Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/312 E. 2022/1979 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/312
KARAR NO : 2022/1979

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25.09.2019
NUMARASI : 2017/1114 E. – 2019/948 K.
DAVANIN KONUSU : Genel Kurul Kararının Hükümsüzlüğünün Tespiti/İptali
KARAR TARİHİ : 30.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30.12.2022
İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.09.2019 tarih 2017/1114 E. – 2019/948 K.sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketin toplam 240.000 adet payından 30.653 adet payının, dava dışı şirket yönetim kurul başkanı … ve yönetim kurulu üyesi …’ın ise diğer paylarının sahibi olduğunu, 07.07.2017 tarihli genel kurul toplantısında gündemin 6. maddesi kapsamında şirket sermayesinin 6 milyon TL’den 8 milyon TL’ye artırılmasına karar verildiğini, TTK’nın 456. maddesi uyarınca iç kaynaklardan yapılan artırım hariç, payların nakdi bedelleri tamamen ödenmediği sürece sermaye artırılamayacağını, daha önce 21.03.2015 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında şirket sermayesinin 3 milyon TL’den 6 milyon TL’ye artırılmasına karar verildiğini, artırılan sermayeyi diğer ortakların taahhüt ettiğini, ancak sermaye taahhütleri gerçekte yerine getirilmediğini, bu kişilerin bu sermayeyi şirkete getirecek mali güçleri bulunmadığını, sermaye konulmuş gibi gösterdiklerini, bu kişilerin şirketteki hisse oranlarını yükseltmeyi amaçladıklarını, TTK’nın 462/3 maddesi uyarınca şirketin yedek akçeleri mevcut olduğu halde bunların tamamı sermayeye eklenmeden dış kaynaklardan sermaye artırımı yoluna gidilemeyeceğini, sermaye artırım kararının dürüstlük ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, kararda kimlerin mualif kalıp red oyu verdiklerinin toplantı tutanağından açıkça anlaşıldığını, iptal davası açmaya ilişkin maddi ve şekil şartlarının bulunduğunu ileri sürerek, 07.07.2017 tarihli genel kurul toplantısında gündemin 6. maddesi kapsamında alınan esas sermaye artırımı kararının hükümsüzlüğünün tespitine veya iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, şirket, defter ve kayıtlarını sunmadığı, bilirkişi raporunda davalı şirketin % 3 ile % 6 arasında faaliyet karı elde ettiği, son 7 yılda zarar meydana gelmediği belirlendiği, sermayenin tamamının ortaklar tarafından ödendiğinin ispatlanması gerektiği, her ne kadar defterlerde bu kayıtlar yer alsa da dayanak noktalarında bu konu ispat edilemediği, şirketin sermaye borcu tamamen ödenmeksizin sermaye artışı yapması mümkün olmadığı, 22.09.2015 tarihli sermaye artırımına ilişkin taahhütler reel olarak yerine getirilmeden davalı şirketin sermaye artırım kararı alındığı için TTK’nın 456. maddesine aykırı şekilde alınan kararın iptali icap ettiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 07.07.2017 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında, gündemin 6. maddesi kapsamında alınan esas sermaye arttırım kararının henüz sermayenin tamamı ödenmemiş olduğundan, bu toplantıda alınan kararın iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, mahkemece müvekkili aleyhine karar verildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, genel kurul kararının hükümsüzlüğünün tespiti/iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile genel kurul kararının iptaline karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Davacılar vekili özel bir istinaf nedeni bildirmediği için kamu düzenine ilişkin istinaf incelemesi yapılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.04.2014 tarih, 2013/11-1048 E. 2014/430 K. sayılı ilamında açıklandığı üzere anonim şirket genel kurul kararlarının hükümsüzlük halleri, iptal, yokluk ve butlan olarak iki alt kategoride ele alınabilir. Genel kurul kararlarının iptali talebinde bulunabilmek için 6102 sayılı TTK’nın 445 ve 446.maddelerindeki sebep ve prosedürlerin varlığı dikkate alınır. Anonim şirket genel kurul kararlarının butlan sebepleri ise Kanun’un 446.maddesinde örnekseme yöntemiyle sayılmıştır. Buna karşın, anonim şirket genel kurul kararlarının yokluğu müessesesi TTK’da düzenlenmemekle birlikte, Yokluk; bir hukuki işlemin doğabilmesi için öngörülen kurucu veya şekli nitelikte olan emredici hükümlere aykırılık halidir (Mehmet Bahtiyar, Ortaklıklar Hukuku, s.196). Bu aykırılık, işlemin unsurlarında eksikliğe yol açar ve işlemi “yokluk” ile sakat hale getirir. Yok sayılan işlem, şeklen dahi meydana gelmemiştir. Yokluk, bunu ileri sürme konusunda hukuki menfaati bulunan herkes tarafından her zaman ileri sürülebilir ve tespit ettirilebilir, hâkim tarafından da re’sen dikkate alınır. Mahkemenin vereceği tespit hükmü, bu durumu açıklayıcı niteliktedir.
Yokluk ve butlan hallerinin varlığı halinde bu hususun mahkemelerce re’sen göz önünde bulundurulacağı ve herkesin bu geçersizliği, mülga 6762 Sayılı TTK’nın 381. maddesinde (6102 S. TTK 445-446) düzenlenen koşullara tabi olmaksızın ileri sürebileceği Hukuk Genel Kurulu’nun 12.3.2008 gün ve 2008/11-246 E., 2008/239 K. sayılı ilamında da benimsenmiştir.(Yargıtay 11. H.D’nin 26.09.2019 tarih 2018/835 E, 2019/5869 K ve 22.10.2020 tarih 2019/1366 E, 2020/4391K sayılı kararları).
6102 sayılı TTK’nın 446/1-a maddesi gereğince toplantıda hazır bulunan ortağın alınan karara red oyu vermesi ve oylamadan sonra da muhalefetini tutanağa geçirmesi dava şartı olup mahkemece re’sen gözetilir.
6102 sayılı TTK’nın 447. maddesinde “(1) Genel kurulun, özellikle; a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır. ” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay 11. HD’nin yerleşmiş içtihatlarına göre genel kurul kararlarının iptali istemli davada yokluk ve butlan hallerinin bulunup bulunmadığı resen incelenmesi gerekmektedir.
Yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde; davacılar vekili dava konusu genel kurul kararının iptaline yönelik dava açma haklarının bulunduğunu ileri sürmüş ise de dosyadaki genel kurul toplantı tutanağı suretinde red oyu kullanan davacıların oylama sonrası muhalefet şerhlerine rastlanmamıştır. Mahkemece davacıların muhalefet şerhleri hususunda beyanları alınarak varsa bu yöndeki delilleri getirtilerek dava şartının bulunup bulunmadığı araştırılmadan davanın esasına girilerek genel kurul kararının iptaline ilişkin hüküm kurulması doğru değildir. İstinafa gelenin sıfatına göre yokluk ve butlan yönünden bir değerlendirme yapılamıştır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince verilen kararda, dava şartları araştırılmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASA İLİŞKİN SEBEPLER İNCELENMEKSİZİN KABULÜNE,
2-İzmir 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.09.2019 tarih 2017/1114 E. – 2019/948 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dairemizin kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf yoluna başvurana iadesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-4 maddesi gereğince kesin olmak üzere 30.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.