Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/306 E. 2022/1785 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/306
KARAR NO : 2022/1785

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/09/2019
NUMARASI : 2017/921 Esas 2019/929 Karar

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 01.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01.12.2022

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.09.2019 tarih 2017/921 Esas 2019/929 Karar sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili, 21.05.2017 tarihinde, davalı … tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalanan, dava dışı … ‘nin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, müvekkiline ait, dava dışı … ‘un sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebep olduğunu, davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, hasar dosyası açıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından bir miktar ödeme yapıldığını, ancak müvekkilinin aracındaki gerçek zararın karşılanmadığını, karşı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu belirterek. fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 200,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 12.12.2018 tarihli ön inceleme duruşmasında, dava dilekçesinde bildirmiş oldukları tazminat talebinin 150,00 TL’sinin hasar bedeline, 50,00 TL’sinin değer kaybına ilişkin olduğunu beyan etmiştir.
Davacı vekili, 21.08.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile. bakiye hasar bedeli talebini 4.576,28 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, davacının talebi üzerine açılan hasar dosyası kapsamında yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucunda, araçta oluşan toplam 21.500,00 TL hasar bedelinin 21.06.2017 tarihinde ödendiğini, yapılan ödeme ile müvekkilinin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, mahkemece aldırılacak bilirkişi raporunda özellikle hasar dosyası, ekspertiz raporu, poliçe, trafik sigortası genel şartları, aracın önceki kazaları, bunlara ilişkin hasar kayıtları incelendiğinde müvekkili tarafından yapılan ödemenin gerçek zararı fazlasıyla karşılayan bir ödeme olduğunun anlaşılacağını, davacıya ait aracın mevcut kazadan önce toplam 6 ayrı hasar kaydının mevcut olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, … plakalı aracın davalı sigorta şirketinde 28/03/2017-28/03/2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMMS sigorta poliçesi ile sigorta kapsamına alındığı, poliçede araç başına maddi 33.000,00 TL sigorta limitinin belirlendiği, alınan bilirkişi raporuna göre davalı sigorta şirketinde sigortalı … plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait araç sürücüsünün kazanın oluşunda kusursuz olduğu, dava konusu araçta 21.500,00 TL hasar meydana geldiği, sigorta eksperi tarafından değiştirilen parça tutarından iskonto yapılamayacağı, bu durumda uygulanan iskonto miktarı olan 4.576,28 TL kadar eksik ödeme yapıldığının anlaşıldığı, davacı otomobilinin daha evvel karıştığı kazalarda aldığı darbe ile ön kısmının hasarlandığı, daha evvel ön kısmının işlem görmüş olması nedeniyle değer kaybı meydana gelmeyeceği, dosyada bulunan davacı tarafça davalı sigorta şirketine hitaben yazılan 16.06.2017 tarihli dilekçenin davalı tarafın beyan ettiği üzere mutabakatname niteliğinde olmadığı, bilirkişi tarafından belirlenen miktarın sigorta poliçe limiti dahilinde kaldığı, davacının davayı açmakta hukuki yararının olduğu, davalı sigorta şirketinin sigortalısının vermiş olduğu zarardan sigortalının kusur oranında sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 4.576,28 TL hasar bedeli tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, ilk derece mahkemesince verilen kararın aksine, dava açılmadan önce davaya konu araçla ilgili ödenecek bedel hususunda taraflar arasında kararlaştırılmış imzalı, yazılı bir mutabakatnamenin bulunduğunu, bu mutabakatnamede “…9647019 nolu dosya içerisinde değerlendirilen … plakalı aracımın yan sanayi, muadil ve eşdeğer parçalarla onarımının 21.500,00 TL’ye yapılmasını kabul ve taahhüt ederim. … A.