Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2020/279 E. 2022/1800 K. 02.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/279
KARAR NO : 2022/1800

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14.11.2019
NUMARASI : 2017/1495 E. 2019/1180 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 02.12.2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02.12.2022

İzmir 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 14.11.2019 tarih 2017/1495 E. 2019/1180 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye hakim … tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili, davacıya ait … plakalı araç ile davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı … plakalı araçların karıştığı kazada davacının aracının hasar gördüğünü, davalı ZMMS şirketinin hasardan poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, belirterek; belirsiz alacak davası olarak fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 250,00-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, belirsiz alacak davası açılamayacağı, davalı şirketin sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, davacının başvurusu üzerine 21.500-TL ödeme yapıldığını, davalının ibra edildiğini, belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kazanın oluşumunda davalı sigortalısına ait … plaka aracın % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacının aracında yedek parça, işçilik ve KDV dahil 45.312.04-TL hasar meydana geldiği, aracın tamirinin ekonomik olmadığı, bu nedenle pert-total işlemine tabi tutulmasının gerektiği, davacı tarafa ait aracın sovtaj değeri olan 48.250,00-TL’nin aracın 2.el piyasa rayiç değerinden mahsubu neticesinde davacı tarafça talep edilebilecek tazminat tutarının 31.750,00-TL olduğu ve davalı sigorta şirketi tarafından ödenen 21.500,00-TL’lik kısmi ödemenin mahsubu ile sonuç olarak davacının talep edebileceği bakiye hasar tutarının 10.250,00-TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından ise sunulan ibraname kapsamında davacıya yapılan ödeme ile zarar arasında fahiş fark bulunduğundan ibranamenin makbuz hükmünde olduğu, belirtilerek; davacının davasının kabulüne 10.250,00-TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ : Davalı vekili, davacıya yapılan ödeme nedeniyle davalının ibra edildiğini, ibranamenin geçerli olduğunu, dava açılmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, pert sovtaj değerinin daha yüksek olması gerektiğini, itirazların dikkate alınmadığını belirterek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, trafik kazası nedeni ile davacının aracında oluşan zararın ZMMS kapsamında tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı … ve davacıya ait … plakalı araçların karıştığı trafik kazası nedeniyle davacının aracı zarar gördüğü, kusur ve hesap bilirkişi raporu ile olayın oluşumunda davalı sigortalı araç sürücüsünün % 100 oranında asli ve tam kusurlu, davacı araç sürücüsünün ise kusursuz olduğu, kaza tarihinde aracın mevcut haliyle ikinci el rayiç değerinin 80.000,00-TL, araçta oluşan gerçek zararın tamir bedelinin KDV dahil 45.312.04-TL olduğu, aracın tamirinin ekonomik olmaması göz önüne alındığında pert olarak kabul edilmesi gerektiği, pert / sovtaj değerinin ise 48.250,00-TL olduğu ve rayiç bedelden aracın pert olarak davacıya bırakılması nedeniyle sovtaj bedeli ve sigorta şirketi tarafından yapılan 27.500,00-TL ödemenin mahsubuyla davacının talep edebileceği hasar bedelinin 10.250,00-TL olduğu tespit edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. 85/1. ve 85/son maddeleri ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.(Yargıtay HGK’nun 15.6.2011 tarih ve 2011/17-142 E. – 2011/411 K., 22.2.2012 tarih ve 2011/17-787 E. – 2012/92 K., Yargıtay 17. HDBnın 20/05/2013 tairh ve 2012/8984 E. – 2013/7276 K. sayılı ilamları) Dolayısıyla, trafik kazası nedeni ile davacının zarardan davalı sigorta şirketinin, sigortalı sürücücünün kusuru oranında sorumlu olduğu amirdir. Zararın poliçe kapsamı dışında kaldığı hususunda ispat külfeti davalı sigorta şirketi üzerinde olup, sigorta şirketinin zararın poliçe kapsamı dışında kaldığını somut deliller ile ispat etmesi gerekir.
Sigorta şirketi poliçeden kaynaklanan tazmin borcunu yerine getirirken gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğundan, aracın onarımı yapılsın yada yapılmasın onarıma ilişkin fatura olsun yada olmasın hasar bedeli üzerinden hesaplanan KDV’yide zarar görene ödemek zorundadır.(Yargıtay 17 HDB’nın 05.06.2014 tarih ve 2014/9038 E. – 2014/9078 K. sayılı ilamı) Yine, hasar bedeli, araç rayicini % 50’si aştığı durumlarda aracın tamirinin ekonomik olmadığı açıktır. Bu durumda, araç pert total kabul edilerek aracın sovtaj bedeli de belirlenmek sureti ile hasarsız piyasa rayici ile sovtaj bedeli arasındaki farkın hasar miktarı olarak belirlenmesi gerekir.(Yargıtay 17. HDB’nın 18.05.2016 tarih ve 2016/3196 E. – 2016/6047 K. sayılı ilamı)
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Sorumluluğa İlişkin Anlaşmalar” başlıklı 111. maddesi uyarınca tazminat miktarlarına ilişkin anlaşmaların iptali koşulu belirlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece bunun re’sen dikkate alınması gerekir. Davanın iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması halinde ise önceki ödeme tarihi verilerine göre hesap yapılıp fahiş bir fark olup olmadığı değerlendirilmeli; şayet ödenmesi gereken tazminatı ile ödenmiş olan miktar arasında fahiş fark olduğu saptanırsa verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmelidir.( Yargıtay 4. HDB’nın 20.12.2021 tarih ve 2021/20621 E. – 2021/10611 K. Sayılı ilamı )
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olmasına, kusur ve hasarın anılan ilke ve esaslar ile örtüşecek şekilde olayın oluş şekli ve dosya kapsamına uygun olarak belirlenmesine, aracın ikinci el ve svotaj bedelinin piyasa rayiçlerine göre belirlenmesine, sigortacının davadan önce ödediği miktar ile ödemesi gereken miktar arasında açık yetersizlik bulunduğundan hak düşürücü süre içerisinde açılan eldeki davada davacının ibranın iptalini talep etme hakkı bulunmasına ve davadan önce verilen ibranın makbuz hükmünde olmasına, araç pert kabul edilerek sovtaj bedeli ile davadan önce yapılan ödemenin aracın kaza tarihindeki ikinci el rayiç bedelinden indirilmesine, bakiye miktarın poliçe limiti dahilinde hüküm altına alınmış olmasına, zararın poliçe kapsamı dışında kaldığının davalı sigorta şirketi tarafından ispat edilememiş olmasına, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir hukuka aykırılık bulunmamakla, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde değildir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı yönünden istinaf karar harcı olan 700,17 TL’den peşin alınan 125,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 575,15 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu nedeni ile davalının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02.12.2022