunmadığı uyuşmazlık konusu değildir. Bilirkişi raporunda davalı, … Ada…parselde yer alan B Bloktaki(… Apartmanı) 32 bağımsız bölümden birisini davacıya verilebileceğini belirtmiş ise de 2013/Mart ayında yapılan genel kurul toplantısındaki hazirun cetvelindeki ortaklara bu taşınmazın tahsis edildiği belirtilmiştir. İstifa ve ihraçlar nedeniyle sonradan boşalmalar var ise tarafların anlaşmasıyla tahsisin yapıldığına dair belge sunulmamış olduğu gibi davacının kendisine teklif edilen daireyi kabul etmediğine dair de bir delil sunulmamış olmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı haklı bulunmamıştır.
Davacı üyenin, kooperatifin borcu nedeniyle yüklenici firma tarafından başlatılan icra takibine istinaden yapılan ihaleye katılma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Borç, kooperatife ait olduğu için davacı ortak satışa katılmamaktan sorumlu tutulamaz. O nedenle 3 kişiye satış bedeli değil, Yargıtay içtihatlarında belirtildiği üzere emsal bir konutun dava tarihindeki değerine göre maddi tazminata hükmedilmesi doğrudur. Yine davacı ortak, davalı kooperatif ile yüklenici firma arasındaki menfi tespit davasının tarafı olmayıp davalı kooperatifin aidat ödeme yükümlülüğünü yerine getiren ortağa karşı konut tesliminde bulunması gerektiği için bu yöndeki istinaf itirazı haklı görülmemiştir,
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre diğer üyelere verilen emsal bir konutun dava tarihindeki rayiç değerinin maddi tazminat olarak hüküm altına alınması gerekip mahkemece alınan ilk bilirkişi raporunda taşınmazın dava tarihindeki değeri 73.220,00 TL olarak belirlenmiş ise de raporu hazırlayan, bilirkişi kooperatif uzmanı olduğu için mahkemece itibar edilmemesinde bir isabetsizlik yoktur. Mimar bilirkişi ilave edilerek alınan ikinci raporda ise dava tarihindeki rayiç değer 85.000,00 TL olarak belirlenmiş olup belirlenen rayiç bedel ekonomik koşullara ve dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenle maddi tazminata ilişkin istinaf itirazları haklı bulunmamıştır.
Manevi tazminata ilişkin istinaf itirazlarına gelince manevi zarar mal varlığında bir azalmayı değil ve fakat kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade eder. 6098 sayılı TBK’nın 58. maddesine göre, kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören kişi, uğradığı manevi zarara karşılık olarak manevi tazminat adı altında bir miktar paranın ödenmesini isteyebilir. Şahsiyet haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar ise şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunmasıdır. (Bkz. Prof Dr. Safa Reisoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, yirminci baskı, S.202-208) Aynı Yasa’nın 114/2. maddesinde ise, haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümlerin kıyasen sözleşmeye aykırılık hallerine de uygulanacağı belirtilmiştir. Buna göre, sözleşmeye aykırı bir davranış sebebiyle kişilik hakları zarar gören kişinin manevi tazminat talep etme hakkı mevcuttur. Ancak, her borca aykırı davranışın da kişilik haklarını zedeleyecek nitelikte olduğundan söz edilemez. Manevi tazminata hükmedilebilmesi için borca aykırı davranışın kişilik haklarını ihlal eder nitelikte olması gerekmektedir. ( Yargıtay 11. HD’nın 24.10.2019 tarih ve 2018/5385 Esas – 2019/6709 Karar sayılı ilamı ) Kooperatif üyeliği kapsamında üzerinde haciz olan taşımazı ferdileşme ile kooperatiften edinen davacının, taşınmazının cebri icra yolu ile elinden çıkması nedeniyle konut sahibi olaması doğrudan doğruya manevi tazminatı gerektirecek ölçüde davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunmadığından manevi tazminatın yasal koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı haklı bulunmuştur.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca açıklanan yönlerden davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak sadece manevi tazminat yönünden yeniden esas hakkında karar verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.11.2019 tarih 2016/485E, 2019/668K sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 85.000,00 TL’nin davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.806,35 TL karar harcının 1.912,68 TL’sı peşin olarak alındığından mahsubu ile bakiye 3.893,67 TL karar harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.912,68 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı vekilinin hizmet ve mesaisine karşılık hesap edilen taktiren 9.550,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 4,30 TL vekalet harcı, 1.765,10 TL müzekkere, tebligat, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.798,60 TL yargılama giderinin kazanıp kaybetme oranına göre hesap edilen taktiren 1.364,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Manevi tazminat istemini reddine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar harcının peşin alınan 170,77 TL’den mahsubu ile fazla yatan 9,13 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatıran taraflara iadesine,
Sarf edilmemiş gider avansının bulunması durumunda kararın kesinleşmesinden sonra yatıran taraflara iade edilmesine,
3-Davalının sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 121,30. TL istinaf başvuru harcı 46,90 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 168,20 TL yargılama giderinin istinaftaki haklılık durumuna göre takdiren 4,20 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye masrafın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.02.03.2023