Ş.’den bu hasarla ilgili başka ek bir talebimin olmayacağını bildiririm” şeklindeki açık, kayıtsız şartsız beyanın bulunduğunu, hasar hesabında taraflar arasında mutabık kalınan rakamların esas alınması gerektiğini, mutabakatnamede yazılı 21.500,00 TL’ye göre müvekkili tarafından ödeme yapıldığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için mutabakatnamenin varlığı haricinde yine de bir hasar hesaplaması yapılması gerekecekse, davaya konu aracın daha önce karıştığı kazalara ilişkin hasar dosyalarının tramer yazı cevabı doğrultusunda ilgili sigorta şirketlerinden celbinin gerektiğini istinaf nedenleri olarak ileri sürmekle kararın kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE : Dava, karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısından hasar ve değer kaybı bedeli istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle hasar bedeli talebinin kabulüne, değer kaybı talebinin reddine karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
KTK’nın 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir.
Somut uyuşmazlıkta davacıya ait araç ile davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu araç arasında gerçekleşen kaza sonucu davacıya ait aracın hasarlanması nedeniyle dava tarihinden önce 16.06.2017 tarihinde davacı ile davalı arasında düzenlenen “… Sigorta Genel Müdürlüğü’ne” başlıklı belgede, davacının, kendisine ait … plakalı aracın yan sanayi muadil ve eşdeğer parçalarla onarımının 21.500,00 TL’ye yapılmasını kabul ve taahhüt ettiği, … A.Ş.’den bu hasarla ilgili başka ek bir talebinin olmayacağını belirttiği anlaşılmıştır. İbra doğrultusunda davacıya 21.500,00 TL ödenmiştir. Mahkemece KTK’nun 111. maddesi uyarınca zarar tam karşılanmadığından ve eldeki dava 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığından ibraname makbuz hükmünde kabul edilip ödeme düşülerek bakiye 4.576,28 TL hasar bedeline hükmedilmiştir.
Mahkemece makine mühendisi bilirkişiden alınan raporda, 16.16.2017 tarihli ekspertiz raporunda davacıya ait aracın kaza nedeniyle hasarlanan parçalarının kazanın oluşu ve aracın çarpılan kısımları ile uyumlu olduğu, bu parçaların yenisi ile değiştirilmesi için 21.701,28 TL masraf gerektiği, parça bedelinden 4.576,28 TL indirim yapılarak parça bedelinin 17.125,00 TL hesaplandığı, 4.375,00 TL işçilik bedeli ile birlikte toplam hasar bedelinin 21.500,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Yargıtay’ın yerleşmiş kararlarında belirtildiği üzere davalı … ile anlaşmalı ya da yetkili servisleri arasında yapılan anlaşmalara göre iskonto uygulanması davacıyı bağlamayacak olup, davalı taraf iskonto indirimi yapılmadan davacının gerçek zararından sorumludur.
Davacı vekili dava dilekçesi ve değer artırım dilekçesi ile dava tarihinden önce düzenlenen mutabakatname ve ibranameye itibar edilmeyerek aradaki farka hükmedilmesini istemekle KTK’nın 111/2. maddesi gereğince ibranamenin iptali iradesini ortaya koymuştur. Mutabık kalındığı belirtilen 21.500,00 TL hasar bedelinin yedek parça bedeline iskonto uygulanması suretiyle tespit edilen bedel olup davacının gerçek zararını karşılamadığından taraflar arasında düzenlenen bu belge KTK’nın 111. maddesi kapsamında değerlendirilmiştir. Davalı tarafından yapılan ödeme ile bilirkişi tarafından gerçek zarar kriterine göre iskontosuz yedek parça bedeline göre KDV dahil tespit edilen hasar arasında fahiş fark bulunduğundan mahkemece yapılan ödeme makbuz hükmünde kabul edilerek tazminat miktarından mahsup edilmek suretiyle bakiye hasar bedeline hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davalı vekilinin istinaf itirazları reddedilmiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 312,60 TL’den peşin alınan 78,15 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 234,45 TL’nin davalıdan tahsiline,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.01.12.2022